ABD, batısındaki kuraklığa çözüm için su kullanımına yeni kısıtlamalar getirdi

ABD, batısındaki 7 eyalet arasında giderek etkisini artıran kuraklık nedeniyle sorun olan su kullanımı konusunda yeni kısıtlamaları açıkladı.

AA
AA
TT

ABD, batısındaki kuraklığa çözüm için su kullanımına yeni kısıtlamalar getirdi

AA
AA

ABD’nin en büyük su rezervi olma özelliğine sahip Colorado Nehri'nin iklim değişikliğine bağlı küçülmesi ve üzerinde kurulu Mead Barajı Gölü ile Powell Gölü'nde su seviyelerinin tehlikeli sınırlara yaklaşması, ülkenin güneybatı eyaletlerindeki su tüketimine yeni kısıtlamalar getirilmesini zorunlu kıldı.
ABD Islah Bürosu (USBR), Aşağı Colorado Nehir Havzası'nın "Kademe 2" olarak adlandırılan bir kuraklık seviyesine ulaştığını, bu yüzden Arizona'ya yüzde 21, Nevada'ya yüzde 8 ve nehrin denize ulaşmadan önce topraklarından geçtiği Meksika'ya yüzde 7 oranında su kısıtlaması uygulanacağını açıkladı.
Islah Bürosu Şefi Camille Touton, bugün düzenlediği basın toplantısında, "Sistem, dönüşü olmayan bir noktaya yaklaşıyor ve harekete geçmeden sistemi koruyamayız. Sistemi korumak, Batı Amerika'nın insanlarını korumak demektir." dedi.
Tuton, haziran ayındaki Senato oturumunda, Colorado Nehri suyunun tasarrufu konusunda anlaşamayan 7 eyaleti uyarmış, 15 Ağustos'a kadar bir sonuca varılmaması durumunda federal kısıtlamaların devreye gireceğini belirtmişti.
Konuyla ilgili içerik sunan Calmatters.org sitesinde, pazartesi gününe kadar söz konusu 7 eyaletin su kısıtlamasının oranları hakkında bir anlaşmaya varamadığı bilgisi paylaşılmıştı.

NASA ABD'deki kuraklığı uzaydan görüntülemişti
ABD Havacılık ve Uzay Ajansı (NASA), Temmuz ayında paylaştığı görsel içerikli raporda, son iki ayda yaşanan kurak mevsim sonucunda Mead Gölü'ndeki su seviyesinin 3 metreden fazla azaldığını, "rezervuarın ilk kez doldurulduğu Nisan 1937'den bu yana en düşük seviyesine inerek" doluluk oranının yüzde 27'ye düştüğünü ortaya koymuştu.
USBR, 17 Temmuz 2021'de, ABD’nin en büyük su rezervi olan ve Colorado Nehri üzerine kurulu Hoover Barajı’nın oluşturduğu Mead Gölü'nde ilk kez resmi olarak "su kıtlığı" ilan etmişti.
Geçen yılki kuraklık ilanının ardından Islah Dairesi, Colorado Nehri'nin suyunu kullanan eyaletlerden Arizona'nın yüzde 18, Nevada'nın yüzde 7 ve New Mexico'nun yüzde 5 oranında kesintiye gitmesi gerektiğini bildirmişti.
Uzmanlara göre hava sıcaklıklarının artması, Colorado Nehri’ni besleyen kar suyunun azalması ve nüfus artışıyla birlikte gelen fazla tüketim nedeniyle Mead Gölü’nde su seviyesi 1999 yılından beri düşüyor.
Uzmanlar, iklim değişikliği nedeniyle ABD’nin batısında 2000 yılından beri son 500 yılın en büyük “mega kuraklığının“ yaşandığına da dikkati çekiyor.

Batı ABD'de bir asırlık su kavgası
Colorado Nehri'nin suyu yaklaşık bir asır önce ABD'nin batısındaki 7 eyalet arasında paylaşılmış, anlaşma gereği nehir suyunun yarısı Yukarı Havza eyaletlerine (Colorado, Utah, Wyoming ve New Mexico), diğer yarısı Aşağı Havza eyaletlerine (California, Arizona ve Nevada) verilmişti.
Meksika da kendi topraklarından geçerek okyanusla buluşan nehir suyunun kullanımıyla ilgili küçük bir pay almaya hak kazanmıştı.
Colorado Nehri, bölgedeki 40 milyon insanın ana su kaynağıyken, nehir suyunun yaklaşık yüzde 70'i sulu tarım için kullanılıyor ve ülkenin kış sebzelerinin yüzde 90'ını sağlayan 15 milyar dolarlık bir tarım endüstrisinin temel ihtiyacını karşılıyor.
USBR'nin, geçen yılın ardından ABD'de ikinci kez kuraklık ilan etmesi, gelecek yıl Powell Gölü ve Mead Gölü barajlarından su salımının daha da azaltılacağı ve tarımla uğraşan bölge halkının bir kısmının göç etmek zorunda kalacağı beklentisini güçlendiriyor.



Cumhurbaşkanı Erdoğan, Mesut Barzani ile görüştü

Fotoğraf: Barzani'nin ofisi
Fotoğraf: Barzani'nin ofisi
TT

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Mesut Barzani ile görüştü

Fotoğraf: Barzani'nin ofisi
Fotoğraf: Barzani'nin ofisi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) Başkanı Mesut Barzani'yi kabul etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Erbil'deki temasları kapsamında Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) Başkanı Mesut Barzani ile bir araya geldi.

IKBY Başkanlık Sarayı'ndaki görüşme basına kapalı gerçekleşti.


Hatıraların beyne maliyeti ortaya kondu

Beynin anıları nasıl depoladığını keşfetmek hafızayı etkileyen hastalıkların tedavisinde yeni kapılar açabilir (Unsplash)
Beynin anıları nasıl depoladığını keşfetmek hafızayı etkileyen hastalıkların tedavisinde yeni kapılar açabilir (Unsplash)
TT

Hatıraların beyne maliyeti ortaya kondu

Beynin anıları nasıl depoladığını keşfetmek hafızayı etkileyen hastalıkların tedavisinde yeni kapılar açabilir (Unsplash)
Beynin anıları nasıl depoladığını keşfetmek hafızayı etkileyen hastalıkların tedavisinde yeni kapılar açabilir (Unsplash)

Hatıraları uzun süreli belleğe kaydetmek için beyin hücrelerinin zarar gördüğü ortaya çıktı. 

New York'taki Albert Einstein Tıp Fakültesi'nden bilim insanları, uzun süreli anıların kontrollü bir DNA hasarı ve inflamasyonla depolandığını buldu.

Araştırmacılar fareler üzerinde yaptıkları testlerde bu hasarın hipokampusta gerçekleştiğini gözlemledi. Beynin bu bölümü anıların oluşmasında temel bir yere sahipken, uzun süreli bellek açısından da kilit bir rol oynuyor. 

Önde gelen hakemli dergi Nature'da yayımlanan çalışmayı yürüten nörolog Dr. Jelena Radulovic, "Beyin nöronlarının inflamasyonu, Alzheimer ve Parkinson hastalığı gibi nörolojik sorunlara yol açabildiğinden genellikle kötü bir şey olduğu düşünülür" diyor. 

Ancak bulgularımız, beynin hipokampus bölgesindeki bazı nöronlardaki inflamasyonun uzun süreli anılar oluşturmak için gerekli olduğunu gösteriyor.

Farelere hafif ve kısa süreli elektrik şoku veren araştırmacılar bu sayede, deneyimlenen olayların hatırasını ifade eden epizodik belleği tetikledi. Hipokampustaki nöronları inceleyen bilim insanları Toll benzeri reseptör 9 (TLR9) adlı inflamasyon yolundaki genlerin aktive olduğunu gözlemledi. TLR9 normalde virüs ve bakterilerden gelen yabancı DNA parçalarını tespit ederek bağışıklık tepkilerini harekete geçiriyor. 

Bilim insanları ayrıca farelere verilen şokun DNA kırılmalarına yol açtığını fark etti. Bu tür kırılmalar sık sık meydana gelse de normalde hemen onarılıyor. Ancak buradaki hasar daha ciddi ve uzun süreliydi. 

Nöronlardaki TLR9 yolu aktive edildikten sonra kırılmayla ortaya çıkan DNA parçaları ve diğer moleküller hücre çekirdeğinden salınmaya başladı. Ardından DNA onarımı, bilim insanlarını şaşırtan bir yerde gerçekleşti: sentrozom. Hücre içindeki küçük bir yapı olan sentrozom normalde hücre bölünmesini kontrol ediyor. Fakat nöronların bölünmediğini belirten araştırmacılar inflamasyonla harekete geçen sentrozomun DNA onarımına katılarak nöronları "hafıza kümeleri" halinde bir araya getirdiğini ve anıların kaydedilmesini sağladığını düşünüyor.

Dr. Radulovic, "Hücre bölünmesi ve bağışıklık tepkisi milyonlarca yıldır hayvan yaşamında büyük ölçüde muhafaza ediliyor" diyor.

Evrim sürecinde hipokampustaki nöronların bu bağışıklık temelli hafıza mekanizmasını benimsemesi ve DNA'yı algılayan TLR9 yoluyla sentrozomun DNA'yı onarma işlevini birleştirerek hücre bölünmesine geçmeden anıları oluşturması muhtemel görünüyor.

Bilim insanları ayrıca nöronların, onarım süreci devam ederken geçici olarak yeni bilgilere kapandığını da kaydetti. Dr. Radulovic, "Bu önemli bir şey çünkü sürekli bilgi akışına maruz kalıyoruz ve anıları depolayan nöronların halihazırda edindikleri bilgileri koruması ve yeni girdilerle dikkatlerinin dağılmaması gerekiyor" diyor.

Son olarak araştırmacılar TLR9 yolu tamamen kapatıldığında uzun süreli anıların artık oluşmadığını ve DNA'nın nörodejeneratif hastalıklardakine benzer bir hasar aldığını gözlemledi. 

Independent Türkçe, Science Alert, Earth, Nature


AFP, Almanya Cumhurbaşkanı Steinmeier'in Türkiye ziyaretinin şifrelerini açıkladı

Erdoğan ve Steinmeier, kasımda Berlin'de Almanya Cumhurbaşkanı'nın resmi konutu Bellevue Sarayı'nda görüşmüştü (Reuters)
Erdoğan ve Steinmeier, kasımda Berlin'de Almanya Cumhurbaşkanı'nın resmi konutu Bellevue Sarayı'nda görüşmüştü (Reuters)
TT

AFP, Almanya Cumhurbaşkanı Steinmeier'in Türkiye ziyaretinin şifrelerini açıkladı

Erdoğan ve Steinmeier, kasımda Berlin'de Almanya Cumhurbaşkanı'nın resmi konutu Bellevue Sarayı'nda görüşmüştü (Reuters)
Erdoğan ve Steinmeier, kasımda Berlin'de Almanya Cumhurbaşkanı'nın resmi konutu Bellevue Sarayı'nda görüşmüştü (Reuters)

Fransız haber ajansı AFP, Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier'in Türkiye ziyaretine bir dönerciyle gelmesini yazdı.

Üç günlük ziyarete bugün başlayan Steinmeier, yanında Berlinli döner ustası Arif Keleş'i de getirdi. 

Ziyaretine İstanbul'dan başlayacak Almanya Cumhurbaşkanı, bugün İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve çeşitli sivil toplum kuruluşlarından temsilcilerle görüşecek. 

Keleş, bugün Steinmeier'in İstanbul'da düzenleyeceği akşam yemeğinde katılımcılara döner servis edeceklerini söyledi. 

Döneri de Berlin'den getirdiklerini belirten Keleş, Türkiye'den Almanya'ya göç eden dedesinin, yıllarca fabrikalarda çalıştıktan sonra 1986'da döner dükkanı açtığını anlattı. 

Keleş, Steinmeier'in davetinden ve "atalarımın yurdu" diye nitelediği Türkiye'ye gitmekten gurur duyduğunu ifade etti.

AFP, Almanya Cumhurbaşkanı'nın Keleş'i de yanına alarak "1960'lardan beri ülkeye çalışmaya giden Türk göçmenlerin kuşaklar boyu yaptığı katkıya dikkat çekmeyi amaçladığını" yazdı. 

Haberde, "bir göçmen başarı öyküsü" diye nitelenen dönerin, Almanya'da yaklaşık 7 milyar euroluk cirosu olduğuna işaret edildi. 

Steinmeier, salı günü Gaziantep'e giderek depremzedelere ilişkin projeleri inceleyecek. Ziyaretinin son günündeyse Ankara'da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'la görüşecek. Alman lider, burada Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş'la da bir araya gelecek. 

Almanya Cumhurbaşkanlığı Ofisi'nden kimliğinin paylaşılmamasını isteyen bir yetkili, ajansa Steinmeier'in ziyaretine Ankara'dan başlamamasının Erdoğan'a bir "sinyal" niteliğinde olduğunu söyledi.

AFP, Erdoğan'ın kasımda Almanya'ya günübirlik ziyaret düzenlediğini, özellikle Gazze savaşı nedeniyle iki lider arasında soğuk rüzgarlar estiğini hatırlattı. Ajans, 7 yıldır Cumhurbaşkanlığı yapan Steinmeier'in ilk kez Türkiye'yi ziyaret ettiğini de belirtti.

Haberde, "Erdoğan'ın Hamas'a verdiği destek, Filistinli militan gruba karşı savaşta İsrail'i destekleyen Berlin'i rahatsız etti" ifadeleri yer aldı.

Erdoğan, Steinmeier'in ardından Almanya Başbakanı Olaf Scholz'la da görüşmüştü. Yapılan basın toplantısında Scholz, "İsrail'in kendini savunma hakkı tartışılamaz" derken Erdoğan, Almanya'nın Holokost nedeniyle İsrail'e karşı gerekli tavrı göstermediğini savunmuştu.

Alman siyasetçiler de görüşme öncesi Steinmeier'e çağrıda bulundu. Yeşiller'den Alman-Türk Parlamenterler Grubu Başkanı Max Lucks, "Steinmeier, Erdoğan'la görüşmesinde insan hakları ihlallerini gündeme getirmeli" dedi.

Sahra Wagenknecht İttifakı'ndan (BSW) Parlamenter Sevim Dağdelen de Steinmeier'e ziyareti sırasında "Türkiye'de hukukun üstünlüğü ve demokrasi alanındaki büyük eksiklikleri göz ardı etmeme" çağrısı yaptı. 

Independent Türkçe, AFP, DW


Fotoğraf çektirmek isteyen turist, kratere düştü

Ijen yanardağından çıkan sülfürik gazların havayla temas ederek yanması, "mavi ateşe" yol açıyor (AA)
Ijen yanardağından çıkan sülfürik gazların havayla temas ederek yanması, "mavi ateşe" yol açıyor (AA)
TT

Fotoğraf çektirmek isteyen turist, kratere düştü

Ijen yanardağından çıkan sülfürik gazların havayla temas ederek yanması, "mavi ateşe" yol açıyor (AA)
Ijen yanardağından çıkan sülfürik gazların havayla temas ederek yanması, "mavi ateşe" yol açıyor (AA)

Çinli bir kadın, Endonezya'da popüler "mavi ateş" fenomeniyle bilinen yanardağda fotoğraf çektirirken kraterin kenarından düşerek hayatını kaybetti.

31 yaşındaki Huang Lihong ve eşi Zhang Yong, olay meydana geldiğinde Doğu Java eyaletinde rehberli bir tura katılmıştı. Hongxing News'un haberine göre ikili, güneşin doğuşunu izlemek için bölgedeki yanardağ turizmi parkı Ijen kraterinin kenarına tırmanmıştı.

Polise göre, 75 metre yükseklikten düşen kadın çarpmanın etkisiyle hayatını kaybetti. Polis memurları ölümün kaza olarak kayıtlara geçtiğini belirtti.

Tur rehberi, başlangıçta kadın fotoğraf çekerken uçurumun kenarından iki ila üç metre uzakta durarak güvenli mesafeyi koruduğunu söyledi.

Rehber, çifte tehlikeli noktalara dair uyarıda bulunduğunu da sözlerine ekledi.

Ancak rehber, Lihong'un bir ağacın yakınında fotoğraf çekmek için geriye doğru hareket etmeye başladığını belirtti. Lihong'un yakınlaşmasının sebebi çıplak ve dağınık dalları arka plan olarak kullanmaktı. 

Haberlere göre Lihong geriye doğru yürürken uzun ve dökümlü kıyafetine yanlışlıkla bastığı için uçurumdan düştü. 

Kadının etek mi yoksa elbise mi giydiği henüz belli değil.

Ijen yanardağı, sülfürik gazların yanmasından yayılan mavi ışık sayesinde oluşan "mavi ateşi"yle biliniyor.

2018'de yanardağın zehirli gazlar yaymaya başlamasının ardından çok sayıda kişi evlerini boşaltmak zorunda kalmış ve en az 30 kişi hastaneye kaldırılmıştı.

Ijen Yanardağı düzenli olarak az miktarda zehirli gaz salımı yapıyor olsa da bölge kamuya açık olarak faaliyet gösteriyor. 

Endonezya yaklaşık 130 aktif  yanardağa ev sahipliği yapıyor. Milyonlarca Endonezyalı, verimli tarım toprakları nedeniyle çoğunlukla yanardağların yakınında yaşıyor ve çalışıyor.

Independent Türkçe


Çöp dağında yangın: Delhi zehirli duman altında

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

Çöp dağında yangın: Delhi zehirli duman altında

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

Hindistan'ın en büyük çöp yığınlarından biri neredeyse 24 saat geçmesine rağmen yanmaya devam ediyor ve başkent Delhi'nin kenar mahallelerindeki yoğun nüfuslu bölgenin havasına zehirli dumanlar saçıyor.

40'tan fazla futbol sahasını kaplayan ve 65 metre yüksekliğe kadar çıkan Ghazipur çöp sahası, pazar akşamı bölgedeki sıcaklıkların yükselmesiyle alev aldı.

Yerel yetkililer yangının bugün de devam ettiğini ve en az 6 itfaiye aracının söndürme çalışmaları için olay yerinde olduğunu belirtti. 

Özellikle Hindistan'ın hızla yoğunlaşan sıcak hava dalgalarının metan zengini bu çöp sahalarını son derece yanıcı hale getirmesi nedeniyle çöp yığınlarının günlerce süren yangınlar çıkarması alışılmadık bir durum değil.

Bu çöp sahasında en son 2022'deki ölümcül sıcak hava dalgası sırasında büyük bir yangın çıkmıştı. 2018'de çöp yığının bir kısmının çökmesiyle iki kişi hayatını kaybetmişti.

Konut ve ticari binalarla dolu bölgeyi kalın bir zehirli duman tabakası kapladı. Bölge sakinleri solunum problemlerinden şikayet ediyor. 

Haber kanalı NDTV'ye konuşan olay yerinin yakınındaki Gharoli köyü sakinlerinden Ram Kumar, "Tahriş olduğundan dolayı gözlerimizi açık tutamıyoruz ve nefes almakta güçlük çekiyoruz" dedi.

Az önce arabayla Ghazipur çöp sahasını saran korkunç yangının yanından geçtim! Bu tür patlak veren yangınların kontrol altına alınması zordur, atık yönetimiyle ilgili politika ve uygulamalarımızdaki sistemik başarısızlığı gözler önüne seriyor

#Video | Delhi'nin Ghazipur çöp sahasında yangın patlak verdi

Uzmanlar, çöp sahasından çıkan zehirli dumanın solunmasının ciddi sağlık sorunlarına neden olabileceğini belirtti. 

Birds Clinic'te kıdemli göğüs hastalıkları danışmanı Dr. Shivakumar K., The Indian Express'e verdiği röportajda, "Çöp sahası yangınlarından çıkan dumanın solunması, solunum yolunda anında tahrişe neden olarak öksürük, hırıltılı ve nefes darlığı gibi semptomlara yol açabilir" dedi.

Muhalefette bulunan Başbakan Narendra Modi'nin Bharatiya Janata Partisi (BJP), halihazırda yolsuzluk suçlamasıyla hapiste tutulan Delhi eyalet Başbakanı Arvind Kejriwal'i, yönetiminin çöplüğü temizlemekteki "başarısızlığı" nedeniyle sertçe eleştirdi.

BJP sözcüsü RP Singh, "Delhi hükümeti başarısız oldu" dedi.

Çöp sahasını Aralık 2023'e kadar temizleyeceklerini iddia ettiler. Ancak bunlar hem yolsuzluk yapıyorlar hem de iç çatışmaya kapılmışlar. Delhi umurlarında değil.

Bu çöp sahası 1894'te açılmış ve 2002'de kapasitesini doldurmuştu. Ancak günde yaklaşık 2 bin ton çöpün dökülmesiyle hâlâ büyümeye devam ediyor ve yakında Tac Mahal'den daha yüksek olması bekleniyor.

Hindistan şehirleri her yıl 62 milyon ton atık üretiyor ve mevcut tahminlere göre bu rakam 2030'a kadar 165 milyona ulaşacak. 

Independent Türkçe


Tayvan'da 6,1 ve 6 büyüklüğünde 2 deprem meydana geldi

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

Tayvan'da 6,1 ve 6 büyüklüğünde 2 deprem meydana geldi

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

Tayvan'ın Hualien kentinde art arda 6,1 ve 6 büyüklüğünde 2 deprem oldu.
ABD Jeolojik Araştırma Merkezi (USGS), Tayvan'ın doğu kıyısındaki Hualien kentinin güneyinde iki deprem meydana geldiğini açıkladı.

10 kilometre derinlikte 6 dakika arayla kaydedilen depremlerin büyüklüğü 6,1 ve 6 olarak belirlendi.

Depremlerde ilk belirlemelere göre can veya mal kaybı bildirilmedi.

Tayvan'ın Hualien kentinde 3 Nisan'da 7,4 büyüklüğünde deprem meydana gelmişti.

Tayvan Merkezi Meteoroloji İdaresi ise depremin büyüklüğünü 7,2 olarak duyurmuş ve bunun son 25 yılda Tayvan'ı vuran en güçlü deprem olduğunu belirtmişti.


Türkiye, Irak, Katar ve BAE arasında "Kalkınma Yolu" mutabakat zaptı imzalandı

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

Türkiye, Irak, Katar ve BAE arasında "Kalkınma Yolu" mutabakat zaptı imzalandı

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani himayesinde Irak, Türkiye, Katar ve BAE arasında, Kalkınma Yolu Projesi'nde işbirliğine ilişkin 4'lü mutabakat zaptı imzalandı.

Bağdat'taki Hükümet Sarayı'nda imzalanan mutabakat zaptı, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Irak Başbakanı Sudani himayesinde gerçekleşti.

İmza töreninde Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Irak Ulaştırma Bakanı Rezzak Muhaybis, Katar Ulaştırma ve Haberleşme Bakanı Casim bin Seyf es-Sulayti ile BAE Enerji ve Altyapı Bakanı Süheyl Muhammed el-Mezrui de hazır bulundu.


İran'dan umre seferleri 9 yıl sonra yeniden başladı

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

İran'dan umre seferleri 9 yıl sonra yeniden başladı

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Nasır Kenani, 9 yıl aranın ardından bugün itibarıyla ülkesinden Suudi Arabistan'a umre seferlerinin başladığını belirtti.

Başkent Tahran'da haftalık basın toplantısı düzenleyen Kenani, gündemi değerlendirdi.

Kenani, Riyad'la yürütülen siyasi ve teknik görüşmelerin ardından sorunların çözüldüğünü ve 9 yıl aradan sonra İran'dan ilk defa umre için Suudi Arabistan'a seferlerin başladığını ifade etti.

İki ülkenin ilgili kurumlarının iletişim halinde olduğunu dile getiren Kenani, bugün itibarıyla umre seferlerinin başladığını ve İranlıların ilk seferini gerçekleştirdiğini kaydetti.

- "İran, savaş arayışında değil"

İran ile İsrail arasında son zamanlarda artan gerginliğe de değinen Kenani, ülkesinin savaş arayışında olmadığını, İsrail'e yönelik saldırının belirli bir amaç doğrultusunda İran'ın Şam'daki konsolosluk binasına düzenlenen saldırıya karşılık olarak gerçekleştirildiğini ve ülkedeki askeri ve istihbarat merkezinin bulunduğu 2 noktanın hedef alındığını söyledi.

Bölgedeki istikrarsızlığın temel sebebinin İsrail olduğunu söyleyen Kenani, İsrail'in "bazı ülkelerin desteğiyle 75 yıldır Filistin'de insanlık suçları işleyerek işgali sürdürdüğünü" ifade etti.

Kenani, İsrail saldırısı olduğu iddia edilen İsfahan'daki patlamalara ilişkin ise "Kanaatimizce, yaşanan olay pratikte önemsiz bir olay olup, askeri ve operasyonel hiçbir değeri yoktur. Siyonist gaspçı rejim bu eylemin sorumluluğunu üstlenmemiştir." dedi.

Söz konusu olayda küçük hava araçlarının kullanıldığını söyleyen Kenani, bu araçların İran silahlı kuvvetlerince "vurularak imha edildiğini ve düşmanın bu operasyondan hiçbir şey elde edemediğini" dile getirdi.


İsrail’in Refah’taki iki eve saldırısında hayatını kaybedenlerin sayısı 24’e yükseldi

Fotoğraf: Abed Rahim Khatib/AA
Fotoğraf: Abed Rahim Khatib/AA
TT

İsrail’in Refah’taki iki eve saldırısında hayatını kaybedenlerin sayısı 24’e yükseldi

Fotoğraf: Abed Rahim Khatib/AA
Fotoğraf: Abed Rahim Khatib/AA

İsrail ordusunun, Gazze Şeridi’nin güneyindeki Refah kentinde iki eve düzenlediği hava saldırısında aralarında 16 çocuk ile 6 kadının bulunduğu 24 Filistinlinin hayatını kaybettiği bildirildi.

AA muhabirinin aldığı bilgiye göre, İsrail ordusunun cumartesi akşamı Refah kentinin doğusuyla orta bölgelerinde iki ayrı binaya düzenlediği hava saldırısında ölenlerin sayısı 13’ten 24’e yükseldi.

Sağlık kaynakları, hayatını kaybedenlerin 16’sının çocuk, 6’sının da kadın olduğuna dikkati çekerek, hala enkaz altında çok sayıda kayıp ve yaralı olduğunu aktardı.

Gazze’deki Sivil Savunma İdaresi’nden dün gece yapılan yazılı açıklamada, “İşgal devleti (İsrail) ordusu uçaklarının hava saldırısı düzenlediği Refah'ın doğusunda George Caddesi üzerinde Abdulal ailesine ait çok katlı bir binanın enkazında çok sayıda Filistinli şehit oldu.” ifadesi kullanılmıştı.

Sivil Savunma İdaresi’nden dün akşam yapılan bir başka açıklamada da, İsrail'in Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah kentinin doğusundaki bir binaya düzenlediği hava saldırısında çok sayıda Filistinlinin cesedine ulaşıldığı belirtilmişti.

İsrail'in 7 Ekim'den bu yana Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda en az 14 bin 685’i çocuk, 9 bin 670'i kadın olmak üzere 34 bin 97 Filistinli öldürüldü, 76 bin 980 kişi yaralandı.

Enkaz altında halen binlerce ölü olduğu bildirilirken, halkın sığındığı hastane ve eğitim kurumları hedef alınarak sivil altyapı da tahrip ediliyor.

- İsrail'in Refah'a olası kara saldırısı

Uluslararası uyarılara rağmen, Refah'a saldırı planını onayladığını defalarca kez yineleyen İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, 8 Nisan'da yaptığı açıklamada saldırı için tarih belirlendiğini belirtmişti.

Buna karşın, İsrail devlet televizyonu KAN'ın 14 Nisan tarihli haberinde ise Netanyahu'nun, tarihinin belli olduğunu açıkladığı Refah'a saldırı planının "ertelendiği" iddiasına yer verilmişti.

Ayrıca, İsrail'in, kara işgali öncesinde bölgeye sığınanları çıkarmak için iki hafta içerisinde Refah yakınlarında 10 bin çadır kurmayı planladığı öne sürülmüştü.

30 bin ek çadırın da satın alma aşamasında olduğu, bunların da aynı bölgeye daha sonra kurulacağı kaydedilmişti.


ABD'de Columbia Üniversitesi, Gazze protestoları nedeniyle dersleri çevrim içi yapacak

Fotoğraf: Lokman Vural Elibol/AA
Fotoğraf: Lokman Vural Elibol/AA
TT

ABD'de Columbia Üniversitesi, Gazze protestoları nedeniyle dersleri çevrim içi yapacak

Fotoğraf: Lokman Vural Elibol/AA
Fotoğraf: Lokman Vural Elibol/AA

ABD'nin New York kentindeki Columbia Üniversitesi yönetimi, Gazze protestoları nedeniyle, yarından itibaren derslerin çevrim içi yapılabileceğini duyurdu.

ABD'nin ve dünyanın en prestijli üniversitelerinden Columbia'nın Manhattan'daki kampüsünde bir süredir devam eden olaylı Gazze protestoları, okul yönetimine, "isteyenlerin derslere çevrim içi devam edebileceği" yönünde karar aldırdı.

Kampüs merkezindeki parkı bir süredir işgal eden Filistin destekçisi öğrenciler sosyal medyada, üniversite yönetiminin, Gazze'ye destek protestolarından kaynaklı "güvenlik sorunu nedeniyle" okula gelmek istemeyen öğrencilerin derslere çevrim içi katılabileceği yönündeki duyurusunu paylaştı.

Sosyal paylaşım sitesi X'te paylaşılan video kaydında, okul duyurusunu okuyan protesto sözcüsünün kalabalık tarafından alkışlandığı görüldü.

Columbia kampüsünü, onlarca üyesinin gözaltına alınmasına rağmen terk etmeyen Gazze Dayanışma Kampı protestocuları, söz konusu kararı, okul yönetimine karşı alınan "bir diğer zafer" olarak değerlendirdi.

- Columbia Üniversitesindeki olay

Columbia Üniversitesinde Filistin yanlısı öğrenciler, okulun, Filistin işgalini ve Gazze'deki soykırımı destekleyen şirketlere devam eden finansal yatırımlarını protesto amacıyla kampüsün bahçesinde oturma eylemi başlatmıştı.

Rektör Minouche Shafik, eylemin üniversitenin işleyişi için "tehdit oluşturduğunu" savunarak, New York polisinden göstericilerin dağıtılması için yardım talebinde bulunmuştu.

Kampüse girerek oturma eylemine müdahale eden polis, 108 civarında öğrenciyi gözaltına almıştı. Okul yönetimi de eyleme karışan bazı öğrencileri okuldan uzaklaştırmıştı.

Rektör Shafik'in tutumu, 7 Ekim 2023'ten sonra ABD'deki üniversitelerde Filistinli öğrencilere karşı başlayan "ifade özgürlüğü" engellemeleri tartışmalarını tekrar gündeme getirmişti.