Lübnan ordusu, Suriye sınırında kaçakçılarla çıkan çatışmada bir askerinin hayatını kaybetmesinin ardından güvenlik seviyesini artırdı

Lübnan ordusundan iki asker (DPA)
Lübnan ordusundan iki asker (DPA)
TT

Lübnan ordusu, Suriye sınırında kaçakçılarla çıkan çatışmada bir askerinin hayatını kaybetmesinin ardından güvenlik seviyesini artırdı

Lübnan ordusundan iki asker (DPA)
Lübnan ordusundan iki asker (DPA)

Lübnan ordusu, özellikle Suriye ile kuzey sınırında bir askerin kaçakçılar tarafından öldürülmesi ve bir askerin de yaralanmasının ardından, kaçakçılıkla mücadele kapsamında kuzey sınırlarında askeri, güvenlik ve istihbarat alanlarındaki hazırlık seviyesini yükseltti.
Bölgedeki kaynaklar Şarku’l Avsat’a, Hermel’in kuzeyinde, el-Abde’ye kadar uzanan Bekaa Vadisi’nde güvenlik ve askeri operasyonları gerçekleştirmek, bariyerler kurmak ve sınır devriyeleri sağlamak üzere kara sınırı ekiplerine talimat verildiğini belirtti. Bu adım, ordunun bir askerin ölümü ve bir askerin de yaralanması ile sonuçlanan çatışmalara yol açan bir operasyondan saatler sonra geldi. Ordudan yapılan açıklamada “Çavuş Muhammed el-Hüseyni kuzey sınırında kaçakçılarla çıkan çatışmada vurularak şehit oldu” ifadelerine yer verildi.
Söz konusu çatışma, Lübnan’da bir ilk değil. Zira Suriye sınırında yapılan kaçakçılık, Lübnan ekonomisini olumsuz etkileyen önemli bir sorun teşkil ediyor. En son Lübnan Ekonomi Bakanı Suriye’ye büyük miktarlarda un ve ekmek kaçırıldığını ilan etmesi de dahil olmak üzere hükümet yetkilileri de bunu kabul ediyor ancak ilgili makamlar bu durumu engellemek için herhangi bir kararlı önlem almıyor.
Hür Vatanseverlik Hareketi’nin lideri Milletvekili Cebran Basil dün bu çerçevede “Kaçakçılığın önlenmesi ve sınırların kontrol edilmesi devletin temel şartlarındandır” ifadelerini kullandı. Basil Twitter’da yaptığı paylaşımda “Şehit Çavuş Muhammed el-Hüseyni ve yaralı asker, topraklarında devletin egemenliğini genişletmek, kurumlarının parçalanmasına ve sınırlarının sızmasına karşı mücadele eden askerleri temsil ediyor” ifadelerine yer verdi.
Demokratik Buluşma bloğundan Milletvekili Hadi Ebu el-Hasan ise, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda “Yorulmaksızın görevlerini yerine getiren ve temel görevlerine eklenen kaçakçılığı önlemek için bugün mücadeleye giren Lübnan ordusuna selam olsun” ifadelerini kullandı. “Orduya ve güvenlik güçlerine destek vermek, unutulmaması gereken bir görev ve önceliktir” ifadelerini de vurguladı.



Irak'ta seçimlerin boykotu iktidar koalisyonunu karıştırdı

Bağdat'ta düzenlenen Koordinasyon Çerçevesi toplantısından (X)
Bağdat'ta düzenlenen Koordinasyon Çerçevesi toplantısından (X)
TT

Irak'ta seçimlerin boykotu iktidar koalisyonunu karıştırdı

Bağdat'ta düzenlenen Koordinasyon Çerçevesi toplantısından (X)
Bağdat'ta düzenlenen Koordinasyon Çerçevesi toplantısından (X)

Eski Başbakan Haydar el-İbadi Irak'ta ‘seçim sisteminin reforme edilmesi’ çağrısında bulunurken, Koordinasyon Çerçevesi’nin Mukteda es-Sadr'ın Kasım 2025'te yapılması planlanan seçimleri boykot etme kararına karşı tavır alması bekleniyor.

El-İbadi liderliğindeki Zafer Koalisyonu, seçim sisteminin ‘yolsuzluk’ suçu işleyen kişilerin seçime katılmasını engellemesi gerektiğini bildirdi. Koalisyon tarafından bugün yapılan basın açıklamasında, “Ülkenin karşı karşıya olduğu zorluklar, özellikle de bu tarihi anda, sistemin siyasi tabanını genişletmeyi, herkesi dahil etmeyi ve seçim sürecini yolsuzluğa bulaşmış kişilerden ve manipülatörlerden korumayı gerektiriyor” denildi.

Koalisyon, ‘herhangi bir devletin çöküşünün üstesinden gelmenin, halkın çıkarlarını ve devletin varlığını koruyarak iç siyasi ve sosyal birlikle başarılabileceğini’ vurguladı. Açıklamada, “Ulusal bir reform vizyonu temelinde aday olmamak, çıkarlar nedeniyle başkalarının seçimlere katılmasına izin vermemekten temelde farklıdır” ifadesi yer aldı.

Koordinasyon Çerçevesi’nin ana bileşenlerinden biri olan el-İbadi'nin koalisyonu, Sadr'ın benzer bir açıklama yapmasından bir gün sonra seçimleri boykot ettiğini duyurdu.

 Eski Irak Başbakanı Haydar el-İbadi (X)Eski Irak Başbakanı Haydar el-İbadi (X)

Koordinasyon Çerçevesi'nin pozisyonu

Koordinasyon Çerçevesi, Sadr ve el-İbadi'nin kararları ve bunların bir sonraki parlamentoda Şii temsiliyeti üzerindeki etkileri konusunda hemen bir görüş bildirmedi. Bilgi sahibi kaynaklar, “Sadr ve el-İbadi'nin kararlarını ele alma konusunda Şii meclisi içinde anlaşmazlıklar var” dedi.

Şarku’l Avsat'a konuşan kaynaklar şu ifadeleri kullandı: “Bedir Örgütü lideri Hadi el-Amiri ve Hikmet Hareketi lideri Ammar el-Hekim'in başını çektiği bazı Şii liderlerin durumu kontrol altına alma çabaları var. Yaşananlara uyum sağlamak için uzlaşmacı bir çözüm arayışının yanı sıra Sadr'a seçimlere katılması ve boykotu tersine çevirmesi için davette bulunma ve Bağımsız Yüksek Seçim Komisyonu'nu birkaç günlüğüne adaylık kapısını yeniden açmaya davet etme olasılığı da var… Koordinasyon Çerçevesi içinde farklı görüşler var, ancak Kanun Devleti Koalisyonu lideri Nuri el-Maliki'nin tutumunun Sadr'ı boykotu kırmaya ve seçimlere katılacağını açıklamaya davet etme eğiliminde olduğu dikkat çekiyor.”

Sadr, Kasım ayında yapılması planlanan parlamento seçimlerini boykot etme kararından dönmek için zorlu koşullar öne sürdü.

Sadr X platformundaki hesabı üzerinden yaptığı paylaşımda, “Yolsuzluk var olduğu sürece hiçbir seçime katılmayacağım. Doğruluk ancak kontrolsüz silahların teslim edilmesi, milislerin dağıtılması ve ordunun güçlendirilmesiyle tesis edilecektir” ifadelerini kullandı.

Yerel platformlarda, Sadr Hareketi liderleri ile aralarında Başbakan Muhammed Şiya es-Sudani'nin de bulunduğu Şii liderler arasında seçimlere katılma amacıyla temaslar kurulduğuna dair sızıntılar dolaşıyor.

Şarku’l Avsat'a konuşan siyasi bir kaynak, ‘Sadr Hareketi ile geri dönme olasılıkları konusunda şu ana kadar görüşmelerin durmadığını’ söyledi.

Sadr Hareketi lideri Mukteda es-Sadr (Sadr Hareketi medyası)Sadr Hareketi lideri Mukteda es-Sadr (Sadr Hareketi medyası)

Seçimlerin meşruiyeti

Son dönemde izlenen çeşitli göstergelere göre seçimlerin meşruiyetine ilişkin endişeler bulunuyor. Boykotun kırılgan bir bölgesel ve uluslararası ortamda diğer kesimler tarafından da tekrarlanması, özellikle silah taşıyan ya da geçmişte silah taşımış olanlar başta olmak üzere pek çok Şii gücün, İran'ın hedef alınmasının ardından ABD ve İsrail tarafından hedef alınabilecekleri korkusunu taşımaya devam ettikleri bir dönemde, siyasi sistemin meşruiyetini etkileyebilir.

Aynı bağlamda araştırmacı Seyf es-Saadi Şarku’l Avsat'a verdiği demeçte şu ifadeleri kullandı: “Irak'taki siyasi sınıf, boykot eden çoğunluğun seçimlere katılma güvenini yeniden tesis edecek olgun bir seçim sistemi sunamadı. Bunun nedeni, seçim yasasının her seçim döneminde, oy veren halkın gerekçeleri dikkate alınmaksızın, büyük geleneksel partilerin ölçülerine uyacak şekilde değiştirilmesidir… Sadr Hareketi lideri Mukteda es-Sadr ve iki eski başbakan Haydar el-İbadi ve Mustafa el-Kazımi'nin boykotu, seçimlere giden sürecin ciddiyetinin bir göstergesidir.”

Ancak es-Saadi, ‘seçim bölgesi sistemi, Sainte Lague sistemi ve benimsenen yüzde ile her seçimde sorunlara neden olan sonuç hızlandırma cihazlarına ilişkin doğru istatistiklere dayanan olgun bir yasanın çıkarılması yoluyla Irak'taki seçim sisteminde reform yapılabileceğini’ düşünüyor.