ABD ve Çin'den karşılıklı "Tayvan'daki statükoyu değiştirme" suçlaması

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

ABD ve Çin'den karşılıklı "Tayvan'daki statükoyu değiştirme" suçlaması

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi'nin ay başında Tayvan'ı ziyareti nedeniyle Pekin ile Washington arasında yaşanan gerilimin yankıları sürerken, taraflar, birbirini, gerilimi kullanarak Ada'daki statükoyu değiştirmeye çalışmakla suçladı.
ABD'nin Doğu Asya ve Pasifik İlişkilerinden Sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcısı Daniel Kritenbrink ve Çin'in Washington Büyükelçisi Çin Gang, Pelosi'nin ziyareti ve ardından yaşanan gerilimlere ilişkin Amerikan basınına değerlendirmelerde bulundu.
Kritenbrink, Çin'in Pelosi'nin ziyaretini "bahane" edip "Tayvan üzerinde yoğun bir baskı kampanyası başlattığını" savunarak, "Bu kampanyanın amacı belli; Tayvan'ı korkutarak kendi tezlerine uymaya zorlamak ve direncini kırmak" dedi.
Pelosi'nin ziyaretinin daha önce de örneği bulunduğunu ve ABD'nin, Pekin'i Çin'in meşru temsilcisi kabul eden "tek Çin" politikası ile tutarsız olmadığını vurgulayan Kritenbrink, "Çin Halk Cumhuriyeti (Pelosi'nin ziyaretine) aşırı tepki gösterdi ve benzeri görülmemiş provokatif ve istikrarsızlaştırıcı eylemlerini sürdürüyor" ifadelerini kullandı.
Kritenbrink, Pekin'i gerilimi kullanarak Ada'daki statükoyu değiştirmeye çalışmakla suçladı.

"Statükoyu değiştiren kim?"
Çin'in Washington Büyükelçisi Çin Gang ise ABD'de bir grup gazeteciyle yaptığı ortak mülakatta, ülkesinin, "Çin'in tek olduğu ve Ada'nın sonunda ana kara ile birleşeceği" yönündeki uluslararası uzlaşmaya bağlı olduğunu belirterek, "Statükoyu değiştiren kim? Çin değil, Tayvan'ın bağımsızlığını savunan ayrılıkçı güçler ve ABD'nin kendisi" dedi.
Tayvan lideri Tsai Ing-wen'in, Tayvan Boğazı'ndaki tarafların, "tek Çin'in olduğu fakat onun egemenliğe ilişkin iki ayrı yorumun bulunduğu" yönündeki yarı-resmi "1992 uzlaşmasını" tanımayarak ana kara ile ilişkileri koparmaya çalıştığını savunan Büyükelçi Çin Gang, Washington'ın da Tayvan ile resmi etkileşimleri artırıp Ada'ya silah satarak ve gerektiğinde askeri olarak savunmayı vaat ederek, sorunu, Çin'i çevrelemek amacıyla kullandığını ileri sürdü.

Temsilciler Meclisi Başkanı Pelosi'nin Tayvan ziyareti
ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Pelosi ve beraberindeki 5 kişilik Kongre heyeti, 2 ve 3 Ağustos'ta Tayvan'ı ziyaret etmişti. Ziyaret, Ada'yı topraklarının parçası olarak gören Pekin'in tepkisini çekmiş, Çin ordusu ziyaretin ardından Ada çevresinde askeri tatbikatlara başlamıştı.
7 gün süren tatbikatlar, Ada'nın çevresinde fiili abluka oluşturmuştu. Gerçek silah ve mühimmatın kullanıldığı tatbikatlar sırasında, Çin ana karasından ateşlenen güdümlü füzeler Tayvan yakınlarındaki sulara düşmüştü.
Ordu sözcüsü, 10 Ağustos'ta tatbikatların tamamlandığını duyurmuş ancak Tayvan Boğazı'ndaki askeri devriye faaliyetinin devam edeceğini bildirmişti.
Pelosi, Çin ile egemenlik ihtilafı içindeki Ada'yı 25 yıl aradan sonra ziyaret eden ilk ABD Temsilciler Meclisi Başkanı olmuştu. Daha önce 1997'de Newt Gingrich, bu görevi yürütürken Tayvan'ı ziyaret etmişti.
Pekin, "tek Çin ilkesini" vurgulayarak, Tayvan'ın dünya ülkeleriyle müstakil diplomatik ilişkiler kurmasına, BM'de ve diğer uluslararası kuruluşlarda temsil edilmesine karşı çıkıyor, kendisini tanıyan ülkelerin Tayvan ile diplomatik ilişkilerini kesmesini şart koşuyor.



Afganistan sınırları, kayıtlı olmayanların son başvuru tarihi dolmadan İran'dan dönenlerle dolup taşıyor

5 Temmuz 2025'te Afganistan'dan gelen mülteciler, Afganistan ve İran arasındaki İslam Kalesi sınır kapısına ulaştı.  (AFP).
5 Temmuz 2025'te Afganistan'dan gelen mülteciler, Afganistan ve İran arasındaki İslam Kalesi sınır kapısına ulaştı.  (AFP).
TT

Afganistan sınırları, kayıtlı olmayanların son başvuru tarihi dolmadan İran'dan dönenlerle dolup taşıyor

5 Temmuz 2025'te Afganistan'dan gelen mülteciler, Afganistan ve İran arasındaki İslam Kalesi sınır kapısına ulaştı.  (AFP).
5 Temmuz 2025'te Afganistan'dan gelen mülteciler, Afganistan ve İran arasındaki İslam Kalesi sınır kapısına ulaştı.  (AFP).

On binlerce Afganistanlı, dün belirlenen geri dönüş tarihi öncesinde İran sınırını geçti ve sınır kapılarında “acil durum” yarattı.

Resim  Afgan mülteciler İran'dan Afganistan ile İran arasındaki İslam Kale sınır kapısına geliyor - 5 Temmuz 2025 (AFP)

İran mayıs ayı sonunda, kayıtlı olmayan Afganistanlıların 6 Temmuz'a kadar ülkeyi terk etmeleri gerektiğini duyurdu. Bu çağrı, Tahran'ın ülkede yaşadığını söylediği 6 milyon Afganistanlıdan 4 milyonunu kapsayabilir.

Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği cuma günü, haziran ortasından bu yana sınırları geçenlerin sayısının keskin bir artış gösterdiğini ve 1 Temmuz'da batıdaki Herat eyaletindeki İslam Kale sınır kapısında 43 bin kişiyi aşarak zirveye ulaştığını açıkladı.

Uluslararası Göç Örgütü (IOM), haziran ayında 250 binden fazla Afganistanlı'nın İran'dan geri dönüş yaptığını bildirdi.

Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) Afganistan temsilcisi Tajuddin Avila , bu durumun, İran ve Pakistan gibi geleneksel ev sahibi ülkelerden 1,4 milyon Afganistanlının geri dönüşüyle birlikte, halihazırda “kronik bir geri dönüş krizi” ile karşı karşıya olan ülkede bir “acil durum” olduğunu söyledi. 

Şarku'l Avsat'ın AFP'den aktardığına göre perşembe günü verdiği demeçte, “Tüm bu geri dönenlerin yüzde 25'inin çocuk olması endişe verici... çünkü nüfus yapısı değişti” dedi. Erkeklerden oluşan gruplardan, çok az eşya ve parayla sınırı geçen bütün ailelere dönüştü.

İslam Kale kampının bu kadar büyük sayılara ev sahipliği yapabilecek kapasitede, ancak hizmetlerden yoksun olduğunu belirterek, "Günlük 20 binin üzerinde kişiye ulaştığımızda, bu planladığımız senaryonun çok ötesindedir" dedi.

Kurum, aşılama, beslenme ve çocuk dostu alanlar sağlamanın yanı sıra, günde 7 bin ila 10 bin kişiye su ve sağlıklı ortamı genişletmek için acil önlemler uyguladı.

Geçiş yapanların çoğu, tutuklama ve sınır dışı etme dahil olmak üzere yetkililerden baskı gördüklerini bildirdi.

38 yaşındaki Arif Atayi, Afganistanlıların İran'da maruz kaldığı baskılarla ilgili olarak, “Bazı insanlar o kadar korkuyor ki, evlerinden tek başlarına çıkamıyorlar... Küçük çocuklarını bir parça ekmek almak için gönderiyorlar ve bu çocuklar bile bazen tutuklanıyor” dedi.

Uluslararası Göç Örgütü'nün işlettiği bir kabul merkezinde yardım beklerken cumartesi günü AFP’ye konuşan Atayi, “Kendi ülkemde dilenmek zorunda kalsam bile, bu şekilde muamele gördüğümüz bir yerde kalmaktan iyidir” dedi.

Dış yardımdaki büyük kesintiler krizle mücadeleyi olumsuz etkiledi ve Birleşmiş Milletler, uluslararası sivil toplum örgütleri ve Taliban yetkilileri, geri dönenlere destek için daha fazla finansman sağlanması çağrısında bulundu. Birleşmiş Milletler, bu göç akınının zaten aşırı yoksulluk, işsizlik ve iklim değişikliğiyle ilgili şoklarla boğuşan ülkeyi daha da istikrarsız hale getirebileceği uyarısında bulunarak, ülkelere Afganistanlıları zorla geri göndermemeleri çağrısında bulundu.