The Sandman'deki gizemli salgın 100 yıl önce gerçekten de yaşanmış

Bir hasta, belirtilerin başlangıcından sonraki 30 dakika içinde uyudu ve 12 günün sonunda hayatını kaybetti

Yaklaşık bir milyon insanı uykuya sürükleyen Encephalitis lethargica salgınının nedeni hâlâ bilinmiyor (Creative Commons)
Yaklaşık bir milyon insanı uykuya sürükleyen Encephalitis lethargica salgınının nedeni hâlâ bilinmiyor (Creative Commons)
TT

The Sandman'deki gizemli salgın 100 yıl önce gerçekten de yaşanmış

Yaklaşık bir milyon insanı uykuya sürükleyen Encephalitis lethargica salgınının nedeni hâlâ bilinmiyor (Creative Commons)
Yaklaşık bir milyon insanı uykuya sürükleyen Encephalitis lethargica salgınının nedeni hâlâ bilinmiyor (Creative Commons)

Neil Gaiman'ın ünlü çizgi romanı The Sandman'de ve aynı ismi taşıyan yeni Netflix uyarlamasında Düşler Tanrısı Morpheus'un esir düşmesinin ardından dünyaya yayılan bir uyku hastalığından bahsediliyor.
Bu gizemli hastalıktan etkilenen insanlar yıllarca uyuyor ya da yarı uykuda dolaşıyor. Genellikle de uyanamadan ölüyor.
Öte yandan bu uyku hastalığı aslında tarihteki gerçek bir salgına dayanıyor.
Bilim insanlarının Latince Encephalitis lethargica adını verdiği hastalık, 1910'larda ve 1920'lerde milyonlarca insanı etkiledi ve bugün bile hastalığa dair tatmin edici bir açıklama bulunabilmiş değil.
Encephalitis lethargica hastalarına bakan Dr. Oliver Sacks, 1960'larda New York'taki Beth Abraham Hastanesi'nde yazdığı anılarında, "Bilinçli ve farkındaydılar. Yine de tam olarak uyanık değillerdi" diye yazıyor:
"Bütün gün sandalyelerinde hareketsiz ve suskun oturuyorlardı; enerjiden, itici güçten, inisiyatiften, güdüden, iştahtan, duygudan ya da arzudan tamamen yoksunlardı. Etraflarında neler olup bittiğini kaydettiler. Dikkatle ve derin bir kayıtsızlıkla…"
Sacks, betimlemesine, "Yaşam duygusunu ne aktardılar ne de hissettiler; hayaletler kadar gerçek dışı ve zombiler kadar pasiflerdi" diye devam ediyor.

Hastalığın ilk vakaları 1916-1917 civarında Avrupa'da kayda geçmişti. Avusturyalı Dr. Constantin von Economo ve Fransız Dr. René Cruchet, vakalarla ilk karşılaşan ve onlar üzerine makale yayımlayan ilk doktorlardı.
Bu tarihe kadar resmen kayda geçmese de hastalığın, 16. yüzyılın başlarından itibaren dünyanın farklı yerlerinde görüldüğüne dair iddialar var.
Salgın, 1918'de İspanyol Gribi'yle çakışmış ve 1930'lara kadar devam etmişti. Dünya çapında bir milyondan fazla insanın bu hastalığa yakalandığı düşünülüyor.
Şu anda çok nadir görülen hastalığın belirtileri çok çeşitliydi. Bazı vakalarda çok hızlı ve şiddetli belirtiler görülürken, bazılarında nispeten hafif semptomlar vardı.
Hastalığın en yaygın hali "somnolent-oftalmoplejik form" adı verilen biçimdi. Bu form hızlı ilerliyor ve sersemlemiş, sık ve uzun uyumaya meyilli kişilerle kendini gösteriyordu.


Yayın platformunun bölüm başına 15 milyon dolar harcadığı düşünülen The Sandman'in ilk sezonu bu ay yayımlandı (Netflix)

Öte yandan, The Sandman'de gösterilen salgından farklı olarak hastalar aslında uyanabiliyordu.
Dr. Sacks'ın da yazdığı üzere, vakalar çoğu zaman uyuklarken etraflarında olup bitenlerin fark edebiliyordu. Ancak genellikle ölene kadar durumları böyle seyrediyordu.
Bir vakada hasta, belirtilerin başlangıcından sonraki 30 dakika içinde uyudu ve uykuda geçen 12 günün sonunda hayatını kaybetmişti.
ABD Ulusal Sağlık Enstitüleri'nin (NIH) internet sitesinde yer alan bir açıklamada, "Ensefalit letargika, yüksek ateş, baş ağrısı, çift görme, gecikmiş fiziksel ve zihinsel tepki ve uyuşuklukla karakterize bir hastalıktır" ifadelerine yer veriliyor:
"Akut vakalarda hastalar komaya girebilir. Hastalar ayrıca anormal göz hareketleri, vücudun üst kısmında zayıflık, kas ağrıları, titreme, boyun sertliği ve psikoz gibi davranış değişikliklerinden mustarip olabilir."
Independent Türkçe, SyFy, ABD Ulusal Sağlık Enstitüleri, IFL Science



Diyet haplarının Kutsal Kase'si İştahı ve kas kütlesini etkilemeden yağ yakıyor

GLP-1 iğneleri, kan şekerini, iştahı ve sindirimi düzenleyen doğal bir hormonu taklit ederek çalışıyor. Ancak yeni hap, kaslardaki metabolizmayı tetikliyor (Pexels)
GLP-1 iğneleri, kan şekerini, iştahı ve sindirimi düzenleyen doğal bir hormonu taklit ederek çalışıyor. Ancak yeni hap, kaslardaki metabolizmayı tetikliyor (Pexels)
TT

Diyet haplarının Kutsal Kase'si İştahı ve kas kütlesini etkilemeden yağ yakıyor

GLP-1 iğneleri, kan şekerini, iştahı ve sindirimi düzenleyen doğal bir hormonu taklit ederek çalışıyor. Ancak yeni hap, kaslardaki metabolizmayı tetikliyor (Pexels)
GLP-1 iğneleri, kan şekerini, iştahı ve sindirimi düzenleyen doğal bir hormonu taklit ederek çalışıyor. Ancak yeni hap, kaslardaki metabolizmayı tetikliyor (Pexels)

İştahı veya kas kütlesini olumsuz etkilemeden kan şekerini düşürerek yağ yakımını artıran bir diyet hapı, hastaların ağır yan etkiler yaşamadan zayıflamasını sağlayabilir.

Tip 2 diyabet ve obezite hastaları için geliştirilen potansiyel yeni ilaç tedavisi, tablet şeklinde alınıyor ve Ozempic'le Wegovy gibi GLP-1 iğnelerinden tamamen farklı bir şekilde çalışıyor.

Bu iğneler kan şekerini, iştahı ve sindirimi düzenleyen doğal bir hormonu taklit ediyor. 

Bu enjeksiyonlar bağırsak ve beyin arasındaki açlık sinyallerini etkiliyor ancak sıklıkla iştah kaybına, kas kütlesinde azalmaya ve sindirim sorunlarına neden olarak kişinin daha halsiz veya çökmüş hissetmesine yol açabiliyor.

Ancak yeni ilaç kaslardaki metabolizmayı tetikleyerek daha fazla yağ yakmalarını sağlayarak çalışıyor.

Bu tedavi, hayvanlar üzerinde yapılan araştırmalarda hem kan şekeri kontrolü hem de vücut yapısı üzerinde olumlu etkiler gösterirken günümüzün GLP-1 bazlı ilaçlarla ilişkili yan etkileri sergilemedi.

Karolinska Enstitüsü ve Stockholm Üniversitesi'nden araştırmacıların hakemli dergi Cell'de yayımladığı çalışma, 48 sağlıklı katılımcı ve tip 2 diyabet hastası 25 kişinin yer aldığı ilk klinik denemede, insanların da bu tedaviye iyi yanıt verebildiğini ortaya koydu.

Stockholm Üniversitesi Wenner-Gren Enstitüsü Moleküler Biyobilim Bölümü'nden öğretim üyesi ve çalışmanın yazarı Tore Bengtsson şöyle diyor:

Sonuçlarımız kas kütlesini kaybetmeden metabolik sağlığı iyileştirebileceğimiz bir geleceğe işaret ediyor. Kaslar, tip 2 diyabet ve obezitede önem arz ediyor ve kas kütlesi de beklenen yaşam süresiyle doğrudan ilişkili.

İlaç, araştırmacıların laboratuvarda geliştirdiği β2 (beta) agonisti türü adlı bir maddeye dayanıyor. Beta 2 agonisti ilaçlar genellikle astım tedavisinde kullanılıyor ancak kalp çarıntısı veya titreme gibi yan etkilere yol açabiliyor.

Araştırmacılar oluşturdukları molekülün, kalbi aşırı uyarmadan kaslar üzerinde olumlu bir etki yarattığını söylüyor.

Karolinska Enstitüsü Fizyoloji ve Farmakoloji Bölümü'nde yardımcı doçent olan ve araştırmanın yazarlarından Shane Wright, "Bu ilaç tamamen yeni bir tedavi yaklaşımını temsil ediyor ve tip 2 diyabet ve obezite hastaları için büyük önem taşıyabilir. Maddemiz sağlıklı kilo kaybını teşvik ediyor gibi görünüyor ve ayrıca hastalar iğne yapmak zorunda kalmıyor" diyor.

Araştırmacılar için bir sonraki adım, tedaviyi geliştiren şirket Atrogi AB'nin planlandığı klinik çalışma olacak.

Independent Türkçe