İran neden Suriye'de ABD’nin kullandığı et-Tanf Askeri Üssü’nü hedef aldı?

ABD tarafından kullanılan et-Tanf Askeri Üssü’ndeki Suriyeli muhalifler  (Magavir Es Sevra)
ABD tarafından kullanılan et-Tanf Askeri Üssü’ndeki Suriyeli muhalifler (Magavir Es Sevra)
TT

İran neden Suriye'de ABD’nin kullandığı et-Tanf Askeri Üssü’nü hedef aldı?

ABD tarafından kullanılan et-Tanf Askeri Üssü’ndeki Suriyeli muhalifler  (Magavir Es Sevra)
ABD tarafından kullanılan et-Tanf Askeri Üssü’ndeki Suriyeli muhalifler (Magavir Es Sevra)

İsrail, Suriye'nin batısındaki bir Rus üssünün yakınlarında İran milislerinin bulunduğu askeri bir mevziyi bombaladı. Ardından silahlı bir insansız hava aracı (SİHA), Suriye'nin doğusunda ABD’nin kullandığı bir üssün yakınlarını Rusya tarafından herhangi bir engelleme olmadan hedef aldı. Bunun İran'ın İsrail bombardımanına misillemesi olduğundan şüpheleniliyor. Bu iki gelişmenin, Suriye'de iç içe geçmiş haldeki uluslararası ve bölgesel taraflar arasındaki gelişmelere ve Ukrayna savaşının etkilerine birer örnek olduğu düşünülüyor.
Bu müdahalelerin ve bombardımanların şifresini çözmek için yıllar öncesine gidilmeli. ABD, bundan yıllar önce Suriye-Irak-Ürdün sınır üçgeninde askeri bir üs kurmaya karar verdi. Üssün kurulma amacının, DEAŞ ile mücadelede Suriyeli grupları desteklemek olduğu açıklandı. Diğer neden ise jeopolitikti. Amaç, Tahran'dan Bağdat, Şam ve Beyrut'a kara tedarik yolunun kapısı olan et-Tanıf bölgesini kontrol etmekti.
 Washington, yıllar içinde bu üssü bir füze sistemi, silahlar ve mühimmatla güçlendirirken DEAŞ’la mücadele için Suriye rejimi güçleriyle değil, Magavir Es Sevra (Devrim Komandoları) başta olmak üzere Suriyeli muhalif gruplarıyla bir eğitim merkezine dönüştürdü.
Adeta bir kale olan bu üssün, İran’ın, İsrail’in Suriye'deki ‘kırmızı çizgilerini’ geçmesini önleme kararlılığında İsrail savaş uçaklarına İran milislerinin bulunduğu mevzilerini hedef alan, uzun menzilli balistik füze fabrikaları kurmasını ve Hizbullah’a silah ve füze tedarik etmesini engellemeyi amaçlayan bombardımanları için istihbarat desteği sağlamak gibi başka bir görevi daha var.
Et-Tanf Askeri Üssü, ABD tarafından korunan dairenin çapından dolayı ‘55. Üs’ olarak da biliniyor. Üs, Suriye'nin güneydoğusundaki uyuşturucu ve silah kaçakçılığı ağlarının takibinde Ürdün'e askeri destek sağladı.

Peki İran’ın yanıtı ne oldu?
ABD öncülüğündeki DEAŞ ile Mücadele Uluslararası Koalisyonu’nun (DMUK) Fırat'ın doğusundaki kontrol alanını genişlettiği ve Irak ve Suriye sınırlarının her iki tarafında da birçok askeri üs kurduğunu bilen İran Devrim Muhafızları Ordusu’nun (DMO) yurtdışı kolu Kudüs Gücü eski Komutanı General Kasım Süleymani, DEAŞ’ı Deyrizor kırsalından kovma savaşlarına öncülük etti. Fakat en önemlisi, Suriye-Irak-Türkiye sınır üçgeninin kuzey köşesine doğru Elbukemal’den geçen alternatif bir yol oluşturmaktı. Washington, Moskova, Amman (ve Tel Aviv) tarafından İran'ı güney Suriye'den uzak tutmak için ‘Güney Anlaşması’nın kapsamını genişletme kararının alınmasıyla Süleymani, 2020 yılının başlarında suikast sonucu öldürülmesinden önce İran’ın Elbukemal ve Deyrizor kırsalındaki askeri nüfuzunu genişletmeye, yeni milisler edinmeye, füze fabrikaları kurmaya, fırlatma rampaları konuşlandırmaya ve yeraltı depoları oluşturmaya odaklandı.
İsrail ve ABD, Süleymani’nin bu adımlarına, Deyrizor kırsalındaki İran milislerinin konuşlandığı mevzilere, askeri bir varlığın oluşmasını engellemek amacıyla bazıları gizli olmak üzere yoğun baskınlarla karşılık verdi. Suriye ve Irak savaş sahalarını intikam için birbirine bağlamaya yönelik söylemler artarken Washington'ın müttefikleri ile Tahran arasında, Fırat Nehri'nin her iki yakasında karşılıklı bombardımanlar ve saldırılar gerçekleşti.

Tahran, bu kez nasıl bir yanıt verdi?
Güney cephesinin bombardımanlar ve uzlaşı anlaşmaları nedeniyle kısmen kapatılması, et-Tanıf bölgesi üzerinden kara yolunun ve Elbukemal'den alternatif yolun kesilmesinin ardından İran'ın ilgisi Akdeniz sularına kaydı. Başlarda İran ve Rusya arasında Suriye'nin sıcak suları için bir rekabeti vardı. Tartus Limanı ve Lazkiye'deki Hmeymim Hava Üssü Moskova'nın eline geçti. Tahran, Lazkiye Limanı’nı ele geçirmeye çalıştı, ancak İsrail tarafından birçok kez hedef alındı. Bu bombardımanlar neredeyse Tel Aviv ile Moskova arasında bir krize yol açıyordu. Rusya, İsrail’in bombardımanlarından yararlanarak Lazkiye Limanı’na el koydu.
İsrail ile İran arasında Suriye'de yaşanan gölge savaşındaki yeni gelişme, Tahran'ın Hizbullah'a olan silah tedarikini yoğunlaştırması ve Tel Aviv'in Tartus kırsalında Rusya’nın askeri üssü yakınlarında İran milislerini hedef alması oldu. Tel Aviv’in yeni tedarik hattını kesmek istediği ve Tel Aviv ile Moskova arasında artan gerilimi yansıttığı açık. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Ukrayna'daki gelişmelerle ilgili ‘savaş suçları’ ifadesini kullandığı için İsrail Başbakanı Yair Lapid'e, Lapid ise Rusya'daki İsrail Yahudi Ajansı’nın faaliyetlerini yasaklama kararı nedeniyle Putin’e kızgın.
Hesaplaşma arenası olan Suriye ise Rusya'nın İsrail savaş uçaklarına karşı füze sistemini kullandığı Tel Aviv'in Tartus'taki bir Rus askeri üssü yakınlarında İran milislerinin mevzilerini hedef alması karşısındaki öfkesini dile getirdi. Öte yandan Rusya, Suriye'nin doğusunda İran’ın SİHA ile ABD askeri üssünü hedef almasına herhangi bir engellemede bulunmadı. Tıpkı daha önceleri olduğu gibi İran'ı da eleştirmedi. Moskova, SİHA satın almak ve onları Ukrayna'da ABD’nin müttefiklerine karşı kullanmak için Tahran'la anlaşma yaptığı bir zamanda bunu nasıl yapabilirdi?  Tüm bunlar, Suriye arenasının karmaşıklığına ve bu karmaşıklığın Rusya’nın Ukrayna'da yürüttüğü savaş üzerindeki etkilerine dair yeni kanıtlardır.



İsrail polisi: Filistinlilerin saldırısında iki kişi öldü

İsrail polis araçları, Batı Şeria'da düzenlenen bir baskın sırasında (Arşiv-Reuters)
İsrail polis araçları, Batı Şeria'da düzenlenen bir baskın sırasında (Arşiv-Reuters)
TT

İsrail polisi: Filistinlilerin saldırısında iki kişi öldü

İsrail polis araçları, Batı Şeria'da düzenlenen bir baskın sırasında (Arşiv-Reuters)
İsrail polis araçları, Batı Şeria'da düzenlenen bir baskın sırasında (Arşiv-Reuters)

İsrail yetkilileri bugün, kuzey İsrail'de bir Filistinli tarafından gerçekleştirilen bıçaklı ve araçla saldırıda iki kişinin öldüğünü açıkladı.

 İşgal altındaki Batı Şeria'da İsrail polisi (Reuters)Batı Şeria'da İsrail polisi (Reuters)

İsrail acil servisleri, yaklaşık 68 yaşında bir adamın araç çarpması sonucu hayatını kaybettiğini bildirdi.

İsrail kamu yayın kuruluşu Kan ise yaklaşık 20 yaşında bir kadının bıçaklanarak öldürüldüğünü duyurdu.

 Ayrıca, iki kişinin de hafif yaralandığı belirtildi.

İsrail polisi, şüpheli saldırganın işgal altındaki Batı Şeria'da yaşayan bir Filistinli olduğunu açıkladı.

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, orduya saldırganın memleketi olan Batı Şeria'daki Kabatiye kasabasında operasyon başlatma emri verdi.

Ofisinden yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı: "Savunma Bakanı Yisrael Katz, cani teröristin geldiği Kabatiye’ye karşı İsrail ordusuna güçlü ve derhal harekete geçme talimatı verdi. Amaç, tüm teröristleri tespit edip etkisiz hale getirmek ve kasabadaki terörist altyapıyı çökertmektir."


Suriye Dışişleri Bakanlığı: SDG ile yapılan görüşmeler somut sonuç vermedi

Kamışlı şehrinde düzenlenen askeri geçit töreninde SDG mensupları, (Arşiv- Reuters)
Kamışlı şehrinde düzenlenen askeri geçit töreninde SDG mensupları, (Arşiv- Reuters)
TT

Suriye Dışişleri Bakanlığı: SDG ile yapılan görüşmeler somut sonuç vermedi

Kamışlı şehrinde düzenlenen askeri geçit töreninde SDG mensupları, (Arşiv- Reuters)
Kamışlı şehrinde düzenlenen askeri geçit töreninde SDG mensupları, (Arşiv- Reuters)

Suriye Dışişleri Bakanlığı'ndan üst düzey bir yetkili bugün yaptığı açıklamada, Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ile yapılan görüşmelerin henüz somut sonuç vermediğini belirterek, ülkenin kuzeydoğusundaki kurumların devlet kurumlarına entegre edilmesi konusundaki söylemlerin, icraat adımları atılmadan teorik ifadelerden ibaret kaldığını kaydetti.

Suriye Haber Ajansı'na (SANA) konuşan kaynak, Suriye'nin birliğine yapılan tekrarlanan vurgunun, ülkenin kuzeydoğusundaki gerçeklikle çeliştiğini, burada devlet çerçevesinin dışında ayrı ayrı yönetilen idari, güvenlik ve askeri kurumların bulunduğunu ve bunun da sorunu çözmek yerine "bölünmeyi sürdürdüğünü" söyledi.

 SDG mensupları, Suriye'nin kuzeydoğusunda (AFP)SDG mensupları, Suriye'nin kuzeydoğusunda (AFP)

Sözlerine şöyle devam etti: "SDG liderliğinin Suriye devletiyle diyaloğun devam edeceğine dair sürekli işaretlerine rağmen, bu görüşmeler somut sonuçlar vermedi. Bu söylemin, gerçek bir durgunluk ve uygulamaya geçme konusunda gerçek bir irade eksikliği ışığında, medya amaçlı ve siyasi baskıları absorbe etmek için kullanıldığı görülüyor."

Sözlerine şöyle sürdürdü: “Kuzeydoğu Suriye'deki kurumların devlet kurumlarına entegre edilmesiyle ilgili konuşmalar, somut adımlar veya net zaman çizelgelerinden yoksun, teorik ifadeler alanında kalmıştır. Bu durum, SDG ile imzalanan 10 Mart anlaşmasına olan bağlılığın ciddiyeti konusunda şüpheler uyandırıyor.”

Petrol dosyasına gelince, Dışişleri Bakanlığı'ndaki resmi kaynak, SDG liderliğinin petrolün tüm Suriyelilere ait olduğu yönündeki tekrarlanan iddialarının, “devlet kurumları içinde yönetilmediği ve gelirleri genel bütçeye dahil edilmediği sürece” güvenilirliğini kaybettiğini belirtti.

Şarku’l Avsat’ın SANA’dan aktardığına göre kaynak, görüşlerin yakınlaşmasından bahsetmenin, “zaman sınırlı uygulama mekanizmalarına sahip net, resmi anlaşmalara dönüştürülmedikçe anlamsız kaldığını” vurguladı.

Ayrıca, askeri dosyadaki anlaşmalardan bahsetmenin, "Suriye ordusu çerçevesinin dışında, bağımsız liderliğe ve yabancı bağlara sahip silahlı grupların varlığının devam etmesiyle bağdaşmadığını, bunun egemenliği zayıflattığını ve istikrarı engellediğini" ifade etti.

Suriye Dışişleri Bakanlığı kaynağı, aynı durumun "sınır geçişlerinin tek taraflı kontrolü ve bunların pazarlık kozu olarak kullanılması için de geçerli olduğunu, bunun da ulusal egemenlik ilkelerine aykırı olduğunu" belirtti.


Suriye'nin Humus kentindeki camide meydana gelen patlamada altı kişi hayatını kaybetti

Camide meydana gelen patlamadan  bir kare (SANA)
Camide meydana gelen patlamadan bir kare (SANA)
TT

Suriye'nin Humus kentindeki camide meydana gelen patlamada altı kişi hayatını kaybetti

Camide meydana gelen patlamadan  bir kare (SANA)
Camide meydana gelen patlamadan bir kare (SANA)

Reuters'ın haberine göre, yerel bir yetkili, Suriye'nin Humus vilayetindeki Alevi mahallesinde bulunan bir camide bugün meydana gelen patlamada altı kişinin öldüğünü ve 20 kişinin yaralandığını açıkladı.

Devlet medyası, güvenlik güçlerinin bölgeyi kordon altına aldığını ve soruşturma başlattığını bildirdi.

Şarku'l Avsat'ın Reuters'ten aktardığına göre yerel yetkililer, patlamanın intihar saldırısı veya bölgeye yerleştirilen patlayıcılar nedeniyle meydana gelmiş olabileceğini söyledi.