Sudan: Ordu Anayasal belgede değişiklik önerdi

Sudan’da ordu ve siviller arasında dengeli bir ilişki kurulması gerektiği vurgulandı

Ordunun kışlasına geri dönmesi ve iktidarı sivillere devretmesi çağrısı yapan Hartum’daki gösterilerden bir görüntü (AFP)
Ordunun kışlasına geri dönmesi ve iktidarı sivillere devretmesi çağrısı yapan Hartum’daki gösterilerden bir görüntü (AFP)
TT

Sudan: Ordu Anayasal belgede değişiklik önerdi

Ordunun kışlasına geri dönmesi ve iktidarı sivillere devretmesi çağrısı yapan Hartum’daki gösterilerden bir görüntü (AFP)
Ordunun kışlasına geri dönmesi ve iktidarı sivillere devretmesi çağrısı yapan Hartum’daki gösterilerden bir görüntü (AFP)

Özgürlük ve Değişim Bildirgesi Güçleri (ÖDBG) ve Ulusal Uzlaşı Güçleri Grubu, ilerleyen günlerde sunulması beklenen Anayasal belgenin en önemli noktalarını açığa çıkardı. İki grup, yeni anayasal düzenlemelere gitmek yerine, 2019’da siviller ile ordu arasında imzalanan siyasi anlaşma ile ortaya çıkan anayasal belgede değişiklik yapılmasına bağlı kaldığını belirterek, ordu ve siviller arasında dengeli bir ilişki kurulması gerektiğini vurguladı.
ÖDBG tarafından uzlaşı sağlanan siyasi bildiri, askeri ve sivil bileşenler arasında dengeli bir ilişkiye ihtiyaç duyulduğunu belirtirken, başta devrik lider Ömer el-Beşir ve üst düzey liderler olmak üzere Uluslararası Ceza Mahkemesi tarafından aranan tüm sanıkların, hesap vermesi gerektiğini vurguladı.
ÖDBG ve Ulusal Uzlaşı Güçleri Grubu askeri bileşen ile uzlaşı sağlarken, Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan’ın kararlarını destekliyor. Grup, önceki geçiş hükümetini deviren ve anayasal belgede değişiklik yapan ordunun askeri darbesini desteklemiş Cuba Barış Anlaşması’nı imzalayan silahlı grupları içeriyor. ‘Ulusal Uzlaşı’ ittifakına bağlı en önde gelen gruplar arasında Cibril İbrahim liderliğindeki Adalet ve Eşitlik Hareketi, Minni Arko Minavi liderliğindeki Sudan Kurtuluş Hareketi ve bazı küçük gruplar yer alıyor.
Grubun Genel Sekreteri Süleyman Sandal, geçen pazartesi günü yaptığı basın açıklamasında, anayasa belgesi hakkında geniş bir tartışma yaşandığını söyledi. Sandal, çoğu görüşün 2022 yılının son anayasa belgesinde bazı değişikliklerin yapılmasından yana olduğunu, çünkü yeni bir anayasa taslağı hakkında konuşmak için zamanın yeterli olmayacağını vurguladı.
Anayasal belgenin ‘Aralık devriminin sloganlarını ve ülke tarihinde önemli bir tarihsel aşamayı temsil ettiğini’ söyleyen Sandal, ‘değişikliklerle ilgili görüşmenin ertelendiğini, anayasal belgenin siyasi deklarasyonla uyumlu hale getirildiğini, çalışmaları sürdürmek ve bütüncül bir vizyon oluşturmak üzere bir teknik komitenin görevlendirildiğini’ dile getirdi. Süleyman Sandal ayrıca, “Anayasa belgesindeki değişikliklerin, başbakanı göreve aday gösteren bloklar arasında bir oybirliğiyle görevden alınmasını içermesi konusunda uzlaşı sağladık” şeklinde konuştu.
Ulusal Uzlaşı Güçleri, Sudan’ın doğu bölgesiyle ilgi kısım hariç bölgenin karşı karşıya olduğu sorunlar nedeniyle siyasi bildirgeyi onayladı.
Siyasi bildirge, geçiş yetkisi yapılarını tamamlamanın yanı sıra Cuba Barış Anlaşması’na bağlılığı dile getirdi.
Öte yandan Sandal, “Direniş komitelerinin devletin tüm yasama ve yürütme organlarına, hatta ortaklık konseyine ve yeni komisyonlara geniş ve etkin bir şekilde dahil edilmesi gerektiğini vurguladık” dedi. Süleyman Sandal ayrıca, grubunun geçiş dönemi için birleşik bir anayasa taslağı üzerinde uzlaşı sağlamak amacıyla Sudan Halkının Çağrısı girişimi ve diğer grupların anayasa bildirgesine ilişkin sunduğu vizyonları beklediğini belirtti.
Sudan ordusu, Cuba Barış Anlaşması uyarınca iktidarda silahlı grupların varlığını sürdürmesine izin verdi.
Bu hafta başlarında Sudan Halkının Çağrısı girişimi sonucu ortaya çıkan yuvarlak masa toplantısında, geçiş döneminde silahlı kuvvetlerin yanı sıra sivillerin de iktidar organlarına katılmasının önemli olduğu üzerinde duruldu. Devril Devlet Başkanı Ömer el-Beşir rejiminin eski müttefiklerinin etrafında toplandığı, Müslüman Kardeşler ve ordunun desteğini alan girişim konusunda büyük tartışmalar yaşandı.
4 Temmuz’da Sudan Genelkurmay Başkanı Abdulfettah el-Burhan, askeri kurumun Birleşmiş Milletler (BM), Afrika Birliği (AfB) ve Hükümetlerarası Kalkınma Otoritesi’nden (IGAD) oluşan üçlü mekanizma himayesinde (sivil kuvvetlerin bağımsız ulusal yeterliliklere sahip bir geçiş hükümeti kurmasının yolunu açacak olan) ulusal diyaloga katılmayacağını açıkladı. Geçen Ekim ayından bu yana ülke, ordunun kışlasına geri dönmesi ve iktidarı sivillere devretmesi çağrısı yapan halk protestolarına tanık oldu.



BM uyardı: Gazze Şeridi beka tehdidiyle karşı karşıya

İsrail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği hava saldırılarının yol açtığı yıkımdan bir kare (Reuters)
İsrail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği hava saldırılarının yol açtığı yıkımdan bir kare (Reuters)
TT

BM uyardı: Gazze Şeridi beka tehdidiyle karşı karşıya

İsrail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği hava saldırılarının yol açtığı yıkımdan bir kare (Reuters)
İsrail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği hava saldırılarının yol açtığı yıkımdan bir kare (Reuters)

Birleşmiş Milletler (BM) tarafından bugün yapılan açıklamada, İsrail'in Gazze Şeridi’nde yürüttüğü savaşın bölgenin ekonomisini mahvettiğini ve Filistin topraklarının ‘bekasını’ tehdit ettiğini belirterek, uluslararası ‘acil’ müdahale çağrısında bulundu.

BM Ticaret ve Kalkınma Konferansı (UNCTAD) tarafından yayınlanan yeni bir raporda, Gazze'nin yeniden inşasının maliyetinin 70 milyar doları aşacağı ve onlarca yıl sürebileceğini belirtildi. Raporda, savaş ve ablukanın ‘Filistin ekonomisinde eşi benzeri görülmemiş bir çöküşe’ neden olduğu uyarısında bulunuldu.

Askeri operasyonların hayatta kalmanın her temel unsurunu önemli ölçüde zayıflattığı ifade edilen raporda, “Gazze Şeridi, gıdadan barınmaya ve sağlık hizmetlerine kadar insan eliyle yaratılmış bir uçuruma itildi” denildi.

Sistematik bir şekilde devam eden yıkımın, Gazze'nin kendini yaşayabilir bir alan ve toplum olarak yeniden inşa etme yeteneğini zedelediği belirtilen raporda, 7 Ekim 2023 tarihinde Hamas ve diğer Filistinli silahlı grupların İsrail'in güneyine düzenlediği saldırıda çoğu sivil olmak üzere bin 221 kişi ölürken İsrail, Gazze Şeridi’ne  iki yıl süren yıkıcı bir savaş başlattı.

cdvfgthy
Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye Mülteci Kampı’na geri dönen yerinden edilmiş Filistinlilerin görüldüğü havadan çekilmiş bir fotoğraf (AFP)

BM’nin güvenilir kabul ettiği Gazze Sağlık Bakanlığı'nın verilerine göre İsrail, Hamas'ın saldırısına misilleme olarak Gazze Şeridi’ne düzenlediği hava ve kara saldırılarında çoğu kadın ve çocuk olmak üzere en az 69 bin 756 Filistinliyi öldürdü.

Savaş, Gazze Şeridi'nde büyük yıkıma ve BM’nin bazı bölgelerde kıtlık ilan etmesine neden olan bir insani krize yol açtı.

UNCTAD raporuna göre Gazze Şeridi'ndeki yıkımın boyutu, ard arda ekonomik, insani, çevresel ve sosyal krizleri tetikleyerek, bölgenin gelişme düzeyindeki düşüşü tam bir yıkıma dönüştürdü.

Raporda, çift haneli büyüme ve önemli dış yardım desteğine rağmen, Gazze'nin 7 Ekim 2023 öncesi refah düzeyine geri dönmesinin onlarca yıl sürebileceği vurgulandı.

UNCTAD, koordineli uluslararası yardım, havale işlemlerinin yeniden başlatılması ve ticaret, hareket ve yatırım kısıtlamalarını hafifletmeye yönelik önlemleri bir araya getiren kapsamlı bir kurtarma planı çağrısında bulundu.

Gazze halkı ‘ciddi ve çok boyutlu bir yoksullukla’ karşı karşıya kalırken, UNCTAD, Gazze'deki her bireye yenilenebilir ve koşulsuz aylık nakit transferi sağlayan kapsamlı bir acil temel gelir programının başlatılmasını istedi.

Raporda, Gazze ekonomisinin 2023-2024 döneminde yüzde 87 oranında küçüldüğü ve kişi başına düşen gayri safi yurtiçi hasılanın (GSYİH) 161 dolar gibi cüzi bir rakama gerilediği, bu rakamın da küresel olarak en düşük oranlardan biri olduğu belirtildi.

Öte yandan Batı Şeria'da durum o kadar vahim olmasa da raporda ‘şiddet, Yahudi yerleşim birimlerinin inşasındaki hız ve işçi hareketliliğine getirilen kısıtlamaların’ buranın ekonomisini vurduğu ve UNCTAD'ın verileri kaydetmeye başladığı 1972 yılından bu yana en kötü ekonomik gerilemeye yol açtığı ifade edildi.


Gazze Şeridi'nin güneyinde çadırlar sular altında kaldı: İnsani kriz derinleşiyor

Gazze Şeridi'nin merkezindeki Deyr el-Belah'ta yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan geçici kampta zor şartlarda yaşıyorlar (AFP)
Gazze Şeridi'nin merkezindeki Deyr el-Belah'ta yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan geçici kampta zor şartlarda yaşıyorlar (AFP)
TT

Gazze Şeridi'nin güneyinde çadırlar sular altında kaldı: İnsani kriz derinleşiyor

Gazze Şeridi'nin merkezindeki Deyr el-Belah'ta yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan geçici kampta zor şartlarda yaşıyorlar (AFP)
Gazze Şeridi'nin merkezindeki Deyr el-Belah'ta yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan geçici kampta zor şartlarda yaşıyorlar (AFP)

Gazze Şeridi’nin güneyinde yer alan Han Yunus kentinin Mevasi bölgesinde, bugün (Salı) sabah saatlerinde etkili olan yoğun yağışlar sonucu çok sayıda sığınmacı çadırı sular altında kaldı.

d
Gazze Şeridi'nin merkezindeki Deyr el-Belah'ta yerinden edilmiş kişiler için kurulan geçici kampta, Filistinli çocuklar yağmurdan korunmaya çalışıyor (AFP)

Filistin Haber Ajansı WAFA bölgede çok sayıda çadırın yağmur suları nedeniyle zarar gördüğünü ve kullanılamaz hale geldiğini bildirdi. Kurtarma ekipleri su baskınından etkilenen çadır alanlarına müdahalelerini çeşitli noktalarda sürdürüyor.

csdfrg
Gazze Şeridi'nin merkezindeki Deyr el-Belah'ta yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan geçici kampta, yağmur sonrası eşyalarını düzenleyen Filistinli bir aile (AFP)

Gazze Şeridi genelinde şiddetli sağanak yağış ve fırtınalarla birlikte sığınmacı kamplarında ek olumsuzluklara yol açmaktadır.

Öte yandan, 15 Kasım’da meydana gelen yağışlar sırasında da binlerce çadırın su baskını nedeniyle zarar görmüştü.

sd
Filistinliler, sular altında kalan sokaklardan, eşek arabalarıyla geçiyor (DPA)

 


Trablus, sınırların güvenliğini sağlama ve eğitim konusunda Türkiye’nin uzmanlığından yararlanmayı düşünüyor

UBH İçişleri Bakanı İmad et-Trabelsi, pazartesi günü Libya'nın başkenti Trablus’ta Türk mevkidaşı Ali Yerlikaya'yı ağırlarken (İçişleri Bakanlığı)
UBH İçişleri Bakanı İmad et-Trabelsi, pazartesi günü Libya'nın başkenti Trablus’ta Türk mevkidaşı Ali Yerlikaya'yı ağırlarken (İçişleri Bakanlığı)
TT

Trablus, sınırların güvenliğini sağlama ve eğitim konusunda Türkiye’nin uzmanlığından yararlanmayı düşünüyor

UBH İçişleri Bakanı İmad et-Trabelsi, pazartesi günü Libya'nın başkenti Trablus’ta Türk mevkidaşı Ali Yerlikaya'yı ağırlarken (İçişleri Bakanlığı)
UBH İçişleri Bakanı İmad et-Trabelsi, pazartesi günü Libya'nın başkenti Trablus’ta Türk mevkidaşı Ali Yerlikaya'yı ağırlarken (İçişleri Bakanlığı)

Libya Ulusal Birlik Hükümeti (UBH) İçişleri Bakanı İmad et-Trabelsi, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya ile iki ülke arasındaki güvenlik iş birliğini güçlendirmenin yollarını görüştü.

Libya İçişleri Bakanlığı tarafından dün yapılan açıklamada, başkent Trablus'ta düzenlenen ve çok sayıda güvenlik yetkilisinin katıldığı toplantıda ‘karşılıklı çıkar alanlarında ortak koordinasyonun yönlerinin’ ele alındığını belirtildi. Açıklamada ayrıca toplantı sırasında ‘hedefli eğitim ve yeterlilik programları ile Libya İçişleri Bakanlığı personelinin yeteneklerinin geliştirilmesinin’ yanı sıra ‘düzensiz göçle mücadele, sınırların güvenliği ve Türkiye'nin uzmanlığından yararlanma ile ilgili konulara’ değinildiği belirtildi.

fvg
Dün başkent Trablus'ta Libya ve Türkiye heyetleri arasında yapılan toplantı (İçişleri Bakanlığı)

İçişleri Bakanı Yerlikaya’nın Trablus ziyareti, General Halife Hafter'in oğlu ve Libya Ulusal Ordusu (LUO) Genel Komutan Yardımcısı Orgeneral Saddam Hafter’in geçtiğimiz hafta sonu Türkiye'nin başkenti Ankara'da siyasi ve askeri düzeyde gerçekleştirdiği toplantıların ardından geldi.

Libya İçişleri Bakanı Trablusi, bakanlığının ‘ülkenin son yıllarda karşılaştığı zorluklara ve bunların güvenlik durumuna etkisine rağmen büyük çaba sarf ettiğini’ söyledi.

Gidişatı iyileştirmek için çalışmaların sürdüğünü ve bir dizi olumlu sonucun elde edildiğini vurgulayan Trablusi, bakanlığın, Avrupa Birliği (AB) ve Afrika ülkeleriyle doğrudan iletişim kanalları aracılığıyla yasadışı göç konusuna ‘özel önem’ verdiğini kaydetti.

Trablusi, Libya İçişleri Bakanlığı’nın güvenlik planının, sınırların güvenliğini sağlamaktan başlayarak, ardından çöl ve şehirlerin, son olarak da kıyıların güvenliğini sağlamayı içeren aşamalı bir yaklaşım benimsediğini, ayrıca göçmenler için gönüllü geri dönüş programını uyguladığını ve insan kaçakçılığına karışan organize suç çetelerini takip ettiğini de sözlerine ekledi.

Libya İçişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada Bakan Yerlikaya’nın Libya İçişleri Bakanlığı’nın çabalarını övdüğünü ve Türkiye’nin düzensiz göçle mücadeledeki deneyimini ve son yıllarda elde ettiği olumlu sonuçları paylaştığını aktardı. İçişleri Bakanlığı, bu toplantının, istikrarı artırmak ve güvenlik alanındaki kurumsal çalışmaların konsolidasyonunu desteklemek amacıyla dost ülkelerle etkili iş birliği olanakları oluşturma yönündeki devam eden çabaları çerçevesinde gerçekleştirildiğini belirtti.

Saddam Hafter, birkaç gün önce Ankara'da Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ve Savunma Bakanı Yaşar Güler ile bir araya geldi.

LUO Genel Komutanlığı tarafından yapılan açıklamada, Ankara’daki görüşmelerde uluslararası sahnedeki son gelişmeler hakkında görüş alışverişinde bulunulduğu belirtilirken, “Savunma Bakanı Güler ile iki ülke arasındaki askeri iş birliğini güçlendirerek bölgedeki güvenlik sorunlarının çözümüne katkıda bulunacak ve güvenlik ve istikrar çabalarını destekleyecek yollar tartışıldı” denildi.

Öte yandan UBH Başbakanı Abdulhamid ed-Dibeybe ile İngiltere'nin Libya’daki yeni Büyükelçisi Martin Reynolds arasında yapılan toplantıda düzensiz göç konusu başlıca gündem maddesi oldu.

İngiltere’nin Libya (Trablus) Büyükelçiliği tarafından sosyal medya platformu X üzerinden görüşmeye ilişkin yapılan kısa açıklamada, Büyükelçi Reynolds'un Libya'daki diplomatik görevinde ilk kez görüşmesini Dibeybe ile gerçekleştirdiği ve ‘yapıcı bir toplantı’ olduğu belirtildi. Açıklamada ayrıca toplantıda düzensiz göç, güvenlik ve ekonomik büyüme alanlarında ortak önceliklerin ele alındığı belirtildi.