İsrail, Abbas'ın yerine geçecek isimle ilgili artan anlaşmazlıkları takip ediyor

İsrail, Filistin İstihbaratı Başkanı Tümgeneral Tevfik Tiravi'nin görevden alınmasının ardından Abbas'ın yerine geçecek isimle ilgili anlaşmazlıkları takip ediyor.

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, İstiklal Üniversitesi'nin yeni Mütevelli Heyeti'ni kabul etti (WAFA)
Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, İstiklal Üniversitesi'nin yeni Mütevelli Heyeti'ni kabul etti (WAFA)
TT

İsrail, Abbas'ın yerine geçecek isimle ilgili artan anlaşmazlıkları takip ediyor

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, İstiklal Üniversitesi'nin yeni Mütevelli Heyeti'ni kabul etti (WAFA)
Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, İstiklal Üniversitesi'nin yeni Mütevelli Heyeti'ni kabul etti (WAFA)

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ın iktidardaki Fetih Hareketi (El Fetih) Merkez Komitesi’nin önde gelen üyesi ve Filistin İstihbaratı eski Başkanı Tümgeneral Tevfik Tiravi'yi güvenlik ve askeri bilimlerde çalışmalar sunan Filistin Yönetimi'ne bağlı tek üniversite olan İstiklal Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanlığı görevinden alma kararı, bugünlerde İsrail basınının gündeminde büyük bir yer tutuyor. Bunun nedeni, kararın, Filistinli üst düzey yetkililer ve subaylar arasındaki Abbas'ın yerine geçecek isim ile ilgili gerilimin arttığının en son göstergesi olmasından kaynaklanıyor.
Tiravi'nin Abbas'a yakınlığıyla bilinen Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) Yürütme Kurulu Genel Sekreteri Hüseyin eş-Şeyh'i eleştirdiği ve imajını bozduğu iddia edilen, ancak Tiravi'nin düzmece olduğunu öne sürdüğü bir ses kaydının sızdırılmasından günler sonra Abbas Pazartesi günü, Filistin İstihbaratı eski başkanını İstiklal Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanlığı görevinden aldı.
İsrail Kamu Yayın Kurumu (KAN) ve İsrail gazetesi The Jerusalem Post, Tiravi'nin görevden alınmasının ‘Abbas'ın yerine geçecek ismin kim olacağına dair mücadeledeki anlaşmazlıkların arttığının önemli bir göstergesi olduğuna’ işaret ettiler.
İsrail basınında yer alan haberlerde, İsrail’in gelişmeleri, güvenlik değerlendirmeleri çerçevesinde izlediği ve İsrail güvenlik güçlerinin ve üst düzey yetkililerin yıllardır gündeminde olan bir konu olan Abbas sonrası için yapılan düzenlemelere müdahale edebileceği belirtildi.
Öte yandan Tiravi'nin İstiklal Üniversitesi'ndeki görevinden alınmasının ardından evinin önünde güvenliğini sağlayan personel de geri çekildi. Tiravi (73) evini koruyan güvenlik görevlilerinin geri çekilmesinin nedenini bilmediğini ve görevden alındığını basından duyduğunu söyledi.
Anlaşmazlıklar, birçok Filistinlinin 61 yaşındaki Hüseyin eş-Şeyh'i Abbas'ın yerine geçmesi beklenen önde gelen bir isim olarak gördüğü bir zamanda ortaya çıkarken Tiravi'nin destekçileri de onu Abbas'ın yerine geçebilecek uygun bir aday olarak görüyor. Bunun yanında başka rakipler de var.
The Jerusalem Post gazetesi,  Tiravi’nin evini koruyan güvenlik güçlerinin geri çekilmesinin, görevden alınması sonrası bir prosedür olduğunu ve bunun Filistin Yönetimi tarafından, Abbas'ı ve Filistin Yönetimi’nin diğer önde gelen isimlerini eleştiren üst düzey Filistinli yetkilileri cezalandırmak için sıklıkla kullanıldığını aktardı. Gazeteye göre Abbas, bununla muhaliflerini ‘olduklarından daha önemsiz göstererek’ küçük düşürmeyi amaçlıyor.
Tiravi, son birkaç yılda Abbas da dahil olmak üzere Filistin Yönetimi’nin önde gelen isimlerini birçok kez eleştirdi ve onları mali yolsuzlukla ve kötü yönetmekle suçladı. The Jerusalem Post’a göre Tiravi ve Cibril er-Racub, Mahmoud el-Alul ve Azzam el-Ahmed başta olmak üzere El Fetih’in üst düzey bazı liderleri, Abbas’ın Hüseyin eş-Şeyh’i Filistin Yönetimi’nin bir sonraki lideri olmasının önünü açabilecek bir görev olan FKÖ Genel Sekreterliğine getirme kararına şiddetle karşı çıkıyor.
Tiravi’nin görevden alınması kararı, Filistin Yönetimi’nde sert geçen veraset savaşının bir başka işareti olduğunu söyleyen bazı El Fetih üyeleri için de sürpriz olurken Abbas'ın El Fetih içindeki muhaliflerinden kurtulmaya çalıştığını iddia ettiler.
El Fetih üyelerinden biri Tiravi'nin çok popüler ve etkili bir figür olduğunu ve özellikle mütevelli heyeti başkanlığını yaptığı İstiklal Üniversitesi mezunlarından çok sayıda destekçisinin olmasının Tiravi’nin konumunu güçlendirdiğini belirtti. El Fetih'in bir başka üyesi, Tiravi'ye karşı hareket etmenin El Fetih’i daha da parçalamasından ve liderleri arasındaki gerilimi artırmasından korktuğunu ifade etti.
Mahmud Abbas, İstiklal Üniversitesi için Filistin Devleti Başbakan Yardımcısı Ziad Abu Amr, FKÖ Yürütme Kurulu Üyesi Ahmed Mecdelani ve Fetih Hareketi Merkez Komitesi üyeleri; Azzam el-Ahmed, Ruhi Fettuh, El-Hac İsmail Cebr, Mecid Farac (Askeri İstihbarat Sorumlusu) Tümgeneral Yusuf el-Hilu (Güvenlik Güçleri Askeri Eğitim Heyeti Başkanı), Tümgeneral Nidal Ebu Duhan (Ulusal Güvenlik Direktörü), Tümgeneral Zekeriya Muslih (Askeri İstihbarat Direktörü), Tümgeneral Yusuf Dahlullah, Ziyad Heb er-Rih (İçişleri Bakanı), Tuğgeneral Abdulkadir et-Tamari, Leyla Ganam (Ramallah ve Bire kentleri valisi) ve Müsteşar Ali Muhenna’dan oluşan yeni bir mütevelli heyeti kurdu.
İstiklal Üniversitesi'nin yeni Mütevelli Heyeti üyeleri, El-Hac İsmail Cebr'i Tiravi’nin yerine Mütevelli Heyeti Başkanlığına seçti. Askeri İstihbarat Direktörü Tümgeneral Zekeriya Muslih ise Mütevelli Heyeti Genel Sekreteri seçildi.
Mahmud Abbas, yeni Mütevelli Heyeti’ne İstiklal Üniversitesi'nin Filistin’in güvenlik alanında nitelikli uzmanlar yetiştirme konusunda hem akademik hem de güvenlik açısından oynadığı büyük ve önemli rolü hatırlattı.
Tiravi’ye ait olduğu öne sürülen ve Hüseyin eş-Şeyh'e sert eleştirilerin yöneltildiği bir ses kaydının sosyal medyada sızdırılmasının ardından Abbas, Tiravi’yi görevinden aldı. Tiravi, ses kayıtlarını, fitne çıkarmak isteyenlerin düzmecesi olduğunu ve bu ses kayıtlarıyla hiçbir ilgisi olmadığını söyledi.
Abbas, daha önce de gerçekleştirilmeyen milletvekili seçimlerinde Fetih Hareketi ile yarışan bir seçim listesinin başını çeken Nasır Kidva’yı El Fetih Merkez Kurulu’ndan uzaklaştırmıştı. Bundan yıllar önce, 2011 yılında ise Muhammed Dahlan, El Fetih Merkez Kurulu’ndaki görevinden alındı. Dahlan, o dönem Filistin Ulusal Güvenlik Danışmanıydı.
Tel Aviv Üniversitesi Ulusal Güvenlik Araştırmaları Enstitüsü tarafından kısa bir süre önce yapılan bir araştırma, El Fetih’te merkezi bir kontrolün bulunmadığı, gruplara ayrılarak yerel talimatlara göre hareket edildiği ve bunun da Batı Şeria'daki istikrarı baltaladığı, Abbas'ın iktidarını zayıflattığı ve İsrail'i karmaşık bir meydan okuma ile karşı karşıya bıraktığı vurgulandı.



İsrail ordusu, Gazze'de bir Hamas liderinin öldürüldüğünü duyurdu

Gazze şehrine düzenlenen İsrail hava saldırısında hedef alınan bir araç (AFP)
Gazze şehrine düzenlenen İsrail hava saldırısında hedef alınan bir araç (AFP)
TT

İsrail ordusu, Gazze'de bir Hamas liderinin öldürüldüğünü duyurdu

Gazze şehrine düzenlenen İsrail hava saldırısında hedef alınan bir araç (AFP)
Gazze şehrine düzenlenen İsrail hava saldırısında hedef alınan bir araç (AFP)

İsrail ordusu, Gazze şehrinde bir Hamas liderini öldürdüğünü duyurdu. Şarku’l Avsat’ın İ24 NEWS’ten aktardığına göre dün Gazze şehrinde bir araca düzenlenen İsrail saldırısında dört kişi hayatını kaybetti. Saldırının Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları'nın Operasyon Komutanı Ala el-Hadidi'yi hedef aldığı belirtildi.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun ofisi dün, Hamas’ın Yahudi devletiyle olan kırılgan ateşkes anlaşmasını ihlal ettiğini gerekçe göstererek, İsrail'in Gazze Şeridi'nde beş üst düzey Hamas yetkilisini öldürdüğünü açıkladı.

Netanyahu'nun ofisi tarafından X platformu üzerinden yapılan paylaşımda şu ifadeler yer aldı: “Bugün Hamas, İsrail askerlerine saldırmak için teröristleri İsrail kontrolündeki bölgelere göndererek ateşkes anlaşmasını bir kez daha ihlal etti. Buna karşılık İsrail, beş üst düzey Hamas teröristini ortadan kaldırdı.”


Cenevre Görüşmeleri… ABD’den Ukrayna Savaşı’nı sonlandırma planına açık kapı

Cenevre Görüşmeleri… ABD’den Ukrayna Savaşı’nı sonlandırma planına açık kapı
TT

Cenevre Görüşmeleri… ABD’den Ukrayna Savaşı’nı sonlandırma planına açık kapı

Cenevre Görüşmeleri… ABD’den Ukrayna Savaşı’nı sonlandırma planına açık kapı

ABD, Ukrayna ve Avrupa’dan yetkililer pazar günü İsviçre’nin Cenevre kentinde bir araya gelerek, ABD Başkanı Donald Trump’ın Ukrayna’ya yönelik barış planını ele alacak. Kiev’de ise bu planın “zorunlu bir teslimiyet” anlamına gelebileceği endişesi hâkim. Washington ise önerinin nihai bir teklif olmadığını vurguluyor.

Trump, yaklaşık dört yıldır süren savaşın sona erdirilmesine yönelik planına Kiev’in 27 Kasım tarihine kadar onay vermesini istemişti. Ancak Ukrayna, taslakta Rusya lehine görülen bazı maddelerde değişiklik yapılmasını talep ediyor.

Rus vizyonu tartışması

ABD yönetimi, planın Amerikan resmi politikasını yansıttığını belirterek, Senato üyelerinin Dışişleri Bakanı Marco Rubio’nun planı “Rusya’nın dilek listesi” olarak nitelediği iddiasını reddetti.

xscd
ABD Başkanı Donald Trump'ın Ukrayna Özel Temsilcisi Keith Kellogg, Kiev'de Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy ile bir araya geldi (Reuters)

28 maddelik taslak, Ukrayna’nın bazı topraklardan vazgeçmesini, ordusunun küçültülmesini ve ülkenin NATO’ya katılmama taahhüdünü içeriyor.

Trump, cumartesi günü yaptığı açıklamada planın “nihai teklif” olmadığını, amacının çatışmaları “bir şekilde” durdurmak olduğunu söyledi. ABD’nin Ukrayna Özel Temsilcisi Keith Kellogg da metni “devam eden bir çalışma” olarak nitelendirdi.

Avrupalı müttefikler ise hazırlık sürecine dahil olmadıkları plana temkinli yaklaşıyor ve daha fazla geliştirilmesi gerektiğini belirtiyor. G20 zirvesi sırasında Kiev’in elini güçlendirecek karşı öneriler üzerinde çalışıldı.

ABD Heyeti Cenevre’de

Dışişleri Bakanı Marco Rubio bugün (Pazar)Cenevre’ye ulaştı. ABD’nin diplomatik temsilcilerinden Steve Whitkov’un da görüşmelere katılması bekleniyor. ABD Kara Kuvvetleri Sekreteri Daniel Driscoll ise Kiev’de Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy ile görüştükten sonra Cenevre’ye geçiş yaptı.

Rubio sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, barış planının ABD tarafından hazırlandığını belirterek, “Bu, devam eden müzakereler için güçlü bir çerçeve sunuyor. Rusya’nın katkılarının yanı sıra Ukrayna’nın önceki ve mevcut önerilerini de içeriyor” dedi.

Rusya’nın katılımı belirsiz

Zelenskiy, başmüzakereci görevine Andriy Yermak’ın getirildiğini duyurdu. Kararnamede müzakerelere “Rusya Federasyonu temsilcilerinin” de katılmasının öngörüldüğü ifade edildi; ancak Moskova’dan bu konuda resmi bir açıklama gelmedi.

Zelenskiy, “Barışı sağlamak için atılması gereken adımlar konusunda ortaklarımızla istişarelerde bulunacağız” dedi. Ukrayna lideri, temsilcilerinin ülkenin ulusal çıkarlarını savunmayı bildiğini ve “Rusya’nın üçüncü kez saldırmasını engelleyecek” şekilde hareket edeceklerini vurguladı.

Avrupa’dan güvenlik vurgusu

İngiltere Başbakanı Keir Starmer, üst düzey yetkililerin Cenevre’de “ilerleme kaydetmek” için bir araya geleceğini söyleyerek, Ukrayna’ya güçlü güvenlik garantileri verilmesinin önemini vurguladı. İngiltere’nin ulusal güvenlik danışmanı Jonathan Powell’ın da toplantıya katılacağı belirtildi.

cdfg
Trump ve Putin, geçen Ağustos ayında Ukrayna'daki savaşın sona erdirilmesini müzakere etmek için yaptıkları görüşmenin ardından düzenlenen basın toplantısında el sıkışıyor (Reuters)

İtalya’nın güvenlik danışmanı Fabrizio Saggio’nun da Cenevre’ye gideceği bildirildi. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ise AB, Fransa ve Almanya’dan güvenlik yetkililerinin görüşmelere katılacağını açıkladı.

Johannesburg’daki G20 toplantısı sırasında Starmer, Macron ve Almanya Şansölyesi Friedrich Merz, Trump’ın planını ele almak üzere bir araya geldi. Görüşmeye Avustralya, Kanada ve Japonya’dan yetkililer de katıldı.

Liderler, yayımladıkları ortak açıklamada ABD planının “üzerinde çalışılması gereken bir temel” olduğunu kaydetti. Açıklamada ayrıca “sınırların güç yoluyla değiştirilemeyeceği” ve Ukrayna ordusuna getirilebilecek kısıtlamaların ülkeyi gelecekte risk altında bırakabileceği uyarısı yer aldı.

fgb
Rusya Savunma Bakanlığı'nın 18 Kasım'da yayımladığı bir videodan alınan bir karede, bir Rus askerinin Ukrayna'da açıklanmayan bir konumda bulunan Ukrayna ordusu mevzilerine top mermisi ateşlediği görülüyor. (EPA)

Macron, planın Ukrayna’nın NATO ilişkileri ve AB’de dondurulan Rus varlıkları gibi Avrupa’yı ilgilendiren kritik konular içerdiğini belirterek, “Hepimiz güçlü ve kalıcı bir barış istiyoruz. Bu barış tüm Avrupalıların güvenliğini gözetmelidir” dedi.

Kiev’de kritik günler

Zelenskiy, cuma günü yaptığı ulusa sesleniş konuşmasında Ukrayna’nın tarihinin en zor dönemlerinden birinden geçtiğini söyledi. Trump’ın planına alternatif öneriler sunacağını belirterek, ülkeye yönelik baskının “çok yoğun” olduğunu dile getirdi.

Ukrayna lideri, ülkesinin “onurunu kaybetmek ile en önemli müttefikini kaybetme riski arasında çok zor bir seçimle” karşı karşıya kalabileceğini ifade etti.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ise planın nihai barış için “temel oluşturabileceğini” söyledi ancak Ukrayna’nın masadan çekilmesi halinde daha fazla toprak alacağı tehdidinde bulundu.


İran: Batı’nın UAEA’ya müdahalesi uluslararası ilişkileri zedeliyor

İran Dışişleri Bakanlığı sözcüsü İsmail Bekayi (İRNA)
İran Dışişleri Bakanlığı sözcüsü İsmail Bekayi (İRNA)
TT

İran: Batı’nın UAEA’ya müdahalesi uluslararası ilişkileri zedeliyor

İran Dışişleri Bakanlığı sözcüsü İsmail Bekayi (İRNA)
İran Dışişleri Bakanlığı sözcüsü İsmail Bekayi (İRNA)

İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü İsmail Bekayi bugün(Pazar) yaptığı açıklamada Batılı ülkelerin Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’nın (IAEA/UAEA) çalışmalarına müdahale ettiğini savunarak, bu tutumun ajansın diğer ülkelerle ilişkilerini “ciddi şekilde zorlaştırdığını” söyledi.

Başkent Tahran’da düzenlediği basın toplantısında konuşan Bekayi, İran ile UAEA arasında herhangi bir arabuluculuğa ihtiyaç olmadığını vurgulayarak, Kahire’de taraflar arasında sağlanan son mutabakatın “geçerliliğini yitirdiğini” dile getirdi.

Washington’un nükleer müzakerelerde “ciddiyetten uzak davrandığını” öne süren Bekayi, ABD’nin diplomatik teamüllere uygun hareket etmediğini ifade etti. Sözcü, UAEA’nın da ABD ile İsrail’in “siyasi baskılarına boyun eğdiğini” iddia etti.

Bekayi, ABD’yi “dünyanın en büyük istikrarsızlık kaynağı” olarak tanımlarken, Sudan’daki çatışmalara ilişkin değerlendirmesinde de ülkedeki gelişmelerin “son derece kaygı verici” olduğunu belirtti. Sözcü, Sudan’daki gerilimin tırmanmasından “Washington’un sorumlu olduğunu” ileri sürdü.