El-İsneyniyye’nin kurucusu ve hamisi Şeyh Abdulmaksud Hoca

El-İsneyniyye’nin kurucusu ve hamisi Şeyh Abdulmaksud Hoca
TT

El-İsneyniyye’nin kurucusu ve hamisi Şeyh Abdulmaksud Hoca

El-İsneyniyye’nin kurucusu ve hamisi Şeyh Abdulmaksud Hoca

Dr. Muhammed Beşir Haddad
Tam anlamıyla bir edebiyat, düşünce ve kültür aşığı olan seçkin iş insanı Şeyh Abdulmaksud Hoca, uzun süren bir hastalığın ardından, ABD’deki bir hastanede yattıktan sonra, 21 Ağustos 2022 (H. 22 Muharrem 1444) Cumartesi akşamı hakka yürüdü. Allah rahmet eylesin. Şeyh Abdulmaksud Hoca, 88 yıllık ömrünün yarısını toplumun seçkin, yaratıcı ve cömert bir öncüsü olarak Arap ve İslam dünyasında edebiyat, kültür, düşünce ve sanatı desteklemeye adadı.
Şeyh Abdulmaksud Hoca, Mekke’de kültürün, edebiyatın, düşüncenin ve bilimin olduğu bir evde büyüdü. Merhum babası Şeyh Muhammed Said Hoca, Hac mevsiminde ülkenin dört bir yanından âlimleri, düşünürleri ve Beytullah’ı (Kabe) ziyaret eden hacıları bir araya getiren bir forum düzenlerdi. Bu tür forumlar Mekke, Medine ve Cidde'nin bazı ileri gelenleri ve âlimleri tarafından da düzenlenirdi. Söz konusu şahsiyetlerin başında Mekke’den merhum Alevi El-Maliki, Medine'den Şeyh Hüseyin Ebu el-Ula ve Abdulvehhab Fakih ve Cidde’den Şeyh Muhammed Nasif geliyor.
Şeyh Abdulmaksud Hoca, Mekke, Şam ve Beyrut arasında yetişti, eğitim gördü ve çalıştı. Kültür alanında faaliyet gösteren kurumlar arasında gezici bir görevli olarak çalıştı. Ardından iş hayatına atıldı ve başarılı bir iş insanı oldu. 1982 yılında (H. 1403), her hafta pazartesi günleri Cidde’deki eski evinin bir salonunda, ardından da yine Cidde’deki el-Amir Sarayı’nda herhangi bir sınırlama ve kısıtlama olmadan tüm âlimleri, düşünürleri, aydınları ve yazarları bir araya getirdi. El-Medinetu'l-Munevvere gazetesi, bu olağanüstü etkinlikle Suudi Arabistan’ın yanı sıra Arap ve İslam dünyasında büyük bir edebi, entelektüel ve kültürel hareket yaratan ve dikkatleri üzerine çeken haftalık toplantılardaki gelişmeleri aktarmaya devam etti. Pazartesi toplantıları, diyalog ve tanışma kapılarını aralarken Arap ve İslam dünyasında uzun zamandır özlemini duyduğumuz ilim kanallarını da yeniden canlandırdı.
Merhum Şeyh Abdulmaksud Hoca’nın kişiliğine dair notlar
Şeyh Abdulmaksud Hoca her pazartesi toplantılarının katılımcılarına, El-İsneyniyye’nin seçkin şahsiyetlerini, Cidde ve Suudi Arabistan dışından gelenleri ve onlara eşlik eden misafirleri cömert bir şekilde ağırladı ve memnuniyetlerini gözetti. Bundan mutluluk duydu. Âlimlere, aydınlara, toplumun öncülerine ve sanatçılara büyük değer verdi. Sert ve kararlı bir karaktere sahip olan merhumun karakterinin özelliklerinden biri de en yaygın entelektüel, edebi ve sanatsal eğilimlere ve akımlara açık olmasıydı.
El-İsneyniyye Salonu
Kurucusu ve sahibi merhum Şeyh Abdulmaksud Hoca’nın eylül ayından mayıs ayı sonuna kadar devam eden öğrenim yılı boyunca ortaöğrenim tatillerinde ara verilerek her hafta pazartesi günleri akşam namazından sonra oturumların yapıldığı El-İsneyniyye (pazartesi) Salonu fikri zamanla büyüdü. El-İsneyniyye Salonu fikri, merhum Şeyh Abdulmaksud Hoca’nın iradesi, düşüncesi ve farkındalığıyla yıllar içinde seçkin bir Arap, İslam ve uluslararası düşünce, edebiyat, kültür ve sanat merkezi haline gelene kadar gelişti. Seçkin bir şekilde bahsedilen merhum Şeyh Abdulmaksud Hoca’nın adı Cidde ile anılır oldu.
El-İsneyniyye, özellikle âlimler, yazarlar, düşünürler, aydınlar, sanatçılar ve kadınlar ile erkekler arasında olmak üzere Arap ve İslam dünyasının doğusu ve batısı arasında çok taraflı eğilimler ve vizyonlar arasında tüm ciddiyet, ayrım ve dayanıklılık ile bilimsel, entelektüel ve bilişsel ilişkiler köprüsü kurdu. El-İsneyniyye bu başarıyı, uzun yolculuğu boyunca her pazartesi günü düzenlediği oturumlarda konuşmacı olarak seçtiği seçkin şahsiyetleri arka arkaya ağırlamasıyla elde etti. El-İsneyniyye, kağıt ve görsel dokümantasyonu ile misafirlerinin ve takipçilerinin forumlardaki konuşmacıları yakından tanımalarını ve hayatlarındaki en önemli durakları, başarılarını, konumlarını ve vizyonlarını yakından tanımalarını sağladı. Konuşmacılarla katılımcılar arasında soru-cevap şeklinde sohbet etmeleri ve yorumlarını dinlemeleri için imkan sundu. El-İsneyniyye böylece farklı açılardan ve vizyonlardan herkesin farkındalığının artmasına katkıda bulundu. Birçok kişinin bilmediği gerçekleri açıklığa kavuştururken belirsizlikleri ortaya çıkararak ve yanılsamaları ortadan kaldırarak boyutların ve başarıların fark edilmesini sağladı.
El-İsneyniyye, farklı yerlerden ve yönlerden üst düzey isimleri, âlimleri, aydınları, sanatçıları ve siyasetçilerden çok sayıda önemli şahsiyeti ardı ardına bize tanıttı. Onları dinledik ve kendileriyle konuştuk. Her birinin şahsında önemli boyutlar bulduk. Bazıları çok önemli olan konumlar ve olaylar zihnimizde açıklığa kavuştu.
El-İsneyniyye’yi seçkinliği konusunda azimli olan merhum Şeyh Abdulmaksud Hoca, her zaman forumlara katılacak şahsiyetler için isimler aday göstermemizi isterdi. Birçok kez bunu yaptım. Aday gösterdiğimiz kişilerin davet edilmesini onayladı. Onları hoşgörüyle karşıladı.
El-İsneyniyye’yi geçmiş forumları sesli ve görüntülü olarak kayıt altına aldı. Birçok olay, başarı, geçmiş ve fikir bu kayıtlarda ve El-İsneyniyye’nin en önemli özelliklerinden biri de budur. Merhum Şeyh Abdulmaksud Hoca uzman bir kadroyla, bu beş yüze yakın forumu görsel, video ve kağıt üzerinde ve renkli fotoğraflarla belgelenen lüks ciltler halinde belgeledi. Bunların tümü, biçim ve içerik açısından çok çeşitli ve benzeri görülmemiş bir bilgi zenginliğiyle birlikte “Alithnainya” (El-İsneyniyye) internet sitesinde bilim, düşünce, kültür, tarih ve sanat severlerin kullanımına sunuldu.
El-İsneyniyye böylece bir yandan nesiller arasında bilimsel, bilişsel, entelektüel, kültürel, sanatsal ve kişisel olarak zekice ve nazikçe olumlu iletişim kurdu, ufuklar açtı, umutlar yeşertti ve tutumları değiştirdi, bir yandan da forumların katılımcıları arasındaki ilişkileri olgunlaştırdı.
El-İsneyniyye'de açık bir üniversitemiz ve entelektüel, yardımcı ve entegre bilgiyle dolu canlı bir forumumuz vardı.
El-İsneyniyye, ilk kez Arap ve İslam dünyasında görsel, basılı ve elektronik olarak belgelenen ve seçkin bir izleyici kitlesinin katıldığı, ölen ve neredeyse unutulmak üzere olan ilmi, fikrî, kültürel ve toplumsal büyük şahsiyetlerin onurlandırıldığı muhteşem bir yıl ilan edildi.
El-İsneyniyye’nin ayrıcalıklı bir diğer özelliği ise bazen kin ve ihanet okları ile hedef alınan âlimleri ve aydınlar yalan ve haksız iftiralarla aşağılandıklarında, onları forumlara davet ederek saygı ile söz hakkı vermesiydi. Tahkir edilen şahsiyetlerin anlattıkları gerçekliğe tanıklık eden adil kişiler foruma katılırdı. Böylece halkın gerçeği doğrudan öğrenmesini sağlardı. El-İsneyniyye, böylece gönülleri fethetti. Meseleleri rayına oturttu. Kin ve kıskançlıkla kör olmuş batıla bulaşanları susturdu.
El-İsneyniyye’nin programı
El-İsneyniyye faaliyetleri her pazartesi şu protokole göre gerçekleştirildi:
- Profesyonel bir sunucu tarafından foruma gelen şahsiyetlerin ve misafirlerin karşılanması ve açılış.
- En iyi okuyanlardan Kur'an-ı Kerim tilaveti.
- Konuşmacıların tanıtılması.
- El-İsneyniyye’nin kurucusu Şeyh Abdulmaksud Hoca'nın konuşması.
- Sayısı üç ila beş arasında değişen konuşmacı.
- Katılımcılardan soru alınması.
- Soruların cevaplanması.
- Konuşmacıların tebrik edilmesi El-İsneyniyye plaketlerinin sunulması.
- Akşam yemeği daveti.
El-İsneyniyye, katılımcılara edebi, tarihi ve entelektüel kitaplardan ve yayınlarından bazılarını ücretsiz olarak dağıttı.
Merhum Şeyh Abdulmaksud Hoca bir süre önce, El-İsneyniyye’nin ölümünden sonra da yoluna devam etmesi amacıyla El-İsneyniyye Vakfı'na dönüştürmek için girişimde bulundu. Vakfın başkanlığına merhum Dr. Muhammed Abdu Yemani'yi seçti. Merhum Şeyh Abdulmaksud Hoca daima bu öncü projenin kurumsallaşmasının önemini vurguladı. Bunu da herkesin önünde “Oturduğum bu sandalyeden başka bir şeyim yok. Sizden biriyim” diyerek ifade etti.
El-İsneyniyye'nin, kurucusunun ayrılışından sonra, anısının yaşatılması ve ilericiği ve yaratıcılığı teşvik eden, tüm Araplar ve Müslümanlar arasında entelektüel, bilimsel ve kültürel ilişkiler arasında köprü kuran bu platformun kendisine yakışır şekilde devam etmesi en büyük temennimiz.
El-İsneyniyye, onlarca edebî ve fikrî eserin baskısını yaptı. Özellikle unutulan ya da yayımlanma imkanı bulamayan eserlerin baskılarını da sundu.
El-İsneyniyye, Allah'ın bizleri şahitleriyle şereflendirdiği, bizlerin de toplantılarıyla istifade ettiğimiz güzel zamanların en önemli faaliyetlerinden biriydi. Yıllar içinde ufkumuzun genişlediği, bilgimizin büyüdüğü, güzel değerlerimizin zenginleştiği en tatlı kültürel ve entelektüel kaynaklardan birine sahip olduk.
Dostlarım sizlere içtenlikle söylüyorum ki El-İsneyniyye’nin kurucusu ve hamisi merhum Şeyh Abdulmaksud Hoca’nın vefatından dolayı çok üzgünüm. Allah rahmet eylesin.
Son olarak merhum Şeyh Abdulmaksud Hoca'nın sevgili oğlu, kardeşim Şeyh Muhammed Said Abdulmaksud Hoca'ya ve merhumun ailesine, torunlarına, El-İsneyniyye’nin tüm sevgili katılımcılarına ve hepimize en içten taziyelerimi sunuyorum. Allah’tan Şeyh Abdulmaksud Hoca'ya rahmetiyle muamele etmesini ve yaptığı iyiliği kabul etmesini diliyor, herkese sabır-ı cemil niyaz ediyorum.
İnna lillahi ve inna ileyhi raciun (Şüphesiz biz Allah'tan geldik ve ancak O'na döneceğiz)



Witkoff Hamas'ın silahsızlanmaya hazır olduğunu belirtirken Hamas yalanladı

ABD elçisi Steve Witkoff Hamas tarafından alıkonulan İsraillilerin aileleriyle görüşmek üzere Tel Aviv'de (AFP)
ABD elçisi Steve Witkoff Hamas tarafından alıkonulan İsraillilerin aileleriyle görüşmek üzere Tel Aviv'de (AFP)
TT

Witkoff Hamas'ın silahsızlanmaya hazır olduğunu belirtirken Hamas yalanladı

ABD elçisi Steve Witkoff Hamas tarafından alıkonulan İsraillilerin aileleriyle görüşmek üzere Tel Aviv'de (AFP)
ABD elçisi Steve Witkoff Hamas tarafından alıkonulan İsraillilerin aileleriyle görüşmek üzere Tel Aviv'de (AFP)

ABD Başkanı Donald Trump'ın Ortadoğu temsilcisi Steve Witkoff, Cumartesi günü Tel Aviv'de esir aileleriyle yaptığı görüşmede, yönetiminin savaşı genişletmeyi değil, kesin olarak sona erdirmeyi planladığını vurgulayarak "Yönümüzü değiştiriyoruz. Ya hep ya hiç" dedi.

Perşembe gününden bu yana İsrail'de bulunan, Başbakan Binyamin Netanyahu ve diğer yetkililerle görüşen, Cuma günü Gazze Şeridi'ni ziyaret eden ve Cumartesi günü de kaçırılanların aileleriyle bir araya gelen Witkoff şunları söyledi: “İsrail halkının çoğunluğu kaçırılanların evlerine dönmesini istiyor ve Gazze'deki halkın çoğunluğu da bunu istiyor çünkü Gazze Şeridi'ni restore etmek ve yeniden inşa etmek istiyorlar.”

Witkoff esir aileleriyle yaklaşık üç saat süren bir görüşme gerçekleştirdi. Hamas'ın esir Ivitar David'i fiziksel olarak kötü durumda ve bir deri bir kemik kalmış bir halde gösteren videoların yayınlanmasından bir gün sonra Rom Breslawski'yi de benzer bir durumda gösteren videolar yayınlanmış, bu videolar İsrail'de fırtınalar koparmış, geniş tepkilere yol açmış, büyük tartışmalara neden olmuş ve esir aileleri sert bir açıklamayla İsrail hükümetinden Gazze Şeridi'ndeki çılgınlığa son vermesini talep etmişti.

sfgthy
Hamas tarafından alıkonulan İsrailli bir esirin eşi Cumartesi günü Tel Aviv'de düzenlenen bir oturma eylemi sırasında dikenli tellerin arkasında oturuyor. (Reuters)

Witkoff Tel Aviv'deki Esir Meydanı'nda öfkeli ailelere seslendi: "Onların (Hamas'ın) müzakerelere oturmamak için hiçbir nedeni olmayacak. Kıtlıktan bahsediyorlar ama ortada kıtlık falan yok. Plan savaşı genişletmek değil, sona erdirmek. Müzakerelerin gidişatının şu şekilde değiştirilmesi gerektiğine inanıyoruz: (ya hep ya hiç) olarak değiştirilmesi gerektiğine inanıyoruz."

Witkoff Hamas'ın silahsızlanmayı kabul ettiğini ve buna açık olduğunu iddia ederek bunun savaşı sona erdirmeye yardımcı olacağını öne sürdü.

Witkoff “Plan hepsini tek bir anlaşmayla geri getirmek, kısmi anlaşma yok" şeklinde konuştu.

Hamas ise Witkoff'a silahsızlanmaya hazır olduğunu reddeden bir açıklamayla karşılık verdi: “Bazı medya kuruluşlarının ABD elçisi Steve Witkoff'tan alıntı yaparak hareketin silahsızlanmaya hazır olduğunu ifade ettiğine dair yayınlarına cevaben, direnişin ve silahlarının işgal var olduğu sürece ulusal ve yasal bir hak olduğunu ve uluslararası sözleşmeler ve normlar tarafından tanındığını bir kez daha teyit ediyoruz. Hamas, başta başkenti Kudüs olan bağımsız, tam egemen bir Filistin devleti kurulması olmak üzere ulusal haklarımız tam olarak iade edilene kadar direnişten ve silahlardan vazgeçmeyeceğiz."

dfgthy
Hamas tarafından alıkonulan İsrailli esir aileleri Tel Aviv'de protesto gösterisi düzenledi. (Reuters)

 Witkoff'un Gazze Şeridi'ne yaptığı ziyareti kamuoyunu yanıltmaya yönelik bir oyun olarak nitelendiren Hamas, ABD yönetiminin Gazze Şeridi'ndeki açlık ve soykırım “suçunun”  ortağı olduğunu vurgulamıştı.

Witkoff'un açıklamaları ve Hamas'ın inkârı, kapsamlı bir anlaşmaya varılması olasılığı konusunda pek çok şüpheye yol açsa da “(Hamas) buna aldırmıyor, ancak Netanyahu'nun hareketin silahsızlandırılmasını şart koştuğu savaşı sona erdirmesi koşuluyla.”

Durumun karmaşıklığına rağmen ailelere Başkan Trump'ın esrleri geri getirmeye her şeyden çok kararlı olduğu konusunda güvence veren Witkoff, “Onun görevi hepsini geri getirmek. Hamas verdiği sözleri tutacak gibi görünmüyor. Onlarla yapılan müzakereler hayal kırıklığı yarattı ve şimdi ya her şeyi yapmamız ya da hiçbir şey yapmamamız gerektiğini düşünüyoruz" şeklinde konuştu.

dfgthy
ABD elçisi Steve Witkoff Hamas tarafından alıkonulan İsrailli esir aileleriyle görüşmek üzere Tel Aviv'de (AP)

Hamas'ın yayınladığı videoların ardından esir aileleri Cumartesi günü Tel Aviv'de gösteri düzenledi. İlk videoda yer alan esir Rom Breslavsky'nin kuzeni, "Ölüm yaşamdan daha kolay hale geldi. Ailem tamamen çöktü" dedi. İkinci videoda yer alan Ivitar'ın kız kardeşi “Kalbime milyonlarca yumruk yedim” dedi.

Esir Metan Tsengaukar'ın annesi şunları söyledi: "Eğer hepsini şimdi çıkarmazsak, uzun süre hayatta kalamazlar. Eğer önceki anlaşma siyaset yüzünden başarısız olmasaydı, kaçırılanların hepsi evlerinde olacaktı." Tutuklu Matan Angrist'in annesi oğlunun bir deri bir kemik kaldığını söyledi. Angrist, “Bize sürekli bunun Hamas propagandası olduğunu söylüyorlar” dedi. Kaçırılan Nimrod Cohen'in annesi ise şunları söyledi: “Bu Holokost 2025.”

Ailelerin akrabalarından biri Witkoff'a şunları söyledi: "En son üç ay önce görüştük ve işler düzelmedi, daha da kötüleşti. Çocuklarımız açlıktan ölüyor. Basit bir sorumuz var: Bunun ne zaman sona ermesi bekleniyor?" Witkoff cevap verdi: "Hayal kırıklığınızı anlıyorum. Keşke size bir haberim olsaydı. Ancak durum karmaşık. Ayrıntılarını açıklayamayacağım pek çok neden var."

fgthyu
Hamas tarafından alıkonulan İsrailli esirlerin aileleri Cumartesi günü Tel Aviv'de (AFP)

Yedioth Ahronoth'un bir katılımcıdan aktardığına göre Witkoff ile başka görüşmeler de yapıldı ancak bazı aileler Witkoff'un sözleri karşısında hayal kırıklığına uğradı. Witkoff'la yapılan toplantıda yeralan katılımcılardan bir şu değerlendirmeyi yaptı: "Bu toplantıdan hiçbir şey beklemiyordum. Hamas'ın bir anlaşma istemeyen terörist bir örgüt olduğunu ilan eden sloganları tekrarlıyor. Aileler öfkelerini dile getirdi ve Witkoff çabalardan bahsetti. Ancak gerçekte yeni bir şey yok" dedi.

Witkoff'un açıklamaları ABD yönetiminin aşamalı değil kapsamlı bir anlaşmaya yöneldiği yönündeki haberleri doğrularken, İsrail hükümetinin bakanlarının Gazze Şeridi'ni tamamen işgal etme çağrılarıyla da çelişiyor.

Cuma günü, Hamas'ın askeri kanadı El Kassam Tugayları, Rom Breslawski'nin başka bir videosunu yayınladıktan bir gün sonra, Ivitar David'in bir deri bir kemik kaldığı bir klip yayınladı. Videoda David dar bir odada bir yatakta otururken görülüyordu ve kemikleri büyük ölçüde dışarı çıkmıştı.

El Kassam videoda elindeki mahkumların bizim yediğimizden yiyip içtiğimizden içtiklerini söyleyerek, devam eden videoda İsrail ablukası ışığında Gazze'den yetersiz beslenme belirtileri gösteren çocukların görüntüleriyle eşlik etti.

İsrailli muhalefet lideri Yair Lapid videoya tepki göstererek şunları söyledi: “Hükümetin her üyesi bugün yatmadan önce Evitar'ın videosunu izlemeli ve Evitar'ın tünelde hayatta kalmaya çalıştığını düşünerek uyumaya çalışmalıdır.”

Videolar, müzakerelerin tıkanmasının ardından Hamas'ın durgun suları hareketlendirme girişimi olarak nitelendirdi.

Amerikan ve İsrail basınına göre Tel Aviv ve Washington bir sonraki adıma karar vermeden önce biraz daha bekleyecek ve büyük olasılıkla arabuluculardan bir tür ilerleme duymayı bekleyecekler.

CNN'e konuşan bir kaynak, Netanyahu'nun Hamas'ın ateşkes anlaşmasını kabul etmemesi halinde ordunun Gazze Şeridi'nde ne gibi adımlar atacağına ilişkin kararı ertelediğini ve bu hafta herhangi bir karar alınmayacağını söyledi.

Bu gelişme, Gazze Şeridi'ndeki operasyonun gidişatı konusunda İsrail hükümeti içinde yaşanan anlaşmazlıkların ortasında gerçekleşti.

Hamas'ın anlaşmayı kabul etmemesi halinde masadaki fikirlerden birinin Gazze Şehri ve diğer nüfus merkezlerini kuşatmak, bir diğerinin ise şehri “işgal etmek” olduğunu belirten kaynak, farklı planları destekleyen bakanlar olduğunu da sözlerine ekledi.

dfvfd

Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir, Gazze'yi kuşatma planını destekliyor ve işgal etmeyi reddediyor; bu tutum siyasi düzeyde anlaşmazlıklara ve çatışmalara yol açıyor.

i24NEWS'e göre Zamir siyasi düzeye şunları söyledi “Gazze'yi kuşatmaya hazırlanıyorum ama işgal etmeye değil.” Bu açıklama işgal ve ilhak çağrısı yapan siyasi düzeyle arasında anlaşmazlıklara yol açtı.

 Gazze'de açıklamalarda bulunan Zamir şu ifadeleri kullandı: "Önümüzdeki günlerde kaçırılanların serbest bırakılması için bir anlaşmaya varıp varamayacağımızı öğreneceğimizi tahmin ediyorum. Aksi takdirde çatışmalar aralıksız devam edecek."

Güçlerin elde ettiği başarıların bize operasyonel esneklik sağladığını ifade eden Zamir grubun “yıpratma tuzaklarına” düşmeden Hamas'ı “giderek artan bir sıkıntıya” sokmayı hedeflediklerini de sözlerine ekledi.

İsrail Yayın Kurumu (IBC) Zamir ile siyasi liderlik arasındaki görüş ayrılıklarını doğruladı.

Nahum Berenai Yediot Aharonot'ta şunları yazdı: "Herkes süreçin nereye gideceğine dair bir karar bekliyor, bir anlaşma, kuşatma ya da işgal. Bu bir karar verileceği anlamına gelmiyor. Netanyahu genellikle diğer seçeneği, yani karar vermemeyi tercih ediyor. Bu durumda Zamir'in karar vermesi gerekecek. Bence o ne istediğini biliyor."