Çalışma: 6 bin yıl önce karpuz acı ve ölümcüldü

Eski dönemlerdeki karpuz cucurbitacin adlı zehirli bir madde içeriyordu (AFP)
Eski dönemlerdeki karpuz cucurbitacin adlı zehirli bir madde içeriyordu (AFP)
TT

Çalışma: 6 bin yıl önce karpuz acı ve ölümcüldü

Eski dönemlerdeki karpuz cucurbitacin adlı zehirli bir madde içeriyordu (AFP)
Eski dönemlerdeki karpuz cucurbitacin adlı zehirli bir madde içeriyordu (AFP)

Yeni bir bilimsel araştırmaya göre, yaklaşık 6 bin yıl önce yetiştirilen karpuz acı bir tada sahipti ve yenilmesi halinde insanları öldürebilirdi.
The Independent gazetesinin haberine göre, bilim insanları Kuzey Afrika’daki atalarımızın karpuzun kırmızı kısmını yemek yerine kesip attığını ve sadece tohumları yediklerini keşfetti.
Araştırmacılar bunu, eski tohumların genomik bir analizini yaparak ortaya çıkardı.
Arkeologlar tarafından Libya’daki bir arkeolojik kazı sırasında bulunan eski tohumlar, mevcut karpuz genomuyla karşılaştırıldı.
Eski tohumda yapılan incelemede, o dönemdeki karpuzlarda cucurbitacin adı verilen zehirli olabilecek bileşiklerden dolayı çok acı bir tadı olduğu keşfedildi.
Bilim insanları, bu maddenin kusmaya, mide kramplarına ve ishale veya bazen ölüme neden olabileceğini bildirdi.
St. Louis’deki Washington Üniversitesi’nde biyoloji profesörü olan Susan Renner, “Bu genetik analiz, Neolitik Çağ’daki Libyalıların acı karpuz yetiştirdiğini gösterdi. Şu anda kurutulmuş veya kavrulmuş olarak yenen tohumları elde etmek için meyveleri kullandıklarından kesinlikle şüpheliyiz” dedi.
Molecular Biology dergisinde yayınlaman çalışmaya göre, araştırmacılar ısı dalgaları, yangın ve kuraklık olasılığını artıran iklim değişikliğinin gıda mahsulleri üzerinde olumsuz etkileri olabileceğini ve karpuz, salatalık ve kabak gibi kabakgiller ailesinde cucurbitacin maddesinin salınımını artırabileceğini buldu.



Uzmanlar uyardı: Yaşlanmaya ilgili yaygın bir varsayım yanlış olabilir

Yeni bir çalışma yaşlanmanın, iltihaplanmanın nedeni olmayabileceğini öne sürdü (Unsplash)
Yeni bir çalışma yaşlanmanın, iltihaplanmanın nedeni olmayabileceğini öne sürdü (Unsplash)
TT

Uzmanlar uyardı: Yaşlanmaya ilgili yaygın bir varsayım yanlış olabilir

Yeni bir çalışma yaşlanmanın, iltihaplanmanın nedeni olmayabileceğini öne sürdü (Unsplash)
Yeni bir çalışma yaşlanmanın, iltihaplanmanın nedeni olmayabileceğini öne sürdü (Unsplash)

Yeni bir çalışma, vücudun yaşlanmaya verdiği doğal tepkiye dair uzun süredir kabul gören bir inanışın yanlış olabileceğini öne sürüyor.

Yaşa bağlı iltihaplanma (inflammaging), ilerleyen yaşla birlikte gelişen kronik, düşük dereceli bir iltihaplanma şeklidir. İltihaplanma vücudu yaralanma veya enfeksiyona karşı korur.

Kronik iltihaplanmanın yaşlanma sürecini hızlandırdığı ve Alzheimer hastalığı, artrit, kanser, kalp hastalığı ve Tip 2 diyabet gibi çeşitli sağlık sorunlarına katkıda bulunduğu düşünülüyor.

Araştırmacılar çoğu yaşlı kişinin yaşlandıkça iltihaplanmadan muzdarip olacağına uzun zamandır inanıyor.

Ancak bu hafta Nature Aging'de yayımlanan çalışma, sanayileşmemiş bölgelerdeki insanların kentsel bölgelerdekilerden farklı şekilde iltihaplanma deneyimlediğini ve bunun arkasında başka bir neden olabileceğini tespit etti.

Araştırmacılar, Bolivya Amazonları'ndan Tsimane ve Malezya Yarımadası'ndan Orang Asli olmak üzere sanayileşmemiş iki yerli nüfusun yaşantısını İtalya ve Singapur'dan iki grupla karşılaştırdı. 4 gruptan 18 ila 95 yaşındaki yaklaşık 2 bin 800 yetişkinden alınan kan örneklerini karşılaştırdılar.

Kronik enflamasyonun net bir şekilde yaşlanmayla bağlantılı olmayabileceğini, bunun yerine beslenme biçimi, yaşam tarzı ve çevresel faktörlerin önceden  sanılandan daha büyük rol oynadığını buldular.

Çalışma ayrıca sanayileşmemiş gruplardaki iltihaplanmanın, katılımcılar yaşlandıkça artmadığını da gösterdi.

Columbia Üniversitesi'nde çevre sağlığı bilimleri doçenti ve çalışmanın ortak yazarı Alan Cohen bulguların, iltihaplanmanın "şu anda anladığımızdan daha karmaşık" olduğuna işaret ettiğini söylüyor.

The Independent'a konuşan Cohen, "Tsimane ve Orang Asli tüm bu yönlerden bizden farklı" diyor. 

Çalışmamızın anlamı, daha aktif olmamız gerektiğini söylemekten ziyade biyolojiyi iyi anladığımız ve onu hher yönüyle kontrol edebileceğimiz düşüncesine meydan okumak. Yani bu bir uyarıdır: Özellikle iltihaplanmayı azaltmak için belirli gıdaları tüketmekten ve haftalık popüler sağlık trendlerini takip etmekten kaçının.

Öte yandan diğer uzmanlar bu çalışmadan yola çıkarak kesin yargılara varmadan önce bir uyarıda bulunuyor.

Yale Yaşlanma Araştırmaları Merkezi Direktörü Vishwa Deep Dixit, New York Times'a yaptığı açıklamada kirliliğe daha az maruz kalan kişilerde kronik hastalık oranlarının daha düşük çıkmasının şaşırtıcı olmadığını belirtiyor. Virginia Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden farmakoloji alanında öğretim üyesi olan Bimal Desai ise bulguların değerli tartışmalara yol açması gerektiğini ancak "yaşa bağlı iltihaplanma anlatısını baştan yazmadan önce" daha fazla çalışmaya ihtiyaç duyulduğunu ekliyor.

Independent Türkçe