İran nükleer anlaşmasının yeniden canlandırılması nihai metnin ‘taslağına’ bağlı

İran nükleer anlaşmasının yeniden canlandırılması nihai metnin ‘taslağına’ bağlı
TT

İran nükleer anlaşmasının yeniden canlandırılması nihai metnin ‘taslağına’ bağlı

İran nükleer anlaşmasının yeniden canlandırılması nihai metnin ‘taslağına’ bağlı

2015 İran nükleer anlaşmasını canlandırmak için müzakerelerin başlamasının üzerinden 16 ay geçti. İran merkezli Iran International haber kanalına göre müzakereler, 'yaptırımlar ve nihai metnin formülasyonu’ konuları ile sınırlı kaldı
İran, Pazartesi akşamı, nükleer programıyla ilgili anlaşmayı canlandırma çabalarının bir parçası olarak Avrupa Birliği (AB) tarafından sunulan öneriye yanıt verdikten sonra ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ned Price, ‘öneriden kaynaklanabilecek veya kaynaklanmayacak herhangi bir dilin ayrıntılarına girmeyeceğini’ söyledi.
Iran International haber kanalının aktardığına göre Tahran, özellikle Avrupa Birliği'nin Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'nın (UAEA) üç gizli tesiste uranyum etkileriyle ilgili araştırmaları bağlamında soruşturmalarını bırakma çağrısında bulundu.
Iran International’a göre anlaşmadaki diğer konular, Tahran ile altı büyük uluslararası güç arasında imzalanan anlaşmada belirtilen şartlar altında İran'ın küresel pazarlara erişimiyle ilgili elde etmeye çalıştığı ekonomik ‘garantileri’ konu ediyor.
Aynı haber kanalına göre İran, anlaşma kapsamında tarafların yeniden anlaşmadan çekilmesi durumunda tazminat ödemesini öngören bir maddeyi kabul etmedi. Diğer yandan, anlaşmayı yeniden canlandırmanın önündeki temel zorluklar, İran'ın Kapsamlı Ortak Eylem Planı (KOEP) ile uyumsuz olduğunu düşündüğü ABD yaptırımları etrafında dönüyor.
Nükleer programla ilgili olarak Iran International, 2015 anlaşması kapsamında yasaklanan gelişmiş santrifüjleri kapatmak yerine depolama alanlarında tutmak gibi İran'ın bazı nükleer faaliyetleri için onay almaya çalıştığına dikkati çekti.

ABD ve İran’dan açıklamalar
Price, Pazartesi günü yaptığı açıklamada, "İran'ın nükleer programına kalıcı ve doğrulanabilir sınırlar getirmesi karşılığında, nükleer programına yönelik yaptırımları kaldıracağız" dedi.
Öte yandan İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan, İran'ın iyi, kalıcı ve güçlü bir anlaşma istediğini ve ABD'den ‘esneklik’ beklediğini söyledi.
16 aylık müzakereler boyunca, anlaşmayı engelleyen çeşitli meselelere ilişkin çeşitli haberler yayınlandı. Bunların başında İran Devrim Muhafızları’nın terör örgütleri listesine dahil edilmesi meselesi yer aldı.
ABD, anlaşmaya taraf üç Avrupa ülkesi, Fransa, Almanya ve İngiltere ile birlikte, UAEA’nın uranyum etkilerine ilişkin soruşturmasının sürdüğünü vurguladı. UAEA'nın uranyum etkilerine ilişkin soruşturması, Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Anlaşması kapsamında İran'ın temel yükümlülüklerinden biridir.
ABD İran Özel Temsilcisi Rob Malley geçtiğimiz günlerde “ABD veya İran'ın sunabileceği olası tavizler ne olursa olsun, hiçbir şey üzerinde anlaşmaya varılmadı ki her şey üzerinde anlaşmaya varılsın” dedi.
Bakan Emir Abdullahiyan Pazartesi günü yaptığı açıklamada "Önümüzdeki günler çok önemli ve muhtemelen geri kalan sorunları çözmek için daha fazla çaba ve müzakereye ihtiyacımız var" dedi.



Polis şiddeti iddiası Tunus sokaklarını karıştırdı

Başkent Tunus'ta Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarına karşı düzenlenen protesto gösterisinden bir kare (EPA)
Başkent Tunus'ta Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarına karşı düzenlenen protesto gösterisinden bir kare (EPA)
TT

Polis şiddeti iddiası Tunus sokaklarını karıştırdı

Başkent Tunus'ta Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarına karşı düzenlenen protesto gösterisinden bir kare (EPA)
Başkent Tunus'ta Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarına karşı düzenlenen protesto gösterisinden bir kare (EPA)

Tunus’ta bir adamın polis kovalamacasının ardından ailesinin ifadesine göre kendisine uygulanan şiddet sonucu hayatını kaybetmişti. Reuters'a konuşan görgü tanıkları, Tunus polisi ile bir kişinin uğradığı şiddet sonucu hayatını kaybetmesini protesto eden öfkeli gençler arasında dün gece üst üste ikinci kez çatışmaların çıktığını söylediler.

Tunus’taki bu tür şiddetin karıştığı protesto gösterileri, ülkede 2011 yılındaki Arap Baharı ayaklanmalarını tetikleyen devrimin yıl dönümü yaklaşırken yetkililer arasında protestoların diğer bölgelere de sıçrayabileceği endişesini artırıyor.

Tunus, çeşitli alanlarda artan protestolar ve grevlerin yanı sıra Tunus Genel İşçi Sendikası'nın gelecek ay ülke çapında grev çağrısı yapmasıyla birlikte, siyasi ve sosyal gerilimin tırmandığı bir dönemden geçiyor.

Son haftalarda, binlerce protestocu, ülkenin güneydeki Gabes kentinde hava kirliliğinin başlıca kaynağı olduğunu söyledikleri bir kimya fabrikasının kapatılması talebiyle protesto gösterisi düzenledi.

Öte yandan polis şiddeti sonucu öldüğü iddia edilen adamın yakınları, şahsın ehliyetsiz motosiklet sürerken polis tarafından takibe alındığı, dövüldüğü ve hastaneye kaldırıldığını, ancak daha sonra hastaneden kaçtığını, ancak dün kafasındaki bir kanama nedeniyle hayatını kaybettiğini söyledi.

Olayla ilgili henüz resmi bir açıklama yapılmadı.

Yerel kaynaklar ve basın, Kayravan Valisi’nin durumu yatıştırmak amacıyla, dün hayatını kaybeden kişinin ailesini ziyaret ettiğini ve hangi şartlarda öldüğünü belirlemek ve sorumluları tespit etmek için soruşturma açma sözü verdiğini bildirdi.

İnsan hakları örgütleri, Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'i muhaliflerini bastırmak için yargı ve polisi kullandığını iddia ediyor. Ancak Cumhurbaşkanı Said, hakkındaki bu suçlamaları kategorik olarak reddediyor.


(Video haber) Avustralya'da Yahudilerin Hanuka Bayramı kutlamaları sırasında silahlı saldırı: En az 10 ölü

Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.
Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.
TT

(Video haber) Avustralya'da Yahudilerin Hanuka Bayramı kutlamaları sırasında silahlı saldırı: En az 10 ölü

Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.
Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.

Avustralya'nın Sidney kentinde bir plajda Yahudilerin Hanuka Bayramı kutlamaları sırasında meydana gelen silahlı saldırıda en az 10 kişi öldü, çok sayıda  kişi yaralandı. İsrail gazetesi Yedioth Ahronoth'a göre olay sırasında yaklaşık 2 bin kişi panik içinde tahliye edildi ve birçoğu sığınaklara sığındı.

Öte yandan Avustralya polisi tarafından bugün yapılan açıklamada, olay nedeniyle Bondi Plajı'ndan uzak durulması çağrısı yapıldı. Polis daha sonra, silahlı saldırının ardından iki kişinin gözaltına alındığını duyurdu.

Şarku’l Avsat’ın Fransız Haber Ajansı AFP’den aktardığı  habere göre bir görgü tanığı, ‘siyah giysili iki kişinin’ plajda ateş açtığını söyledi.

dfgthy
Avustralya medyasında yayınlanan, saldırganlardan birine ait bir fotoğraf.

Avustralya medyası tarafından yayınlanan saldırganlardan birinin fotoğrafı

Öte yandan İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog, saldırıyı ‘Yahudilere yönelik acımasız bir saldırı’ olarak nitelendirerek kınadı.

uı89o
Kurtarma ekipleri, Sidney sahilinde meydana gelen silahlı saldırının ardından yaralı bir kişiyi taşıyor (AP)

Herzog, açıklamasında şunları söyledi:

“Sidney'deki kardeşlerimiz, Bondi Plajı'nda Hanuka'nın ilk mumunu yakmaya giden Yahudilere yönelik acımasız bir saldırıda kötü niyetli teröristler tarafından saldırıya uğradı.”

Görgü tanıkları, kutlamaya katılanların saldırı mahallinden panik halinde kaçtıklarını söylerken yerel medya, silahlı saldırganların olay yerinden kaçtığını ve yetkililerin yoğun bir arama çalışması yürüttüğünü bildirdi.


Hamas: Gazze’ye ve işgal altındaki topraklara her türlü vesayeti reddediyoruz

Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
TT

Hamas: Gazze’ye ve işgal altındaki topraklara her türlü vesayeti reddediyoruz

Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)

Hamas, bugün (pazar) yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi üzerinde her türlü vesayet ve manda uygulamasını reddettiğini duyurdu. Hareket, yayımladığı bildiride, “Gazze’ye yönelik her türlü vesayet ve mandayı reddediyoruz. İşgal altındaki topraklarımızın herhangi bir karışı üzerinde de vesayeti kabul etmiyoruz; zorla yerinden etme girişimleri ve Gazze’nin yeniden mühendisliğine yönelik çabalarla uyumlu adımlara karşı uyarıyoruz” ifadelerini kullandı.

Açıklamada, “Ulusal birliğin sağlanması ve ulusal uzlaşı inşa edilmesi için seferber olunması, işgalin ve onu destekleyenlerin planlarıyla yüzleşmenin tek yoludur” denildi.

Hamas, arabuluculara ve ABD yönetimine de çağrıda bulunarak, İsrail’e baskı yapılmasını, anlaşmanın maddelerini uygulamaya zorlanmasını ve anlaşmaya yönelik süregelen ve sistematik ihlallerinin kınanmasını talep etti.

gth
Trump'ın planına göre Gazze'den çekilmenin aşamalarını gösteren harita (Beyaz Saray)

Öte yandan dün İsrailli yetkililer, ABD yönetiminin Gazze’de savaşı sona erdirmeyi hedefleyen planın ikinci aşamasını şekillendirmek üzere çalıştığını ve çok uluslu uluslararası bir gücün gelecek aydan itibaren Gazze’de göreve başlamasının planlandığını açıkladı.

Şarku’l Avsat’ın İsrail Kamu Yayın Kurumu’ndan (Kan 11) aktardığı habere göre Amerikalı yetkililer bu bilgileri son günlerde yapılan görüşmelerde İsrailli muhataplarına iletti.

ABD planına göre, barış komitesinin başkanlığını Birleşmiş Milletler’in eski Orta Doğu Özel Temsilcisi Nikolay Mladenov’un üstlenmesi, Gazze’de konuşlandırılması öngörülen uluslararası gücün komutasının ise bir ABD’li general tarafından yürütülmesi öngörülüyor.

Amerikalı yetkililere göre söz konusu gücün; güvenlik istikrarının korunması, geçiş sürecinin güvence altına alınması ve askeri operasyonların durmasının ardından Gazze’de yeni siyasi ve idari düzenlemelere zemin hazırlanması gibi görevler üstlenmesi planlanıyor.