Pakistan’daki siyasi partiler Afgan Talibanı konusunda hayal kırıklığı yaşıyor

Pakistanlılar önceki gün Bağımsızlık Günü kutlamalarında milli bayraklarını taşıyor (AFP)
Pakistanlılar önceki gün Bağımsızlık Günü kutlamalarında milli bayraklarını taşıyor (AFP)
TT

Pakistan’daki siyasi partiler Afgan Talibanı konusunda hayal kırıklığı yaşıyor

Pakistanlılar önceki gün Bağımsızlık Günü kutlamalarında milli bayraklarını taşıyor (AFP)
Pakistanlılar önceki gün Bağımsızlık Günü kutlamalarında milli bayraklarını taşıyor (AFP)

Pakistan’daki siyasi partilerin yetkilileri, Pakistan Talibanı’nın (Tehrik-i Taliban Pakistan/TTP) gün geçtikçe ülkede bir ulusal güvenlik tehdidi haline gelmesi konusundaki endişelerinin artmasıyla birlikte Afganistan’daki Taliban hükümetiyle ilgili yaşadıkları hayal kırıklığını dile getiriyorlar. Pakistan Meclisi geçen hafta TTP’nin Svat Vadisi ve Kabileler Bölgesi’nde bir tehdit olarak yeniden ortaya çıkması sorununu tartıştı. Birkaç siyasi partinin lideri, Afgan Talibanı’nın ülkelerindeki durumu ele alma şekliyle ilgili yaşadıkları büyük hayal kırıklığını dile getirdi. Kabil’de Eşref Gani hükümetinin çökmesi ve Afgan Talibanı’nın Afganistan’da hükümete gelmesi, Pakistan’daki siyasi çevrelerde TTP’nin başkaldırısının kontrol altına alınması imkanıyla ilgili beklentilerin oluşmasına yol açtı. Afgan Talibanı’na Pakistan güvenlik kurumunun stratejik müttefiki gözüyle bakılırken, Eşref Gani hükümeti İslamabad ile anlaşmazlık yaşıyordu.
Afgan Talibanı’nın Kabil’i ele geçirdiği Ağustos 2021’den bu yana Pakistan’daki siyasi elitler ve iktidar zümresi birbiri ardına hayal kırıklıkları yaşadı. TTP, Afganistan’da bulunan sığınaklardan Pakistanlı güvenlik güçlerine karşı sınır ötesi saldırılar başlatan ilk taraf oldu. Afgan Talibanı unsurları bizzat Pakistan-Afganistan sınırındaki Pakistan kontrol noktalarına saldırdı. Ayrıca Taliban’ın Afganistan’ı ele geçirmesinden bu yana Hayber-Pahtunhva eyaletindeki terör saldırıları arttı.
Taliban karşıtı sosyal aktivist ve Kabile Bölgeleri Milletvekili Muhsin Davar, Meclis’te yaptığı konuşmada, Taliban’ın yükselişinden beri Pakistan içinde terör saldırılarının artmakta olduğunu ifade etti. Afgan Talibanı, Pakistan hükümeti ile TTP arasında arabuluculuk yapmaya başladığında Pakistan’daki siyasi partilerin umutları bir kez daha arttı. Ancak görüşmeler şu ana dek herhangi bir sonuç alınması ve şiddet eylemlerinin azaltılması noktasında başarısız oldu. Afganistan sınırında yer alan ve TTP’nin geri dönüşüne tanıklık eden Hayber-Pahtunhva eyaletindeki yerel yönetim İmran Han’ın partisinin elinde. Nevaz Şerif’in partisindeki milletvekilleri, İmran Han’a yönelttikleri “Taliban’ı ülkeye geri getirmek için gizlice komplo kurma” suçlamasını artık daha yüksek sesle dillendiriyor.
Muhsin Davar, El-İnsaf Hareketi Partisi’nin TTP’nin Hayber-Pahtunhva eyaletinde yeniden ortaya çıkmasına karşı düzenlediği protestolara destek vererek, Pakistan halkının Taliban’ın bu bölgelerde yeniden ortaya çıkmasına karşı güçlü bir direniş sergilemesi gerektiğini söyledi. Savunma Bakanı Khawaja Muhammed Asif Meclis’te yaptığı konuşmada, Hayber-Pahtunhva eyaletinde kanun ve asayişin güçlendiğini söyledi. Uzmanlara göre, Pakistanlı siyasi elitlerin, Afganistan Talibanı’nın Kabil’de kontrolü yeniden ele geçirmesiyle birlikte Pakistan’da barış ve istikrarın sağlanacağı yönündeki tüm umutları yok oldu. Afganistan-Pakistan sınırındaki kötü durum, Ağustos 2021’den bu yana daha da arttı.

Pakistan ordusu: Taliban’ın geri döndüğü konusu abartılıyor
Bununla birlikte Pakistan ordusu, Taliban’ın geri döndüğü konusunun abartıldığını açıkladı. Ordu, yaptığı açıklamada, durumun kontrol altında olduğunu ve durumun yakından takip edildiğini kaydetti.
Pakistan ordusu 2007-2014 arasında ülkenin kuzeybatı bölümündeki Taliban savaşçılarının etkisini kırdı ve ardından Afganistan’a kaçan militanları yenilgiye uğrattı. Radikal militanlar, Kabil’i ele geçirmesinden aylar önce 2020’de Pakistan’daki Afgan Talibanı’nın ardından gitti. Ancak Pakistan, Afgan Talibanı’nın zaferinden sonra yeni bir şiddet dalgasına tanık oldu.



“Kibir ve doğuştan gelen körlük”... Bağımsız soruşturma 7 Ekim'deki başarısızlıklardan Netanyahu'yu sorumlu tutuyor

 İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Reuters)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Reuters)
TT

“Kibir ve doğuştan gelen körlük”... Bağımsız soruşturma 7 Ekim'deki başarısızlıklardan Netanyahu'yu sorumlu tutuyor

 İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Reuters)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Reuters)

Bağımsız bir soruşturma komisyonu tarafından hazırlanan ağır bir raporda, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ciddi şekilde suçlandı. Komisyon, Netanyahu'nun İsrail'in ulusal güvenlik karar alma sürecini baltalamaktan birinci derecede sorumlu olduğu ve bunun da 7 Ekim 2023'te Hamas tarafından başlatılan saldırıya yanıt verilememesine yol açtığı sonucuna vardı.

Şarku’l Avsat’ın Times of Israel'den aktardığı habere göre, salı günü yayınlanan raporda, Netanyahu yönetimindeki İsrail'in siyasi liderliğinin, siyasi ve askeri aygıtlar arasında derin bir bölünmeye neden olduğu ve ülkeyi ani ve yıkıcı bir saldırıya karşı hazırlıksız bıraktığı kaydedildi.

Netanyahu'nun resmi bir soruşturma komitesi kurmayı reddetmesinin ardından bu yaz kurulan komite, Netanyahu hükümetinin İsrail Ordusu ve Şin Bet gibi güvenlik servisleriyle birlikte İsrail vatandaşlarını korumak olan temel görevinde başarısız olduğunu doğruladı.

Aralarında eski güvenlik yetkilileri ve siyasetçilerin de bulunduğu 120 kadar tanıkla yapılan görüşmeler de dahil olmak üzere kapsamlı araştırmalar yürüten komite üyeleri, başbakanın güvenlikle ilgili karar alma mekanizmasının hükümet içinde merkezileştirilmesine katkıda bulunduğunu, bunun da güvenlik tehditleri hakkında ciddi müzakereler yapılmasını engellediğini teyit etti.

Raporda, Netanyahu hükümetinin Hamas'ı desteklemeye devam etmesine yardımcı olan faktörler arasında “kibir ve doğuştan gelen körlük” olduğu belirtiliyor. Raporda ayrıca Netanyahu'nun kabinesindeki bakanlar da eleştirilerek, 7 Ekim'deki büyük güvenlik başarısızlığına yol açan hükümet sisteminin çöküşünden sorumlu olarak nitelendirildiler.

Raporun temel eleştirilerinden biri de İsrail ordusunun Gazze sınırındaki varlığının azaltılarak askerlerin yeterli destek ve koordinasyondan yoksun bırakılmasıydı. Komite, saldırı planları önceden bilinmesine rağmen ordunun Hamas'ın geniş çaplı işgaline karşı tamamen hazırlıksız olduğunu kaydetti.

Raporda ayrıca, ordunun yaklaşan tehditlere karşı hazırlıklarının azaltılmasında ve doğrudan tehditlerle başa çıkmada başarısız olduğu kanıtlanan “küçük ve akıllı ordu” stratejisinin benimsenmesinde rol oynayan önceki güvenlik hizmetleri başkanları da sert bir şekilde eleştirildi.