Yemen Başkanlık Konseyi iç çatışmaları sonlandırma için reform sürecinde

Yemen Başkanlık Konseyi Başkanı Alimi “Danışma ve Uzlaşma Komisyonu’nun” rolüne vurgu yaptı

Raşid el-Alimi dün Aden'de Danışma ve Uzlaşma Komisyonu başkan ve üyeleriyle yaptığı görüşmede (SABA)
Raşid el-Alimi dün Aden'de Danışma ve Uzlaşma Komisyonu başkan ve üyeleriyle yaptığı görüşmede (SABA)
TT

Yemen Başkanlık Konseyi iç çatışmaları sonlandırma için reform sürecinde

Raşid el-Alimi dün Aden'de Danışma ve Uzlaşma Komisyonu başkan ve üyeleriyle yaptığı görüşmede (SABA)
Raşid el-Alimi dün Aden'de Danışma ve Uzlaşma Komisyonu başkan ve üyeleriyle yaptığı görüşmede (SABA)

Yemen Başkanlık Konseyi'nin ülkede yeniden yapılandırılan devlet sisteminin güvenlik, askeri ve ekonomik sorunları uzlaşma ve ortaklık temelinde çözme yönündeki yoğun çabalarına paralel olarak Konsey Başkanı Raşid el-Alimi, Konseyin desteklenmesinde “Danışma ve Uzlaşma Komisyonu’nun” rolünün önemini vurguladı.
Resmi kaynaklara göre, Alimi ve Konsey üyesi İdris ez-Zübeydi Danışma ve Uzlaşma Komisyonu başkanı Muhammed el-Gaysi ve birtakım temsilci ile Pazar günü Aden'de görüştüler.
Şarku’l Avsat’ın SABA haber ajansından aktardığına göre, toplantıda “Danışma ve Uzlaşma Komisyonunun çalışma programı, Komisyon’un Başkanlık Konseyi’ni desteklemedeki rolünü etkinleştirme gereklilikleri ve mevcut ulusal mutabakat, birlik ve çeşitli düzeylerde arzu edilen ortaklık” konuları ele alındı.
Başkanlık Konseyi başkanı ve üyesi, Danışma ve Uzlaşma Komisyonu başkanlığıyla, “iç durumdaki son gelişmeler, devleti yeniden inşa etme, barış ve istikrarı sağlama ve Yemen'in Arap ulusuna aitliğini sağlamlaştırma projesi etrafında tüm ulusal güçleri ve bileşenleri seferber etmek için gereken çabalar” hakkında bir görüşme yaptı.
Resmi kaynaklar, komisyonun, Başkanlık Konseyi'nin kararlarına, Yetki Devri Bildirisi kapsamında geçiş aşamasının görevlerini yerine getirmeyi amaçlayan reformlarına ve ilgili ulusal, bölgesel ve uluslararası referanslara destek verdiğini kaydetti.
Yetki devri kararı, Başkanlık Konseyi'nin yanı sıra Hukuk ve Ekonomik Komitesi'nin desteğini almak üzere tüm Yemenli mezheplerden oluşan 50 üyeli "Danışma ve Uzlaşma Komisyonu’nun" kurulmasını içeriyordu.
Alimi'nin komisyonla görüşmesi, Aden'de Parlamento Başkanı ve bazı Parlamento üyeleri ve komisyon başkanlarıyla yaptığı görüşmede verdiği kapsamlı brifingin ardından geldi.
Geçiş aşaması
Yemen Başkanlık Konseyi Başkanı, Aden’deki toplantı sırasında, konseyin yetki devri duyurusunda belirtilen geçiş aşamasının tüm görevlerini yerine getirmeye ve tüm zorluk ve engellerle yüzleşmeye devam etme kararlılığını teyit etti. Alimi Aden'in ve kurtarılan valiliklerin güvenlik ve istikrarını artırmanın ve mali ve kontrol yönleri de dahil olmak üzere hizmet ve kurumsal sektörlerin reformuna devam etmenin önceliğini vurguladı.
Başkan Alimi, Suudi Arabistan ve BAE liderliğindeki koalisyon ülkelerinin meşruiyeti desteklemedeki rolünü överek, onların hedef alınmasına izin verilmeyeceğini kaydetti. Başkanlık konseyi başkanı bu ülkelerin yaptıkları fedakarlıkların ve çeşitli aşamalardaki kardeşçe ve cesur duruşların övgüyü, takdiri ve saygıyı hak ettiğini vurguladı.
SABA'nın aktardığına göre toplantıda Yemen arenasındaki son gelişmeler ve Aden'de parlamento toplantılarının yapılmasına ilişkin mevcut düzenlemeler tartışıldı.
Temsilciler Meclisi'nin son oturumu, geçen Nisan ayında, Aden kentinde yapılmıştı. Yemen'deki anayasal kurumların rolünü etkinleştirme önlemlerinin bir parçası olarak Temsilciler Meclisi'nin geçici başkent Aden'de yeniden toplanması için hazırlıklar sürüyor. Toplantının hedeflerinden biri Husi darbesine karşı koymada Başkanlık Konseyi'ni ve hükümeti desteklemek için anayasal kurumların Yemen arenasındaki rollerini ve varlığını harekete geçirmek.
Başkan Alimi, kurtarılan vilayetlerde devlet kurumlarının gözetim rolünü geliştirmek, karışıklıkları düzeltmek, yolsuzlukla mücadele etmek ve güvenlik ve hizmet koşullarını normalleştirmek için alınan önlemler hakkında konuştu. Alimi, Konsey'in, “Yüksek İhale Komitesi'nin yeniden oluşturulması için hükümete verdiği direktifler ve çeşitli valiliklerdeki rolünü harekete geçirmek, Yolsuzlukla Mücadele Yüksek Komisyonu'nun yeniden yapılandırılmasına yönelik devam eden düzenlemeler, kaynakları rasyonelleştirmek ve petrol dışı gelirleri geliştirmek için çalışmak” gibi konuları gündemine aldığını söyledi.
Alimi, devlet kaynaklarının toplanmasını denetleme görevinin Başkanlık Konseyi üyesi İdris ez-Zübeydi’ye verildiğini açıkladı. Zübeydi, Mali Kaynaklar Yüksek Komitesine başkanlık etmek üzere atandı.
Başkan Alimi verdiği brifingde başta Yüksek Yargı Kurulu ve Yargıtay olmak üzere yargı reformu ve destekleyici yargı birimlerinin yeniden yapılandırılması ile ilgili kararlara atıfta bulundu. Yemen’de geçtiğimiz günlerde yargı hiyerarşisine ilk kez bir kadın yargıç atandı. Başkanlık Konseyi, geçtiğimiz haftalarda Yemen'deki yargı sisteminin reformu ve yeniden yapılandırılması ile ilgili bir dizi karar yayınladı. Bu kararda Yüksek Yargı Konseyi başkanlığı, Yüksek Mahkeme ve adli teftişte yapılan değişiklikler yer aldı.
Başkanlık Konseyi Başkanı, ulusal para biriminin göreceli istikrarını korumak, temel emtia fiyatlarını dengelemek ve elektrik üretim hizmetini sürdürmek için hükümet ve yerel makamlarla ortak çabaları gözden geçirdi. Toplantıda özellikle geçici başkent Aden'de ve ülke genelindeki insan ıstırabını dindirmek adına aralıksız çabaların bir parçası olarak tahıl ithalatı için alternatif kaynakların güvence altına alınması konusu masaya yatırıldı.
Alimi, Başkanlık Konseyi'nin silahlı ve güvenlik birimleri ile Husi darbesini reddeden ulusal güçlerin çatışmalara dahil olmasına izin vermediğini söyledi. Konsey, iki birim arasındaki farklılıkların üstesinden gelmek ve ortak düşman olan İran destekli Husi milislerine karşı silahları yönlendirmek için çalışma gereğini vurguladı.



Netanyahu, ABD elçisiyle Lübnan'daki durumu görüştü

Beyrut'un güney banliyölerinde son İsrail saldırısının gerçekleştiği yer (Şarku'l Avsat)
Beyrut'un güney banliyölerinde son İsrail saldırısının gerçekleştiği yer (Şarku'l Avsat)
TT

Netanyahu, ABD elçisiyle Lübnan'daki durumu görüştü

Beyrut'un güney banliyölerinde son İsrail saldırısının gerçekleştiği yer (Şarku'l Avsat)
Beyrut'un güney banliyölerinde son İsrail saldırısının gerçekleştiği yer (Şarku'l Avsat)

Papa 14. Leo'nun uçağı Beyrut'tan ayrılır ayrılmaz İsrail'e ait insansız hava araçlarının (İHA) yeniden şehrin semalarında uçmaya başlaması, ziyarete eşlik eden sakinliğin hesaplanmış, geçici ve ziyaretle ilgili kaygılarla dayatılan bir durum olduğunu gösteriyor.

İsrail Yayın Kurumu, Başbakan Binyamin Netanyahu ve Savunma Bakanı Yisrael Katz'ın, Lübnan'a yönelik İsrail tehditleri arasında, ABD elçisi Morgan Ortagus'la, Lübnan'ın başkenti Lübnan'a yapacağı ziyaret öncesinde bir araya geldiğini bildirdi.

Ayrıca İsrail ordusu sözcüsü Avichay Adraee, "X" hesabından paylaştığı videoda, "Hizbullah"ın 121. Birimi'nin, 2020'deki Beyrut limanı patlamasıyla ilgili ipuçlarını ortaya çıkarmak üzere oldukları için Joseph Skaff, Munir Ebu Racili, Joe Bejjani ve Lokman Slim olmak üzere dört önemli Lübnanlı ismin öldürülmesinin arkasında olduğunu söyledi.

Papa Leo, liman patlamasının yaşandığı yeri ziyaret ederek, patlamada hayatını kaybedenlerin ruhları için sessizce dua etti ve kendisini gözyaşlarıyla karşılayan, ellerinde sevdiklerinin fotoğrafları olan çok sayıda vatandaşla tokalaştı.


İsrail: Hizbullah, Beyrut limanındaki patlamayla bağlantılı olarak 4 Lübnanlıyı öldürdü

Beyrut limanındaki tahrip olmuş tahıl silosu sütunlarından bazıları, büyük patlamadan üç yıl sonra görülebiliyor (DPA)
Beyrut limanındaki tahrip olmuş tahıl silosu sütunlarından bazıları, büyük patlamadan üç yıl sonra görülebiliyor (DPA)
TT

İsrail: Hizbullah, Beyrut limanındaki patlamayla bağlantılı olarak 4 Lübnanlıyı öldürdü

Beyrut limanındaki tahrip olmuş tahıl silosu sütunlarından bazıları, büyük patlamadan üç yıl sonra görülebiliyor (DPA)
Beyrut limanındaki tahrip olmuş tahıl silosu sütunlarından bazıları, büyük patlamadan üç yıl sonra görülebiliyor (DPA)

İsrail, Lübnanlı Hizbullah örgütünü, 2020 yılında Beyrut limanında meydana gelen ölümcül patlamada örgütün rolünü ifşa edebilecekleri gerekçesiyle çok sayıda Lübnan vatandaşını öldürmekle suçladı.

İsrail ordusunun dün yaptığı açıklamaya göre dört kurban, patlamanın Hizbullah'ın yüksek patlayıcı amonyum nitrat depolamasından kaynaklandığını ortaya koymuş olabilir.

İsrail ordusu, ölen kişilerin Hizbullah ile patlama arasında bir bağlantı olduğunu ileri süren gümrük memurları ve gazeteciler olduğunu iddia etti.

Bilgiler bağımsız kaynaklarca doğrulanamadı. Hizbullah daha önce patlamanın sorumluluğunu reddetmişti.

Ağustos 2020'de Beyrut limanında meydana gelen patlamada 200'den fazla kişi hayatını kaybetmiş, 6 bin kişi yaralanmış ve mahalleler yerle bir olmuştu.

Patlamaya, güvenlik önlemleri alınmadan yıllarca depolanmış yüzlerce ton yüksek patlayıcı amonyum nitrat neden oldu. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre bu, dünyanın en büyük nükleer olmayan patlamalarından biriydi.

Patlamadan bugüne kadar kimse sorumlu tutulmadı.

Soruşturma, öncelikle siyasi nüfuz, yargısal engeller ve yaygın yolsuzluk nedeniyle tıkandı.

Yetkililer soruşturmadan kaçıyor ve hâkimler engelleniyor.

Hükümet, yılın başında soruşturmayı yeniden başlatacağını duyurdu. Bu girişim, siyasi açıdan güçlü Hizbullah'ın İsrail'le savaş nedeniyle zayıflaması ve soruşturmaların yıllardır ilerlemesinin engellenmesiyle de desteklendi.


Refah tünellerinin sırrı: Hamas unsurları 8 ay yeraltında nasıl hayatta kaldı?

TT

Refah tünellerinin sırrı: Hamas unsurları 8 ay yeraltında nasıl hayatta kaldı?

Refah tünellerinin sırrı: Hamas unsurları 8 ay yeraltında nasıl hayatta kaldı?

İsrail ordusunun, Gazze Şeridi’nin güneyindeki Refah kentindeki tünellerde Kassam Tugayları’na bağlı unsurları öldürdüğüne ve esir aldığına dair ardı ardına yaptığı açıklamalar, bu kişilerin kim olduklarına ve özellikle Mayıs 2024’te İsrail’in kenti işgal etmeye başlamasından, ardından operasyonu genişleterek tam kontrol sağlamasından sonra, tünellerde nasıl bu kadar uzun süre gizlenebildiklerine ilişkin pek çok soruyu beraberinde getirdi.

Bir aydan uzun bir süre boyunca, bu unsurların tünellerden silahsız ve can güvenliklerini sağlayacak bir yöntemle çıkarılmasına yönelik temaslar yürütülüyordu. Bu girişimler, İsrailli subay Hadar Goldin’in naaşının 9 Kasım’da teslim edilmesini hızlandırdı. Ancak İsrail, dosyayı Türkiye ile birlikte takip eden ABD ile yapılan sözlü mutabakatları daha sonra ihlal ederek bu kişilere güvenli çıkış izni tanımadı.

Günler ilerledikçe İsrail, söz konusu unsurları tünellerden veya sığınaklarından çıktıkları anda hava saldırılarıyla ya da doğrudan takip ederek öldürmeye veya esir almaya başladı. Bu durum, Refah’ın doğusundaki Ceninah Mahallesi’nde tünellerin son kalan ceplerinin tamamen kuşatılmasıyla daha da yoğunlaştı.

Tünellerde ve pusu bölgelerinde 8 ay

Şarku’l Avsat’a  konuşan Hamas içindeki sahaya yakın kaynaklar, “Bu direnişçilerin, savaşın büyük kısmını, İsrail ordusunun kentte konuşlanmasına ve çok sayıda tünele girmesine rağmen, çoğu zaman tünellerin içinde geçirdiklerini” söyledi. Kaynaklara göre tüneller, İsrail’in tüm ayrıntılarını hâlâ çözemediği bir yapıda inşa edilmişti.

Aynı kaynaklar, Kasım 2023’teki ilk 7 günlük ateşkes sırasında söz konusu savaşçıların yer üstüne çıktığını, çatışmalar yeniden başlayınca tekrar tünellere döndüğünü aktardı. Bu süreçte zaman zaman yer üstünde hareket ettikleri, pusu noktaları arasında geçiş yaptıkları, ardından yeniden tünellere çekildikleri belirtildi. Komutanlarıyla temas, Ocak 2024’te varılan ikinci ateşkese kadar sürdü. Bu ateşkes 18 Mart’a kadar devam etti.

Kaynaklardan biri, çatışmaların yeniden başlaması öncesinde, İsrail ordusunun Refah’ta konuşlanmasına rağmen bazı savaşçıların yer üstüne çıkarak Han Yunus’a ulaştığını, burada komutanlarıyla buluştuğunu ve bazılarıyla birlikte Şubat 2024’te İsrailli esir Avraham Mengistu’nun teslim sürecine katıldığını söyledi. Mengistu, 2014 savaşından beri Gazze’de tutuluyordu.

Savaş yeniden başlayıp diplomatik girişimler sonuçsuz kaldıktan sonra Kassam unsurları tüneller aracılığıyla tekrar Refah’a döndü ve yer üstündeki pusu bölgelerine geri yerleşti.

rth
İsrailli rehine Avraham Mengistu, Hamas ile İsrail arasında geçen Şubat ayında Refah'ta imzalanan esir değişim anlaşması kapsamında teslim platformunda görülüyor (Reuters)

Mart ayı sonunda itibaren bu kişiler, Ağustos ayına kadar komutanlıklarıyla irtibat hâlinde kaldı. Bu süre zarfında İsrail’in Refah’ı tamamen kontrol altına aldığı yönündeki açıklamalarına rağmen, İsrail güçlerine kayıplar verdiren bir dizi saldırı gerçekleştirdiler.

Bu dönemde Kassam Tugayları “Cehennem Kapıları” adını verdiği operasyonlar dizisini başlattı. Askeri araçların, tuzaklanmış evlerin ve tünel çıkışlarının patlatıldığı saldırılarda yaklaşık 6 İsrail askerinin öldürüldüğü açıklandı. Bu saldırılardan birinde Kassam unsurlarının bir İsrail askerini esir almaya çalıştığı belirtildi.

Hamas, o dönem yürütülen ateşkes müzakerelerinde, Refah Taburu’nun hâlâ sahada aktif olduğuna dair bir mesaj vermeyi hedefliyordu. Buna karşın İsrail’in askeri kaynakları, taburun tümüyle dağıtıldığını savunuyordu.

Doğrulanabilen bilgilere göre, Kassam komutanlarıyla birlikte Refah’ta bulunan savaşçılar yer altı tünellerinde ve yer üstündeki pusu noktalarında toplamda 8 aydan fazla süre geçirdi.

Yiyecek ve suya nasıl ulaştılar?

Ateşkesin ardından İsrail ordusunun kontrolündeki bölgede sıkışan bu savaşçıların iaşesiyle ilgili soruları yanıtlayan saha kaynakları, tünellerde belirli miktarda yiyecek ve suyun önceden stoklanmış olduğunu aktardı.

Kaynaklardan biri, geçmişte benzer şekilde erzakın tükendiği bir savaş deneyimine atıfla, savaşçıların muhtemelen İsrail askerlerinin daha önce kullandığı evlerde bıraktığı yiyeceklerden ya da hasar görmemiş Filistinli evlerindeki malzemelerden faydalanmış olabileceğini söyledi. Sosyal medyada aylar önce paylaşılan, “ev sahiplerinden aldıkları yiyecekler için helallik isteyen Hamas ve İslami Cihad mensuplarının bıraktığı notlar” buna örnek gösterildi.

Kaynaklar, Kassam’ın elit birliklerinin görevleriyle yer altındaki destek gruplarının görevlerinin birbirinden farklı olduğuna da dikkat çekti. Bazılarının lojistik ve ikmal, bazılarının pusu operasyonları yürüttüğü, bazılarının ise farklı gruplar arasında geçiş yaparak doğrudan saha komutanlığı ile temas kurduğu belirtildi.

Öne çıkan komutanlar

İsrail medyasının öldürülmelerinin ardından fotoğraflarını yayımladığı kişiler arasında, Refah’ın doğu tabur komutanı Muhammed el-Bavab, yardımcısı ve aynı zamanda eniştesi İsmail Ebu Lebde, ayrıca elit birlik komutanı Tufik Salim bulunuyor.

Kaynaklara göre Ebu Lebde, Avraham Mengistu’nun teslim edilmesi sürecinde Kızılhaç ekibiyle doğrudan temas kuran isimdi. Bavab ise süreci uzaktan takip etti.

Her iki isim de 2014 savaşında İsrailli subay Hadar Goldin’in kaçırılması operasyonunu yöneten kişiler olarak biliniyor.

df
Kızılhaç araçları, Hadar Goldin'in cenazesini geçtiğimiz kasım ayında Gazze Şeridi'nde taşıyor (Reuters)

İsrail’in öldürdüğü isimler arasında ayrıca, Hamas Siyasi Büro üyesi Gazi Hamad’ın oğlu Abdullah Hamad da bulunuyor. Abdullah Hamad’ın müzakere heyetinin üyesi olduğu, savaş öncesinde Hamas yönetimine bağlı Rubat Askerî Koleji’nden mezun olduğu ve eğitimci olarak görev yaptığı aktarıldı. Abdullah Hamad, kuzeni Ahmed Said Hamad ile birlikte, tünelde Kassam komutanları ve diğer savaşçılarla aynı noktada öldürüldü.

Kaynaklar, Gazi Hamad’ın kardeşi Said Hamad’ın ise 7 Ekim saldırısına katılan damatlarının öldürülmesinin ardından üç kızını İsrail bombardımanında kaybettiğini belirtti.