İsrail, katılımcı ülkelerin mazeret bildirmelerinin ardından ‘İbrahim Anlaşmaları’ kutlamalarını iptal etti

15 Eylül 2020'de Beyaz Saray'ın bahçesinde yapılan İbrahim Anlaşmaları imza töreni (AFP)
15 Eylül 2020'de Beyaz Saray'ın bahçesinde yapılan İbrahim Anlaşmaları imza töreni (AFP)
TT

İsrail, katılımcı ülkelerin mazeret bildirmelerinin ardından ‘İbrahim Anlaşmaları’ kutlamalarını iptal etti

15 Eylül 2020'de Beyaz Saray'ın bahçesinde yapılan İbrahim Anlaşmaları imza töreni (AFP)
15 Eylül 2020'de Beyaz Saray'ın bahçesinde yapılan İbrahim Anlaşmaları imza töreni (AFP)

Arap ülkeleri temsilcilerinin büyük bir kısmı, İsrail hükümetinin, İbrahim Anlaşmalarının imzalanmasının ikinci yıl dönümünü kutlamak üzere yapmayı planladığı konferansa katılımlarının İsrail parlamento seçim kampanyasına müdahale olarak algılanabileceği gerekçesiyle törene iştirak edemeyeceklerini bildirdi. İsrail hükümeti ise önümüzdeki Eylül ayında yapılması planlanan konferansı iptal etmek zorunda kaldı.
İsrail Bölgesel Kalkınma Bakanı Esawi Frej, söz konusu konferansa katılmalarının seçim kampanyasına müdahale olarak yorumlanabileceğinden endişe eden Arap delegelerin yönelimine saygı duyduğunu ifade etti. Frej, konferansın, yalnızca İsrailliler için yapılmasının bir yararı olmayacağı için İsrail hükümeti tarafından iptal edildiği açıkladı.
Mevcut hükümet döneminin sona ermesinden sonra siyaseti bırakacağını dile getiren Frej, konferansın iptalini bir kayıp olarak değerlendirerek, kendisinden sonra yerine gelecek bakanın seçimlerden sonra alternatif bir konferans düzenlemeye çalışacağını umduğunu belirtti.
İsrail hükümeti, Knesset dağılmadan önce konferans için hazırlıklara başlamış ve konferansın dışişleri bakanları düzeyinde gerçekleşmesi için ‘İbrahim Anlaşmaları’ ülkeleri, yani BAE, Bahreyn, Fas ve Sudan ile temaslarda bulunmuş, konferans tarihi olarak 12 Eylül’ü belirlemişti. Ancak hükümetin düşmesinden ve seçimlerin yenilenmesi kararından sonra Araplar konferansa katılmaktan tereddüt ederek, programa katılamayacakları kararlarını bildirdiler.
Şarku'l Avsat, iptal edilen konferansın İbrahim Anlaşmalarını geliştirmek ve genişletmek için gerçekleştirilebilecek bir dizi sivil konuyu ele alacağı bilgisine ulaştı. Bunlardan bazıları şu şekilde:
- Ürdün Nehri üzerindeki Şeyh Hüseyin Köprüsü ve ana yollar gibi sınır geçişlerindeki altyapıyı genişletmek ve geliştirmek için İsrail üzerinden Körfez ülkelerine bir kara ticaret yolu açmak ve bu yolları uluslararası yollara dönüştürmek.
- Gazze Şeridi'ndeki yapısal sorunları çözmek için Mısır, İsrail ve Körfez ülkeleri ortaklığıyla bölgesel projeleri ilerletmek.
- Ukrayna'daki savaş nedeniyle ortaya çıkan enerji, gıda ve su krizi
- Fas Dışişleri Bakanı Nasır Bourita'nın katılımıyla İsrail'de Fas büyükelçiliğinin açılması ve anlaşmaların diğer Arap ve İslam ülkelerini de kapsayacak şekilde genişletilmesi.
Frej, yaptığı açıklamada, “Sanat, spor, sinema gibi her alanda barışı destekleyen eğilimlerin güçlendirilmesi, aşırılıkçı dini duruş ve fikirlerin zayıflatılması, hoşgörü, ibadet özgürlüğü ve bir arada yaşama değerlerinin ilerletilmesi amacıyla eğitim ve kültür alanındaki girişimlerin derinleştirilmesi hedeflendi. Bu, sadece devletler ve hükümetler arasında kalmamalı. Hükümetlerin değişip halkların baki kaldığı göz önüne alındığında, halklar arasındaki ilişkilerin gelişimi daha fazla önem arz eder” dedi.
İbrahim Anlaşmaları 13 Ağustos 2020'de, eski ABD Başkanı Donald Trump'ın haftalarca süren gizli diplomatik çabaları sonrasında BAE Veliaht Muhammed bin Zayed ve İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu ile üçlü bir telefon görüşmesi yaptığını ve yeni bir barış anlaşmasına varıldığını duyurmasıyla başlatılmıştı. Trump, İsrail ile BAE arasında resmi diplomatik ilişkilerin kurulmasına ilişkin ortak açıklama metnini kamuoyuna okumuş, adını tüm tek tanrılı dinlerin babası olarak kabul edilen Hz. İbrahim'den alan İbrahim Anlaşmaları ile son çeyrek asırda bölgedeki en önemli siyasi yolun temelleri atılmıştı. Anlaşmanın duyurulmasından sonraki dört ay içinde, İsrail ile dört ülke (BAE, Bahreyn, Sudan ve Fas) arasında siyasi anlaşmalar imzalandı. O zamandan bugüne geçen iki yıl boyunca, İbrahim Anlaşmalarını imzalayan ülkelerin her birinde İsrail diplomatik temsilcilikleri açıldı. Tel Aviv ile Abu Dabi, Dubai, Manama, Kazablanka ve Marakeş arasında direkt uçuşlar başladı. Söz konusu ülkelerden çok sayıda bakan, askeri yetkili, politikacı ve ekonomist karşılıklı ziyaretlerde bulunarak, çeşitli alanlarda iş birliği anlaşmaları imzaladı. İş adamları grupları da mevcut fırsatları incelemek ve iş birliği modelleri hazırlamak için inisiyatif aldı. Ayrıca sivil toplum alanında da onlarca ilerleme kaydedildi. Ticari iş birliği ve ekonomik anlaşmalar, İbrahim Anlaşmalarını imzalayan ülkeler arasında, doğrudan yatırım da dahil olmak üzere, ticaret verilerinde yüksek bir artışa yol açtı. Bunun yanı sıra, BAE’li ve Faslı öğrenciler, akademik kurumlarda ve araştırma enstitülerinde ders almak veya üniversitede okumak amacıyla İsrail'de öğrenim görmeye başladılar. Bu gelişme, İbranice dilini öğrenme talebi artırdı. Ayrıca İsrail ile BAE arasında vize muafiyeti anlaşması ve Bahreyn ve Fas'a seyahat etmek isteyen İsraillilere elektronik vize verilmesi gibi adımlar, İsraillilerin bu ülkelere seyahatlerini New York veya Washington'a seyahat etmekten çok daha kolay hale getirdi.



Erdoğan: İsrail, Gazze'de hayatın normale dönmesine izin vermeli

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti'nin düzenlediği bir etkinlikte konuşurken, 9 Aralık 2025 (Cumhurbaşkanlığı)
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti'nin düzenlediği bir etkinlikte konuşurken, 9 Aralık 2025 (Cumhurbaşkanlığı)
TT

Erdoğan: İsrail, Gazze'de hayatın normale dönmesine izin vermeli

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti'nin düzenlediği bir etkinlikte konuşurken, 9 Aralık 2025 (Cumhurbaşkanlığı)
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti'nin düzenlediği bir etkinlikte konuşurken, 9 Aralık 2025 (Cumhurbaşkanlığı)

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bugün yaptığı açıklamada, İsrail’in verdiği sözleri yerine getirmesi ve Gazze’de ateşkese tam anlamıyla uyması gerektiğini söyledi.

Erdoğan, İsrail’in Gazze Şeridi’nde hayatın yeniden normale dönmesine izin vermesi gerektiğini vurguladı.

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ise İsrail’in Filistin’in birçok kentinde etnik temizlik uyguladığını ifade etti.

İstanbul’da konuşan Fidan, Türkiye’nin Gazze Şeridi’nde ateşkes anlaşmasının ihlallerini durdurmak için çalıştığını belirterek, ülkesinin bu anlaşmaya varılmasında arabulucularla birlikte etkin bir rol oynadığını kaydetti.

İsrail ile Hamas arasında, ABD Başkanı Donald Trump’ın barış planı çerçevesinde Şarm eş-Şeyh’te yapılan görüşmelerde mutabakata varılmış, anlaşma geçtiğimiz ekim ayında yürürlüğe girmişti.

Gazze’de iki yıldır süren çatışmayı sona erdirmeyi amaçlayan Trump planının bir sonraki aşamasını hayata geçirmek için görüşmeler sürüyor.

Plan, Gazze Şeridi'nde uluslararası bir barış konseyi tarafından denetlenen ve çok uluslu bir güvenlik gücü tarafından desteklenen geçici bir Filistin teknokrat yönetimi kurulmasını öngörüyor. Ancak bu gücün oluşturulması ve yetki alanı konusunda yürütülen müzakerelerin zorlu geçtiği belirtiliyor.


Erdoğan, Karadeniz'in "çatışma bölgesine" dönüştürülmesine karşı uyarıda bulundu

Rusya'nın Ukrayna'nın Çornomorsk limanına düzenlediği saldırının ardından çıkan yangını söndürme çalışmaları (Reuters)
Rusya'nın Ukrayna'nın Çornomorsk limanına düzenlediği saldırının ardından çıkan yangını söndürme çalışmaları (Reuters)
TT

Erdoğan, Karadeniz'in "çatışma bölgesine" dönüştürülmesine karşı uyarıda bulundu

Rusya'nın Ukrayna'nın Çornomorsk limanına düzenlediği saldırının ardından çıkan yangını söndürme çalışmaları (Reuters)
Rusya'nın Ukrayna'nın Çornomorsk limanına düzenlediği saldırının ardından çıkan yangını söndürme çalışmaları (Reuters)

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, son haftalarda yaşanan bir dizi saldırının ardından, Karadeniz'in Rusya ve Ukrayna arasında bir "çatışma bölgesi" haline gelmemesi konusunda bugün uyarılarda bulundu.

Anadolu Ajansı’nın (AA) haberine göre Cumhurbaşkanı Erdoğan uçakta gazetecilere yaptığı açıklamada, "Karadeniz bir çatışma bölgesi olarak görülmemeli. Bu ne Rusya'ya ne de Ukrayna'ya fayda sağlayacaktır. Karadeniz'de herkesin güvenli denizcilik yollarına ihtiyacı var" ifadelerini kullandı.

Dışişleri Bakanlığı bugün yaptığı açıklamada, Ukrayna'nın Çornomorsk limanında ticari gemilere yapılan saldırının, Ankara'nın mevcut savaşın Karadeniz'e sıçramasıyla ilgili endişelerini doğruladığını ifade etti.

Açıklamada, dün Ukrayna'nın Çornomorsk limanında Türk şirketine ait yabancı bandralı bir gemiye zarar veren saldırının, "bölgedeki devam eden savaşın Karadeniz'e sıçraması ve bunun deniz güvenliği ve seyrüsefer özgürlüğü üzerindeki etkisine ilişkin daha önce dile getirdiğimiz endişelerimizin geçerliliğini teyit ettiği" belirtildi.

Açıklama şöyle devam etti: "Bu vesileyle, Rusya ve Ukrayna arasındaki savaşa acilen son verilmesinin önemini bir kez daha teyit ediyor ve Karadeniz'deki gerginliğin durdurulması amacıyla, her iki taraftaki denizcilik güvenliğini, enerji tesislerini ve liman altyapısını hedef alan saldırıların askıya alınması gerektiğinin altını çiziyoruz."


Hamaney'in halefliği mücadelesinde “gölge filo” petrol milyarderlerinin oynadığı rol

ABD Hazine Bakanlığı, Muhammed Hüseyin Şemhani'nin gölge filosunun büyüklüğünü 50'den fazla gemi olarak tahmin ediyor (AFP)
ABD Hazine Bakanlığı, Muhammed Hüseyin Şemhani'nin gölge filosunun büyüklüğünü 50'den fazla gemi olarak tahmin ediyor (AFP)
TT

Hamaney'in halefliği mücadelesinde “gölge filo” petrol milyarderlerinin oynadığı rol

ABD Hazine Bakanlığı, Muhammed Hüseyin Şemhani'nin gölge filosunun büyüklüğünü 50'den fazla gemi olarak tahmin ediyor (AFP)
ABD Hazine Bakanlığı, Muhammed Hüseyin Şemhani'nin gölge filosunun büyüklüğünü 50'den fazla gemi olarak tahmin ediyor (AFP)

The Maritime Executive dergisi, İran’ın Dini Lideri Ali Hamaney'in sağlığının kötüye gittiğini belirten bir makale yayınladı. Makalede Hamaney’in halefi meselesinin artık açıkça tartışıldığı, bu durumun rejim içinde bir iktidar mücadelesinin yaşanma olasılığını artırdığı vurgulandı.

Bu gelişmeler, Batı'nın yaptırımlarını aşmak için ağlar kuran petrol milyarderleri için özellikle büyük önem taşıyor.

Makaleye göre İran rejiminin üst düzey yetkilileri, rejimin hayatta kalmasını ve iktidar çevresine yakın olanlara büyük karlar sağlayan yolsuzluk ağlarına ve suç gruplarına güveniyor.

Dini Lider Hamaney'in halefi konusunda yapılan tartışmalarda iki isim öne çıkıyor. Her ikisi de İran petrolünün ihracatından sorumlu ‘gölge filosunun’ faaliyetlerinden büyük servetler elde ederken, bu faaliyetleri nedeniyle uluslararası yaptırımlar listesine alındı.

Dergi, bu kişilerin faaliyetlerinin kesin kayıtlarının, yarı yasal ticari cephelerin arkasında aracı rollerini gizleme yetenekleri nedeniyle kamuya tam olarak açık olmadığını vurguluyor. Ancak, mevcut bilgiler, kâr güdüsünün Batı'nın kısıtlamalarına uymaktan daha ağır bastığı için belirli faaliyetlere devam etmelerine rağmen, yaptırım listelerine dahil edilmelerini haklı göstermek için yeterliydi.

Hamaney’e yakınlığıyla bilinen eski Ulusal Güvenlik Danışmanı Ali Şemhani’nin oğlu Muhammed Hüseyin Şemhani, bu isimler arasında en öne çıkanlardan biri. Şarku’l Avsat’ın aktardığı Independent Persian kaynaklı analize göre 2011'den bu yana, şirketleri Admiral ve Milavous aracılığıyla ‘İran petrolünü Rusya petrolüyle karıştırmak ve sevkiyatların nereden yapıldığının anlaşılmasını engellemekle’ suçlanan Hüseyin Şemhani, yıllarca bu petrolü prestijli Batılı petrol şirketlerine satmayı başardı.

Aynı yıl Avrupa yaptırımlarına tabi tutuldu ve en son Avrupa yaptırım güncellemesinde Rusya’nın ‘gölge filosu’ operasyonlarının kilit ismi olarak tanımlandı. Buna rağmen Şemhani, Milavous'un faaliyetlerine veya İran'ın Rusya'ya insansız hava aracı (İHA) sevkiyatına herhangi bir şekilde dahil olduğunu reddediyor.

ABD Hazine Bakanlığı, 30 Temmuz 2025 tarihinde, bağlantılı oldukları gerekçesiyle aralarında Marvis, Armada Global, Koban Shipping, Kryos Shipping ve Fractal Marine şirketlerinin de olduğu Birleşik Arap Emirlikleri’ndeki (BAE) onlarca şirkete de yaptırım uyguladı. Bakanlık, İran’ın gölge filosunda 50'den fazla geminin olduğunu tahmin ediyor.

Geniş bir bağlantı ağına sahip olan İranlı iş adamı Babek Zencani, 2013 yılında yolsuzlukla suçlandı ve tutuklandı. Uzun süre hapis yatan Zencani, 2021 yılında, organize yolsuzluk ve ticaret ağı aracılığıyla Petrol Bakanlığı'nın gelirlerinden 2,7 milyar dolar çalma suçlamasıyla ölüm cezasına çarptırıldı. Ancak 2024 yılında, Hamaney’in emriyle cezası 20 yıl hapis cezasına çevrildi ve daha sonra serbest bırakılarak faaliyetlerine geri döndü.

Zencani'nin sahibi olduğu BAE merkezli Sorinet Grup Holding, kozmetik, finans ve bankacılık hizmetleri, oteller, ticari havacılık, altyapı, inşaat malzemeleri, bilgi teknolojisi ve uluslararası gayrimenkul geliştirme alanlarında, Türkiye, Tacikistan, Malezya ve Çin'de faaliyet gösteriyor. Zencani, 2013 yılında net servetini yaklaşık 13,5 milyar dolar olarak açıklamıştı.

O yıla kadar sürdürdüğü ticari faaliyetleri, özellikle yaptırımları atlatmak amacıyla petrol ve ilgili fonların nakliyesinde oynadığı rol ve İran Devrim Muhafızları Ordusu (DMO) ile bağlantılı kuruluşlarla iş birliği yapması nedeniyle, Avrupa ülkeleri ve ABD’nin yaptırım listelerine alınmasına neden oldu. Malezya'nın doğu kıyılarında gemiden gemiye petrol transferi yapmakla suçlandı.

Zencani, hapis cezasına çarptırıldıktan sonra, hükümet kurumları ve DMO ile bağlantılı kuruluşlarla olan bağlantıları sayesinde ‘Awan Group’ adı altında faaliyetlerine devam etti.

İranlı iş adamı 2 Aralık'ta sosyal medya platformu X hesabından Hamaney’in olası halefi olarak gösterilen eski İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani'ye sert eleştirilerde bulundu.

The Maritime Executive dergisine göre Şemhani ve Zencani halen serbestçe seyahat edebiliyor gibi görünüyor, ancak son zamanlarda güvenliklerinden endişe duydukları için İran’da daha uzun süreler geçirmeyi tercih ediyorlar.

* Bu analiz Şarku’l Avsat tarafından Independent Arabia’dan çevrilmiştir.