Uzay giysisindeki sorun nedeniyle astronot yürüyüşünü yarıda bıraktı

Artemyev, altı saat sürmesi planlanan bir uzay yürüyüşünde yaklaşık iki saat geçirdi (NASA)
Artemyev, altı saat sürmesi planlanan bir uzay yürüyüşünde yaklaşık iki saat geçirdi (NASA)
TT

Uzay giysisindeki sorun nedeniyle astronot yürüyüşünü yarıda bıraktı

Artemyev, altı saat sürmesi planlanan bir uzay yürüyüşünde yaklaşık iki saat geçirdi (NASA)
Artemyev, altı saat sürmesi planlanan bir uzay yürüyüşünde yaklaşık iki saat geçirdi (NASA)

ABD’li ve Rus yetkililer, uzay giysisinde meydana gelen sorun sebebiyle Uluslararası Uzay İstasyonu dışındaki bir Rus astronotun uzay yürüyüşünün planlanandan önce sona erdiğini bildirdi.
Uzay yürüyüşüne çıkan kozmonotlardan Oleg Artemyev'in giysisinde ‘anormal seviyede’ voltaj değerlerinin tespit edilmesinin ardından altı saat olarak planlanan yürüyüş iki saat sürdü. Moskova’daki uçuş kontrolörleri Artemyev’e, mümkün olan en kısa süre içinde hava kilidine dönmesi uyarısında bulundu. Canlı bir ses kaydında ise Artemyev’e, “Oleg, her şeyi bırak ve geri dön. Her şeyi bırak ve bir an önce geri dön… Geri dönün ve elbiseyi istasyondaki güç kaynağına bırakın” denildi.
Rus kontrol ekibi, diğer kozmonot Denis Matveev'in ekipmanlarını toplaması ve modernizasyon sürecinde oldukları robotik kolu normale döndürmesinin ardından görevini sonlandırdı. Matveev’in Uzay yürüyüşü dört saat sürdü.



Stranger Things finaline geri sayım: Ross Duffer beklenen açıklamayı yaptı

Ekran hayatına 2016'da başlayan Stranger Things, 1980'lerde kurgusal bir Amerikan kasabasında yaşanan bir dizi paranormal olayı konu alıyor (Netflix)
Ekran hayatına 2016'da başlayan Stranger Things, 1980'lerde kurgusal bir Amerikan kasabasında yaşanan bir dizi paranormal olayı konu alıyor (Netflix)
TT

Stranger Things finaline geri sayım: Ross Duffer beklenen açıklamayı yaptı

Ekran hayatına 2016'da başlayan Stranger Things, 1980'lerde kurgusal bir Amerikan kasabasında yaşanan bir dizi paranormal olayı konu alıyor (Netflix)
Ekran hayatına 2016'da başlayan Stranger Things, 1980'lerde kurgusal bir Amerikan kasabasında yaşanan bir dizi paranormal olayı konu alıyor (Netflix)

Stranger Things'in ortak yaratıcısı Ross Duffer, 5. sezonun uzun süredir merak edilen bölüm sürelerine nihayet açıklık getirdi.

Netflix'in hit dizisinin 5. ve final sezonundaki tüm bölümlerin 90 dakikadan uzun olacağına dair söylentiler dolaşırken yapımcı, sonunda ilk 4 bölümün gerçek sürelerini paylaştı. Duffer daha önce yeni bölümleri "8 gişe filmine" benzetmişti. 

Instagram hesabında paylaştığı videoda Duffer, sezonun açılış bölümü Arayış'ın (The Crawl) 1 saat 8 dakika süreceğini açıkladı. İkinci bölüm Kayboluş (The Vanishing of _____) 54 dakika, üçüncü bölüm Turnbow Tuzağı (The Turnbow Trap) 1 saat 6 dakika, 4. bölüm Büyücü (Sorcerer) ise 1 saat 23 dakika sürecek.

Son 4 bölümün süreleri ise şimdilik gizli tutuluyor.

Duffer, ağustosta sosyal medya üzerinden yeni sezonla ilgili bazı ipuçları da paylaşmıştı.

Yaratıcı, Arayış'tan "İlk sezondan bu yana yaptığımız en olaylı ve favori açılış bölümü" diye bahsetmişti.

Duffer, ikinci bölüm içinse, "Bugüne kadar yaptığımız en çılgın açılış sahnesine sahip. Bu sezonda en gurur duyduğumuz sahnelerden biri" demişti.

Yönetmenliğini Frank Darabont'un üstlendiği üçüncü bölüm Turnbow Tuzağı'nı ise "bu sezonun en klasik Stranger Things bölümü" diye tanımlamıştı. Yeşil Yol (The Green Mile) ve Esaretin Bedeli'yle (The Shawshank Redemption) tanınan 66 yaşındaki usta yönetmen, emekliliği bir kenara bırakarak bu bölüm için kamera arkasına geçmişti.

Ross Duffer, 4. bölüm Büyücü hakkında ise şunları söylemişti:

Bu bölüm devasa. Şimdiye kadar yaptığımız final bölümleri kadar büyük ve hayatımızın en karmaşık çekimlerinden biriydi.

Stranger Things'in final sezonu, üç parça halinde izleyiciyle buluşacak: İlk kısım 27 Kasım'da, ikinci 26 Aralık'ta, final bölümleriyse 1 Ocak 2026'da ekrana gelecek.

Final sezonunda ana kadro eksiksiz geri dönüyor. Winona Ryder, David Harbour, Millie Bobby Brown, Finn Wolfhard, Gaten Matarazzo, Caleb McLaughlin, Noah Schnapp, Joe Keery, Sadie Sink, Natalia Dyer, Charlie Heaton, Maya Hawke ve Brett Gelman yeniden izleyici karşısına çıkacak. 

Ayrıca bilimkurgu klasiği Terminatör'ün (The Terminator) yıldızı Linda Hamilton da gizemli bir rolle kadroya katılıyor.

Independent Türkçe, Hollywood Reporer, Variety


400 bin yıl önce fil kemiklerinden yapılan aletler ortaya çıktı

Casal Lumbroso'da bulunan fil kemikleri, 400 bin yıl önceki insanların becerilerine ışık tutuyor (Beniamino Mecozzi)
Casal Lumbroso'da bulunan fil kemikleri, 400 bin yıl önceki insanların becerilerine ışık tutuyor (Beniamino Mecozzi)
TT

400 bin yıl önce fil kemiklerinden yapılan aletler ortaya çıktı

Casal Lumbroso'da bulunan fil kemikleri, 400 bin yıl önceki insanların becerilerine ışık tutuyor (Beniamino Mecozzi)
Casal Lumbroso'da bulunan fil kemikleri, 400 bin yıl önceki insanların becerilerine ışık tutuyor (Beniamino Mecozzi)

Bilim insanları Roma yakınlarında yaklaşık 400 bin yıllık fil kemikleri keşfetti. Eski insanların küçük taş aletleri kullanarak bu devasa hayvanın kalıntılarından, daha büyük aletler yaptığı tahmin ediliyor.

Bugünkü Asya filinin atalarından Palaeoloxodon antiquus, Pleistosen dönemin ortalarından sonlarına kadar yaşamıştı. 13 bin kiloya ulaşabilen, yaklaşık 4 metre boyundaki bu hayvanlar, mamutlardan bile büyüktü.

Paleontologlar, İtalya'nın Roma kentinin yakınlarında yer alan Casal Lumbroso kazı alanında bu hayvanın fosillerini ve küçük taş aletler ortaya çıkardı. Bölgenin, Avrupa'daki en iyi korunmuş fil kesme alanlarından biri olduğunu söylüyorlar.

Tek bir Palaeoloxodon'a ait 300'den fazla iskelet kalıntısı ve 500'den fazla taş alet bulan araştırmacılar, bunları yaklaşık 404 bin yıl önceye tarihledi. 

Bu aletlerin çoğu, muhtemelen bölgede daha büyük taşların bulunmamasından dolayı 3 santimetreden daha kısaydı.

Ancak bu durum, bölgede yaşayan homininlerin hayvanın kalıntılarından yararlanmasının önüne geçmemiş görünüyor. 

Bulguları hakemli dergi PLOS One'de yayımlanan çalışmaya göre birçok kemikte, ölümden kısa bir süre sonra oluşan kırıklar vardı ve bunlar darbe izleriyle uyuşuyordu. 

Ayrıca kemiklerde kesme ve kazıma gibi izler olmaması, hayvanın yumuşak dokularını kesmek için taş aletler kullanıldığına işaret ediyor.

Bilim insanları bazı fil kemiklerinin işlemden geçirilerek daha büyük aletlere dönüştürüldüğünü de tespit etti.

Araştırmacılar yaptıkları açıklamada "Çalışmamız, Roma bölgesinde 400 bin yıl önce yaşayan insan gruplarının fil gibi olağanüstü bir kaynağı sadece yiyecek olarak değil, aynı zamanda kemiklerini aletlere dönüştürerek de nasıl kullandığını gösteriyor" diyerek ekliyor:

Bu olayları yeniden kurgulamak ve eski ve kaybolmuş senaryoları canlandırmak, insanların, hayvanların ve ekosistemlerin bugün bile bizi şaşırtan ve büyüleyen şekillerde etkileşime girdiği bir dünyayı ortaya çıkarmayı sağlıyor.

Ekip eski insanların ellerindeki bu küçük aletlerle devasa fili avlamasının pek muhtemel olmadığını ve hayvanın doğal yollarla öldüğünü düşünüyor. Öte yandan insanların farklı bir yöntemle hayvanı avlamış olması da muhtemel.

Bilim insanları bu aletlerden sorumlu insan türünü kesin olarak bilmese de Homo heidelbergensis veya Homo erectus olabileceğini tahmin ediyor.

Independent Türkçe, IFLScience, Popular Science, PLOS One


Kovid-19'un sperme etkisi, sonraki nesilleri etkileyebiliyor

Enfekte olan babaların yavrularının beyninde, belirli genlerin aktivitesinde değişiklikler tespit edildi (Unsplash)
Enfekte olan babaların yavrularının beyninde, belirli genlerin aktivitesinde değişiklikler tespit edildi (Unsplash)
TT

Kovid-19'un sperme etkisi, sonraki nesilleri etkileyebiliyor

Enfekte olan babaların yavrularının beyninde, belirli genlerin aktivitesinde değişiklikler tespit edildi (Unsplash)
Enfekte olan babaların yavrularının beyninde, belirli genlerin aktivitesinde değişiklikler tespit edildi (Unsplash)

Kovid-19'un, erkek farelerin spermlerini hücrelerini bozarak yavrularında anksiyete görülmesine yol açabileceği tespit edildi.

Dünya Sağlık Örgütü'ne göre SARS-CoV-2 virüsünün yol açtığı pandemide en az 7 milyon kişi hayatını kaybetti. 

Kovid-19 pandemisi artık büyük ölçüde sona erse de etkileri hâlâ devam ediyor. Bunlar arasında hem hastalığın hem de karantina uygulamaları gibi müdahalelerin ruh sağlığı üzerindeki etkileri de sayılabilir. 

Avustralya'daki Florey Nörobilim ve Ruh Sağlığı Enstitüsü'nden araştırmacılar, virüsün daha sonraki nesilleri nasıl etkilediğini anlamak üzere bir çalışma yürüttü. 

Araştırmacılar, genetiği değiştirilen ve SARS-CoV-2'nin tıpkı insanlardaki gibi hücrelere girmesini sağlayan ACE2 reseptörünü taşıyan fareleri virüsle enfekte etti. Ardından virüsün erkeklerin üreme sistemini nasıl etkilediğini ve bu değişikliklerin yavrularını etkileyip etkilemediğini inceledi.

Bulguları hakemli dergi Nature Communications'ta yayımlanan çalışmada enfeksiyonun, testis iltihabına yol açtığı ve sperm kalitesini düşürdüğü gözlemlendi.

Bilim insanları bu değişikliklerin kalıcı etkileri olup olmadığını anlamak için fareleri, sağlıklı dişilerle çiftleştirildi. Kontrol grubunda da sağlıklı erkek ve dişilerin yavrulaması sağlandı.

Kovid-19'la enfekte olan babaların çocuklarının hepsinin anksiyete düzeyinin arttığı tespit edildi. Bu yavrular ve özellikle de dişiler, açık alanlardan kaçınma ve strese daha fazla tepki verme gibi davranışlar sergiliyordu.

Araştırmacılar virüsün, spermdeki DNA'yı değil, bir sonraki nesilde genlerin nasıl ifade edileceğini belirleyen RNA moleküllerini değiştirdiğini saptadı. Ekip bunlardan bazılarının beyin gelişiminde önemli olduğu bilinen genlerin düzenlenmesinde rol oynadığını söylüyor.

Ayrıca dişi yavrularda, anksiyete, depresyon ve diğer duygusal davranışları düzenleyen, beynin hipokampus bölgesindeki belirli genlerin aktivitesinde kayda değer değişiklikler görüldü.

Makalenin ortak yazarı Carolina Gubert, "Bu durum, epigenetik miras ve beyin gelişiminin değişmesiyle, yavrularda gözlemlediğimiz anksiyete artışına katkıda bulunabilir" diyor.

Araştırmacılar bunun, Kovid-19 enfeksiyonunun sonraki nesillerin davranışı ve beyin gelişimi üzerindeki uzun vadeli etkisini gösteren ilk çalışma olduğunu söylüyor.

Çalışma fareler üzerinde yapıldığından bulguların insanlar için de geçerli olup olmadığını söylemek henüz mümkün değil. Ekip ayrıca farelere yüksek doz verildiğinin ve bağışıklık sistemlerinin insanlardan farklı olduğunun da altını çiziyor.

Virüsün, sonraki nesillerin beyin gelişimini etkilemesi ihtimaline dair daha fazla araştırma yapılması çağrısında bulunuyorlar. 

Makalenin bir diğer yazarı Anthony Hannan, "Bu bulgular, Kovid-19 pandemisinin gelecek nesiller üzerinde uzun vadeli etkileri olabileceğini gösteriyor" diyerek ekliyor:

Bulgularımız insanlar için de geçerliyse, dünya çapında milyonlarca çocuğu ve ailesini etkileyerek halk sağlığı açısından önemli sonuçlar doğurabilir.

Independent Türkçe, New Atlas, AFP, Nature Communications