Irak, Suriye’de tutuklanan 50 DEAŞ’lıyı teslim aldı

50 DEAŞ’lının iadesi Suriye’deki el-Hol Kampı’ndan yaklaşık 700 kişinin Irak’a dönmesinden bir gün sonra gerçekleşti.

Bağdat’ın batısında yerinden edilen Iraklıların kaldığı El-Amiriye Kampı (EPA)
Bağdat’ın batısında yerinden edilen Iraklıların kaldığı El-Amiriye Kampı (EPA)
TT

Irak, Suriye’de tutuklanan 50 DEAŞ’lıyı teslim aldı

Bağdat’ın batısında yerinden edilen Iraklıların kaldığı El-Amiriye Kampı (EPA)
Bağdat’ın batısında yerinden edilen Iraklıların kaldığı El-Amiriye Kampı (EPA)

Irak’ta Sadr Hareketi lideri Mukteda es-Sadr ve Koordinasyon Çerçevesi mensubu Şii hasımları arasındaki siyasi çatışmanın ortasında, Bağdat yönetimi dün (cumartesi), Suriye’de tutuklu bulunan DEAŞ terör örgütü üyesi 50 kişiyi teslim aldı. Bu gelişme, daha önce Suriye’deki El-Hol Kampı’nda kalan ve çoğunlukla DEAŞ’lı ailelerden oluşan yaklaşık 700 kişinin Irak’a dönmesinden bir gün sonra geldi.
Irak hükümetine bağlı Güvenlik Medya Ağı, terörist unsurlardan oluşan son grubun iadesiyle ilgili yaptığı yazılı açıklamada, “Ortak Operasyonlar Komutanlığı ortak koordinasyon ve iş birliği yoluyla DEAŞ çeteleri unsurlarından Irak vatandaşlığı bulunan 50 teröristi Suriye topraklarında tutuklanmasının ardından teslim aldı” ifadeleri kullanıldı.
İade sürecinin Rabia Sınır Kapısı üzerinden gerçekleştiği bilgisine yer verilen açıklamada, “İçişleri Bakanlığı Federal İstihbarat ve Soruşturma Departmanı, haklarında gerekli işlemleri yapmak üzere bu teröristleri teslim aldı. Ortak Operasyonlar Komutanlığı, yenilgiye uğratılan terör unsurları adil bir şekilde yargılanana kadar, onları ülke içinde ve dışında takip etmeye devam ediyor” denildi.
Güvenlik Medya Ağı, açıklamasında, DEAŞ unsurlarından oluşan başka bir grubun teslim alınıp alınmayacağına değinmezken, Ortak Operasyonlar Komutanlığı Sözcüsü Tahsin el-Hafaci, Irak devlet televizyonu El-Irakiyye’ye yaptığı açıklamada, söz konusu DEAŞ unsurlarının iade sürecinin Suriye ve özellikle Suriye Demokratik Güçleri (SDG) tarafıyla yapılan büyük iş birliğinin ardından gerçekleştiğini söyledi. Hafaci, “Teröristlerin iade süreci uzun zaman önce planlanmıştı. Bu, ortak temasların ve çalışmanın ürünüdür. Bu teröristlerden bazıları suçlu, tehlikeli, DEAŞ’ta yönetici ve birçok terör eyleminin sorumlusudur” dedi.
Irak’ın, Ekim 2017’de DEAŞ’a karşı askeri zafer ilan etmesinin üzerinden 5 yıl geçmesine rağmen örgütün Haziran 2014’te yükselişe geçmesi ve Irak topraklarının yaklaşık üçte birini işgal etmesinin etkileri devam ediyor. Nitekim hâlâ ülkede bulunan örgüt unsurları askeri ve sivillere saldırılar düzenliyor. Ayrıca örgüt sebebiyle Irak içinde ve dışına göçler sürüyor. Bu durum, güvenlik ve toplumsal sorunları da beraberinde getiriyor. Zira örgütle iş birliği yapan ailelerin çoğu veya DEAŞ ile bir bağlantısı olmadığı halde çatışma bölgesinden kaçanlar Irak ve Suriye’deki kamplarda yaşıyorlar.
Irak hükümeti cuma günü, Suriye’deki El-Hol Kampı’nda tutulan ve sayıları yaklaşık 700’e ulaşan yerinden edilmiş ailelerden oluşan dördüncü grubu teslim aldı. Bu ailelerin erkek üyelerinin çoğu DEAŞ üyesi. Göç ve Göçmenler Bakanlığı, teslim alınan grupta hasta, yaşlı, kadın ve çocukların olduğunu belirtti. Bakanlığın açıklamasında, “Güvenlik birimlerinden oluşan bir komite, dönmek isteyenlerle konuşmak, ardından onları Irak’a getirmek ve güvenlik bilgilerini soruşturmak için iki hafta önce El-Hol Kampı’na bir ziyaret gerçekleştirdi” ifadesi kullanıldı.
Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR), yaptığı açıklamada, “Irak’taki Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği’nin en büyük destekçisi vasfıyla, Irak’ta hayati öneme sahip yardımları desteklemek ve güçlendirmek için ABD’den yapılan cömert yardımı” memnuniyetle karşıladıklarını belirtti. Açıklamada, “ABD, Suriyeli mültecilere ve onların dışında DEAŞ olayları sebebiyle yerinden edilen Iraklı mültecilere ve ailelere yardım için 27.8 milyon dolar katkı sağladı” ifadeleri kullanıldı.
DEAŞ’ın yenilgisinin üzerinden 5 yıl geçmesine rağmen yerinden edilenler ve onlara ev sahipliği yapan toplumlar hâlâ desteğe ihtiyaç duyuyor. UNCHR’nin açıklamasına göre, 2022’de yaklaşık 1.2 milyon Iraklı kendi topraklarına geri dönemezken, Irak, çoğu Suriye'den gelen ve Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’nde yaşayan yaklaşık 300 bin mülteciye ev sahipliği yapıyor. Açıklamada, “Ülke içinde yerinden olanların dörtte biri şiddetten kaçarken, kaybettikleri sivil belgelere sahip değil ve bunları DEAŞ kontrolündeki bölgelerde yenileyemediler. Bunun bir sonucu olarak sivil belgesi olmayanlar, temel kamu hizmetlerine erişimde zorluklarla karşılaşıyor. Zira çocuklarını okullara kayıt yaptıramıyor ve sağlık hizmetlerine erişim sağlayamıyorlar. Ayrıca bu kişiler sosyal yardım ağlarından mahrumlar ve kontrol noktalarında tutuklanma riskiyle karşı karşıyalar” ifadeleri kullanıldı.



İsrail medyası: İsrail'in askerlerini çekme konusunda taviz vermesinin ardından Gazze görüşmelerinde ilerleme kaydedildi

İsrail, Gazze Şeridi'nden çekilme planına ilişkin yeni haritalar sundu. (AFP)
İsrail, Gazze Şeridi'nden çekilme planına ilişkin yeni haritalar sundu. (AFP)
TT

İsrail medyası: İsrail'in askerlerini çekme konusunda taviz vermesinin ardından Gazze görüşmelerinde ilerleme kaydedildi

İsrail, Gazze Şeridi'nden çekilme planına ilişkin yeni haritalar sundu. (AFP)
İsrail, Gazze Şeridi'nden çekilme planına ilişkin yeni haritalar sundu. (AFP)

Jerusalem Post gazetesi, İsrail'in ek tavizler içeren yeni çekilme haritaları sunmasının ardından Gazze Şeridi'ndeki ateşkes görüşmelerinde önemli bir ilerleme kaydedildiğini bildirdi.

Gazete, Mısırlı ve Katarlı arabuluculara sunulan yeni haritalara göre, İsrail'in Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus ile Refah arasındaki Morag Koridoru’nun kontrolünü fiilen bıraktığını belirtti.

Gazeteye konuşan bir kaynak, “Şu anda odak noktası Morag Koridoru değil, Refah bölgesindeki İsrail varlığıdır. Bu, mevcut tartışmalarda odak noktası olan konu” ifadelerini kullandı.

Kahire el-İhbariyye televizyon kanalı dün erken saatlerde, Mısır ve Katar'ın arabuluculuk çabaları ve Gazze Şeridi'ndeki ateşkes müzakerelerinde anlaşmazlık konusu olan maddeler üzerinde bir çözüme yaklaşıldığı konusunda iyimserlik olduğunu duyurdu.

İsrail, şu anda tartışılan 60 günlük ateşkes süresince Gazze Şeridi'ndeki varlığını önemli ölçüde azaltmayı kabul etti. Arap bir diplomat ve arabuluculuk çabalarına katılan bir kaynak, Times of Israel gazetesine verdikleri demeçte, bu tavır değişikliğinin önümüzdeki günlerde bir anlaşmaya varılmasına kapı açtığını ifade etti.

Kaynaklar, ABD'nin Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff'un baskısı üzerine İsrail'in, ateşkes süresince Gazze Şeridi'nden kısmi çekilme konusunda en katı taleplerinden vazgeçmeyi kabul ettiğini belirtti. Kaynaklar, Witkoff'un baskısı sayesinde İsrail'in sunduğu yeni haritalarda, İsrail ordusunun Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah ve Han Yunus şehirlerini ayıran Morag Koridoru’nda kalmasının öngörülmediğini de bildirdi.

İsrail ayrıca, Gazze Şeridi sakinlerinin bir araya getirilip güvenlik taramasından geçirileceği ve bölgeden ayrılmalarının engelleneceği tartışmalı bir ‘insani yardım şehri’ kurmayı umduğu Refah'taki varlığını azaltmayı da kabul etti.

Arap diplomat, İsrail'in Gazze Şeridi'nden çekilme konusundaki güncellenmiş önerisinin, İsrail'in ‘insani yardım şehri’ planını uygulama yeteneğini engelleyeceğini söylüyor.

Müzakerelere katılan kaynağa göre, arabulucular şu anda Doha'da Hamas müzakerecileriyle bir araya gelerek İsrail'in en son haritalarını inceliyorlar. Kaynak, bu haritaların Hamas'ın İsrail ordusunun 2 Mart'ta önceki ateşkesin çökmesinden önce işgal ettiği konumlara çekilmesi talebiyle büyük ölçüde uyumlu olduğunu belirtti.

Bu arada Hamas, İsrail'in kalıcı ateşkes taahhüdü talebinden vazgeçmeye hazır olduğunu; bunun karşılığında ABD Başkanı Donald Trump'ın, taraflar kalıcı ateşkes konusunda anlaşmaya varana kadar ateşkesin devam edeceğini kişisel olarak garanti etmesini istedi.

Hamas'ın kalıcı ateşkes talebinden vazgeçmesi ve İsrail'in geri çekilme kapsamından taviz vermesi ile arabulucular, Doha'da devam eden görüşmelerdeki en zorlu engellerin aşıldığına inanıyor. Bununla birlikte, Arap diplomat, tarafların insani yardım dağıtım mekanizmaları ve iki aylık ateşkes süresince serbest bırakılacak Filistinli mahkûmların sayısı ve kimlikleri konusunda anlaşmaya varmaları gerektiğini belirtiyor. Buna karşılık, on İsrailli esir canlı olarak serbest bırakılacak ve öldürülen on sekiz esirin cesetleri teslim edilecek.