Libya: Türkiye ve Dibeybe hükümeti Başağa ile herhangi bir arabuluculuğu reddediyor

Trablus'ta olası bir çatışmanın patlak verebileceğine dair spekülasyonlar var

Tobruk’ta bulunan Temsilciler Meclisi oturumundan (Temsilciler Meclisi)
Tobruk’ta bulunan Temsilciler Meclisi oturumundan (Temsilciler Meclisi)
TT

Libya: Türkiye ve Dibeybe hükümeti Başağa ile herhangi bir arabuluculuğu reddediyor

Tobruk’ta bulunan Temsilciler Meclisi oturumundan (Temsilciler Meclisi)
Tobruk’ta bulunan Temsilciler Meclisi oturumundan (Temsilciler Meclisi)

Türkiye ve Geçici Ulusal Birlik Hükümeti’nin, pazartesi günü ülkenin siyasi durumuna ilişkin son gelişmeleri görüşmek üzere Tobruk’ta bir oturum gerçekleştiren Temsilciler Meclisi tarafından desteklenen Fethi Başağa başkanlığındaki İstikrar Hükümeti ile güç anlaşmazlığını çözmek için herhangi bir arabuluculuğu reddetmesinin ardından, Trablus'ta yeni çatışmaların çıkabileceğine dair spekülasyonlar güçlenmeye başladı.
Yerel medya tarafından pazar akşamı yayınlanan videolarda, Misrata'da bulunan ortak gücün, başkent Trablus'a zırhlı ve silahlı araçlar ve ambulans göndermeye devam ettiği görüldü.
Dibeybe’nin başkent, bakanlıkların karargâhı, üst düzey hükümet yetkilileri ve bakanların evlerinin çevresinde güvenliğin sağlaması için ilgili birimlere talimat verdiği iddia edildi.
Dibeybe, pazartesi günü başkent Trablus'ta yapılan hükümet toplantısında, Başağa ve taraftarlarının ‘silahlı askeri harekât yoluyla güç elde etmeye çalışan savaş savunucuları’ olduklarını söyleyerek, “Çocuklarımızın kanı ucuz değil. İktidara giden yol masumların kanı ve uzuvlarından değil, sandıktan geçer. Libyalıların bu hayali, şimdi her zamankinden daha acil bir gereklilik haline geldi. Hükümetimiz, ülkenin her alanında vatandaşların karşılaştığı tüm sorunları çözme konusunda istekli ve elinden geleni yapmaya hazır” ifadelerini kullandı.
Canlı yayınlanan ve zaman zaman elektriğin kesildiği toplantının video görüntülerinde, Dibeybe’nin, benzinli arabaları GPS ile takip etmek için bir teklifte bulunduğunu, ancak kimsenin bunu uygulamakla ilgilenmediğini söyleyen Çevre Bakanı İbrahim Münir'e yönelik sert tepkisi görüldü. Konuşmasında ülkenin güneyinde yaşanan, 25 kişinin ölümüne ve onlarca kişinin yaralanmasına neden olan son benzinli araç yangın felaketinden bahseden Dibeybe, bakanın sözleri sonlası öfkelenerek, bakanın sözünü kesti. Ayrıca onu bakanlar kuruluyla uyumsuz olmakla suçladı. Dibeybe, Çevre Bakanına seslenerek, “Burada sorunları çözmeye çalışoruz. Umarım bu sorunları çözen ekibin bir parçası olursunuz” dedi.
Dibeybe, pazar akşamı Twitter hesabı üzerinden yaptığı açıklamada, insanları yüzüstü bırakmayacağına söz vererek, politikasının gençlerin çıkarlarını ve olağan yaşamın geri dönüşünü hedef aldığını söyledi.
Ulusal Birlik Hükümeti Başbakanı Dibeybe, pazar akşamı Çevre Günü kutlamaları sırasında, gıda ve vatandaşın sağlığına dikkat etme çabalarından övgüyle bahsederek, “Bu günden sonra gıda, ilaç ve çevre güvenliği ile ilgili sıkıntıya yer yok” dedi.
Ulusal Birlik Hükümeti Sözcüsü Muhammed Hammude, herhangi bir Türk temsilcinin Libya’yı ziyaret edeceğine dair haberlerine yalanladı. Pazar günü yaptığı basın açıklamasında, “Hükümet ile resmi olarak muhatap olan Türkiye, mevcut durumla ilgili herhangi bir siyasi girişimde bulunmadı. Türk makamları, krize çözüm olarak istikrarı, sükûneti ve seçime gitme yaklaşımını destekliyor” dedi.
Türkiye Libya Büyükelçisi Kenan Yılmaz yerel basına yaptığı açıklamada, ülkesinin iktidarı Başağa'ya devretmek için Dibeybe’ye bir elçi gönderdiği iddialarını yalanlayarak, “Ankara, çatışan taraflar arasında fikir birliğine varmak ve aralarında bir toplantıya ev sahipliği yapmak için arabuluculuk rolü oynamaya hazır olduğunu tüm taraflara iletti. Dibeybe ile hâlihazırda açık iletişim kanallarına sahip olan Türk hükümetinin bu konuda özel bir elçiye ihtiyacı yok. İlişkimiz, Libya'da istikrar ve refahın hâkim olması, mevcut siyasi anlaşmazlıklara çözüm bulunması ve seçimlere gidilmesi için taraflar arasında uzlaşma temelinde diyalog kurulmasına dayanmaktadır” ifadelerini kullandı. Yılmaz, ülkesinin siyasi hedeflere ulaşmak için güce başvurulmamasını savunduğuna vurgu yaparak, Libya'da meşruiyetin yanında olduklarını söyledi.
Ancak yerel kaynaklar, Türk istihbaratından üst düzey bir yetkilinin Dibeybe’ye bağlı silahlı grupların liderleriyle bir görüşme düzenleyerek, ülkesinin herhangi bir çatışma halinde tarafsız kalacağını ve hiçbir grubu askeri olarak desteklemeyeceğini bildirdiğini belirtti.
Libya Ulusal Kurtuluş Cephesi ise toplantıya herhangi bir elçi göndermediğini açıkladı. Yapılan basın açıklamasında, “Seyfülislam Kaddafi'nin veya Kurtuluş Cephesi’nin temsilcisi olduğunu iddia eden kişi veya gruplar yalnızca kendini temsil eder” denildi.
Öte yandan, Başkanlık Konseyi Başkanı Muhammed el-Menfi, Magarha kabilesinin ileri gelenlerinden oluşan bir heyetin, ulusal uzlaşma projesinin tamamlanabilmesi ve ülkenin tüm bölgelerinde istikrarın sağlanabilmesi için Başkanlık Konseyine desteklerini ilettiklerini aktardı. Heyet, el-Menfi’nin Adalet Bakanlığı ile koordineli olarak haklarında yargı kararı verilen bazı mahkûmların serbest bırakılması konusundaki katkılarından övgüyle bahsederek, Libyalıları yeniden birleştirmeyi amaçlayan uzlaşma projesini başarılı kılmak için bu girişimlerin sürdürülmesini talep etti.
El-Menfi, Garyan belediyesinden bir heyet ile yaptığı görüşmede, kendisinin ve Libya'nın tüm belediyelerinin, Başkanlık Konseyi'nin ülkedeki krizi sonlandırmak ve kalıcı barış ve istikrarı sağlamak için gerçekleştirmeye çalıştığı ulusal uzlaşma projesinin bir parçası olduğunu vurgulamıştı.
Yapılan açıklamada, heyetin, Başkanlık Konseyi'nin Libya'da istikrarın sağlanması ve seçimlerin yapılmasının önünü açacak ulusal uzlaşı projesi yoluyla güvenliğin sağlanmasına ilişkin desteğinin devam ettiği belirtildi.
Öte yandan, ülkenin doğusundaki Tobruk'ta pazartesi günü yapılan Temsilciler Meclisi oturumu, güneydeki ‘akaryakıt faciası’ sırasında hayatını kaybedenler için bir dakikalık saygı duruşu ile başladı. Temsilciler Meclisi Sözcüsü Abdullah Büleyhık, yaptığı basın açıklamasında, ““Oturumda tedavi gören yaralıların durumları, söz konusu felaketten etkilenenler ve devlet kurumlarının aldığı önlemler ele alındı. Ayrıca yaşanan felaketin nedenleri, çözüm yolları, genel olarak ülkenin güneyinde yaşayan halkın içinde bulunduğu koşullar ve yetersiz yaşam hizmetleri sebebiyle yaşadığı sıkıntılar tartışıldı” ifadelerini kullandı.



‘Yeşil Refah’ ve ‘Yeni Gazze’... Gazze Şeridi'ni neler bekliyor?

Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Deyr el-Balah'ta yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan çadırlar (AP)
Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Deyr el-Balah'ta yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan çadırlar (AP)
TT

‘Yeşil Refah’ ve ‘Yeni Gazze’... Gazze Şeridi'ni neler bekliyor?

Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Deyr el-Balah'ta yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan çadırlar (AP)
Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Deyr el-Balah'ta yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan çadırlar (AP)

Son iki gündür Gazze Şeridi'ne ilişkin dosyada ‘Yeşil Refah’ ve ‘Yeni Gazze’ gibi yeni isimler öne çıkmaya başladı. Bu gelişme, ABD’nin arabuluculuğu ile Arap ve uluslararası desteğe rağmen İsrail ile Hamas arasındaki ateşkes anlaşmasının ikinci aşamasına geçişin sekteye uğradığı bir dönemde yaşanıyor.

İsrail basınındaki haberlere göre hükümet, ABD’nin kararına boyun eğerek orduya Refah’ın doğusunda ‘Yeşil Refah’ adıyla yeni bir kent kurulmasına yönelik saha çalışmalarına başlaması için izin verdi. İlk hazırlıklar kapsamında ağır iş makinelerinin bölgeye sokularak molozların temizlenmesi ve arazinin düzenlenmesi planlanıyor.

İsrail’in geciktirme girişimleri

İsrail medyasında yer alan bilgilere göre Tel Aviv yönetimi, bu çalışmaların henüz geçiş yapılmamış olan anlaşmanın ikinci aşamasına dahil olduğu gerekçesiyle haftalarca süren bir geciktirme çabasına girişti. Ancak Washington’un artan baskıları sonucunda İsrail, planın bir sonraki etabına yönelik hazırlıkları başlatmak zorunda kaldı.

Bu çalışmalar; işgal altındaki topraklarda Refah’ın doğusunda bir insani bölge ve yeni bir kent inşasını içeriyor. Washington yönetimi, söz konusu adımla Filistinlilere ‘umut şehri’ modelini sunmayı ve ‘Hamas’ın kontrolündeki eski, yıkılmış ve karanlık Gazze’nin’ karşısına ‘yeni, modern ve gelişen bir Gazze’ örneği koymayı hedefliyor.

İsrail, planın ikinci aşamasında atılacak bu tür adımların Refah Sınır Kapısı’nın açılmasına yol açacağı, ayrıca Gazze Şeridi’nin başka bölgelerinden çekilmeyi ve yerlerine uluslararası güçlerin konuşlanmasını gerektireceği gerekçesiyle itiraz etti. Söz konusu ülkeler, İsrail’in taleplerini karşılamanın zorluğu ve bölgedeki işgal koşulları nedeniyle kuvvet göndermeyi reddetti.

Şarku’l Avsat’ın İsrail Kanal 12 televizyonundan aktardığına göre, İsrail’in bu tutumu üzerine Washington yönetimi Tel Aviv’i süreci oyalamakla suçladı ve çok uluslu güce katılmaktan çekilen ülkelerin sorumluluğunu İsrail’e yükledi. Bu baskının ardından İsrail geri adım atarak yeni kentin inşasına başlanmasını kabul etti.

İsrail Kamu Yayın Kuruluşu KAN, İsrail’in ‘gelecek hafta bölgede geniş çaplı moloz temizliği başlatmak üzere ağır iş makinelerini Refah’a sokmaya hazırlandığını’ ve bunun ‘Hamas unsurlarından arındırılmış yeni insani bölgenin oluşturulması’ amacıyla yapıldığını bildirdi.

Silahlı milislerden destek

Habere göre İsrail ordusu, ‘İsrail’le koordineli çalışan silahlı milislere’ atılacak adımlar konusunda bilgi verdi. ABD planına göre bir sonraki aşama, ‘İsrail’in kısmen kontrol ettiği bölgelerde yabancı bir askeri gücün faaliyete geçmesini’ öngörüyor.

i24NEWS ise İsrail ordusunun Refah’ın doğusunda Filistinliler için ‘Yeşil Refah’ adıyla yeni bir kent kurulmasına yönelik geliştirme çalışmalarına fiilen başladığını bildirdi. Kanal, bölgede gelecek hafta kapsamı genişletilecek hazırlıkların sürdüğünü, bunların ‘moloz ve patlayıcı kalıntılarının temizlenmesini’ içerdiğini aktardı.

sdfrt
Gazze Şeridi'nin Refah kentindeki İsrail askerleri (Arşiv – Reuters)

Maariv gazetesinin haberine göre, Refah’ta faaliyet gösteren Yaser Ebu Şebab milisleri, söz konusu yeni kentin bulunduğu bölgede İsrail güçlerinin temsilcileriyle ve ayrıca İsrail’in güneyindeki Kiryat Gat’ta bulunan ABD komuta merkezi adına bölgede bulunan sivil temsilcilerle birlikte görülmeye başladı.

Kabinede itirazlar

Siyasi kaynaklar, İsrail’in bu adımına kabinenin büyük bölümündeki bakanların karşı çıktığını, hatta tepkinin öfkeye dönüştüğünü aktardı. Bakanların, İsrail’in ‘sarı hat üzerinde inşaat yaparak Gazze çevresindeki yerleşimleri tehlikeye atmaması gerektiğini’ savunduğu belirtildi. Bazı sağ görüşlü medya organları haberi ‘utanç’ başlığıyla duyurdu.

Başbakan Netanyahu ise kararını savunarak hazırlık çalışmalarının ‘tünellere büyük miktarda beton dökme ve geniş bölgeleri izole etme’ işlemlerini içerdiğini söyledi. Netanyahu, söz konusu adımların ‘Hamas’ın askeri altyapısını yok etme yönündeki İsrail çıkarlarına hizmet ettiğini’ ifade etti.

gthy
Başbakan Binyamin Netanyahu, Ocak 2025'te İsrail kabine toplantısına başkanlık ediyor. (DPA)

Netanyahu, uluslararası güce katılmaktan vazgeçen Arap ve İslam ülkelerinin tutumunun Katar ve Türkiye’nin çıkarlarına hizmet ettiğini savundu. Bu nedenle İsrail’in ABD yönetiminin taleplerine yanıt vermesi ve Washington’la çatışmaya girmemesi gerektiğini kaydetti.

Filistin Yönetimi ve Hamas’ın itirazları

Filistin Yönetimi, İsrail’in ‘Gazze’yi yeniden inşa’ başlığı altında yürüttüğü çalışmalara karşı çıkıyor. Yönetim, farklı düzeylerde yaptığı açıklamalarda bu dosyadaki rolünü korumakta kararlı olduğunu ve Arap planına desteğini sürdürdüğünü vurguluyor.

Filistin Başbakanı Muhammed Mustafa, perşembe günü bir İtalyan heyetini kabul ederken yaptığı açıklamada, “Gazze Şeridi için bir yeniden imar ve toparlanma planımız var. Bu planın bir icra programı bulunuyor ve Arap ile İslam ülkeleri tarafından benimsendi. Uluslararası toplum da New York Bildirgesi aracılığıyla destek veriyor. Kardeş Mısır’la birlikte Kahire’de bir yeniden imar ve toparlanma konferansı düzenlemek için çalışıyoruz” dedi.

Hamas, söz konusu projeyi ‘İsrail’in ateşkes anlaşmasını açık biçimde ihlal etmesini gerekçelendirmeye yönelik yeni bir aldatmaca’ olarak nitelendirdi. Hareket, yayımladığı açıklamada, “İsrail’in anlaşmayı çiğnediğini ve günlük ihlallerle daha ilk aşamayı ortadan kaldırdığını” belirtti.

Geçtiğimiz salı günü konuya ilişkin bilgi veren Mısırlı bir kaynak, Gazze’nin erken toparlanması ve yeniden inşasına yönelik Kahire Konferansı’nın kasım ayı sonunda yapılmasının planlandığını ancak toplantının erteleneceğini söyledi. Kaynak, “Konferans ay sonunda düzenlenmeyecek; biraz gecikmesi muhtemel. Özellikle şu anda paralel bir çaba yürütülüyor. Görünen o ki ABD, Refah’la ilgili kendi özel girişimini planlıyor” değerlendirmesinde bulundu. Bu açıklama, İsrail’in kontrolündeki bölgelerde oluşturulması öngörülen ‘yeşil bölgeye’ işaret olarak yorumlandı.

Gazze İnsan Hakları Merkezi, ateşkesin başlamasından bu yana geçen 47 günde İsrail tarafından işlenen ihlallerde 350 Filistinlinin öldürüldüğünü açıkladı. Ölenler arasında 130 çocuk ve 54 kadın bulunuyor.

Merkez, aynı dönemde günlük ortalama 11’i aşan 535 ihlal kaydettiğini bildirerek ateşkesin yürürlüğe girdiği ilk andan itibaren ihlallerin sürdüğünü vurguladı.

Açıklamada, İsrail’in insani yardım girişlerini kısıtladığı, günde yalnızca 211 kamyonun geçişine izin verdiği, oysa 600 kamyona izin verildiği yönünde iddialarda bulunduğu aktarıldı. Ayrıca İsrail’in üzerinde mutabık kalınan çekilme haritasına uymadığı ve sivil bölgelere yönelik ateş kontrolünü sürdürerek zaman zaman bölgeye girdiği belirtildi.


İsrail’den Suriye'nin Beyt Cin kasabasına baskın: En az kişi 9 öldü

Golan Tepeleri'nde iki İsrail askeri (Arşiv fotoğrafı - Reuters)
Golan Tepeleri'nde iki İsrail askeri (Arşiv fotoğrafı - Reuters)
TT

İsrail’den Suriye'nin Beyt Cin kasabasına baskın: En az kişi 9 öldü

Golan Tepeleri'nde iki İsrail askeri (Arşiv fotoğrafı - Reuters)
Golan Tepeleri'nde iki İsrail askeri (Arşiv fotoğrafı - Reuters)

Suriye kaynakları, İsrail devriyesinin bölgeye girmesi sonrası çatışma çıktığını; hava saldırılarının ardından yoğun sivil göç yaşandığını bildirdi.

Suriye medyası, Şam’ın güneyindeki Beyt Cin kasabasına düzenlenen İsrail baskının  ve hava saldırısının ayrıntılarını açıkladı. Suriye kaynakları, saldırılarda en az 9 kişinin öldüğünü aktardı.

Suriye’nin “El-İhbariyye” kanalı, kasabanın İsrail savaş uçaklarının yoğun bombardımanına hedef olduğunu, çok sayıda ölü ve yaralı bulunduğunu bildirdi.

Açıklamalara göre olay, İsrail’e ait bir askeri devriyenin bölgeye kara yoluyla girmesi, sakinlerle çatışma yaşanması ve devriyenin geri çekilmesi sonrası hava saldırılarının başlamasıyla tırmandı. Bölge üzerinde İsrail uçaklarının yoğun şekilde uçtuğu belirtildi.

Saldırıların ardından Beyt Cin’de büyük bir sivil göç hareketi yaşandı; çok sayıda kişi çevre kasabalara yöneldi.


Washington milislere: Irak'ta yeriniz yok

Süleymaniye ilindeki Çamçemal yakınlarında füze saldırısının ardından Kormor gaz sahası (Reuters)
Süleymaniye ilindeki Çamçemal yakınlarında füze saldırısının ardından Kormor gaz sahası (Reuters)
TT

Washington milislere: Irak'ta yeriniz yok

Süleymaniye ilindeki Çamçemal yakınlarında füze saldırısının ardından Kormor gaz sahası (Reuters)
Süleymaniye ilindeki Çamçemal yakınlarında füze saldırısının ardından Kormor gaz sahası (Reuters)

aIrak'ın kuzeyindeki Süleymaniye'de bir doğalgaz sahasının insansız hava aracıyla (İHA) bombalanması öfkeli tepkilere yol açtı ve ABD'nin silahlı gruplara uyarıda bulunması ve hükümetin faillerin yakalanması için harekete geçmesiyle sonuçlandı.

Kürdistan Bölgesel Yönetimi'ne göre çarşamba akşamı Dana Gas tarafından işletilen Khor Mor gaz sahasını hedef alan bir İHA saldırısı, elektrik santrallerine gaz arzının tamamen kesilmesine neden oldu. ABD'nin Irak Özel Temsilcisi Mark Savaya, saldırıyı "düşmanca dış amaçlarla hareket eden yasadışı grupları" gerçekleştirmekle suçladı.

Savaya, Bağdat'ı "bu saldırının sorumlularını tespit etmeye ve adalete teslim etmeye" çağırdı ve "tam egemen bir Irak'ta bu tür silahlı gruplara yer olmadığını" vurguladı.

Kürdistan Bölgesi Başbakanı Mesrur ​​Barzani ise Washington'a "sivil altyapıyı korumak için gerekli savunma ekipmanını sağlama" çağrısında bulundu. Barzani, "Bu tür saldırıların faillerinin geçmişte olduğu gibi cezadan kaçmaması gerektiğini" vurguladı.

Saldırıyı henüz üstlenen olmadı ancak Irak yetkilileri dün saldırıyı araştırmak üzere bir komite kurulduğunu duyurdu ve askeri bir sözcü de saldırıda yer alanların "cezalandırılacağına" söz verdi.