Japon moda tasarımcısı Mori Hanae hayatını kaybetti

Fotoğraf: AP
Fotoğraf: AP
TT

Japon moda tasarımcısı Mori Hanae hayatını kaybetti

Fotoğraf: AP
Fotoğraf: AP

Dünyaca ünlü Japon moda tasarımcısı Mori Hanae yaşamını yitirdi.
Kyodo ajansına göre, 96 yaşındaki Japon moda tasarımcısı başkent Tokyo'daki evinde 11 Ağustos Perşembe günü hayatını kaybetti.
Batıdaki Şimane eyaletinde doğan Mori, ailesiyle taşındığı başkentteki Tokyo Woman's Christian Üniversitesinden (TWCU) mezun olmuş ve ilk atölyesini kentin Şincuku bölgesinde 1951'de açmıştı.
1956'da New York'ta sergilediği "Doğu Batı'yla buluşuyor" koleksiyonuyla uluslararası tanınırlığa kavuşan Mori, 1977'de Fransız "haute couture" moda tasarımcıları listesine resmen kaydolan ilk Japon unvanını taşıyor.
Renk kombinasyonları, kelebek motifleri ve "kimonoyu elbiselere dönüştürdüğü" tasarımlarıyla Japon kadın modası üzerindeki etkisiyle bilinen Mori, 1996'da Kültür Nişanı’na (Order of Culture) layık görülmüştü.
Yüzlerce Japon film ve tiyatro yapımına kostüm hazırlayan Mori, bugünün Japon İmparatoru Naruhito'nun eşi İmparatoriçe Masako'nun 1993'teki düğününde giydiği beyaz elbiseyi de tasarlamıştı.
Fransız "Legion d'honneur" onur nişanına da layık görülen Mori, son defilesini Paris'te 2004 yılında gerçekleştirmişti.



Bilim insanları dilin haritasını çıkardı

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

Bilim insanları dilin haritasını çıkardı

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Diliniz kilo vermenizde anahtar olabilir mi? Yeni araştırma sayesinde bilim insanları bunun mümkün olabileceğini söylüyor.

Araştırmacılar ilk kez dilin ve şekerli tatları alan tat reseptörünün üç boyutlu yapısının haritasını çıkardı.

Bu reseptörler tatlı tadı veren çok sayıda farklı kimyasal maddeyi algılayabiliyor ve ekşi ya da acı tatlar için kullanılanlar gibi diğer reseptörlerin aksine çok hassas olmayacak şekilde evrimleşmiş. Bu da enerji ihtiyacımız nedeniyle şekerli gıdalara yönelmemize ve onları arzulamamıza neden oluyor.

Çarşamba günü yapılan açıklamaya göre, bu tatlı tat reseptörünün daha iyi anlaşılması, onu düzenleyecek ve şekere olan iştahımızı değiştirebilecek şeylerin keşfedilmesini sağlayabilir.

Columbia Üniversitesi ve Howard Hughes Tıp Enstitüsü'nde doktora sonrası araştırmacı olan Dr. Juen Zhang yaptığı açıklamada, "Şekerin obezitede oynadığı öncü rol göz ardı edilemez" dedi.

Bugün şekerin yerine kullandığımız yapay tatlandırıcılar, şeker yeme arzumuzu anlamlı şekilde değiştirmiyor. Artık reseptörün neye benzediğini bildiğimize göre, daha iyi bir şey tasarlayabiliriz.

Zhang, Cell adlı akademik dergide yayımlanan bulguların ortak baş yazarı.

Bu dönüm noktasına ulaşmak için Zhang ve ortak yazarları üç yıl çalıştı.

Reseptörü analiz etmek için kriyo-elektron mikroskopi adılı tekniği kullandılar. Dilin ve tatlı reseptörünün 3 boyutlu yapısının görüntülerini yakalamak için elektron ışınları ateşlediler.

İki ana yarıdan oluşan reseptör, sinekkapan bitkisine benzeyen bir bileşen içeriyor. Bağlanma cebi adı verilen bu parçanın yapısını bilmek, bazı insanların tatlılara karşı neden bu kadar hassas olduğunun daha iyi anlaşılmasını sağlayabilir.

Columbia Zuckerman Enstitüsü'nde baş araştırmacı ve çalışmanın ortak yazarı Dr. Anthony Fitzpatrick, "Bu reseptörün bağlanma cebini kesin bir şekilde tanımlamak, işlevini anlamak için kesinlikle hayati önem taşıyor" dedi.

"Tam şeklini bilerek, tatlandırıcıların neden ona bağlandığını ve reseptörü aktive eden veya işlevini düzenleyen daha iyi molekülleri nasıl geliştirebileceğimizi veya keşfedebileceğimizi anlayabiliriz" diye ekledi.

Tatlı tat reseptörü ağızda bulunmasına rağmen, vücudun her yerinde mevcut. Dolayısıyla, haritalar metabolizmayı inceleyen ek araştırmaları destekleyebilir. Bu araştırma, obeziteye karşı süregelen mücadeleye inanılmaz derecede yardımcı olabilir.

Obezite, her 5 çocuktan birini ve her 5 yetişkinden ikisini etkilediği ABD'de üstesinden gelinmesi gereken büyük bir sorun. Dahası, çok fazla şeker tüketmek kalp çevresinde ve karın bölgesinde daha fazla yağ birikimiyle ilişkilendiriliyor ki bu da kişinin sağlığı açısından riskli bir durum.

Fitzpatrick laboratuvarında araştırma teknisyeni ve çalışmanın ortak yazarı Andrew Chang, "İnsanlara yardımcı olabilmek için bilim anlayışımızı ileriye taşımaya çalışıyoruz" dedi.

Independent Türkçe