Libya neden ekonomik krize sürüklendi?

Libya Ulusal Birlik Hükümeti Başbakanı Dibeybe (UBH Basın Ofisi)
Libya Ulusal Birlik Hükümeti Başbakanı Dibeybe (UBH Basın Ofisi)
TT

Libya neden ekonomik krize sürüklendi?

Libya Ulusal Birlik Hükümeti Başbakanı Dibeybe (UBH Basın Ofisi)
Libya Ulusal Birlik Hükümeti Başbakanı Dibeybe (UBH Basın Ofisi)

Çoğu Libyalı, elektrik kesintileri, likidite eksikliği ve yüksek fiyatlar gibi boğucu yaşam krizlerinden sürekli olarak mustarip olmaları nedeniyle geçim krizlerini iktidar için rekabet eden iki hükümet arasındaki siyasi bir atılıma ipotek etmeyi reddediyor. Aynı şekilde politikacıların çoğu vatandaşların acılarının arttığını kabul etmesine rağmen bazıları da bu tür krizlerin ele alınmasının yalnızca çatışan iki hükümet arasında siyasi bir atılım değil, siyasi duruma yönelik kapsamlı bir çözüme bağlı olduğuna inanıyor.
Bu çerçevede Libya Temsilciler Meclisi üyesi Hasan ez-Zerka, yürütme otoritesine dair anlaşmazlığın son günlerde yoğunlaşması ışığında yetkililerin vatandaşların durumuna verdiği önemin azaldığına dikkati çekti.
Zerka, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada “Başarısızlık, önce siyasi durumu çözememesi, ardından vatandaşa verilen hizmetlerin ‘tekrarlı elektrik kesintileri, yakıt ve likidite eksikliğinden dolayı’ bozulmasını durdurmak için herhangi bir girişim sunarak bu başarısızlığı telafi edememesi nedeniyle siyasi elitlerin peşini bırakmamaktadır” dedi.
Zerka, sağladığı mali artışlar sayesinde bazı vatandaşların şu anda parlamento tarafından tartışılan birleşik maaş yasasına olan bağımlılığını ve vatandaşların yükünü hafifletmeye katkıda bulunma kabiliyetini uzak görürken, konuya ilişkin olarak ise “Mevcut hükümetin bölünmesi ve bu kanunun ülke genelinde uygulanması için gerekli mali artışların ödenmesinin takibi hususunda parlamentoya sunacak denetim organlarının bulunmaması ortasında bu yasa, kamu parasını yağmalamak için bir giriş noktası olabilir” dedi. Abdulhamid Dibeybe başkanlığındaki Ulusal Birlik Hükümeti’nin ‘birleşik bir maaş skalasının’ uygulandığını duyurduğunu söyleyen Hasan ez-Zerka, “Ancak meclis denetimine tabi değildir. Dolayısıyla uygulamanın kamu parasını yağmalamaya kapı açmasını bekliyoruz” şeklinde konuştu.
Libya Ulusal İnsan Hakları Komitesi üyesi Beşir el-Amuri, “Çatışan güçlerin her birinin yerel, bölgesel ve uluslararası müttefikleri tatmin etmeye çalışarak gücü ele geçirme ve güçlerini pekiştirme girişimi, herkesi Libyalıların her gün maruz kaldıklarını ve acılarını ikiye katlayan baskıların büyüklüğünü gözden kaçırmaya itiyor” ifadelerini kullandı.
Amuri, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada “Halk, mevcut siyasi yapılara ve politikacıların reform için herhangi bir yeni yasa veya girişim başlatma becerisine olan güvenini kaybetti” dedi.
Amuri, Dibeybe hükümetinin finansman kaynaklarına sahip olduğunu söylerken, “Kontrolü altındaki bölgelere ve özellikle başkentte konuşlanmış bazı silahlı grupların liderlerine maaşları artırmaya ve ikramiye dağıtmaya odaklandı. Ayrıca eğitim ve sağlık gibi diğer hayati sektörlere harcadıklarına kıyasla, popülerliğini artırmak için gençleri evlendirme girişimlerine de harcama yapıyor” şeklinde konuştu.
Beşir el-Amuri, parlamento tarafından görevlendirilen Başağa hükümetinin, çabalarını başkente girmeye odakladığını söylerken, “Ancak Başağa’nın Trablus’a girmek için silahlı grupların desteğine bağımlı olmasının onu gelecekte onlara borçlu hale getireceğine dair bir korku var. Üstelik bakanlarının seçimleri, yetkinliklerine göre değil, bölgesel ve siyasi kotalar çerçevesinde geldi. Bu, şu anki duruma göre bir dereceye kadar iyi olsa bile durumun gelecekte ideal olmayacağını gösteriyor” dedi.
Başkent Trablus’taki bir hayır kurumunun müdür olan Farac Ömer, “Tekrarlanan elektrik kesnitileri, yakıt eksikliği, ekmeğin kalitesiyle ilgili sorunlar, alevlenen gıda fiyatları ve ilaç eksikliği gibi bu toplu cezayı almak için ne yaptık?” ifadelerini kullandı. Ömer ayrıca, Dibeybe ve Sağlık Bakanı’na da ‘insülin iğnesi arayan ancak bulamayan diyabet hastalarına yardım etme’ çağrısı yaptı.
Devlet Yüksek Konseyi üyesi Ahmed Langi ise “Kapsamlı bir siyasi çözümden uzak olan yaşamsal sorunlar ve bunların tedavisi hakkında konuşmak artık zor. Siyasi elitlerin, seçimlerin ve devlet kurumlarının birleştirilmesinin önünü açan bir uzlaşmaya yol açacak tavizler vermesini gerektiren bir çözüm gerekiyor” dedi. Langi, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada “Birleştirici kurumlar, özellikle de güvenlik kurumu, gençlerin büyük bir kısmını para kazanmak için silahlı milislere katılmaya sevk eden yüksek işsizlik sorunu gibi gerçek krizlere çözüm bulunmasını sağlayacak” şeklinde konuştu.
Langi ayrıca, şu anda herkesin siyasi elitlerin tavırlarını, taviz verip vermeyeceklerini ve seçimlerin yapılmasının önünü açacak ve siyaset sahnesini kontrol eden ülkeleri demokratik seçeneğe destek aramaya itecek bir iç uzlaşı elde edip etmeyeceklerini beklediğini vurguladı.



Filistin’i tanıma kararları: Avrupa, ABD’nin diplomatik çizgisinden ayrılıyor

İsrail ordusunun 7 Ekim 2023'ten beri öldürdüğü Filistinli sayısı 60 bini geçti (AFP)
İsrail ordusunun 7 Ekim 2023'ten beri öldürdüğü Filistinli sayısı 60 bini geçti (AFP)
TT

Filistin’i tanıma kararları: Avrupa, ABD’nin diplomatik çizgisinden ayrılıyor

İsrail ordusunun 7 Ekim 2023'ten beri öldürdüğü Filistinli sayısı 60 bini geçti (AFP)
İsrail ordusunun 7 Ekim 2023'ten beri öldürdüğü Filistinli sayısı 60 bini geçti (AFP)

Fransa ve Britanya'nın ardından Kanada da eylülde Filistin devletini tanıyacağını duyurdu.

BBC'nin analizinde, ABD'nin müttefiklerinin Gazze meselesinde "diplomatik bir değişiklik" yaratmak için Başkan Donald Trump'ın çizgisinden uzaklaştığı yazılıyor. 

Analizde, Trump yönetiminin Gazze'nin geleceğine dair istikrarlı bir vizyonu olmadığı, bunun da stratejik bir boşluk yarattığı belirtiliyor. Avrupa ve Körfez ülkelerinin bu boşluğu doldurmak için devreye girdiği ifade ediliyor. 

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu başından beri iki devletli çözüme karşı çıkıyor. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve Birleşik Krallık (BK) Başbakanı Keir Starmer'ın Filistin devletini tanıma kararını eleştiren Trump, Kanada'yı da benzer bir hamle yaptığı için tehdit etti.

Kanada Başbakanı Mark Carney, İsrail'in işgal ettiği Gazze'deki uygulamalarını kınamış ve eylülde yapılacak Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda (BMGK) Filistin'i devlet olarak tanıyacaklarını duyurmuştu.

Trump, gümrük vergisiyle ilgili müzakerelerin sürdüğünü hatırlatarak Kanada'nın Filistin'i tanıma kararının "ticaret anlaşmasına varmalarını çok zorlaştıracağını" söylemişti. 

Kanada'ya ek olarak Malta da eylüldeki BMGK toplantısında Filistin devletini tanıyacaklarını duyurmuştu. 

Avrupa ülkelerinin, Filistin devletini tanıma hamlesiyle ABD'yle diplomatik çizgilerini ayırdığına dikkat çekilen analizde, İsrail ablukası yüzünden Gazze'de patlak veren kıtlığın bir "kırılma noktası" yarattığı belirtiliyor. 

2012'de BMGK, Filistin'e "gözlemci devlet" statüsü tanıdığında, 138 ülke Filistin devletini tanıyordu. 2024 ve 2025'te gelen yeni tanımalarla bu sayı en az 143'e çıktı.

BK ve Fransa'nın BMGK daimi üyesi olarak veto yetkisini elinde bulundurması önemli. Londra ve Paris yönetimlerinin adım atması durumunda ABD, BMGK'de Filistin'in tanınmasına karşı çıkan veto hakkına sahip tek ülke durumuna düşecek. BMGK daimi üyeleri Çin ve Rusya da halihazırda Filistin devletini tanıyor.

Independent Türkçe, BBC, Times of Israel