Sudan’da üçlü mekanizma çözüm için ‘Sudan Halkı’ girişimini görüştü

Turabi’nin partisi, girişimin partiyi temsil etmediğini, rejim tarafından gasp edildiğini iddia ediyor

14 Ağustos’ta Dostluk Salonu’nun dışındaki eylemciler arasında bir çocuk yılan tutuyor (AFP)
14 Ağustos’ta Dostluk Salonu’nun dışındaki eylemciler arasında bir çocuk yılan tutuyor (AFP)
TT

Sudan’da üçlü mekanizma çözüm için ‘Sudan Halkı’ girişimini görüştü

14 Ağustos’ta Dostluk Salonu’nun dışındaki eylemciler arasında bir çocuk yılan tutuyor (AFP)
14 Ağustos’ta Dostluk Salonu’nun dışındaki eylemciler arasında bir çocuk yılan tutuyor (AFP)

Sudan’da Ortak Üçlü Mekanizma, ‘Sudan Halkı Girişimi’ ile bir toplantı düzenledi.  Girişim, siyasi krizin tarafları arasında diyalog sürecini başlatan Birleşmiş Milletler’in (BM) Sudan’daki Entegre Geçiş Yardım Misyonu’nun (UNITAMS) ülkeden çıkarılmasına yönelik tavsiyeleriyle ortaya çıkmıştı. Aynı şekilde Halk Kongresi Partisi de girişimin izole edilmiş rejim ve darbe yönetimi tarafından gasp edildiğini savunuyor.
Toplantıya UNITAMS Başkanı Volker Peretz, Hartum’daki Afrika Birliği misyonu Başkanı Muhammed Beliş ve Afrika Hükümetler Arası Kalkınma Otoritesi (IGAD) Temsilcisi İsmail Wais de katıldı.
Üçlü mekanizma, Twitter üzerinden yaptığı açıklamada toplantı sırasında ‘siyasi krizden çıkış yolları ve sivillerin önderlik ettiği ve hesap verebilir bir güvenilir demokratik yönetime doğru ilerleme konusunda girişimin ortaya koyduğu öneri ve görüşlerin ele alındığını yazdı.
UNITAMS Başkanı Volker Peretz, girişimin bu hafta başlarında düzenlediği ve Devlet Başkanı Ömer el-Beşir rejimine bağlı siyasi güçlerin katıldığı yuvarlak masa konferansına katılmadı.
Sudan Halk Girişimi’nden gözlemciler, izole edilmiş rejimin ve Sudan ordusunun liderlerinin desteğiyle üçlü mekanizmanın önderlik ettiği siyasi sürece paralel hareketler hakkında açıklama yaptı.
Girişimin Yürütme Komitesi Başkanı Haşim eş-Şeyh, toplantının ardından yaptığı basın açıklamasında, girişimin sponsoru Tayyib el-Ced’in konferanstan çıkan tavsiyelerin yanı sıra girişimin içeriğini ve dayandığı mekanizmaları açıkladığı bir konuşma yaptığını belirtti.
Sudan’da iktidarın şekli ile ilgili birçok tavsiye ve noktayı görüştüklerini söyleyen Haşim eş-Şeyh, BM misyonu başkanı Peretz’in ise konferansın tavsiyelerinin kapalı olup olmadığı ve yuvarlak masaya katılmayan güçlerle temas olup olmadığı konusunda çeşitli sorular sorduğunu söyledi.
Şeyh, “Siyasi bileşenler arasında uzlaşmaya varmak için Yüksek ve Yürütme Komitesi’nin yuvarlak masaya katılmayan siyasi güçlerle istişarelerde bulunacağına dair kendisine güvence verdik” dedi.
Haşim eş-Şeyh’e göre Volker Peretz, üçlü mekanizmanın Sudanlılar arasındaki diyaloğu kolaylaştırmak için tüm siyasi güçlere aynı mesafeden yaklaştığını söyledi.
Şeyh ayrıca, girişim ve üçlü mekanizmanın görüşlerinin bağımsız yetkilere sahip bir geçiş hükümetinin oluşumuyla örtüştüğünü, partilerin geçiş hükümetinin bir parçası olmamaları ve seçimlere hazırlanmaları gerektiğini vurguladı.
Yürütme Komitesi Başkanı, toplantıda halk girişiminin BM misyonu başkanını düzenlenen aydınlanma toplantısına ve yuvarlak masa konferansına katılmaması nedeniyle eleştirdiğine dikkati çekti.
Toplantının verimli ve samimi bir atmosferde geçtiğini söyleyen Haşim eş-Şeyh, girişim ve üçlü mekanizma arasındaki görüşmelerin mekanizmanın resmi sözcüsü olarak Afrika Birliği’nin ülkedeki büyükelçisi Muhammed Beliş aracılığıyla devam edeceğini vurguladı.
Sudan Genelkurmay Başkanı Abdulfettah el-Burhan’ın geçen Temmuz ayı başında silahlı kuvvetlerin siyasi süreçten çekildiğini ve sivil taraflarla diyaloğun yapıldığını açıklamasının ardından, üçlü mekanizma içerisinde görüşler farklılaştı.
Öte yandan Hasan et-Turabi tarafından kurulan Halk Kongresi Partisi’nin siyasi sekreteri Kemal Ömer, 17 Ağustos’ta Hartum’da düzenlediği basın toplantısında partisinin, askeri kuruluşu geçici ve kalıcı anayasadaki siyasetten uzak tutmayacağına dikkati çekti.
Ömer, girişimin partisinin konumunu temsil etmediğini, (feshedilmiş) Ulusal Kongre Partisi ve darbeciler tarafından gasp edildiğini, bu nedenle orduyu siyasi eyleme döndürmek için işe yarayan önerilerde bulunduğunu söyledi.
Ana muhalefet güçleri, Özgürlük ve Değişim Bildirgesi Güçleri (ÖDBG), Direniş Komiteleri, Komünist Parti ve Halk Kongresi Partisi, söz konusu girişimi boykot ederek, izole edilmiş rejimi yeniden kurma ve ordunun ülke üzerindeki kontrolünü sıkılaştırma girişimi olarak nitelendirdi.
‘Sudan Halkı Girişimi’ ile sonuçlanan yuvarlak masa konferansı, bağımsız yetkilere sahip bir geçiş hükümetinin kurulmasını, 18 ay sonra seçimlerin yapılmasını ve başbakanı aday gösterecek bir teknik komite oluşturulmasını tavsiye etti.



İsrail, Güney Lübnan’ı hedef aldı

Lübnan ve İsrail sınırındaki Ras el-Nakura bölgesinde bulunan bir Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Gücü merkezi (AFP)
Lübnan ve İsrail sınırındaki Ras el-Nakura bölgesinde bulunan bir Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Gücü merkezi (AFP)
TT

İsrail, Güney Lübnan’ı hedef aldı

Lübnan ve İsrail sınırındaki Ras el-Nakura bölgesinde bulunan bir Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Gücü merkezi (AFP)
Lübnan ve İsrail sınırındaki Ras el-Nakura bölgesinde bulunan bir Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Gücü merkezi (AFP)

Lübnan’ın resmî haber ajansı Ulusal Haber Ajansı (NNA), bugün (Cuma) Güney Lübnan’daki Vezzani ve Mecidiye çevresinin İsrail topçuları tarafından hedef alındığını bildirdi.

Ajansa göre, İsrail’e ait bir insansız hava aracı Ras el-Nakura bölgesinde bir balıkçı teknesinin yakınına ses bombası bıraktı; olayda yaralanan olmadı. Aynı bölgede İsrail’e ait bir savaş botu da ülkenin kara sularına doğru makineli tüfekle ateş açtı.


İslami Cihad, son İsrailli esirin cesedinin teslim edilmediği iddiasını yalanladı

Bir İslami Cihad savaşçısı, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Nuseyrat'ta kaçırılanların cesetlerini arayan Mısırlı işçilerin ağır makinelerle kazı yapmasını izliyor (Arşiv - AP)
Bir İslami Cihad savaşçısı, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Nuseyrat'ta kaçırılanların cesetlerini arayan Mısırlı işçilerin ağır makinelerle kazı yapmasını izliyor (Arşiv - AP)
TT

İslami Cihad, son İsrailli esirin cesedinin teslim edilmediği iddiasını yalanladı

Bir İslami Cihad savaşçısı, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Nuseyrat'ta kaçırılanların cesetlerini arayan Mısırlı işçilerin ağır makinelerle kazı yapmasını izliyor (Arşiv - AP)
Bir İslami Cihad savaşçısı, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Nuseyrat'ta kaçırılanların cesetlerini arayan Mısırlı işçilerin ağır makinelerle kazı yapmasını izliyor (Arşiv - AP)

Filistinli kaynaklar, İsrail’in iki gündür öne sürdüğü, İslami Cihad Hareketi’nin Hamas ile iş birliği yapmayı reddettiği ve ateşkesin ikinci aşamasına geçilmeden önce elindeki son İsrailli esirin cesedini teslim etmediği yönündeki iddiaları yalanladı.

İsrail’in Maariv gazetesinin güvenlik kaynaklarına dayandırdığı haberine göre, Hamas ile İslami Cihad arasında, Ran Gafeli isimli son esirin cesedinin teslim edilmemesi konusunda gerilim yaşandığı iddia edildi. İsrail, Gafeli’nin kaçırılmasında İslami Cihad mensuplarının doğrudan rol aldığını düşünüyor.

İslami Cihad’ın askeri kanadı Saraya el-Kudüs, günler önce yaptığı açıklamada tüm esirleri teslim ettiklerini ve ateşkes anlaşmasına tamamen uyduklarını belirtti. Hareketten Şarku’l Avsat’a konuşan kaynaklar, Gafeli’nin cesedinin kendi ellerinde bulunmadığını, cesedin Hamas’ın kontrolünde olduğunu ifade etti. Kaynaklar, Hamas ile koordinasyonun “mükemmel seviyede” olduğunu ve İsrail basınında yer alan gerilim iddialarının gerçeği yansıtmadığını vurguladı.

dsvf
İslami Cihad savaşçıları ve Mısırlı işçiler, Gazze Şeridi'ndeki Nuseyrat'ın kuzeyinde İsrailli rehinelerin cesetlerini arıyor (Arşiv - AP)

Hamas kaynakları da Şarku’l Avsat’a, cesedin Gazze kentinin doğusundaki Şucaiyye ve Zeytun mahallelerinde 3 veya 4 farklı noktada bulunmuş olabileceği yönünde şüpheler olduğunu aktardı. Ancak bu noktalarda yürütülen aramalarda cesede ulaşılamadığı, esir alma ve gömülme süreçlerine dahil olan saha sorumluları ve militanların tamamının çeşitli saldırılarda öldüğü için kesin yer tespiti yapmanın zorlaştığı bildirildi. Kaynaklar ayrıca yoğun bombardıman ve bölgenin tamamen yıkılması nedeniyle tespit çalışmalarının daha da güçleştiğini belirtti.

Yediot Aharonot gazetesine göre İsrail, arabulucular aracılığıyla Hamas’a, cesedin yerinin belirlenmesine yardımcı olabilecek kişilere ilişkin bilgiler ve bölgenin olası konumunu gösteren uydu görüntüleri iletti. Hamas kaynakları, bu dosya ve diğer konularla ilgili arabulucularla temasın sürdüğünü söyledi.

Yeni videonun ortaya çıkardığı soru işaretleri

Bu gelişmeler, İsrailli esir ailelerinin yayımladığı görüntülerle eş zamanlı yaşandı. Videolarda, Ağustos 2024’te Refah’taki bir tünelde cesetleri bulunan altı esirin, tünelde birlikte yaşarken Hanuka’yı kutladıkları, 2024 yeni yılına girdikleri, konuşup saç tıraşı oldukları ve tünel içinde farklı noktalara hareket ettikleri görülüyor.

dfgh
Hamas militanları, 20 Şubat 2025'te Han Yunus'ta İsrailli rehinelerin cesetlerinin Kızılhaç'a teslimi sırasında tabutlardan birini taşıyor (DPA)

Görüntüler, İsrail ordusunun söz konusu altı kişinin tünele ulaşımdan iki gün önce Hamas tarafından öldürüldüğü yönündeki açıklamalarına dair soru işaretleri doğurdu. Hamas bu iddiayı reddederek, esirlerin bölgeyi hedef alan İsrail bombardımanında öldüğünü söyledi.

Maariv'den gazeteci Miki Levine, esirlerin “Nisan ayında anlaşma sağlanmış olsaydı hayatta olabileceklerini” belirten bir değerlendirme yayımladı. Levine, Başbakan Netanyahu ile bakanlar Smotrich ve Ben-Gvir’in “tam zafer” stratejisinde ısrar etmelerinin, Refah’a girilmesinin esirleri tehlikeye atacağı yönündeki uyarıları göz ardı ettiklerini yazdı.

İsrail devlet televizyonu da, esirlerin öldürülmesinden birkaç gün önce müzakerelerin tıkanma noktasına gelmesinin, Tel Aviv’in Filadelfi Koridoru’nun kontrolünü şart koşmasından kaynaklandığını; o aşamada anlaşma imzalansaydı altı esirden beşinin serbest bırakılacağını aktardı.

Hamas kaynakları ise Şarku’l Avsat’a, esirlerin topçu ve hava bombardımanında öldüğünü, saldırı sırasında bazı esir gardiyanlarının da yaşamını yitirdiğini teyit etti. Kaynaklar, savaş boyunca İsrail güçleri esirlere yaklaşırsa “tehlike durumunda esirin öldürülmesi” yönünde talimat bulunduğunu da belirtti.7Tünelin Refah’ın batısındaki Tel Sultan’da bulunduğu, İsrail ordusunun sonraki incelemelerinde esirlerin “bölgedeki yoğun askeri baskı nedeniyle hayatını kaybettiğini” kabul ettiği bildirildi.

Ekim 2024’te İsrail, Hamas’ın eski siyasi büro şefi Yahya es-Sinvar’ı, Tel Sultan’daki bir evde, yanında silahlı bir grupla bulunduğu sırada öldürmüştü. Kasım ayında Hamas kaynakları, Muhammed es-Sinvar’ın oğlu İbrahim’in de Refah’taki bir tünelde hava saldırısında öldüğünü açıklamıştı. DNA bulgularının, aynı tünelde Hamas mensuplarının bulunduğuna işaret ettiği belirtildi. Esirlerin, İbrahim es-Sinvar’ın öldüğü saldırıda hayatını kaybetmiş olabileceği değerlendiriliyor.

Hamas kaynakları, İsrailli esirlere ilişkin talimatların çok sıkı olduğunu ve hayatta kalmaları için tüm imkânların seferber edildiğini vurguladı.


Gazze Şeridi'nde fırtına nedeniyle 11 kişi hayatını kaybetti, birçok ev yıkıldı

Filistinli çocuklar, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden geçiyor (EPA)
Filistinli çocuklar, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden geçiyor (EPA)
TT

Gazze Şeridi'nde fırtına nedeniyle 11 kişi hayatını kaybetti, birçok ev yıkıldı

Filistinli çocuklar, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden geçiyor (EPA)
Filistinli çocuklar, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden geçiyor (EPA)

Gazze Şeridi'ni 24 saatten kısa bir süre içinde vuran fırtına ve derin alçak basınç sistemi, birçok evin çökmesi ve bölge genelinde çadırların sular altında kalması sonucu 11 Filistinlinin ölümüne birçok kişinin de yaralanmasına yol açtı.

Filistin Haber Ajansı'na (WAFA) göre yerel kaynaklar, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Beyt Lahiya'nın Bir el-Naja bölgesinde, yerinden edilmiş kişilerin barındığı bir evin çökmesi sonucu 5 Filistinlinin öldüğünü ve birçok kişinin de yaralandığını bildirdi.

 Gazze Şeridi'nin güneyinde Han Yunus'taki bir kampta yağmurlu bir günde yerinden edilmiş Filistinli kadın (Reuters)Gazze Şeridi'nin güneyinde Han Yunus'taki bir kampta yağmurlu bir günde yerinden edilmiş Filistinli kadın (Reuters)

Şarku'l Avsat'ın ulaştığı kaynaklar, bugün şafak vakti Gazze şehrinin batısındaki el-Rimal mahallesinde yerinden edilmiş kişilerin çadırlarının üzerine büyük bir duvarın çökmesi sonucu 2 vatandaşın öldüğünü, Gazze şehrinde aşırı soğuktan bir çocuğun, el-Şati kampında ise bir bebeğin hayatını kaybettiğini belirtti. Dün de el-Şati kampında bir duvarın çökmesi sonucu bir kişi hayatını kaybetti.

Dün el-Amadi bölgesindeki Ebu Cebel kampında bir çadırın çökmesi sonucu iki çocuk yaralandı; Han Yunus'un el-Mevasi bölgesindeki mülteci çadırında ise bir bebek aşırı soğuktan hayatını kaybetti.

Sivil savunma ekipleri, son birkaç saat içinde en az 10 evin çöktüğünü, son olarak da el-Kerame ve Şeyh Rıdvan mahallelerinde 2 evin yıkıldığını bildirdi.

Bu olumsuz hava koşulları ayrıca Han Yunus'un el-Mevasi bölgesindeki kampların tamamının sular altında kalmasına, Deyr el-Belah'taki el-Bassa ve el-Baraka'nın geniş alanlarının, Nuseyrat'taki Merkez Pazarı'nın ve Gazze Şehri'ndeki Yermuk ve liman bölgelerinin hasar görmesine yol açtı.

 Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden hayvanlarla çekilen arabalar geçiyor (EPA)Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden hayvanlarla çekilen arabalar geçiyor (EPA)

Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım ve Çalışma Ajansı (UNRWA), dün yaptığı açıklamada, şiddetli yağmur ve ıslak çadırların, aşırı kalabalık Gazze Şeridi'ndeki kötüleşen sağlık ve yaşam koşullarını daha da kötüleştirdiğini belirterek, soğuk hava, yetersiz sanitasyon ve hijyen eksikliğinin salgın hastalık riskini artırdığını vurguladı. UNRWA, insani yardıma erişimin acilen kolaylaştırılması çağrısında bulundu.