Irak’ın bataklıkları susuzluktan dolayı yok oluyor… İran suçlanıyor

Bataklıklardaki sulak alanların yüzde 46’sı kurudu. BM Gıda ve Tarım Örgütü bu duruma karşı uyardı.

Zikar vileyetinin güneyindeki Ahvar el-Cibayiş’te (Cibayiş Bataklıkları) kuruyan bir nehir (AFP)
Zikar vileyetinin güneyindeki Ahvar el-Cibayiş’te (Cibayiş Bataklıkları) kuruyan bir nehir (AFP)
TT

Irak’ın bataklıkları susuzluktan dolayı yok oluyor… İran suçlanıyor

Zikar vileyetinin güneyindeki Ahvar el-Cibayiş’te (Cibayiş Bataklıkları) kuruyan bir nehir (AFP)
Zikar vileyetinin güneyindeki Ahvar el-Cibayiş’te (Cibayiş Bataklıkları) kuruyan bir nehir (AFP)

Haşim, binlerce yıl boyunca suyun bolluğuyla ilgili örnek verirken adı kullanılan Irak’ın güneyindeki bataklıkları vuran kuraklık nedeniyle mandalarına su ve yem temin etmek ve onları telef olmaktan kurtarmak için güneydeki çorak topraklarda artık onlarca kilometre mesafe kat etmek zorunda.
İran sınırında yer alan El-Huveyza Bataklıkları ve turistlerin gözdesi olan El-Cibayiş Bataklıkları’ndaki sulak alanların oldukça büyük bir bölümü günümüzde kurumuş durumda. Bu bataklıklar, arasından sarı renkte ot topluluklarının bittiği çatlamış kurak bir toprağa dönüşmüş halde.
Bunun sebebi, son üç yıldır süren kuraklık ve neredeyse hiç yağış düşmemesi. Fakat aynı zamanda kaynağı İran ve Türkiye gibi komşu ülkelerde bulunan nehirlerdeki su seviyesinin düşüklüğü de bunda etkili. Bu durum Bağdat yönetimini rezervlerinin kullanımını paylaştırmaya zorluyor.
El-Huveyza Bataklıkları yakınındaki bir köyde yaşayan Haşim Kasıd, “Kuraklık bizi ve hayvanları çok etkiledi”
Bu bölgede şu anda yer yer görülen çamurlu su birikintilerinden ve bir dönem verimli sulak alanlara sahip olan El-Ahvar Bataklıkları’ndan gelen suların oluşturduğu ve halihazırda kurumuş olan dere yataklarından başka bir şey kalmadı. Irak’ın güneyindeki bataklıklar, 2016 yılında Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Kurumu (UNESCO) tarafından Dünya Mirası Listesi’ne alındı.
Haşim’in babası da bir manda yetiştiricisi olarak çalışıyor. Haşim, “Bataklıklar bizim geçim kaynağımızdı. Burada balık tutardık. Hayvanlarımız burada otlayıp su içerdi” dedi.
Daha önce 30’dan fazla mandaları bulunan Haşim’in ailesi, bazı mandaların telef olması bazılarını da geçimlerini sağlamak için satılması nedeniyle bugün sadece 5 mandaya sahip. Aile, bataklığa düşüp telef olmalarından endişe duyduğu için geriye kalan mandaları dikkatle izliyor. Yetersiz beslenmeden dolayı bitkin düşen hayvanlar kendilerini kurtaracak güçte değil.
Bataklıklar, yeniden bol yağışlı geçen mevsimlerden önce geçtiğimiz yıllarda şiddetli bir kuraklık yaşadı. Ancak Hollanda merkezli kar amacı gütmeyen PAX adlı kuruluşun uydudan çekilmiş görüntülerden yola çıkarak ortaya koyduğu verilere göre, 2020-2022 yılları arasında El-Huveyza ve El-Cibayiş’in de aralarında bulunduğu Irak’ın güneyindeki bataklık alanların yüzölçümünün yüzde 41’inde su ve nemlilik seviyesi düştü ve sulak alanların yüzde 46’sı kurudu.
BM Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) bataklıkların su seviyesindeki sert düşüşün ışığında Temmuz ayı ortalarında yayınladığı raporda bataklıkların “Irak'ın en yoksul bölgelerinden ve iklim değişikliğinden en çok etkilenenlerden biri” olduğu konusunda uyardı. Raporda, bu durumun “Mandaları tek geçim kaynakları olarak niteleyen kırsaldaki altı binden fazla ailenin geçim kaynakları üzerindeki ağır etkilerine” dikkat çekildi.
Bataklıkların komşusu Amara kentinde yaşayan 40 yaşındaki çevre aktivisti Ahmed Salih Nima, “Kuraklık biyolojik çeşitliliği tamamen yok etti. Ne balık ne de su samuru, yaban domuzu veya kuşlar gibi hayvanlar artık yok” ifadesini kullandı.
UNESCO'ya göre bataklıklar “nesli tükenme tehlikesi altındaki türlerin sayısız popülasyonu” için bir yuva sağlıyor ve ayrıca yaklaşık 200 göçmen kuşu türü için önemli bir durak noktası.
Ahmed, Huveyza Bataklıkları’nın esas olarak Türkiye’den doğan Dicle Nehri’nin oluşturduğu iki koldan beslendiğini söyledi. Irak makamları, ülkenin tüm ihtiyaçlarını karşılamak için suyun doğru kullanımına ilişkin hükümet programı kapsamında bu iki koldaki suyun akışını paylaştırdı.
Ahmed, “Hükümet stratejik rezervlerini korumak adına mümkün olan en büyük miktarda suyu korumak istiyor” dedi. Ahmed ayrıca “su meselesinin kötü yönetilmesini” ve “adil olmayan su paylaşımını” eleştirdi. Ahmed’e göre hükümet protestoların baskısı altında bölgeye su akışını kısmen başlattı ancak daha sonra yeniden durdurdu.
Meselenin İran boyutuna gelince, İran devlet haber ajansı IRNA’da yer alan habere göre, Hur el-Azim (Büyük Bataklık) olarak da bilinen Huveyza Bataklıkları su stresiyle karşı karşıya ve bataklığın İran kısmı yarı yarıya kurumuş durumda.
Irak Su Kaynakları Yönetimi Ulusal Merkezi Genel Müdürü Hatim Hamid, bu krizden komşu İran’ı sorumlu tuttu. Hamid, “Huveyza Bataklıkları’nın besleyen ana nehir İran tarafında ve nehir bir yıldan fazla bir süredir tamamen kesilmiş durumda” dedi.
Hamid, Irak tarafının tarımsal faaliyetler ve bataklıkların su ihtiyacının suyu paylaştırılması yöntemiyle kısmen karşılandığını ancak içme suyu gibi önceliklerinin olduğuna dikkat çekti.
Hamid, “Tarım sektörü ve bataklıklar su yetersizliğinden en çok etkilenen iki alan oldu. Çünkü bu ikisi suyu en çok tüketen alan” dedi.
Hava sıcaklığının 50 derecenin üzerine çıktığına işaret eden Hamid, “Bu sıcaklıklarda bataklıklarda şiddetli buharlaşma meydana geliyor ve bunu eldeki suyla telafi etmek mümkün değil. Tarıma ve bataklıklara yüzde 100 su sağlayamayız” ifadesini kullandı.
Bataklıkları Canlandırma Merkezi Müdürü Hüseyin el-Geylani, bataklıkları besleyen su ve nehir yataklarının genişletilmesi, derinleştirilmesi ve ıslah edilmesini hedefleyen programlarını bu yıl hayata geçirdiklerini söyledi. Geylani bu programın, manda yetiştiricilerinin bataklıkları besleyen nehirlerin kıyılarına yerleşmek amacıyla yaptıkları göçleri azalttığını belirtti.
Bataklıklar ülkenin güneyindeki Dicle ve Fırat nehirleri arasında uzanıyor. Bazıları bataklık bölgelerini “Yeryüzündeki Adn Cenneti” olarak nitelendiriyor.
Ancak hayat dolu bu sulak alanlar eski rejim döneminde tekrarlanan kurutma politikalarına maruz kaldı. Saddam Hüseyin 1990’lı yıllarda bataklıklara saklanan muhaliflerini bastırmak amacıyla bu alanlara yönelik kurutma politikaları izledi. O dönemden bu yana bataklıklardaki sulak alanlar yarı yarıya azaldı.
El-Cibayiş Bataklıklarında (Ahvar el-Cibayiş) yaşayan 20 yaşındaki Ali Cevad, mevcut durumu şu sözlerle özetliyor:
“Eskiden bataklıklara geldiğimizde yeşillik, su ve iç huzur vardı. Şimdi ise bir çöl gibi. Onlarca aile suyun bulunduğu yerleri aramak için bölgeden göç etti.”



Trump'ın elçisi: Irak kritik bir dönüm noktasında ve silahlı gruplar var olduğu sürece başarılı olamaz

ABD'nin Irak Büyükelçisi Mark Savaya (Irak medyası)
ABD'nin Irak Büyükelçisi Mark Savaya (Irak medyası)
TT

Trump'ın elçisi: Irak kritik bir dönüm noktasında ve silahlı gruplar var olduğu sürece başarılı olamaz

ABD'nin Irak Büyükelçisi Mark Savaya (Irak medyası)
ABD'nin Irak Büyükelçisi Mark Savaya (Irak medyası)

ABD Başkanı'nın Irak Özel Temsilcisi Mark Savaya dün yaptığı açıklamada, Irak'ın kritik bir dönemeçte olduğunu ve silahlı grupların devletle rekabet edip devletin rolünü baltaladığı bir ortamda hiçbir ulusun başarılı olamayacağını söyledi.

Savaya, Irak'taki bölünmüşlüğün ülkenin uluslararası konumunu zayıflattığını, ekonomisini boğduğunu ve ulusal çıkarlarını koruma yeteneğini sınırladığını belirterek, hükümetin ülkeyi bölgesel çatışmalardan uzak tutan ve ulusal önceliklere odaklanan bir yaklaşım izlediğinde, istikrarın mümkün olduğunu kanıtladığını ifade etti.

Irak'ta istikrarın sağlanmasının sorumlu liderlik ve devleti ve kurumlarını güçlendirmeye yönelik kararlı bir yaklaşım gerektirdiğini vurgulayan yetkili, siyasi ve dini liderlerin kararlarının, Irak'ın egemenlik ve güç yolunda ilerleyip ilerlemeyeceğini veya parçalanma ve gerilemeye doğru kayıp kaymayacağını belirleyeceğini belirtti.

Trump'ın liderliğinde Amerika Birleşik Devletleri'nin bu kritik dönemde Irak'ı desteklemeye tamamen hazır olduğunu teyit etti.


Yoksulluk içinde boğulan Gazze, iki aylık kırılgan ateşkesi sona erdirdi

Filistinli bir anne, dün Han Yunus'taki Nasır Hastanesi'nde soğuktan ölen kız bebeğinin yasını tutuyor (Reuters)
Filistinli bir anne, dün Han Yunus'taki Nasır Hastanesi'nde soğuktan ölen kız bebeğinin yasını tutuyor (Reuters)
TT

Yoksulluk içinde boğulan Gazze, iki aylık kırılgan ateşkesi sona erdirdi

Filistinli bir anne, dün Han Yunus'taki Nasır Hastanesi'nde soğuktan ölen kız bebeğinin yasını tutuyor (Reuters)
Filistinli bir anne, dün Han Yunus'taki Nasır Hastanesi'nde soğuktan ölen kız bebeğinin yasını tutuyor (Reuters)

Gazze Şeridi, İsrail ve Hamas arasında geçen ekim ayında başlayan kırılgan ateşkes anlaşmasının üçüncü ayına dün girdi. Kuşatma altındaki halk, İsrail'in ihlalleri ve ciddi yardım eksikliğiyle birlikte iki ay geçirdi.

Gazze Şeridi'ni kasıp kavuran şiddetli hava koşulları ve yoğun yağışlar, halihazırda bir bebeğin soğuktan ölmesiyle sonuçlanan zorlu koşulları gidermek için gerekli malzemelerin ulaştırılmasının aciliyetini bir kez daha vurguladı. Birleşmiş Milletler Filistinli Mülteciler Yardım ve Çalışma Ajansı (UNRWA), yağışların neden olduğu artan acıların "tıbbi ve yeterli barınma malzemeleri de dahil olmak üzere insani yardımın kesintisiz akışı yoluyla önlenebileceğini" belirtti.

Bu arada, İsrail'in aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı İtamar Ben-Gvir dün, Hamas'ın askeri kanadına adını veren, İsrail sınırları içinde bulunan tarihi lider İzzeddin el-Kassam'ın türbesini kaldırma sözü verdi. Ben-Gvir, güvenlik güçleri ve bir vinç eşliğinde, Suriye doğumlu el-Kassam'ın türbesinin yanına kurulan dua çadırını sökerken çekilmiş bir video yayınladı. Hamas, güvenlik bakanının eylemlerinin "kutsallığa karşı eşi benzeri görülmemiş bir ihlal ve kutsal yerlere saygısızlık" olduğunu ifade etti.


Ateşkesin zorlu eşiği: Silahsızlanma maddesi ABD–İsrail–Hamas üçgenini kilitliyor

TT

Ateşkesin zorlu eşiği: Silahsızlanma maddesi ABD–İsrail–Hamas üçgenini kilitliyor

Ateşkesin zorlu eşiği: Silahsızlanma maddesi ABD–İsrail–Hamas üçgenini kilitliyor

İsrail, ABD Başkanı Donald Trump’ın ekimde ilk aşaması uygulamaya giren Gazze ateşkes planı kapsamında Hamas’ın tamamen silahsızlandırılması şartında ısrarını sürdürüyor. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilerle Tel Aviv, Hamas’ın uzun süreli bir ateşkes karşılığında silahların “dondurulması” yönündeki önerisini reddetti.

Fransız Haber Ajansı AFP bugün (Perşembe) konuşan bir İsrailli yetkili, “20 maddelik plan çerçevesinde Hamas’ın geleceği yok; örgüt silahsızlandırılacak” dedi. Aynı yetkili, “Gazze tamamen silahtan arındırılmış olacak” ifadelerini kullandı.

Bu açıklamalar, Hamas’ın yurtdışı siyasi büro şefi Halid Meşal’in Al Jazeera’da yayımlanan röportajında, “Direnişin tamamen silahsızlanması kabul edilemez. Silahların dondurulması veya muhafaza edilmesi gibi seçenekler tartışılıyor” sözlerinin ardından geldi.

y
Hamas lideri Halid Meşal (X)

İsrail Ordu Radyosu da Tel Aviv’in “Gazze’nin tamamen silahsızlandırılması” talebini yinelerken, ABD ile konuya dair “sürekli koordinasyon” yürütüldüğünü aktardı.

10 Ekim’de yürürlüğe giren ateşkes anlaşması, Hamas ve diğer silahlı grupların silahsızlandırılmasını öngörüyor.

ABD yönetimi son günlerde daha esnek bir yaklaşım sergiliyor

Hamas’ın üst düzey bir kaynağı, Şarku’l Avsat’a konuşarak Trump yönetiminin silahsızlanma vurgusunu sürdürmekle birlikte, son dönemde arabulucular ile hareket arasında dolaşan bazı önerilere “daha açık” bir tutum sergilediğini belirtti.

Aynı kaynak, “Hareketin sunduğu ve arabulucuların geliştirdiği çeşitli fikirler var. Hâlâ farklı taraflarca iletilen yeni formüller tartışılıyor; amaç ikinci aşamaya geçişi hızlandırmak” dedi.

Bu beklenti, ABD’nin son açıklamalarıyla çelişiyor. ABD’nin BM Daimi Temsilcisi Mike Waltz, İsrail Cumhurbaşkanı İsaac Herzog’la görüşmesinde, Washington’un “Hamas’ın kendini yeniden inşa etmesine asla izin vermeyeceğini” söyledi.

f
ABD'nin Birleşmiş Milletler Büyükelçisi Mike Waltz (AFP)

Hamas kaynakları, temasların sürdüğünü ve sürece dair “her zamankinden daha ciddi bir irade” oluştuğunu ifade ediyor. Hareket, silahların korunması, depolanarak “dondurulması” veya bir Arap ya da İslam ülkesinin gözetimine devredilmesi gibi formüllerin değerlendirilebileceğini düşünüyor.

Hamas içerisinden bir başka kaynak, arabulucuların “silahsızlandırma, uluslararası güç konuşlandırılması ve Gazze’nin yönetimi gibi konularda ABD ile geniş bir anlayış zemini yaratabileceğini” belirtti.

Meşal, “silahtan arındırma değil dondurma” önerisini anlatırken, “İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarının tekrarlanmayacağına dair sağlam garantiler sağlayacak bir çerçeve oluşturmak istiyoruz” dedi.

“Filistin yönetiminin rolü”

İsrail, Hamas’ın elindeki son İsrailli rehinenin naaşı teslim edildikten sonra planın ikinci aşamasına geçilmesinde ısrar ediyor. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, geçişin “yakın” olduğunu belirtti ancak “Gazze’nin silahsızlandırılması gibi zorlu dosyalar bulunduğunu” ifade etti.

sdfrg
Filistin Ulusal Güvenlik Kuvvetleri'ndeki Özel Harekat Birimi 101 (Ulusal Güvenlik web sitesi)

Tartışmalar sürerken, Filistin yönetimi ise Gazze’de tam yetki devrinde ısrar ediyor. Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, son günlerde Arap, İslam ve Avrupa liderleriyle temaslarında yönetimin Gazze’de sorumluluk üstlenmeye hazır olduğunu vurguladı.

Hamas, bu pozisyona kamuoyu önünde yanıt vermese de, hareketin üst düzey bir kaynağı Şarku’l Avsat’a yaptığı değerlendirmede, “Filistin yönetiminin Gazze’de sorumluluk üstlenmesine karşı değiliz; ancak bunun ulusal bir uzlaşı programına dayanması gerekir” dedi.

Kaynak, “İsrail’in Gazze’de Filistin yönetiminin herhangi bir rolünü reddettiğini ve bu engelin aşılması için uluslararası baskıların devrede olduğunu” belirtti.