Taliban, iktidardaki birinci yılını devirdi: Eğitimden özgürlüklere ülkede ne değişti?

Taliban üyeleri 15 Ağustos 2021'de başkent Kabil'deki Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nı da ele geçirmişti (AP)
Taliban üyeleri 15 Ağustos 2021'de başkent Kabil'deki Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nı da ele geçirmişti (AP)
TT

Taliban, iktidardaki birinci yılını devirdi: Eğitimden özgürlüklere ülkede ne değişti?

Taliban üyeleri 15 Ağustos 2021'de başkent Kabil'deki Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nı da ele geçirmişti (AP)
Taliban üyeleri 15 Ağustos 2021'de başkent Kabil'deki Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nı da ele geçirmişti (AP)

Afganistan'ın başkenti Kabil'e 15 Ağustos 2021'de giren Taliban, iktidardaki birinci yılını devirdi.
21 yıl önceki ilk yönetiminde kadın hakları başta olmak üzere pek çok özgürlüğü kısıtlayan örgüt, bu sefer ılımlı mesajlar vermişti. Taliban ayrıca ülke ekonomisini canlandırmak için çalışacaklarını, uyuşturucuya karşı savaş açacaklarını ve ülkede güvenliği sağlayacaklarını duyurmuştu.
Dünya gündemini sarsan tarihten bu yana geçen 365 günde Taliban ne yaptı?

Ekonomik kriz devam ediyor
Halihazırda kuraklık, Kovid-19 pandemisi ve Batı destekli eski yönetime duyulan güvensizlik sebebiyle çöküşte olan ekonomiyi yönetme çabaları sonuçsuz kaldı.
Örgütün ülkedeki ilerleyişinin ardından kaçan Eşref Gani ve hükümeti, para için dışarıdan gelen yardımlara bel bağlamıştı.
Ancak uluslararası yardımların aniden kesilmesi ve ülkenin yeni yöneticilerine yaptırım uygulanmasıyla ekonomi daha da kötüleşti.
Ülkenin döviz rezervinin büyük çoğunluğuna el koyan Washington, Afganistan Merkez Bankası'nın ABD'deki yaklaşık 7 milyar dolarının serbest bırakılması için kadın haklarının iyileştirilmesini ve kapsayıcı bir hükümet kurulmasını şart koşuyor.
Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi'nin hazirandaki tahminine göre Afganistan ekonomisi bir yıllık süreçte yüzde 30-40 daraldı. Ülkede ekonomik koşulların "korkunç" olduğu sonucuna varıldı.
Öte yandan Taliban, Aralık 2021-Haziran 2022 arasında 840 milyon dolar toplandığını açıkladı. Bunun büyük kısmı gümrük gelirleri ve Pakistan'a yapılan kömür ve meyve ihracatından geliyor.
25 yıldır Afganistan'daki yasadışı ekonomik faaliyetleri inceleyen araştırmacı David Mansfield'a göreyse Taliban, uyuşturucu ticaretini vergilendirerek yılda yaklaşık 30 milyon dolar kazanıyor.
Örgüt savaşçıları yiyecek ve akaryakıt taşıyan araçlardan da kontrol noktalarından yaklaşık 245 milyon dolar topluyor.
Bununla birlikte ülkede açlık tırmanıyor. BM'ye göre Afganların yüzde 95'i aç kalıyor.
İnsan Hakları İzleme Örgütü'nde Afganistan uzmanı olarak görev yapan Fereshta Abbasi, "Afganların hayatı 15 Ağustos 2021'de alt üst oldu" dedi:
"Halk, dünyanın en kötü insani krizlerinden birinin ortasında açlıktan ölüyor."
Başkent Kabil'e martta giden insani yardım kuruluşu Açlığa Karşı Hareket'in bölge müdürü Samy Guessabi, halkın çektiklerini şöyle anlattı:
"Birçok Afgan işini kaybetti. Çalışmayı sürdüren kişilerin maaşlarıysa büyük ölçüde azaldı. Uluslararası yardımın kesilmesi de nakit krizine yol açtı. Bu yüzden insanlar birikimlerini bankadan çekemiyor bile. Ülkeyi terk eden Afganlar ise yakınlarına para göndermekte çok zorlanıyor."

Kız çocukları okula gidemiyor
ABD, dondurulan varlıkların serbest bırakılması için kız çocuklarının eğitim hakkının korunmasını şart koşsa da Taliban bu konudaki katı tutumunu sürdürüyor.
Eğitim Bakanlığı, 7-12. sınıflara eğitim veren kız okullarının 23 Mart'ta açılacağına söz ermişti. Ancak eğitimin başlarına saatler kala, kız çocukları için "şeriat kanunlarına ve Afgan kültürü ve geleneklerine uygun bir üniforma" tasarlanmadığını duyurulmuştu. Ayrıca cinsiyete göre ayrılmış okulların planlanmasında daha fazla süreye ihtiyaç olduğu kaydedilmişti. Açıklamada, bu sorunlar çözüldükten sonra kızların okula gitmesine izin verileceği savunulmuştu.
Erkek okulları, Eşref Gani hükümetinin düşmesinden hemen sonra açılırken kız ortaokulları hâlâ kapalı.
BM'ye göre yaklaşık 1,1 milyon öğrenci bu karardan etkileniyor.
Öte yandan ülkenin kuzeyindeki Kunduz ve Mezar-ı Şerif kentlerinde bazı kız çocukları okula gidebiliyor. Ayrıca Gazne vilayetindeki Nevabad'da İsveç Afganistan Komitesi adlı sivil toplum kuruluşunun kontrolündeki okullarda dersler devam ediyor.
Ülkenin genelinde Taliban'dan saklı okullarda da bu yasak delinerek kız çocuklarına eğitim veriliyor.

Özgürlükler kısıtlanıyor
Taliban, iktidarı ele geçirdikten sonra "özgür ve bağımsız basını" memnuniyetle karşılayacaklarını duyurmuştu. Ancak bunun ardından yayımlanan basınla ilgili kurallarla sansür uygulandığını savunan kişiler var.
Kadın gazetecilerin devlete ait kurumlarda çalışması yasaklandı. Kadınlar, özel kurumlardaysa yüzlerini dahi örtmek zorunda.
Bazı vilayetlerde gazetecilerin haber yapmadan önce bölgedeki yönetecilerden izin alması gerekiyor.
Medya şirketlerinin şarkı, pembe dizi ve eğlence programı yayımlaması yasaklandı. Reklam gelirleri de kesilen pek çok şirket kapandı.
Afganistan, Sınır Tanımayan Gazeteciler'in hazırladığı Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi'nde 180 ülke arasında 156. sırada yer alıyor.
Kadınların ayrıca yanında erkek bir refakatçi olmadan kısa mesafeler dışında seyahat etmesi yasaklandı.
Kadınların iş gücüne katılımı, örgütün iktidara gelmesinin ardından düştü.
Kamuda çalışan erkeklerin sakal bırakması ve geleneksel kıyafet giymesi zorunlu kılındı.
İçeride güvenliği kısmen sağlayan Taliban henüz tanınmıyor
Taliban'ın kontrolü sağlamasının ardından ülke genelinde bombalı saldırıların sayısı azalsa da tamamen bitmedi. Örneğin nisanda bir okuldaki patlamada en az 6 kişi öldü.
Mayısta DEAŞ'ın üstlendiği bir dizi bombalı saldırı gerçekleşti. BM verilerine göre Ağustos 2021-Haziran 2022 arasında en az 700 sivil yaşamını yitirirken 1400 kişi yaralandı.
İktidara geldiği ilk andan itibaren yönetiminin uluslararası tanınmasını talep eden örgütün çabaları sonuçsuz kaldı. Henüz hiçbir ülke Taliban iktidarını tanımıyor.
Ancak örgüt, Özbekistan'ın başkenti Taşkent'te geçen ay düzenlenen "Afganistan: Güvenlik ve Ekonomik Kalkınma" başlıklı uluslararası konferansa davet edildi. Konferans'ta ABD, Türkiye, İtalya ve İspanya gibi 30 ülkenin temsilcileri vardı.

Uyuşturucuyla mücadele sürüyor
Afganistan, eroin yapımında kullanılan afyonda uzun yıllardır en büyük kaynak konumunda. Taliban, nisanda haşhaş ekimini yasakladığını duyurdu.
Yaz başında haşhaş tarlalarının yok edileceği açıklansa da BBC, bu kararın nasıl ilerlediğine dair kesin bir veri olmadığını vurguladı.
Ülkede ayrıca metamfetamin üretiminde kullanılan efedra bitkisinde üretim, yasağa rağmen arttı.
Araştırmacı David Mansfield ise Taliban'ın uyuşturucu ticaretini vergilendirerek milyonlarca dolar kazandığını savunuyor.

Kadınlar bir yılda yaşadıklarını anlattı
Kadınlar da Taliban iktidarına geçen bir yılda yaşadıklarını anlattı. Daha önce polis memuru olarak görev yapan Meryem, işini kaybettiğini söyledi.
Örgütün, eski yönetimin altında kolluk kuvvetlerinde görev yapan kadınları aradığını söyleyen Meryem, "Beni bulmalarından hâlâ korkuyorum" dedi. Meryem iki kızını doyurmak için sokakta dilencilik yaptığını açıkladı:
"Bütün gün kimse beni tanımasın diye sokakta burkayla oturuyorum."
Başkent Kabil'de yaşayan Zehra, kadınlara kamusal alanda burka zorunluluğu getirilmesinin ardından militanlar tarafından yakalandığı anları anlattı:
"Neden başörtüsü takmadığımı sordular. Emirlerine uymak gibi bir niyetim olmamasına rağmen özür diledim ve beni bırakacaklarını düşündüm. Ama evime geldiler ve aileme, bir dahaki sefere başörtü takmadan çıkarsam tutuklanacağımı söylediler."
Zehra bunun ardından babasının kendisine ve kız kardeşlerine dışarı çıkmaları için çok az izin verdiğini belirtti.



Çin, vatandaşlarını Japonya'ya seyahat etmemeleri konusunda uyardı

Japonya Başbakanı Sanae Takaichi (Reuters)
Japonya Başbakanı Sanae Takaichi (Reuters)
TT

Çin, vatandaşlarını Japonya'ya seyahat etmemeleri konusunda uyardı

Japonya Başbakanı Sanae Takaichi (Reuters)
Japonya Başbakanı Sanae Takaichi (Reuters)

Çin, Japonya'nın yeni başbakanının Tayvan'a yönelik varsayımsal bir saldırı olasılığına ilişkin açıklamalarının ardından, iki ülke arasında sert tartışmalar yaşanıp büyükelçiler çağrıldıktan günler sonra, vatandaşlarını Japonya'ya seyahat etmemeleri konusunda uyardı.

Sanae Takaichi'nin 7 Kasım'da yaptığı açıklamalar, en yakın Japon adasına 100 kilometre uzaklıkta bulunan özerk adaya Çin'in yapacağı herhangi bir saldırının Tokyo'dan askeri müdahaleye yol açabileceği yönünde bir ipucu olarak yorumlandı.

Pekin, dün protesto amacıyla Japonya büyükelçisini çağırdığını duyururken, Tokyo, Çin büyükelçisini daha sonra silinen "uygunsuz" bir çevrimiçi paylaşım nedeniyle çağırdığını belirtti.

Japonya, Tayvan konusundaki tutumunun değişmediğini vurguladı.

Japonya'daki Çin Büyükelçiliği, dün geç saatlerde WeChat üzerinden bir seyahat uyarısı yayınlayarak, Çin vatandaşlarını Japonya'ya seyahat etmemeleri konusunda uyardı.

Uyarıda, "Japon liderlerin son zamanlarda Tayvan hakkında açıkça kışkırtıcı açıklamalarda bulundukları ve iki halk arasındaki diyalog ortamına ciddi şekilde zarar verdikleri" belirtildi.

Durumun "Japonya'daki Çin vatandaşlarının kişisel güvenliği ve hayatları için ciddi riskler oluşturduğu" ifade edildi.

Dışişleri Bakanlığı ve Japonya'daki Çin Büyükelçiliği ile Konsoloslukları, Çin vatandaşlarına yakın gelecekte Japonya'ya seyahat etmekten kaçınmaları konusunda resmi olarak uyarıda bulundu.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre Pekin, 1945'e kadar on yıllarca Japonya işgali altında kalan Tayvan'ın kendi topraklarının bir parçası olduğunu savunuyor ve onu kontrol etmek için güç kullanma olasılığını dışlamıyor.


Hindistan Keşmir'inde bir polis karakolunda meydana gelen patlamada 7 kişi öldü, 27 kişi yaralandı

Hint güçleri, büyük miktarda patlayıcının infilak ettiği polis karakolunun yanında duruyor (EPA)
Hint güçleri, büyük miktarda patlayıcının infilak ettiği polis karakolunun yanında duruyor (EPA)
TT

Hindistan Keşmir'inde bir polis karakolunda meydana gelen patlamada 7 kişi öldü, 27 kişi yaralandı

Hint güçleri, büyük miktarda patlayıcının infilak ettiği polis karakolunun yanında duruyor (EPA)
Hint güçleri, büyük miktarda patlayıcının infilak ettiği polis karakolunun yanında duruyor (EPA)

Hint kaynakları, Keşmir'in Hindistan yönetimindeki kesiminde bir polis karakolunda çok sayıda patlayıcının infilak etmesi sonucu en az 7 kişinin öldüğünü, 27 kişinin de yaralandığını bildirdi. Patlayıcılar, birkaç gün önce düzenlenen büyük çaplı güvenlik operasyonu sırasında ele geçirilmişti.

Polis karakolundaki patlamanın ardından yaralıların tedavi edildiği hastanenin yakınındaki polis memurları (EPA)Polis karakolundaki patlamanın ardından yaralıların tedavi edildiği hastanenin yakınındaki polis memurları (EPA)

Şarku’l Avsat’ın yerel basından aktardığına göre ölenlerin çoğu polis memuru ve polis karakolunda patlayıcıları inceleyen ekibin üyeleri.

Haberlerde, yaralılardan beşinin durumunun kritik olması nedeniyle ölü sayısının artmasının muhtemel olduğu ifade edildi.


Hindistan polisi Keşmir'de geniş çaplı baskınlar düzenliyor

Bir Hint askeri Keşmir bölgesinde nöbet tutuyor (AP)
Bir Hint askeri Keşmir bölgesinde nöbet tutuyor (AP)
TT

Hindistan polisi Keşmir'de geniş çaplı baskınlar düzenliyor

Bir Hint askeri Keşmir bölgesinde nöbet tutuyor (AP)
Bir Hint askeri Keşmir bölgesinde nöbet tutuyor (AP)

Hindistan polisi, tartışmalı Keşmir'de yasaklı bir siyasi partiyi hedef alan geniş çaplı baskınlar düzenledi. Bu baskınlar, Hindistan'ın başkenti Keşmir'de on yıldan uzun süredir gerçekleşen en ölümcül bombalamanın ardından gerçekleşti.

Bu haftaki baskınların, pazartesi günü Delhi'nin Eski Şehir bölgesindeki tarihi Kızıl Kale yakınlarında en az 12 kişinin ölümüne yol açan bombalama olayıyla bağlantılı olduğuna dair henüz bir doğrulama yapılmadı.

Ancak bu, polisin "iğrenç bir terör olayı" olarak nitelendirdiği ve "ulusa düşman güçleri" sorumlu tuttuğu patlamanın ardından, yetkililerin güvenlik önlemlerini sıkılaştırma yönünde yeni bir girişimini temsil ediyor.

Hindistan yönetiminde bulunan Keşmir genelindeki polis verilerine göre çarşamba gününden bu yana çok sayıda baskın düzenlendi.

Bir Hint güvenlik mensubu dürbünle gözetleme yapıyor (Reuters)Bir Hint güvenlik mensubu dürbünle gözetleme yapıyor (Reuters)

Keşmir, 1947'de İngiliz egemenliğinden bağımsızlıklarını ilan etmelerinden bu yana Hindistan ve Pakistan arasında bölünmüş durumda ve her iki ülke de bölgenin tamamı üzerinde hak iddia ediyor.

Keşmir'in Awantipora, Bandipora, Ganderbal, Shopian ve Sopore ilçelerindeki polis yaptığı açıklamada, baskınların Cemaat-i İslami partisini hedef aldığını belirtti.

Hindistan Başbakanı Narendra Modi'nin Hindu milliyetçisi hükümeti, 2019 yılında Cemaat-i İslami'nin Keşmir şubesini "yasadışı dernek" olarak nitelendirerek yasakladı.

Úntipora polisi yaptığı açıklamada, polis memurlarının "terör şebekesini ve ona bağlı yapıları çökertmek" amacıyla "birçok noktada geniş çaplı baskınlar" düzenlediğini belirtti.

Bandipora polisi "suç materyallerine" el konulduğunu duyururken, Sopore polisi "Cemaat-i İslami ile bağlantılı ağlara karşı geniş çaplı operasyonlar" yürüttüğünü ve aramaların 30'dan fazla yeri kapsadığını bildirdi.

Güvenlik güçleri ayrıca başkentin güneyindeki Faridabad'daki El-Falah Üniversitesi'ne baskın düzenledi ve bugün Keşmir'in Pulwama bölgesinde bir ev yıkıldı.

Polis, güvenlik güçlerinin daha önce saldırıyı gerçekleştirdiği iddia edilen kişilere yönelik benzer operasyonlar düzenlemesine rağmen yıkımla ilgili herhangi bir açıklama yapmadı.

Pazartesi günü gerçekleşen saldırının soruşturmasını terörle mücadeleden sorumlu Hindistan Ulusal Soruşturma Ajansı yürütüyor. Ancak yetkililer, bombalamanın arkasında kimin olabileceğine dair henüz fazla bilgi paylaşmadı.

Şarku’l Avsat’ın Hint medyasından aktardığına göre 10 Kasım'daki bombalama olayı büyük ölçüde, olaydan saatler önce gerçekleşen ve patlayıcılar ile saldırı tüfeklerinin ele geçirildiği bir dizi gözaltına ili alınmalarla ilişkili.

Polis, gözaltına alınanların Pakistan merkezli El Kaide bağlantılı Ceyş-i Muhammed ve Ceyş-i Muhammed ile bağlantılı Keşmir merkezli Ensar Gazvet el Hind adlı gruplarla ilişkili olduğunu açıkladı.