Suriye: Dera’da DEAŞ ikinci liderini de kaybetti

Rus kuvvetleri 2018'de Tafas girmişti (Arşiv)
Rus kuvvetleri 2018'de Tafas girmişti (Arşiv)
TT

Suriye: Dera’da DEAŞ ikinci liderini de kaybetti

Rus kuvvetleri 2018'de Tafas girmişti (Arşiv)
Rus kuvvetleri 2018'de Tafas girmişti (Arşiv)

Pazartesi sabahı bölge halkı Dera’da eski bir DEAŞ liderinin cesedi ile karşılaştı. Dera'nın batı kırsalındaki Tafas şehrinin batısında, Muzayrib yolu üzerinde Masara eş-Şemri yakınlarında bulunan cesette silah izlerine rastlandığı kaydedildi.
Dera'nın kuzey kırsalındaki Cebab kasabasından olduğu bilinen söz konusu DEAŞ lideri Mahmud Ahmes el-Hallak, Suriye ordusu 2018'de Rus desteğiyle bölgeyi kontrol altına almadan önce, DEAŞ’ın Yermuk Havzası bölgesindeki Halid Bin Velid Ordusu örgütünün üyesiydi.
Geçtiğimiz günlerde batı bölgesinde DEAŞ’ın Güney Suriye'deki askeri komutanı Ebu Salim el-Iraki dahil olmak üzere 3 DEAŞ üyesinin öldürüldüğü kaydedildi.
DEAŞ’ın Yermuk Havzası’nın Tasil kasabasından eski üyesi Muhammed el-Avdat, Suriye ordusunun Dael şehrindeki kontrol noktalarından birinde tutuklandı. Avdat, itirafçı olup Merkez Komite üyeleri dahil olmak üzere bazı isimlere suikast düzenleneceğine dair ifade verdi.
Şarku’l Avsat’ın yerel kaynaklardan edindiği bilgiye göre Suriye devlet medyasına konuşan bir güvenlik kaynağı, Tafas'ta özel güvenlik operasyonu yürütüldüğünü aktardı. Kaynak aynı zamanda, “Operasyon kapsamında Ebu Ömer el-Cebabi lakaplı terörist Mahmud Ahmed el-Hallak etkisiz hale getirildi. DEAŞ’ın güney bölgesindeki en önemli liderlerinden biri sayılan Hallak, DEAŞ'ın Yermuk Havzası'ndaki askeri kanadında komutanlık yapmıştı. Aynı zamanda eğitim kamplarında yetkiliydi. Cebabi, yabancı bir ülkenin istihbarat servisleri ile koordineli bir şekilde DEAŞ liderleriyle birlikte çalışıyordu. Bir hafta önce Dera’nın batı kırsalındaki Advan kasabasında öldürülen Ebu Salim el-Iraki’nin yanısıra Abdurrahman el-Iraki de bu isimlerden biriydi” açıklamalarında bulundu.
Şarku’l Avsat’a konuşan özel kaynaklar ise Hallak’ın Suriye ordusundan ayrılan bir subay olduğundan, muhalefette 24. Piyade Tümeni komutanlığı yaptığından bahsetti. Ardından ortadan kaybolan ve 2016-2018 yılları arasında DEAŞ tarafından kontrol edilen Yermuk Havzası bölgelerinde ortaya çıkan Hallak’ın Temmuz 2018'de DEAŞ kontrolü altındaki Yermuk Havzası bölgelerine girdiği sırada Suriye rejim güçleri tarafından tutuklandığı belirtildi. 2019’da serbest bırakılan Hallak, ardından Yermuk Havzası’na geri dönerek Dera’nın batı kırsalındaki çeşitli bölgelere yöneldi.
Dün öğleden sonra şehrin sakinleri ve ileri gelenlerinden oluşan yerel güçler eşliğinde Tafas’a giren Suriye ordusu güçleri ve bazı güvenlik birimleri, burada denetimlerde bulundu. Kaynaklar, ordu güçlerinin eski bir çimento şirketi sahasında 72 saat süreliğine geçici bir askeri nokta kuracağını, ardından anlaşmada öngörüldüğü üzere geçtiğimiz günlerde Tafas'ın eteklerinde yoğunlaşan askeri takviyelerin geri çekilmesiyle geri çekileceğini aktardı. Söz konusu anlaşma, birkaç gün önce şehrin ileri gelenleri ve yerel liderler ile Dera'da rejime bağlı Güvenlik Komitesi arasında imzalanmıştı.
Tafas’ta bir hafta önce buradaki yerel savaşçılar ile Suriye rejimine bağlı güçler arasında kaydedilen çatışmalar azalmış durumda. Bu gelişme, yerel liderler ile güney bölgesi askeri güvenlik servisi yetkilisi ve Dera’daki Güvenlik Komitesi üyesi Tuğgeneral Luay el-Ali arasında bir ateşkes anlaşmasına varılması ardından gerçekleşti. Söz konusu anlaşma, arananların şehir dışı edilmelerini, Suriye rejim güçlerinin aranan şahısların barındığını öne sürdüğü bazı evlerde sınırlı aramaların yapılmasını öngörüyor.



İsrail ordusu, Gazze'de bir Hamas liderinin öldürüldüğünü duyurdu

Gazze şehrine düzenlenen İsrail hava saldırısında hedef alınan bir araç (AFP)
Gazze şehrine düzenlenen İsrail hava saldırısında hedef alınan bir araç (AFP)
TT

İsrail ordusu, Gazze'de bir Hamas liderinin öldürüldüğünü duyurdu

Gazze şehrine düzenlenen İsrail hava saldırısında hedef alınan bir araç (AFP)
Gazze şehrine düzenlenen İsrail hava saldırısında hedef alınan bir araç (AFP)

İsrail ordusu, Gazze şehrinde bir Hamas liderini öldürdüğünü duyurdu. Şarku’l Avsat’ın İ24 NEWS’ten aktardığına göre dün Gazze şehrinde bir araca düzenlenen İsrail saldırısında dört kişi hayatını kaybetti. Saldırının Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları'nın Operasyon Komutanı Ala el-Hadidi'yi hedef aldığı belirtildi.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun ofisi dün, Hamas’ın Yahudi devletiyle olan kırılgan ateşkes anlaşmasını ihlal ettiğini gerekçe göstererek, İsrail'in Gazze Şeridi'nde beş üst düzey Hamas yetkilisini öldürdüğünü açıkladı.

Netanyahu'nun ofisi tarafından X platformu üzerinden yapılan paylaşımda şu ifadeler yer aldı: “Bugün Hamas, İsrail askerlerine saldırmak için teröristleri İsrail kontrolündeki bölgelere göndererek ateşkes anlaşmasını bir kez daha ihlal etti. Buna karşılık İsrail, beş üst düzey Hamas teröristini ortadan kaldırdı.”


Tunus’ta adaletsizliğe karşı ve özgürlükler talebiyle protesto yürüyüşleri düzenlendi

Tunus’ta daha fazla özgürlük ve sosyal adalet talebiyle düzenlenen protesto gösterilerinden bir kare (Reuters)
Tunus’ta daha fazla özgürlük ve sosyal adalet talebiyle düzenlenen protesto gösterilerinden bir kare (Reuters)
TT

Tunus’ta adaletsizliğe karşı ve özgürlükler talebiyle protesto yürüyüşleri düzenlendi

Tunus’ta daha fazla özgürlük ve sosyal adalet talebiyle düzenlenen protesto gösterilerinden bir kare (Reuters)
Tunus’ta daha fazla özgürlük ve sosyal adalet talebiyle düzenlenen protesto gösterilerinden bir kare (Reuters)

Tunus’ta çoğunluğu gençlerden oluşan protestocular, sivil toplum örgütleri, aktivistler ve bağımsız siyasetçiler dün, ‘adaletsizliğe karşı’ ve özgürlük talepleriyle bir yürüyüşe katıldı. Yürüyüş, İnsan Hakları Meydanı’ndan başlayarak başkentin merkezindeki 5. Muhammed Caddesi’ni geçerek devam etti.

Protesto yürüyüşü, Tunus’un güneyindeki Gabes'te çevre kirliliğine karşı geniş kapsamlı protestoların, sektörel grevlerin ve ‘devlet güvenliğine karşı komplo kurmak’ suçlamasıyla hapiste tutulan politikacılar için uzaktan yapılan duruşmalara tepki olarak düzenlendi.

Bu durum, gazetecilerin yargılanması, sivil toplum kuruluşlarının ve basın kuruluşlarının faaliyetlerinin dondurulmasına ilişkin mahkeme kararları, vergi denetim kampanyası ve siyasi partilerin faaliyetlerinde önemli bir düşüşün yaşandığı bir dönemde ortaya çıktı.

Protesto yürüyüşü organizatörlerinden oluşan komisyonun sözcüsü gazetecilere yaptığı açıklamada, “Amacımız safları birleştirmek. Bildiğiniz gibi, bugün iklim zorlu. Adaletsizliği durdurmayı ve ülkenin uçuruma sürüklenmesini önlemeyi amaçlıyoruz” ifadelerini kullandı.

Protestolar sırasında göstericiler “Özgürlük, özgürlük, polis devleti bitti” ve “İş, özgürlük, ulusal onur” sloganları attılar. Göstericiler ayrıca üzerinde ‘Sadece adaletsizlik ve tehditleri bilen bir başkan! Halkın ve halkın isteklerinden uzaklaşan yolun nereye gidiyor?’ yazan büyük bir pankart açtılar.

Muhalefet kanadından Ulusal Kurtuluş Cephesi lideri Riyad Şuaybi, Alman Basın Ajansı DPA’ya yaptığı açıklamada, “Ulusal sahnede yaşanan çok yönlü siyasi, sosyal ve çevresel gelişmeler çerçevesinde, bu yürüyüş, beş yıldan fazla bir süredir durmuş olan demokrasi ve kalkınma sürecinin yeniden başlatılması hedefine ilişkin gerçek bir ulusal konsensüsü ifade ediyor” dedi.

Bu hareket, sokakta yetkililer ile Tunus'un en büyük sendikası olan Tunus Genel İşçi Sendikası (UGTT) da dahil olmak üzere çeşitli parti ve örgütlerden muhalefet kanadındaki gruplar arasındaki gerginliğin bir göstergesi olarak görülüyor.

Paris'te yaşayan Tunuslu muhalif siyasetçi ve Fransa'daki Tunuslular Demokratik Derneği Başkanı Tarık Tukabri, “Siyasi partilerin genel sekreterlerinin çoğu bugün hapiste. Siyasi görüşleri ne olursa olsun, kamu özgürlüklerini savunmak ve onların serbest bırakılmasını talep etmek önemli” ifadelerini kullandı. Tukabri, “Siyasi ve demokratik hayata dönmemiz, partilerin ve sivil toplumun rolünü yeniden tesis etmemiz ve uzaktan yargılamalara son vermemiz gerekiyor” diye ekledi.

2019 yılında iktidara gelen Cumhurbaşkanı Kays Said, muhaliflerini devleti içeriden parçalamaya çalışmakla, yabancı güçlerle bağlantıları olmakla ve devlet kurumlarında yaygın şekilde yolsuzluğa neden olmakla suçluyor.

Öte yandan Adalet Bakanı Leyla Ceffal, ifade özgürlüğüne karşı davalar veya kovuşturmalar ya da hapishanelerde muhaliflere işkence uygulandığı iddialarını reddediyor. Ancak Tunus İnsan Hakları Birliği ve Tunus Gazeteciler Sendikası gibi insan hakları örgütleri, kamusal özgürlüklerde ciddi bir gerileme olduğuna işaret ederken hapishanelerde tutuklu bulunan politikacıların sağlık durumunun kötüleştiğini vurguluyor.

Yetkililer, özgürlük kısıtlamalarını kaldırmak, kamu hizmetlerini ve yaşam koşullarını iyileştirmek ve artan fiyatlarla mücadele etmek konusunda çifte baskı altında bulunuyor.

Tukabri, yaptığı açıklamada ayrıca “Bu boşluk bir an önce kapatılmalı ve vatandaşların sağlık, çevre kirliliği, barınma ve diğer alanlardaki gerçek sorunlarına çözüm bulmaya özen gösterilmeli” diye vurguladı.


Sudan’da çatışmalar Kuzey Eyaleti’ne sıçradı

Sudan Ordusu Komutanı Abdulfettah el-Burhan (AFP)
Sudan Ordusu Komutanı Abdulfettah el-Burhan (AFP)
TT

Sudan’da çatışmalar Kuzey Eyaleti’ne sıçradı

Sudan Ordusu Komutanı Abdulfettah el-Burhan (AFP)
Sudan Ordusu Komutanı Abdulfettah el-Burhan (AFP)

Sudan’da Kordofan'ın kuzey bölgelerinde, özellikle stratejik öneme sahip Babnusa şehrinde şiddetli çatışmalar devam ederken çatışmalar Kuzey Eyaleti’ne de sıçradı. Kuzey Eyaleti’nin yönetim şehri Dongola, Sudan ordusu ile ‘Evlad Kamari’ adıyla bilinen yerel milisler arasında patlak veren ilk çatışmaya tanık oldu. Bu olay, yerel halk arasında terör ve korku dalgasına yol açarken, çok sayıda milis öldürüldü ve liderleri ağır yaralı halde hastaneye kaldırıldı.

Öte yandan Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), ABD Başkanı Donald Trump'ın Sudan'daki savaşı sona erdirme isteğini memnuniyetle karşıladı. Cumartesi günü, BAE Devlet Başkanı Diplomasi Danışmanı Enver Karkaş, ‘Sudan’daki kanlı iç savaşın acilen sona erdirilmesi ve acil ateşkes’ çağrısında bulundu.

Karkaş, sosyal medya platformu X hesabından yaptığı açıklamada, Sudan'ın birliğine vurgu yaparken Müslüman Kardeşler'in (İhvan-ı Müslimin) etkisinin geri dönüşünün ciddi endişe kaynağı olduğunu söyledi. Karkaş, Sudan’da çatışan her iki tarafta da ihlallere karışanların hesap vermesi gerektiğinin altını çizdi.