Güney Kore, Rusya nükleer enerji şirketiyle 2,25 milyar dolarlık anlaşma imzaladı

Güney Kore'deki nükleer enerji santralleri (AP)
Güney Kore'deki nükleer enerji santralleri (AP)
TT

Güney Kore, Rusya nükleer enerji şirketiyle 2,25 milyar dolarlık anlaşma imzaladı

Güney Kore'deki nükleer enerji santralleri (AP)
Güney Kore'deki nükleer enerji santralleri (AP)

Güney Kore, Rusya'nın devlet kontrolündeki nükleer enerji şirketiyle 2,25 milyar dolarlık anlaşma imzaladı.
Güney Kore ajansı Yonhap'ın haberine göre, Devlet Başkanlığı Ofisi, devlete ait Kore Hidro ve Nükleer Enerji şirketi ile Rus şirket ASE arasında Mısır'ın Dabaa Nükleer Enerji Santrali Projesi'ne türbin ekipmanı ve inşaat çalışmaları hizmeti sağlanması konusunda anlaşıldığını duyurdu.
Açıklamada, projeye yapılacak işin 2,25 milyar dolar ile Güney Kore'nin 2009'dan bu yana en büyük nükleer enerji teknolojisi ihracatı olduğu kaydedildi.
Devlet Başkanlığı Ekonomik İlişkiler Sekreteri Choi Sang-mok, Güney Kore'nin Rusya'ya ait şirkete sağlayacağı teknolojik ekipmanın Rusya'ya uygulanan yaptırımları delmeyeceğini açıkladı.
Choi, Mısır'da yapılacak nükleer santralin inşa sürecinde yer alma planlarını önceden ABD'ye bildirdiklerini ve müttefikleriyle süreç içerisinde karşılıklı fikir alıverişlerini sürdüreceklerini kaydetti.
Mısır Nükleer Santraller Kurumu, 20 Temmuz'da ülkenin batısındaki Dabaa bölgesinde inşa edilecek ilk nükleer santralin birinci ünitesinin beton dökümüne geçildiğini duyurmuştu.

Mısır'ın ilk nükleer santrali
Mısır, Dabaa Nükleer Santrali Projesi için 19 Kasım 2015'te Rusya ile anlaşma imzalamıştı. Mısır Cumhurbaşkanlığı da o dönem, ilk nükleer santralin 2024'te faaliyete geçmesinin beklendiğini açıklamıştı.
Resmi verilere göre, Mısır'ın ilk nükleer santrali Dabaa, her biri 1200 megavat kapasiteli 4 üniteden oluşacak.
Mısır'ın 1986'da başlatmayı planladığı Dabaa Nükleer Enerji Santrali Projesi, o dönemde meydana gelen Çernobil faciası ve finansman eksikliği nedeniyle gündemden düşmüştü.



Hong Kong'da tartışma yaratan öneri: "Yönetimin karalanması yasaklansın"

Hong Kong Baş Yöneticisi John Lee (Reuters)
Hong Kong Baş Yöneticisi John Lee (Reuters)
TT

Hong Kong'da tartışma yaratan öneri: "Yönetimin karalanması yasaklansın"

Hong Kong Baş Yöneticisi John Lee (Reuters)
Hong Kong Baş Yöneticisi John Lee (Reuters)

Shweta Sharma Muhabir 

Hong Kong'un yasama meclisi, milletvekillerinin yönetimi "karalamasını" yasaklayacak ve Pekin'in kent üzerindeki genel kontrolüne "samimi destek" verilmesini zorunlu kılacak bir dizi yeni etik kural teklif etti.

Sadakati sağlamayı amaçlayan kurallar, bunların ihlali durumunda uzaklaştırmalar ve maaş kesintilerini de içeren 5 aşamalı bir ceza sistemi öngörüyor.

Hong Kong Yasama Konseyi'ne (LegCo) bu hafta sunulan yeni etik kuralların, Meclis Komitesi tarafından incelendikten sonra bir sonraki yasama döneminin başında yürürlüğe girmesi bekleniyor.

Belgeye göre milletvekillerinin görevlerini yerine getirirken "Baş Yönetici'ye" ve Özel İdari Bölge (ÖİB) yönetimine "samimi destek" vermeleri ve yapıcı bir tutum sergilemeleri gerekiyor.

Metinde "Baş Yönetici'nin ve ÖİB yönetiminin görevlerindeki güvenilirliğini kasten karalamamalı; yürütmenin liderliğindeki yönetimin etkinliğini isteyerek zayıflatmamalı ya da baltalamamalılar" diye ekleniyor.

Ayrıca yalnızca Pekin'e ve Çin Komünist Partisi'ne (ÇKP) sadık kişilerin Hong Kong'da kamu görevi üstlenebileceği yönündeki emirlere atıfta bulunarak "Hong Kong'u vatanseverlerin yönetmesi" ilkesinin kapsamlı bir şekilde hayata geçirilmesi çağrısında bulunuyor.

Hong Kong Free Press'e göre LegCo Başkanı Andrew Leung, kuralların milletvekillerinin konuşmasını engellemeyeceğini söyledi ancak "kırmızı çizgiyi aşmamaları" gerektiğine dair onları uyardı.

LegCo yeni kuralları uygulamak için Üyelerin Menfaatleri Komitesi'nin rolünü genişleterek adını "Yasama Konseyi Denetleme Komitesi" olarak değiştirmeyi önerdi.

Yeniden yapılandırılan bu organ, milletvekilleri hakkındaki şikayetleri soruşturma ve disiplin cezaları uygulama yetkisine sahip olacak.

Gözlemciler bu etik kuralların, 2020'de çıkarılan ulusal güvenlik yasasından bu yana siyasi muhalefet üzerindeki denetimi sıkılaştırmak ve yalnızca Pekin yanlısı "vatanseverlerin" Hong Kong'u yönetmesini sağlamak amacıyla yürütülen daha geniş kapsamlı bir baskının parçası olduğunu belirtiyor.

Çin anakarasına sınır dışı edilmeleri öngören bir yasa tasarısına tepki olarak 2019'da patlak veren hükümet karşıtı kitlesel protestoların aylarca sürmesinin ardından Pekin, Haziran 2020'de ulusal güvenlik yasasını yürürlüğe koyarak muhalefeti etkin bir şekilde susturdu.

O zamandan beri, önde gelen birçok aktivist ya yargılanıyor ya hapse atılıyor, demokrasi yanlısı medya kuruluşları kapatılıyor ve sivil toplum örgütleri dağılıyor veya faaliyetlerini gizlice sürdüyor.

Mart 2021'de Pekin, Hong Kong'u yalnızca "vatanseverlerin" yönetebilmesini sağlamayı amaçlayan bir yasa çıkardı.

Bu reformla yasama meclisindeki demokratik temsil azaldı, seçimlere daha sıkı denetim geldi ve adayları değerlendirmek için Pekin yanlısı bir inceleme komitesi kuruldu.

Hong Kong yönetimi bu değişikliğin kentin istikrarını ve refahını koruyacağını iddia etse de demokrasi yanlısı adayların seçime girmesini fiilen engellediği için uluslararası kamuoyundan geniş çapta eleştiriye maruz kaldı.

 Independent Türkçe, independent.co.uk/asia