Kırım'daki üç patlamanın arkasında Ukrayna'nın olduğu iddia edildi

Kırım'da meydana gelen patlamalardan bir kare (Twitter)
Kırım'da meydana gelen patlamalardan bir kare (Twitter)
TT

Kırım'daki üç patlamanın arkasında Ukrayna'nın olduğu iddia edildi

Kırım'da meydana gelen patlamalardan bir kare (Twitter)
Kırım'da meydana gelen patlamalardan bir kare (Twitter)

Ukrayna'nın, geçen hafta Rusya'nın yasa dışı ilhak ettiği Kırım'ın batı kıyısındaki bir Rus hava üssünde gerçekleşen patlama da dahil olmak üzere, Rus askeri tesislerini sarsan üç patlamanın arkasında olduğu öne sürüldü.
CNN'nin, bir Ukraynalı yetkili tarafından paylaşılan bir hükümet raporuna dayandırdığı habere göre, Kırım'ın çeşitli noktalarında geçtiğimiz hafta meydana gelen patlamaların arkasında Ukrayna'nın olduğu iddia edildi.
CNN'nin ulaştığı söz konusu raporda Saki Askeri Havaalanı saldırısının, Rus askeri altyapısı için "ağır ancak bir defalık bir kayıp" olarak tanımlandığı ve müteakip saldırıların ise "Ukrayna'nın Kırım'ı hedef almadaki sistematik askeri kabiliyetinin kanıtı" olarak görüldüğü ileri sürüldü.
Saki Askeri Havaalanı'nda 9 Ağustos'ta meydana gelen patlamada 1 kişi hayatını kaybetmiş, en az 7 askeri uçak da imha olmuştu.
Rusya bunun bir kaza sonucu olduğunu iddia ederken, Ukraynalı yetkililer şu ana kadar patlamadan sorumlu olduklarını doğrulamayı reddetti. Patlamalara neyin sebep olduğu belirsizliğini koruyor.
Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy, olayın ardından yaptığı açıklamada, savaşın "Kırım ile başladığını ve Kırım'ın kurtuluşu ile bitmesi gerektiğini" söylemişti.
Öte yandan, yasa dışı ilhak edilen Kırım'da 16 Ağustos'ta bu kez Mayskoy'deki bir mühimmat deposunda ve Gvardeyskoye'deki bir havaalanında bir dizi patlama daha bildirilmişti.

Bölgede yaşanan diğer olaylar
Sosyal medya görüntülerine göre 16 Ağustos'ta ayrıca, söz konusu mühimmat deposundan 19 kilometre uzaktaki bir elektrik trafo merkezinden yükselen bir yangın ve duman bulutu görüldü. Trafo merkezindeki yangının ve dumanın nedeni de belirsizliğini koruyor.
Her iki olay da "Rusya'nın güney Ukrayna'daki operasyonlarına tedarik sağlamada önemli bir rol oynayan kara yolu ve demir yolu kavşağı" olarak tanımlanan Canköy bölgesi çevresinde meydana geldi.
Öte yandan Ukraynalı yetkililer, Rusların ilhak edilen Kırım'dan askeri teçhizat ve silah taşımak için kullandıkları, Ukrayna'nın güneydoğusundaki Melitopol kenti yakınlarındaki demiryolu köprüsünün hafta sonu havaya uçurulduğunu bildirdi.
Analistler, Rusya'nın Kırım'daki askeri kabiliyetini azaltmak için bir mücadelenin olduğunu öne sürerken, Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy de 16 Ağustos'ta Rusya'nın yasa dışı ilhak ettiği bölgelerde yaşayan Ukraynalıları, Rus kuvvetlerinin askeri tesislerinden uzak durmaları konusunda uyarmıştı.



Küba'dan ABD'ye yaptırım tepkisi: "Soykırım savunucusu"

Ülkeyi sarsan eylemler için "son 60 yılın en büyük yönetim karşıtı protestoları" denmişti (Reuters)
Ülkeyi sarsan eylemler için "son 60 yılın en büyük yönetim karşıtı protestoları" denmişti (Reuters)
TT

Küba'dan ABD'ye yaptırım tepkisi: "Soykırım savunucusu"

Ülkeyi sarsan eylemler için "son 60 yılın en büyük yönetim karşıtı protestoları" denmişti (Reuters)
Ülkeyi sarsan eylemler için "son 60 yılın en büyük yönetim karşıtı protestoları" denmişti (Reuters)

Temmuz 2021'de Havana yönetimine karşı düzenlenen büyük protesto eylemlerinin yankıları sürüyor.

ABD, Devlet Başkanı Miguel Diaz-Canel'in de aralarında bulunduğu Kübalı yetkilileri insan haklarını ihlal ettikleri gerekçesiyle yaptırım listesine aldı. 

Karayipler'deki ada ülkesinin üst düzey yöneticilerine vize kısıtlamaları uygulanacağı da duyuruldu.

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, X hesabından yaptığı açıklamada "Temmuz 2021'deki protestolara katılanların haksız bir şekilde gözaltına alınıp işkenceye tabi tutulmasından sorumlu olan ya da bu olaylarda suç ortaklığı yapan" yargı ve cezaevi çalışanlarının da vize kısıtlamalarıyla karşı karşıya kalacağını söyledi. 

54 yaşındaki siyasetçi şu ifadeleri kullandı:

ABD, Küba halkının insan hakları ve temel özgürlüklerini desteklemeyi ve gayri meşru, dikta rejimlerinin yarıküremizde hoş karşılanmadığını net bir şekilde ortaya koymayı sürdürecek.

Devlet Başkanı Miguel Diaz-Canel'le birlikte Küba Savunma Bakanı Álvaro López Miera ve İçişleri Bakanı Lázaro Álvarez Casas'ın da yaptırım listesine alınmasına Havana'dan tepki geldi. 

Dışişleri Bakanı Bruno Rodriguez de X'te açıklama yaparak ABD'nin Küba halkının ya da liderlerinin iradesini ipotek altına alamayacağını vurguladı. 

Küba Dışişleri Bakanlığı'nın ABD'den sorumlu yetkililerinden Johana Tablada ise Rubio'yu "soykırım ve toplu sınırdışı savunucusu" diye niteledi. 

Elektrik kesintileri yüzünden Havana'nın defalarca karanlığa gömülmesinin ardından 11-12 Temmuz 2021'de patlak veren protestolar, tüm dünyanın dikkatini çekmişti. 

Bir kişinin öldüğü eylemlerin bazılarında protestocular devlet binalarına ve kamu malına zarar vermiş, güvenlik görevlilerine ve mağazalara taş atarak saldırmıştı.

Batı medyası, eylemlerin herhangi bir muhalif örgüt tarafından organize edilmediğini bildirirken Küba yönetimi, onlarca yıldır süren ABD yaptırımları ve propagandasını sorumlu tutmuştu.

Yönetim destekçileri, yetkililerle birlikte tepki göstererek muhalif eylemleri bastırmaya çalışmıştı. 

Ekonomik kriz, gıda ve ilaç kıtlığına karşı başlayan gösterilerin ardından ABD merkezli İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün aktardığına göre en az 1400 kişi gözaltına alınırken, yaklaşık 700 kişi hapse atılmıştı. 

2022'de Kübalı savcılar, 790 civarında kişinin bu eylemlerle ilgili olarak soruşturulduğunu açıklamıştı.

Davaları takip eden 11J adlı hak örgütü, 554 kişinin protesto gösterileriyle ilgili olarak aldıkları cezayı çektiği bilgisini 2024 sonunda vermişti. Bunlardan bazıları Papa Francis'in talebiyle şartlı tahliyeden faydalandı. Halihazırda hapiste kalan eylemci sayısının 360'la 420 arasında olduğu tahmin ediliyor.  

Independent Türkçe, France 24, AFP, AP