Rusya, Ulusal Refah Fonu için Türk lirası almayı değerlendiriyor

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

Rusya, Ulusal Refah Fonu için Türk lirası almayı değerlendiriyor

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

Rusya Merkez Bankası, Ulusal Refah Fonu’ndaki rezervlerde değerlendirmek için Türk lirası, yuan ve rupi satın alınmasına yönelik değerlendirme yapıldığını bildirdi.
Rusya Merkez Bankası tarafından yayımlanan raporda, bütçe kuralları çerçevesinde ilave petrol ve doğal gaz gelirleriyle ABD doları ve avro ile alım satım işlemlerinin yaptırımlardan ötürü imkansız hale geldiği belirtildi.
Yaptırım süreci nedeniyle, bütçe politikasının önemli ölçüde gevşetildiği ve belirlenen harcama sınırlarının aşıldığına işaret edilen raporda, yaptırımlar ve küresel petrol piyasasındaki değişikliklerin göz önünde bulundurularak, bütçe kurallarında değişikliklerin yapılmasına yönelik çeşitli seçeneklerin değerlendirildiği kaydedildi.
Rusya Maliye Bakanlığı’nın, bazı dost ülkelerin para birimleriyle çeşitli işlemler yapılmasına yönelik çalışma yaptığı bilgisine yer verilen raporda, “Rusya Maliye Bakanlığı, Ulusal Refah Fonu’nun yenilenmesi ve harcamaları için dost ülkelerin (Türk lirası, yuan, rupi ve diğerleri) para birimlerine yönelik bütçe kuralı yöntemine ilişkin bir işletim yöntemi uygulanması üzerine çalışıyor” ifadesine yer verildi.
Raporda, söz konusu adımın atılması halinde, bütçe kuralının ruble üzerindeki döngüsel etkisinin tekrar devam edeceği belirtildi.
Rusya, Ulusal Refah Fonu’nu desteklemek için daha önce dolar ve avro üzerinden işlem yapıyordu.
Ülkenin uluslararası rezervlerinin bir kısmını oluşturan Ulusal Refah Fonu'ndaki rezervler temmuzda 1,4 trilyon ruble artarak 12,1 trilyon rubleye (yaklaşık 201 milyar dolar) çıkmıştı.



İş stresi alkol tüketimini artırıyor: Çalışanların yüzde 64'ü etkileniyor

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

İş stresi alkol tüketimini artırıyor: Çalışanların yüzde 64'ü etkileniyor

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Yeni bir araştırmaya göre çalışanların neredeyse üçte ikisi iş kaynaklı stres veya baskılar nedeniyle daha fazla alkol tüketiyor.

Alcohol Change UK'in 2 bin çalışanla yaptığı ankete göre, Birleşik Krallık'ta çalışanların yüzde 64'ü işle ilgili nedenlerden dolayı alkol kullandığını bildirdi. Son 12 ayda artan tüketimin arkasında iş stresi, baskı ve kaygı var.

Her 10 kişiden 4'ü işle ilgili kaygılar nedeniyle alkol tüketimini artırdığını söylerken, katılımcıların yüzde 38'i iş stresiyle başa çıkmak için daha fazla içtiğini belirtti.

Üçte birinden fazlası işyerindeki baskı veya son teslim tarihleri nedeniyle daha fazla içki içerken, yüzde 29'u iş güvensizliği nedeniyle alkol tüketiminin arttığını söyledi.

Alcohol Change UK araştırma grubunun danışmanlık ve eğitim müdürü Jane Gardiner şunları söyledi:

Yaptığımız işler son derece çeşitli olsa da bu araştırma geçen yıl birçoğumuzun işle ilgili stres, kaygı, baskı ve iş güvensizliğini yönetmek amacıyla daha fazla alkol aldığını gösteriyor. Ancak alkol, yetersiz uykudan akşamdan kalmalığa, yüksek tansiyondan depresyona kadar birçok sağlık sorununa yol açarak genel sağlığımıza ve refahımıza ciddi zararlar verebilir. Bazıları için kısa süreli bir rahatlama sağlasa da zaman içinde stres, kaygı ve baskı duygularını daha da kötüleştirmesi ve istesek bile kurtulması zor bir kendi kendini tedavi etme döngüsüne yol açması daha olası.

Alkol Farkındalık Haftası'nın başlangıcı münasebetiyle yayımlanan araştırma, çalışanların işyerinde alkol konusunda önleyici eylem ve eğitim taleplerini ortaya koydu.

Bu yılın teması "Alkol ve iş", çalışma ortamlarının ve baskıların içki içme şeklimizi nasıl etkileyebileceğine ve nasıl daha sağlıklı, daha kapsayıcı işyeri kültürleri oluşturabileceğimize odaklanıyor.

Ankete katılan her 10 çalışandan 8'inden fazlası, işverenlerin işyerinde alkol konusunu ele almada bazı sorumlulukları olduğuna inanıyor. Ancak üçte birinden fazlası işyerinde alkol yerine ruh sağlığı hakkında konuşurken kendini daha rahat hissettiğini söyledi.

Gardiner sözlerini şöyle sürdürdü:

Son yıllarda işyerlerinde ruh sağlığı alanında görülen ilerlemenin bir yansıması olarak, konuşmaları teşvik etmek, şefkat ve desteği artırıp damgalanmayı azaltmak için, çalışanlardan alkol farkındalığı ve eğitimi konusunda bu kadar güçlü bir iştah görmek çok cesaret verici. Olumlu olan şu ki, çalışanlar alkolle ilgili sorunlarda reaktif müdahale yerine önleyici ve proaktif yaklaşımın daha etkili olduğunu kabul ediyor gibi görünüyor. İşte bu tür bir destek, alkolü tabu olmaktan çıkarmaya başlayacak, içki içme alışkanlıklarımızın genel sağlığımız ve refahımız üzerindeki etkisine dair farkındalık yaratacak ve önlenebilir alkol zararlarını daha meydana gelmeden önleyecek.

Independent Türkçe