Irak yargısı, Meclis’i feshetme konusunda son sözünü söyleyeceği kritik bir haftaya giriyor

KDP ‘sonuçlarının kabul edilmesi’ şartıyla erken seçimlerin yapılmasını kabul etti.

Sadr destekçileri Meclis önünde gösteri düzenliyor (EPA)
Sadr destekçileri Meclis önünde gösteri düzenliyor (EPA)
TT

Irak yargısı, Meclis’i feshetme konusunda son sözünü söyleyeceği kritik bir haftaya giriyor

Sadr destekçileri Meclis önünde gösteri düzenliyor (EPA)
Sadr destekçileri Meclis önünde gösteri düzenliyor (EPA)

Irak Federal Yüksek Mahkemesi bugün (pazar) Meclis’in feshedilmesiyle ilgili şikayetleri kabul etmeye başlıyor. Yargı otoritesinin Meclis’i feshetme yetkisinin olup olmadığı konusunda hukuk uzmanları arasında görüş ayrılıkları bulunuyor. Sadr Hareketi lideri Mukteda es-Sadr geçen hafta Yüksek Yargı Konseyi Başkanı Faik Zeydan’dan, anayasal görevlerini yerine getirmekte başarısız olduğu gerekçesiyle Meclis’in feshedilmesini talep etti. Sadr, destekçilerinden, Meclis’in feshedilmesiyle ilgili şikayetlerini Federal Yüksek Mahkemesi’ne sunmasını istedi. Sadr bu şikayetlere, Anayasa’nın öngördüğü tüm sürelerin aşılmasına rağmen Meclis’in, cumhurbaşkanını seçememesi ve hükümeti kuramaması kanıtlarını temel göstermelerini talep etti.
Sadr, Meclis’i feshetme kararı çıkarması için yargıya bu hafta sonuna kadar süre tanırken, Meclis’in çıkaracağı herhangi bir kararı tanıyacağını ilan etmedi hatta yargının Meclis’in feshedilmesi konusunda başka bir görüş benimsemesi halinde farklı bir tavır alacaklarını vurguladı. Sadr’ın bu açıklamalarına paralel olarak, Şii Koordinasyon Çerçevesi, Yeşil Bölge içindeki Meclis binasının kapıları önünde düzenlenen oturma eylemini ve Meclis’te cuma namazı kılınmasını, Sadr Hareketi ve liderinin yargıya baskı uygulaması şeklinde nitelendirdi. Koordinasyon Çerçevesi destekçileri de Bağdat’ta büyük gösteriler düzenledi. Bağdat’taki bu gösterilere destek vermek amacıyla Basra ve Ninova vilayetlerinden de gösteriler düzenlendi.
Koordinasyon Çerçevesi gösterilerini organize edenler, Yeşil Bölge’nin asma köprü cephesinde düzenlenen gösterilerin süresiz oturma eylemine dönüştüğünü ilan etti. Bu açıklama Sadr Hareketi’ne karşı bir güç gösterisi olarak değerlendiriliyor. Gözlemcilere göre, Sadr Hareketi destekçilerinin oturma eylemleri, Meclis’i feshetmesi için yargı üzerinde baskı oluşturmayı amaçlarken, Koordinasyon Çerçevesi gösterilerinin oturma eylemine dönüştürme kararı da yargının “Sadr Hareketi’nin şantajlarına boyun eğmemesi”ni hedefliyor. Hukuk uzmanları, ister Yüksek Yargı Konseyi ister Federal Yüksek Mahkeme olsun, yargı otoritesinin Meclis’i feshetme yetkisinin olup olmadığı hususunda ikiye bölünmüş durumda. Çeşitli siyasi taraflar da Meclis’in feshedilmesi ve erken seçimlere gidilmesi konularında diyalog çağrısı yapmaya devam ediyor.


Koordinasyon Çerçevesi’nin Bağdat Yeşil Bölge girişindeki oturma eylemi (AFP)

Mesut Barzani liderliğindeki Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) diyaloğu desteklediklerini ve bazı şartların sağlanması halinde erken seçimlerin düzenlenebileceğini açıkladı.
KDP’nin açıklamasında şu ifadelere yer verildi:
“Ülkenin menfaatini gözetmek ve Irak’ı karşı karşıya bulunduğu risklerden korumak için Irak’taki siyasi liderleri şu süreçte sorumluluk almaya çağırıyoruz. Ülkeyi mevcut çıkmazdan kurtarmak için tüm tarafları Irak Anayasası ilkeleri temelinde verimli ve başarılı diyalog yürütmek adına ciddi, gerekli ve acil adımları atmaya davet ediyoruz. Bu nedenle, Irak’ta gerçekçi bir reform ve değişim süreci gerçekleştirmek ve mevcut durumu iyileştirmek amacıyla tüm tarafların seçimlerin nihai sonuçlarını olduğu gibi onaylayacaklarını ve Irak’ta önceki seçim tecrübelerinin tekrarlanmayacağını taahhüt etmelerinin ardından erken seçimlerin düzenlenmesi üzerinde anlaşma sağlanabilir.”
Hukuk uzmanı Emir ed-Daami, Şarku’l Avsat’a verdiği demeçte, “Meclis’in feshedilmesi için başvurulabilecek birçok yol var. Bu yollardan biri Medeni Kanunu’nun 59’uncu maddesidir. Ayrıca şahsı maneviden bahseden 74’üncü maddeye göre Meclis, görevlerini veya uğrunda kurulduğu amaçları yerine getirememesi halinde feshedilebilir ve Anayasa’ya göre seçimler yapılabilir. Anayasa’nın 64’üncü maddesi Meclis’in feshedilmesi konusunda başka bir mekanizma içeriyor. Yargı muhtemelen bu mekanizmaya başvuracak. Diğer yollardan biri de Cumhurbaşkanı’nın, Meclis’in üzerine düşen görevleri yerine getirememesini gerekçe göstererek Meclis’i feshetme kararı çıkarması için yargıya başvurmasıdır” diye konuştu.
Hukuk uzmanı Ali et-Tamimi de Anayasa’nın öngördüğü sürelerin açılması ve Meclis de dahil olmak üzere anayasal kurumların başarısız olması nedeniyle Federal Mahkeme’nin Meclis’i feshedebileceğini savundu. Tamimi, konuyla ilgili değerlendirmesinde, “Federal Mahkeme, Medeni Kanunu’nun, Meclis’in anayasal rolünde başarısız olması ve anayasal süreleri aşmasıyla ilgili 47’nci ve 59’uncu maddeleri uyarınca Meclis’i feshedebilir. Medeni Kanun’da yer alan genel ilkeler Meclis’in görevini yerine getirememesi halinde yargının Meclis’i feshedebileceğini söyler. Anayasa’nın 93’üncü ve 94’üncü maddelerine göre Federal Mahkeme’nin kararları bağlayıcıdır” ifadelerini kullandı.



Gazze'de İç Güvenlik yetkilisi Zemzem’e suikast: İçişleri Bakanlığı soruşturma başlattı

Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)
Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)
TT

Gazze'de İç Güvenlik yetkilisi Zemzem’e suikast: İçişleri Bakanlığı soruşturma başlattı

Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)
Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)

Filistin Enformasyon Merkezi, Gazze Şeridi'ndeki İç Güvenlik Teşkilatı yetkililerinden Yarbay Ahmed Zemzem’in bu sabah Gazze Şeridi'nin orta kesiminde yer alan Megazi Mülteci Kampı’nda silahlı kişiler tarafından düzenlenen silahlı saldırıda öldürüldüğünü bildirdi.

Gazze İçişleri Bakanlığı tarafından yapılan kısa basın açıklamasında, ilgili makamların Yarbay Ahmed Zemzem suikastıyla ilgili ‘derhal soruşturma başlattığı’ ve suikasta karışan şüphelilerden birini tutukladığı, diğer şüphelilerin izini sürme çabalarının ise devam ettiği belirtildi. Açıklamada olayın arkasındaki koşulları ve nedenleri ortaya çıkarmak için çalışmaların sürdürüldüğü ifade edildi.

Olay, İsrail ordusunun dün akşam Gazze şehrinin batısındaki er-Raşid Caddesi’nde bir araca düzenlenen baskında Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları liderlerinden Raid Saad'ı öldürdüğünü açıklamasının üzerinden 24 saat geçmeden meydana geldi. İsrail, Saad'ın öldürüldüğü saldırıyla, Gazze'deki ateşkes anlaşmasını bir kez daha ihlal etti.


Cezayir’de Kabiliyeliler ‘MAK’ ayrılıkçı projesine karşı birleşti

Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)
Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)
TT

Cezayir’de Kabiliyeliler ‘MAK’ ayrılıkçı projesine karşı birleşti

Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)
Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)

Cezayir’de Kabiliye bölgesi, ayrılıkçı “MAK” hareketinin Fransa’da ilan etmeyi planladığı “bağımsız Kabiliye devleti” girişimine karşı dikkat çekici bir toplumsal mobilizasyona sahne oldu. Cezayir yönetiminin, ülkenin toprak bütünlüğünü hedef almakla suçladığı bu girişime karşı bölgede çeşitli protesto ve farkındalık faaliyetleri gerçekleştirildi.

Başkent Cezayir’in yaklaşık 250 kilometre doğusunda bulunan ve Kabiliye’nin en büyük kentlerinden biri olan Becaia (Bejaia) vilayetinde, vatandaşlar ve yerel aktörler ulusal birliğe zarar verecek her türlü projeye karşı olduklarını ortaya koyan çok sayıda inisiyatif gerçekleştirdi. Kent genelinde çok sayıda ev ve iş yerinin cephelerine Cezayir bayraklarının asıldığı gözlemlendi.

Becaia Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü tarafından “Cezayir tek ve bölünmezdir” sloganıyla düzenlenen, ulusal bayraklarla süslenmiş araçlardan oluşan bir konvoy, kent merkezinden hareket ederek çeşitli cadde ve köyleri dolaştı. Öte yandan Becaia Üniversitesi öğrencileri yayımladıkları bildiride, ayrılıkçı MAK hareketinin projesini reddettiklerini belirterek, “Cezayir’in birliği ve egemenliğine” olan bağlılıklarını vurguladı.


HDK, Güney Kordofan'daki BM karargahına saldırdı: Altı Bangladeşli asker öldürüldü

Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)
Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)
TT

HDK, Güney Kordofan'daki BM karargahına saldırdı: Altı Bangladeşli asker öldürüldü

Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)
Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)

Sudan’da Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) dün, kuşatma altındaki Güney Kordofan eyaletinin yönetim şehri Kadugli şehrine insansız hava aracı (İHA) ile düzenlediği bir saldırıyla şehirdeki Birleşmiş Milletler (BM) karargahını hedef aldı. Saldırıda en az altı Bangladeşli asker öldürüldü. Öte yandan şehirdeki bazı insani yardım kuruluşları ve BM ajansları, kötüleşen güvenlik durumu nedeniyle personelini tahliye etmeye başladı.

BM Abyei Geçici Güvenlik Misyonu (UNISFA) tarafından yapılan açıklamada, Kadugli'deki BM merkezine düzenlenen İHA’lı saldırıda ‘altı askerin öldürüldüğü ve altı askerin yaralandığı’ duyuruldu. UNISFA tüm kurbanların Bangladeşli olduğunu ekledi.

Öte yandan Bangladeş Başbakanı Muhammed Yunus, yaptığı açıklamada olaydan dolayı ‘derin üzüntüsünü’ dile getirdi.

BM Genel Sekreteri António Guterres ise Sudan'daki UNISFA askerlerine yönelik saldırıların ‘haksız ve savaş suçu niteliğinde’ olduğunu vurguladı.

Guterres, sosyal medya platformu X hesabından yaptığı paylaşımda, UNISFA askerlerini hedef alanlardan hesap sorulması çağrısında bulundu.

Sudan Egemenlik Konseyi saldırıyı kınadı

Öte yandan Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi, saldırıyı ‘uluslararası insani hukukun ciddi bir ihlali ve açık bir ihlali’ olarak nitelendirdi.

Konsey tarafından yapılan açıklamada, ‘korunan bir BM tesisini hedef almanın, organize terörizme eşdeğer tehlikeli bir tırmanış ve suç teşkil eden bir davranış olduğu, uluslararası hukuku kasıtlı olarak hiçe saydığı’ vurgulandı.

sd
Sudan ordusu komutanı Korgeneral Abdulfettah el-Burhan (AFP)

Saldırıdan HDK’yı sorumlu tutan konsey, BM ile uluslararası topluma BM tesislerinin korunması için ‘kararlı tutumlar ve caydırıcı önlemler almaları’ çağrısında bulundu.

HDK dün, kuşatma altındaki Güney Kordofan eyaletinin yönetim şehri Kadugli şehrine İHA’lı saldırı düzenleyerek BM karargahını hedef aldı ve en az altı sivili öldürdü. Bunun üzerine şehirdeki bazı insani yardım kuruluşları ve BM ajansları, kötüleşen güvenlik durumu nedeniyle personelini tahliye etmeye başladı.

Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi, saldırıyı ‘uluslararası insani hukukun ciddi bir ihlali ve açık bir ihlali’ olarak nitelendirdi. Konsey tarafından yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı:

“Korunan bir BM tesisini hedef almak, organize terörizme eşdeğer tehlikeli bir tırmanma ve suç teşkil eden bir davranış olup, uluslararası hukuku kasıtlı olarak hiçe sayma ve insani yardım ve uluslararası misyonların çalışmalarını doğrudan tehdit etme anlamına gelir.”

dfrgt
BM Genel Sekreteri António Guterres (Reuters)

HDK, bu saldırıyı, BM Genel Sekreteri António Guterres’in HDK’yı ‘kötü güçler’ olarak nitelendirdiği, HDK’nın ise BM'yi ‘çifte standart’ uygulamakla suçladığı açıklamasından iki sonra gerçekleşti.

Birçok kaynak, HDK'nın Kadugli şehrine İHA’lı saldırı düzenlediğini bildirdi. Şehirde dumanlar yükseldiği görüldü. Fransız Haber Ajansı AFP’ye konuşan bir sağlık kaynağı, BM karargahına düzenlenen İHA’lı saldırıda en az altı sivilin öldüğünü söyledi.

Bölge sakinleri kaçıyor

Sudan merkezli bir haber sitesi, HDK'ya bağlı Sudan Kurucu İttifakı’nın (Te’sis) perşembe günü Kadugli sakinlerine askeri çatışma ve operasyon bölgelerini terk etmeleri çağrısında bulunduğunu aktardı. Haberde, bu çağrının bölge sakinleri tarafından geniş çapta dikkate alındığı, bu göç dalgasının savaşın patlak vermesinden bu yana en büyük dalga olduğu ve bölgeden kaçanların çoğunluğunun kadınlar, çocuklar ve yaşlılar olduğu belirtildi.

Al Sudania News sitesi, Sudan Kurucu İttifakı liderinin yaptığı açıklamada, ittifakın ‘sivilleri korumaya ve Kadugli'den gönüllü tahliyeleri kolaylaştırmaya tam olarak kararlı olduğunu’ söylediğini aktardı.

İttifak lideri, ‘tüm vatandaşlara hayatlarını korumak için çatışmalardan uzak durmaları çağrısını’ yineledi.

Bu gelişmeler yaşanırken Güney Kordofan eyaletinde askeri çatışmalar daha fazla bölgeye yayılıyor ve bunların sivillerin insani durumuna etkisi konusunda endişeler artıyor.

Sudan Ordusu, Güney Kordofan eyaletindeki Kadugli, Dilling ve Abu Jubayhah olmak üzere son üç şehri kontrol ediyor.

Sudan Kurucu İttifakı, geçtiğimiz temmuz ayında, Muhammed Hasan et-Taişi liderliğinde paralel bir hükümetin kurulduğunu açıklayan HDK'nın da dahil olduğu bir siyasi ittifak.

Hartum'da kitlesel gösteriler düzenlendi

Öte yandan dün binlerce Sudanlı, başkent Hartum ve ülkenin diğer şehirlerinde kitlesel gösteriler düzenleyerek, HDK'ya karşı savaşan orduyu destekledi. HDK ise, ülkedeki savaşı sona erdirmek için gösterdiği çabaları boşa çıkarmak amacıyla uluslararası toplumun önünde vatandaşları istismar etmemesi konusunda uyarıda bulundu.

Yürüyüşler, Sudan ordusu ile birlikte savaşan silahlı gruplar ve İslamcı hareketlerle koordineli olarak Seferberlik ve Halk Direnişi Yüksek Komitesi’nin çağrısı üzerine düzenlendi.

efrgt
Cumartesi günü Port Sudan'da ordu yanlısı yürüyüş (AFP)

Seferberlik ve Halk Direnişi Yüksek Komitesi lideri Korgenereal Beşir Mekki el-Bahi, geçtğimiz ay, Kordofan’ın tüm cephelerinde orduyu desteklemek için genel seferberlik ilan edildiğini ve bazı eyaletlerde eğitim kamplarının açıldığını duyurdu.

Bahi, komite tarafından yayınlanan açıklamasında şunları söyledi:

“Bu yaygın halk ayaklanması, Sudan halkının gerçek iradesini yansıtıyor ve ulusal devlet kurumlarının üzerinde hiçbir meşruiyet olmadığını teyit ediyor.”

Şarku’l Avsat, aralarında Hartum, Port Sudan, Medeni, Dongola, Sennar ve Halfa’nın bulunduğu, Sudan ordusunun kontrolündeki eyaletlerin başkentlerinde düzenlenen yürüyüşleri yerinde takip etti.

HDK'nın yaygın ihlallerine tanık olan El Cezire eyaletinin merkezindeki onlarca belde ve küçük köyde de dayanışma gösterileri düzenlendi.

Protestocular, Sudan ordusuna destek çağrısı yapan pankartlar açarken ‘Tek ordu, tek halk’ sloganları attı. Bazı protestocular ise HDK'nın terör örgütü olarak sınıflandırılması çağrısında bulunan sloganlar attı.

Öte yandan başta Sivil Demokratik Devrimci Güçler İttifakı (Sumud) olmak üzere savaş karşıtı güçler, ‘Barışa ve demokrasiye evet. Savaşa, askeri yönetime hayır’ sloganıyla sosyal medyada yaygın olarak paylaşımların yapıldığı bir kampanya başlattı.