Hizbullah destekçileri “kutsal bıçaklamayı” kutluyor

Salman Rüşdi’ye saldıran Hadi Matar, Şii nüfusun yoğunlukla yaşadığı Güney Lübnan kökenli

Şii Lübnan Hizbullahı Genel Sekreteri Hasan Nasrallah’ın, Salman Rüşdi’yi bıçaklayan Hadi Matar’ın doğum yeri olan Yarun beldesinin girişinde çekilmiş bir fotoğrafı (Reuters)
Şii Lübnan Hizbullahı Genel Sekreteri Hasan Nasrallah’ın, Salman Rüşdi’yi bıçaklayan Hadi Matar’ın doğum yeri olan Yarun beldesinin girişinde çekilmiş bir fotoğrafı (Reuters)
TT

Hizbullah destekçileri “kutsal bıçaklamayı” kutluyor

Şii Lübnan Hizbullahı Genel Sekreteri Hasan Nasrallah’ın, Salman Rüşdi’yi bıçaklayan Hadi Matar’ın doğum yeri olan Yarun beldesinin girişinde çekilmiş bir fotoğrafı (Reuters)
Şii Lübnan Hizbullahı Genel Sekreteri Hasan Nasrallah’ın, Salman Rüşdi’yi bıçaklayan Hadi Matar’ın doğum yeri olan Yarun beldesinin girişinde çekilmiş bir fotoğrafı (Reuters)

Lübnan Hizbullah’ına bağlı medya kuruluşları, edebiyatçı yazar Salman Rüşdi’nin bıçaklanma olayını, temelde uluslararası haber ajanslarında bildirilenlerin bir kısmına dayanarak kısaca bildirmekle yetindi. Dün geç saatlere kadar Hizbullah’tan olayla ilgili herhangi bir açıklama yapılmadı.
Hizbullah’ın yayın organı Al-Manar TV’nin haber sitesi, Rüşti’yi “Şeytan Ayetleri kitabının yazarı” olarak tanımlandı.
Hizbullah destekçileri Twitter üzerinde, söz konusu bıçaklama haberini, saldırıyı gerçekleştiren genci ‘kahraman’ ve ‘cesur’ olarak nitelendiren “Mukaddes (Kutsal) Bıçaklama” hashtagini kullanarak yorumladı.
Resmi bir Lübnanlı kaynak, cuma günü New York’ta Hint asıllı İngiliz yazar Salman Rüşdi’yi bıçaklayan kişinin Lübnan asıllı olan, ABD’de doğup büyüyen Hadi Matar olduğunu belirtti.
Şii mezhebine mensup olan Matar, Lübnan’ın güneyinde İsrail sınırındaki Nebatiye vilayetindeki Bint Cubeyl semtinde bulunan Yarun beldesinden. Yarun Belediye Başkanı Ali Tahfe, yaptığı basın açıklamalarında “Yazar Salman Rüşdi’yi bıçaklayan genç Hadi Matar’ın ebeveynleri Yarun kasabasından olmasına rağmen Hadi, ABD doğup büyüdü” ifadelerine yer verdi. Matar’ın babasının Yarun’da yaşamış olduğunu ancak annesinin ABD’de yaşadığını belirtti. 
Tahfe, Yarun halkının medya aracılığıyla haberleri takip ettiğini ve hiçbirinin Hadi Matar’ı tanımadığını açıkladı.
Basında yer alan bilgilere göre, Matar Lübnan vatandaşlığına sahip ve daha önce Lübnan’ı ziyaret etmişti. Diğer yandan Janoubia haber sitesi, Hadi’nin ebeveynlerinin ayrı olduğunu, Kaliforniya’da yaşadıklarını ve ailenin Lübnan’ı çok nadir ziyaret ettiğini açıkladı.
Lübnan kamuoyunda saldırgan Hadi Matar’ın Hizbullah ile olan ilişkisi tartışılıyor.



Hükümet, Suriye'nin kuzeyinde Kürt kontrolündeki bölgelerde sınav düzenlemeyi planlıyor

 Suriye'nin kuzeydoğusundaki Kamışlı şehrinde bir okulda kız öğrenciler (Şarku'l Avsat)
 Suriye'nin kuzeydoğusundaki Kamışlı şehrinde bir okulda kız öğrenciler (Şarku'l Avsat)
TT

Hükümet, Suriye'nin kuzeyinde Kürt kontrolündeki bölgelerde sınav düzenlemeyi planlıyor

 Suriye'nin kuzeydoğusundaki Kamışlı şehrinde bir okulda kız öğrenciler (Şarku'l Avsat)
 Suriye'nin kuzeydoğusundaki Kamışlı şehrinde bir okulda kız öğrenciler (Şarku'l Avsat)

 

Suriye Eğitim Bakanlığı'ndan üst düzey bir eğitim kaynağı, Bakanlığın, ana gücü Kürtler olan Suriye Demokratik Güçleri (SDG) tarafından kontrol edilen kuzeydoğu Suriye bölgelerinde genel ve temel ortaöğretim sınavlarının düzenlenmesi için bir anlaşma duyurmak üzere olduğunu açıkladı. Bu anlaşma, bölgede yaşayan öğrencilere ve sakinlere final sınavlarına kendi bölgelerinde girme imkânı tanıyacak.

Bu kaynaklara göre, Kamışlı, Haseke, Rakka ve Deyrizor kırsalında dört sınav merkezinin açılacağı duyurulacak. Merkezlerin denetimini, Millî Eğitim Bakanlığı ile Suriye'nin kuzey ve kuzeydoğusunda Kürt nüfusun yaşadığı bölgeleri yöneten "Özerk Yönetim"in Eğitim Kurumu yetkilileri birlikte yürütecek. Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) da tarafsız gözlemci olarak katılacak.

Bu anlaşma, temel eğitim ve genel lise sınavlarına kayıtlı 25 binden fazla öğrenciyi kapsıyor. Bu öğrenciler, Haseke vilayetinden ve sadece bu vilayetin şehirlerinden geliyor. Ayrıca, Rakka vilayetinde ve Deyrizor vilayetinin kuzey ve doğu kırsalında, devlet okullarına devam eden binlerce öğrenci var. Geçen yılın sonunda Esed rejimin düşmesinden önce güvenlik bölgelerinde resmi müfredatla eğitim gördüler.

Öğrencilerin aileleri, sınavların düzenlenmesi için Şam ve Kamışlı arasında yürütülen görüşmelerin sonucunu sabırsızlıkla bekliyorlar, çünkü sınavların başlangıç tarihi önümüzdeki ayın başında.

Milli Eğitim Bakanlığı kaynakları, Şam vilayetlerinde ve Suriye içinde çocuklarını kayıt ettirenlerin, sınavlar başlamadan önce, kayıtlarını bulundukları bölgelerdeki yeni merkezlere aktarabileceklerini açıkladı. Milli Eğitim Bakanlığı, bölgedeki yaşam ve ekonomik koşulların kötüleşmesi, alandaki dalgalanmalar ve genel gelişmeler nedeniyle bugüne kadar kayıt yaptıramayanlar için kayıt süresini uzatacak ve kapıları yeniden açık tutacak.

Rakka kentindeki bir sınav salonundan (Eğitim Bakanlığı'nın resmi sayfası)Rakka kentindeki bir sınav salonundan (Eğitim Bakanlığı'nın resmi sayfası)

Özerk Yönetim Eğitim Otoritesi Başkanı Halef el-Matar, Şarku'l Avsat'a yaptığı açıklamada, Şam yönetiminin kontrolündeki bölgelerde sınav düzenlenmesi konusunda Şam'dan resmi bir yanıt beklediklerini söyledi. Yetkililerin, "UNICEF ve Şam'daki hükümetin Eğitim Bakanlığı ile iletişim kurarak öğrencilerin haklarını güvence altına almak için yoğun çaba sarf ettiğini" vurguladı.

Bu eğitim yetkilisi, Şam Eğitim Bakanlığı'nın, yönetimin ilkokuldan ortaokula ve üniversiteye kadar olan eğitim kademelerini müfredata bağlamasının ardından, "Özerk Yönetim"in eğitim müfredatlarını ve mevcut okullarını tanımasını talep etti.

"Özerk Yönetim" yetkilileri, Şam hükümetinin, Kürtçe ve Süryanice öğrenmek isteyen öğrencilere, seçme özgürlüğünü velilere ve öğrencilere bırakarak, Kürtçe ve Süryanice dersleri tahsis etmesini ve "Özerk Yönetim" üniversitelerinin, yani Kamışlı'daki "Rojava", Rakka'daki "El-Şark" ve Halep'in doğu kırsalındaki Ayn el-Arab ("Kobani") kentindeki üç üniversiteyi, devrik rejimden sonra İdlib ve Halep kentlerindeki diğer özel üniversitelerle aynı doğrultuda resmen tanımasını ve resmileştirilmesini talep ediyor.

Bu eğitim girişimleri, Genel İstihbarat Müdürü Hüseyin es-Seleme'nin, Suriye Demokratik Güçleri (SDG) komutanı Mazlum Abdi ile Deyrizor kırsalındaki el-Ömer petrol sahasında, geçen mart ayında Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara ile imzalanan anlaşmanın uygulanması amacıyla bu ayın 5'inde dördüncü müzakere oturumunu gerçekleştirmesinin ardından geldi. Anlaşma, SDG güçlerinin, ona bağlı sivil kurumların ve yerel yönetim meclislerinin Suriye devlet yapısına entegre edilmesini öngörüyor.

Suriye Eğitim Bakanı Muhammed Turko, geçen ay "Özerk Yönetim" yetkilileriyle eğitim konusuna ilişkin ön mutabakatlara varıldığını açıklamıştı.

Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu'nun (UNICEF) Suriye'deki savaş ve çatışmaların eğitim üzerindeki etkisine ilişkin bir raporunda uyarıda bulunduğunu belirtmekte fayda var. Raporda, çatışmalar ve savaşların eğitim altyapısını tahrip etmesi sonucu binlerce çocuğun eğitiminde ciddi aksamalarla karşı karşıya kaldığı belirtildi. Raporda ayrıca, iktidardaki otoritelerin Suriye'deki öğrencilerin eğitim geleceğini kurtarmak için acil ve hızlı önlemler almaması halinde, örgütün “nesiller boyu sürecek bir felaket” olarak nitelendirdiği durumun ortaya çıkabileceği belirtildi.