Mısır’da bazı bakanlıklarda kadın egemenliği geleneğe mi dönüştü?

Hükümette 6 kadın bakan bulunuyor. Sosyal Dayanışma ve Göç bakanlıklarındakiler yeni atandı

Görevi devretme ve devralma prosedürleri sırasında iki bakan, Nebila Makram ve Suha Cundi
Görevi devretme ve devralma prosedürleri sırasında iki bakan, Nebila Makram ve Suha Cundi
TT

Mısır’da bazı bakanlıklarda kadın egemenliği geleneğe mi dönüştü?

Görevi devretme ve devralma prosedürleri sırasında iki bakan, Nebila Makram ve Suha Cundi
Görevi devretme ve devralma prosedürleri sırasında iki bakan, Nebila Makram ve Suha Cundi

Mısır hükümetindeki 13 bakanlığı içeren son bakan değişiklikleri, gözlemcilerin dikkatlerini, kadınların sorumluluğu altında olan bazı bakanlıklara çevirdi. Öyle ki bu durumun bazı uzmanlar deyimiyle ‘tekel’ halini aldığı, son yıllarda görev tesliminin “bir tür gelenek” haline gelerek kadın bakanlardan kadın bakanlara yapıldığına çekti.  
Gözlemciler, yıllardır art arda gelen hükümetlerde kadınlar tarafından görevlerin üstlenilmesi sebebiyle “kadınların tekelinde” olduğu belirtilen bakanlıklardan en dikkat çekenleri arasında, Sosyal Dayanışma Bakanlığı, Çevre Bakanlığı, Göç Bakanlığı, Uluslararası İşbirliği Bakanlığı ve Kültür Bakanlığı yer alıyor.
Geçen hafta cumartesi günü, Mısır parlamentosu 13 bakanlığı içeren bir kabine değişikliğini onayladı. Söz konusu değişiklikler kapsamında, Planlama ve Ekonomik Kalkınma Bakanı Dr. Hale es-Said, Uluslararası İşbirliği Bakanı Dr. Rania el-Meşat, Sosyal Dayanışma Bakanı Nevin el-Gabbac, Çevre Bakanı Dr. Yasmine Fuad görevine devam ederken, Göç Bakanlığı’na Nabila Makram yerine Süha Samir Naşid, Kültür Bakanlığına ise Ines Abdel-Dayem yerine Nevin el Kilani atandı.
Kahire Üniversitesi’nden Siyaset bilimci Prof. Dr. Amani Mesud, Şarku’l Avsat’a “Kadınların bazı bakanlıkların sorumluluğunu üstlenmeye devam etmesi, devletin art arda gelen hükümetlerde kadınların varlığına yönelik yönelimini ve kararlılığını ayrıca kadınların, bakanlık pozisyonunu üstlenmelerini sağlayacak becerilere sahip kadınlara fırsat vermeyi garanti altına alacak şekilde siyasi olarak güçlendiklerini yansıtıyor” ifadelerini kullandı.
Mısır’da bakanlık görevine gelen ilk kadın, 1962 yılında Sosyal İşler Bakanı (şu anda Sosyal Dayanışma Bakanlığı) görevine gelen Hikmat Abu Zayd olmuştu. Abu Zayd 1965 yılına kadar görevde kaldı. Merhum Cumhurbaşkanı Enver Sedat döneminde, Ayşe Ratıb, 1971’den 1978’e kadar Sosyal İşler ve Sigortalar Bakanı olarak görev yaptı.
Siyaset Sosyolojisi Profesörü Dr. Hüda Zekeriye ise Şarku’l Avsat’a “Bazı bakanlıkların halihazırda kadın bakanlığı veya kadın tekeli haline geldiğini ve bunun devletin kadınları güçlendirme ve onlara güvenme vizyonunun yanı sıra önceki ve şimdiki kadın bakanların mesleki yeterliliklerinin ve sarf ettikleri çabalarını yansıttığı belirtmek mümkün. Zira kadınları görev almaya hak kazanacak bir konuma getirmede tarihsel bir çaba ve birikimi sürecindeyiz” ifadelerini kullandı.
Zekeriya “Mısır’ın ilk kadın bakanı Hikmat Abu Zayd’ın hazırladığı projelerin çoğu hala uygulanıyor. Çeşitli bakanlıklarda diğer kadın bakanların çoğu projeleri de öyle. Herhangi bir bakanlığın başında bir kadın bakanın bulunması, gelecekte görev alacak genç kadın kadrolar oluşturulmasında daha fazla kadın bakan olmasına yol açıyor” dedi.
Eski Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek, 1996 yılında Sosyal İşler Bakanı olarak Dr. Emel Osman’ı atayarak hükümet oluşturmaya birkaç kadını dahil etmeye başladı. Daha sonra birçok kadın çeşitli bakanlık görevleri üstlendi. Bu kadın bakanlar arasında Bilimsel Araştırma Bakanı Dr. Venice Kamel Gouda, Ekonomi ve Uluslararası İşbirliği Bakanı Dr. Neval et-Tatavi, Sigorta ve Sosyal İşler Bakanı Dr. Mervat el-Talavi ve Dışişleri Bakanı Feyza Ebu El Naga yer alıyordu.
Mısırlı kadınlar ilk kez 3 Mart 1956’da çıkarılan seçim yasasıyla, seçilme hakkını elde etti. 1956 anayasası aynı zamanda kadın ve erkek arasında hak ve görev eşitliğini içeren ilk Mısır anayasası olmuştu.
Zekeriya “Kadınların, özellikle liderlik pozisyonlarında erkeklerden daha fazla çaba sarf etmeleri gerekiyor. Herhangi bir kadın bakan çeşitli zorluklarla yüzleşir. Bunların en öne çıkanı, görevlerinin çokluğudur. Zira kadın bakan, iş sorumlulukları olan bir bakandır. Aynı zamanda bir anne ve bir eş olarak bir kadının geleneksel sosyal rolünü de taşır, buna roller çatışması denir. İşi ile ilgili seyahat için havaalanına gitmesi gerektiği tarih, çocuklarından birinin hastalığı olduğu damara denk gelebilir, bakan çocuğunu bırakıp giderse sosyal eleştiriye maruz kalır aynı zamanda işini de ihmal edemez” ifadelerini kullandı.



Filistinlilerden İsrailli protestoculara destek: Biz ölümü kutlamıyoruz

Filistin'deki örgütlerden biri, İsrail'deki protestoculardan etkilenerek "Birlikte yaşar, birlikte ölürüz" mesajı veriyor (Gazze Gençlik Komitesi/AP)
Filistin'deki örgütlerden biri, İsrail'deki protestoculardan etkilenerek "Birlikte yaşar, birlikte ölürüz" mesajı veriyor (Gazze Gençlik Komitesi/AP)
TT

Filistinlilerden İsrailli protestoculara destek: Biz ölümü kutlamıyoruz

Filistin'deki örgütlerden biri, İsrail'deki protestoculardan etkilenerek "Birlikte yaşar, birlikte ölürüz" mesajı veriyor (Gazze Gençlik Komitesi/AP)
Filistin'deki örgütlerden biri, İsrail'deki protestoculardan etkilenerek "Birlikte yaşar, birlikte ölürüz" mesajı veriyor (Gazze Gençlik Komitesi/AP)

Öldürülen Filistinli çocukların fotoğraflarını taşıyan İsrailli eylemcilere karşı taraftan destek mesajı iletiliyor. Gazzeli eylemciler, Hamas'ın öldürdüğü İsrailli çocukların fotoğraflarıyla poz veriyor. 

Gazze Gençlik Komitesi'nin üyeleri, "Filistinli çocukların fotoğraflarını kaldırdıklarını gördük ve biz de açık bir şekilde 'İsrailli çocukların öldürülmesine biz de karşıyız' demek istiyoruz" ifadesini kullanıyor.

Geçen hafta İsrail'deki sosyal medya kullanıcıları arasında yayılmaya başlayan fotoğrafların bazıları, 4 yaşındaki Ariel Bibas ve 9 aylık kardeşi Kfir'i de içeriyor. 

İsrail'de Hamas öncülüğündeki örgütlerin 7 Ekim 2023'te düzenlediği saldırıların sembolü haline gelen bu iki çocuk, anneleri Şiri Bibas'la birlikte kaçırılmıştı. Bir yıl sonra üçünün de cesetleri iade edilirken Hamas, bu ölümlerden İsrail'in hava saldırılarını sorumlu tutmuştu. 

Gazze Gençlik Komitesi, Tel Aviv, Kudüs ve Hayfa'da hem Binyamin Netanyahu yönetimini hem de savaşı protesto eden ve İsrail'in öldürdüğü Filistinli çocukların fotoğraflarını her hafta gündeme getirmeye çalışan göstericilere "barış içinde birlikte yaşama" mesajı verdi. 

İbranice ve Arapça "Yaşamak istiyoruz" yazıyor 

Örgütün Mısır'da yaşayan kurucusu Rami Aman, İsrail gazetesi Haaretz'e şöyle konuştu:

İsraillilere, çektiği tüm acılara rağmen Filistinlilerin de 'öteki'nin insanlığını tanıdığını göstermek istedik. Şiddeti meşru kılmayı asla düşünmedik, Filistinlilerin ölümleri kutladığı fikrine karşı çıkmayı hedefliyoruz. Gazze halkı bu savaşın bitmesini, İsrailli rehinelerin serbest bırakılmasını istiyor.

Aman, Gazze Şeridi'nin nüfusuna işaret ederek "7 Ekim'de yaşananlar, 2,5 milyon kişinin ölümünü meşrulaştıramaz. Mesajımız duymak isteyen her İsrailliye ulaştı. Fotoğraflar ve mesajlar beklediğimizden daha çok yayıldı" dedi. 

2010'de kurulan Gazze Gençlik Komitesi, 500'ü aşkın aktif üyesinin olduğunu bildiriyor. 

Sosyal medyada İsraillilerin "Bu bana barış umudu verdi" ve "Irkçılık ve korku dolu bir gerçekliğe üflenen taze bir nefes" gibi yorumlar yaptığı görüldü. 

Gazze Gençlik Komitesi'nin Hamas gibi örgütler tarafından hedef alınmasından korkanlarsa "Onlar kendilerini tehlikeye atmadı mı?" ve "Cesur adamlar. Umudun kazanmasını sağlamalıyız" gibi ifadeler kullandı. 

Diğer yandan bu mesajı samimi bulmayanlar da var: 

Bu, Hamas'ın psikolojik savaş hamlesi. Bebekleri ve çocukları öldürdüler ve şimdi onların fotoğraflarıyla birlikte acınası biçimde boy gösteriyorlar.

Gazze Gençlik Komitesi'nin kurucularından Aman, İsrail'in kamu yayımcısı Kan'ın da aralarında bulunduğu medya kuruluşlarının bunu Hamas'a karşı bir eylem gibi lanse etmesinden rahatsız olduğunu da söyledi. 

Amaçlarının İsrail'deki ailelere seslenmek olduğunu vurgulayan Aman, "Son 10 yılda Hamas'a karşı lafını sakınmayanlar ya Gazze'yi terk etmeye zorlandı ya da kendilerine uygulanan siyasi baskıları kullanarak yurtdışına iltica etti" demeyi de ihmal etmedi.

İsrail'in 7 Ekim 2023'ten bu yana Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda hayatını kaybedenlerin sayısı 58 bine yaklaştı.

Hamas öncülüğündeki örgütlerin 7 Ekim 2023'te düzenlediği saldırılar, 1219 kişinin ölümüne neden olmuştu. 251 rehineden 49'u hâlâ Gazze'de. İsrail ordusu bunlardan 27'sinin öldüğünü bildiriyor. 

Independent Türkçe, Haaretz, AFP