Mısır Sulama Bakanı: COP27, dünyanın su krizini öğrenmesi için bir fırsat

Mısır Sulama Bakanı: COP27, dünyanın su konusundaki “yoksulluğumuzu” öğrenmesi için bir fırsat (Bakanlığın internet sitesi)
Mısır Sulama Bakanı: COP27, dünyanın su konusundaki “yoksulluğumuzu” öğrenmesi için bir fırsat (Bakanlığın internet sitesi)
TT

Mısır Sulama Bakanı: COP27, dünyanın su krizini öğrenmesi için bir fırsat

Mısır Sulama Bakanı: COP27, dünyanın su konusundaki “yoksulluğumuzu” öğrenmesi için bir fırsat (Bakanlığın internet sitesi)
Mısır Sulama Bakanı: COP27, dünyanın su konusundaki “yoksulluğumuzu” öğrenmesi için bir fırsat (Bakanlığın internet sitesi)

Geçtiğimiz günlerde atanan yeni Mısır Su Kaynakları ve Sulama Bakanı Hani Suveylem, 27. Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Taraflar Konferansı’nı (COP27), su krizi yaşayan ülkelerden biri olarak Mısır’ın su konusundaki kıtlığı dünyaya göstermesinin yanı sıra Nil Havzası ülkelerinin halklarının Nil’in suyundan istifade etmesi ve iklim değişikliğinin olumsuz etkilerini azaltılması amacıyla Mısır ile Nil Havzası ülkeleri arasındaki işbirliklerinin güçlendirilmesi için bir fırsat olarak değerlendirdi.
Su Kaynakları ve Sulama Bakanlığı’na göre Mısır’ın su kaynaklarındaki bir açıktan dolayı sıkıntı yaşıyor zira ülkenin su ihtiyacı 114 milyar metreküpe ulaşırken, su kaynakları sadece 74 milyar metreküp su sağlıyor.
Mısır su ihtiyacının yüzde 90’ını karşılamak için Nil nehrinden sağlanan 55,5 milyar metreküplük su payına güvenirken, Etiyopya’nın Nil Nehri’nin ana kolu üzerine inşa ettiği Nahda Barajı’nı sebebiyle ile bu payda bir azalma bekliyor.
Şarku’l Avsat’ın Mısır kaynaklarından edindiği bilgiye göre Suveylem pazar günü anayasal yeminini ettikten sonra gerçekleştirdiği ilk geniş kapsamlı toplantıda, “Mısır’daki su yönetim sürecini, sudan yararlanan kişilere ulaşmasını sağlamak ve su geri dönüşümünü en üst düzeye çıkarmak üzere geliştirmek için tüm teknik ve idari imkanları kullanma” sözü verdi. Bakan, su güvenliğini sağlamak, bilimsel araştırmalara yönelik itimatı artırmak ve Ulusal Su Araştırma Merkezi’nin devletin gelecekteki projelerindeki rolünü güçlendirmek için Mısır içindeki ve dışındaki tüm kurumlarla yapılacak iş birliğinin önemini vurguladı.
Su Kaynakları Bakanı önümüzdeki dönemde, başta Tarım Bakanlığı olmak üzere Mısır’daki su kaynaklarının yönetimi ile ilişkili olan çeşitli bakanlıklar ile, su ve toprak verimliliğini artırmak ve iklim değişikliklerinin olumsuz etkileriyle mücadele etmek üzere daha fazla iş birliğine tanık olacağını söyledi. Bakan bunun, kuraklık ve tuzluluğu tolere edebilen, iklim koşullarına karşı daha toleranslı ayrıca daha yüksek mahsul verimi ve daha az su tüketimine sahip çeşitlerin geliştirilmesi için Ulusal Su Araştırma Merkezi ile Tarımsal Araştırma ve Çöl Araştırma Merkezi’nin rollerinin desteklenmesi ile olacağını belirtti. Bu iş birliğinin çatışmaları çözeceğini vurguladı.
Sulama Bakanı, Mısır’ın suyunu korumak ve mevcut yollar üzerinden en verimli şekilde yönetmek için yurtiçi ve yurtdışındaki tüm kurumlar arasındaki iş birliğinin sağlanmasının önemini vurguladı. Aynı zamanda suyu en verimli şekilde yönetmeye yardımcı olan Ulusal Su Araştırmaları Merkezi tarafından hazırlanan bilimsel ve uygulamalı araştırmalarından faydalanılmasına dikkat çekti. Bakan Nil suyundan Nil Havzası ülkeleri halklarının yararına yararlanmak ve iklim değişikliğinin olumsuz etkilerini azaltmak amacıyla, Mısır ve Nil Havzası ülkeleri arasındaki ilişkilerin geleceğinde ‘iş birliği’ teriminin en önemli başlık olacağını belirtti.
Bakana göre, Nil Havzası ülkeleriyle iş birliği dosyaları, iklim değişikliğinin nehrin su kaynakları üzerindeki olumsuz etkilerinin sınırlanmasına yönelik iş birliğini kapsıyor. Bakan Mısır’ın su kaynaklarının yüzde 97’sinin ülke sınırları dışından gelen Nil Nehri suyuna bağlı olduğunu ve bu durumun, bölge ülkelerin ortak çıkarlarına ulaşmak üzere iş birliğinin önemini vurguladığını belirtti.
Suveylem Mısır’ın su kaynakları yönetimindeki verimliliğini artırmayı amaçlayan tüm yeni uygulamalarda araştırmaların kullanımı genişletmek üzere, ülkenin dış ilişkilerin, Sulama Bakanlığı’nın planlarını desteklenmesi ve uluslararası üniversitelerdeki bilimsel araştırmaların Ulusal Su Araştırmaları Merkezi ile koordinasyon ve iş birliği sağlamak için kullanılmasına dikkat çekti.
Bakan, Kasım ayında Mısır’ın Şarm eş-Şeyh şehrinde düzenlenecek olan iklim zirvesinin dünyanın Mısır’ın iklim değişikliği dosyasında ne kadar ilerlediğini görmesi, Mısır’ın sorunlarının küresel gündeme getirilmesi ve su sıkıntısına çözüm aranmasına yardımcı olacağına dikkat çekti. Aynı zamanda zirvenin uluslararası deneyimlerden faydalanmak, dünyayı Mısır’ın su kıtlığına ilişkin sorunlarını göstermek için bir fırsat olduğunu belirtti. Bakan bunların yanı sıra söz konusu sıkıntıların gündeme getirilmesinin, bu zorlukların üstesinden gelinmesi ve iklim değişikliğinin olumsuz etkilerine uyum sağlaya yönelik projelerin uygulanmasında uluslararası teknik destek alınması içinde bir fırsat olduğunu söyledi.



Şarku’l Avsat’a konuşan Filistinli kaynak: Hamas 60 günlük ateşkes önerisinde 3 değişiklik talep etti

İsrail'in Gazze Şeridi'nin güneyine düzenlediği hava saldırısının ardından küçük bir çocuğu kucağında taşıyan bir adam (AFP)
İsrail'in Gazze Şeridi'nin güneyine düzenlediği hava saldırısının ardından küçük bir çocuğu kucağında taşıyan bir adam (AFP)
TT

Şarku’l Avsat’a konuşan Filistinli kaynak: Hamas 60 günlük ateşkes önerisinde 3 değişiklik talep etti

İsrail'in Gazze Şeridi'nin güneyine düzenlediği hava saldırısının ardından küçük bir çocuğu kucağında taşıyan bir adam (AFP)
İsrail'in Gazze Şeridi'nin güneyine düzenlediği hava saldırısının ardından küçük bir çocuğu kucağında taşıyan bir adam (AFP)

Hamas Hareketi’nin 60 günlük ateşkes önerisini kabul etmesi ve dolaylı müzakerelere hazır olduğunu duyurmasıyla Gazze Şeridi'ndeki ateşkes görüşmeleri yeni bir aşamaya girdi. Öte yandan İsrail'in, şimdiye kadar Gazze Şeridi'nin yüzde 65'ini kontrol altına aldığı bölgelerden çekilme konusunda engeller çıkaracağına dair bazı endişeler hakim.

Şarku’l Avsat’a konuşan uzmanlar, ABD’nin Gazze’deki savaş konusunda gösterdiği gayret ve krizin iki tarafının da olumlu tepkisinin ‘olası engelleri aşabileceğini, bunların en önemlilerinin ise geri çekilme ve savaşın sona erdirilmesine dair garantiler olduğunu’ düşünüyor. Uzmanlar, ateşkes anlaşmasının yakında, belki de Başbakan Binyamin Netanyahu'nun pazartesi günü Beyaz Saray'ı ziyaret edip Başkan Donald Trump ile görüşmesinden sonra veya kısa bir süre sonra sonuçlanacağını tahmin ediyorlar.

AlQahera News haber kanalının cuma akşamı kimliğini açıklamadığı Mısırlı kaynaklardan aktardığı bilgilere göre Mısır, tüm taraflar arasında mutabakat sağlayacak nihai bir formüle ulaşmak için çeşitli taraflarla yoğun temaslara başlarken taraflar arasında dolaylı müzakereler yeniden başladı. Hamas arabuluculara son tekliflerine cevabını iletti ve cevabında, kabul edilmesi halinde 60 günlük ateşkes sağlanması için dolaylı müzakerelere kapıyı aralayacağını belirtti.

Müzakerelerin gidişatını yakından takip eden Filistinli bir kaynak, dün Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, Hamas'ın öneriyi kabul ettiğini, ancak bazı değişiklikler talep ettiğini söyledi. Bu değişikliklerin başında savaşın sona erdirilmesi, insani yardımların Gazze Şeridi’ne girişiyle ilgili mekanizmanın yeniden düzenlenmesi ve İsrail'in 2 Mart öncesindeki mevzilerine geri çekilmesi geldiğini söyleyen kaynağa göre bu değişikliklerin sebebi ocak ayında varılan ateşkes anlaşmanın çökmesinin ardından İsrail’in daha fazla bölgeye genişlemesi. Kaynak, yeni müzakerelerin Doha ve Kahire arasında yapılacağını, çünkü iki ülke arasında anlaşma maddelerinin uygulanmasına ilişkin ortak dosyalar olduğunu belirtti.

cdfgrtyu
İsrail'in Gazze Şeridi'nin güneyine düzenlediği hava saldırılarında öldürülen Filistinliler (AFP)

Hamas tarafından cuma günü yapılan açıklamada, arabuluculara öneriye ilişkin ‘olumlu’ yanıt verildiği ifade edildi. Önerinin içeriğine değinilmeyen açıklamada, ‘önerinin uygulama mekanizması hakkında müzakerelere derhal başlamaya ciddiyetle hazır olduğu’ vurgulandı.

İsrail gazetesi Hayom, müzakerelerin devam etmesindeki en büyük zorluğun İsrail ordusunun Gazze Şeridi'nden çekilme haritası olacağını bildirdi. Hamas tam çekilme talep ederken, İsrail ‘Morag Koridoru’ adı verilen hattı ve onun güneyindeki tüm bölgeleri elinde tutmak istiyor.

İsrail Ordu Sözcüsü Avichay Adraee cuma günü X platformu üzerinden yaptığı açıklamada, ordunun Gazze Şeridi’nin yaklaşık yüzde 65'ini operasyonel olarak kontrol altına aldığını söyledi.

İsrail Yayın Kurumu’nun kaynaklardan aktardığına göre ‘Hamas’ın yanıtında önerilen değişikliklerin İsrail karar vericileri için bir zorluk oluşturacağı’ düşünülüyor. İsrail hükümeti Bakanlar Kurulu, anlaşmayı görüşmek üzere cumartesi akşamı toplanacağını açıkladı.

İsrail ve Filistin meselelerinde uzman olan siyaset bilimi profesörü Dr. Tarık Fehmi, İsraillilerin geri çekilme konusunda biraz oyalanacağını, ancak Hamas'ın anlaşmaya varmaya yönelik esnek tutumunu göz önünde bulunduracağını, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun ABD Başkanı Donald Trump ile görüşmeden önce bir miktar uzlaşma göstermeye mecbur kalacağını ve savaşan tarafların ABD Başkanı’nı kazanmak ve ona olumlu mesajlar vermek için çaba göstereceğini tahmin ediyor.

Her iki tarafın da çekinceleri nedeniyle Kahire ve Doha'da düzenlenen müzakerelerde tam çekilme konusunun gündeme gelmeyeceğini düşünen Dr. Fehmi’ye göre buna karşın İsrail güçlerinin yeniden konuşlandırılması ve nüfuslu bölgelerin dışına ve bazı koridorlardan çekilmesi söz konusu olabilir.

Ana çekilme noktalarının mevcut müzakereleri engellemesini beklemeyen Dr. Fehmi, savaşan tarafların önerilen çerçeve anlaşmasına onay verdiğini ve ayrıntıların taktiksel noktalar içerdiğini, gerçek anlamda radikal olmadığını, özellikle de Hamas'ın insani yardımların girişini öncelikli gördüğünü ve ABD ve İsrail destekli Gazze İnsani Yardım Vakfı (GHF) dışında uluslararası kuruluşların da insani yardım çalışmalarına dahil edilmesi için baskı yapacağını belirtti.

frgtyhu7
İsrail'in Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye’ye düzenlediği hava saldırısının ardından yükselen dumanlar (AFP)

Filistinli siyasi analist Dr. Eymen er-Rakab, anlaşmanın şu anki en önemli engelinin Hamas'ın işgalcilerin 2 Mart öncesindeki durumuna geri dönmesini talep etmesi olduğunu düşünüyor. İsrail, bu konudaki anlaşmayı kabul ederse, özellikle de Gazze Şeridi'nin yaklaşık yüzde 20'sini oluşturan Refah'ta kalma niyetinde olduğu için, büyük bir taviz vermiş olacak. Nihai durum ve tam çekilme konusundaki tartışmaların, yaklaşan ateşkes dönemine ertelenmesi bekleniyor. Bu ateşkes, ilerleyen aşamalarda İsrail'in uluslararası ve Arap güçlerinin varlığı karşılığında tam çekilmeyi kabul etmesini içerebilir.

İsrail gazetesi Yedioth Ahronoth, kimliği açıklanmayan İsrailli yetkililere dayandırdığı haberinde Trump'ın Netanyahu ile görüşmesi sırasında Gazze'de ateşkes anlaşması yapıldığını açıklayabileceğini yazdı.

ABD Başkanı Trump, geçtiğimiz cuma günü, Hamas'ın Gazze'deki ateşkes önerisine ‘olumlu’ yanıt vermesinin ‘iyi’ olduğunu söyledi. Başkanlık uçağı Air Force One’da gazetecilere açıklamalarda bulunan Trump, Gazze konusunda ‘birkaç gün içinde’ bir anlaşma sağlanabileceğini belirtti.

ABD merkezli televizyon ağı CNN’nin cuma günü aktardığına göre İsrailli 10 rehine canlı olarak, 18 rehine ise ölü olarak tam zamanında serbest bırakılacak ve herhangi bir tören veya kutlama yapılmayacak. Ateşkesin yürürlüğe girmesiyle birlikte Gazze'ye insani yardım akışı hemen başlayacak.

Dr. Fehmi’ye göre Beyaz Saray’a gitmek isteyen Netanyahu, Trump’ı ziyaret etmeden önce ateşkes anlaşmasının ilan edilmesini engelleyen ve formalitede kalan tüm anlaşmazlıkları, tüm sorunları ve önemli fikir ayrılıklarını bir kenara bırakarak siyasi çıkarlarına, İran dosyasına ve yeni Ortadoğu düzenlemelerine odaklanıyor.

Dr. Rakab ise önümüzdeki günlerde özellikle Netanyahu’nun Beyaz Saray ziyareti sırasında, 60 günlük ateşkesin yakında yürürlüğe girmesinden sonra ABD'nin savaşı kesin olarak durdurma arzusunun gerçek olup olmadığının daha net bir şekilde anlaşılacağına dikkati çekti.