Tunus Cumhurbaşkanı Nahda kadrolarına yurt dışına çıkış yasağı getirebilir

Tunus Cumhurbaşkanı, yolsuzlukla ilgili mücadelede vaatte bulunurken (DPA)
Tunus Cumhurbaşkanı, yolsuzlukla ilgili mücadelede vaatte bulunurken (DPA)
TT

Tunus Cumhurbaşkanı Nahda kadrolarına yurt dışına çıkış yasağı getirebilir

Tunus Cumhurbaşkanı, yolsuzlukla ilgili mücadelede vaatte bulunurken (DPA)
Tunus Cumhurbaşkanı, yolsuzlukla ilgili mücadelede vaatte bulunurken (DPA)

Tunus Nahda Hareketi’nin önde gelen isimleri arasında yer alan eski Tunus Diyanet İşleri Başkanı Nureddin el-Hadimi’ye yönelik yurt dışına çıkış yasağı kararı verildi.
Şarku’l Avsat’a konuşan yerel kaynaklar, yurt dışına çıkış yasağının Cumhurbaşkanı Kays Said’in vurguladığı hesap verilebilirlik ilkesi çerçevesinde verildiğini belirtti. Karar, devletin son on yılda yurt dışından sağladığı fonların yanı sıra, yabancı bağışlar ve kredilerin zimmete geçirilmesiyle suçlanan eski Bakan, parlamenter ve başbakanlar hakkında da emsal niteliğinde.
Hadimi’nin daha önce sekiz kez yurt dışına çıkışı engellendi.
Ancak feshedilen Meclisin Başkan Yardımcısı Mahir el-Mezyub, Hadimi’nin yaklaşık bir hafta önce seyahatinin engellenmesinin ardından ailesiyle birlikte Tunus Kartaca Uluslararası Havalimanı’nda oturma eylemi yaptığını söyledi.
Kaynaklar, Tunuslulara önceki hükümet sistemini takip etme sözü veren Said’in Nahda Hareketi’nin başını çektiği önceki yönetim kadrolarına seyahat yasağına ilişkin açıklamalarının ardından yakında benzer kararların alınacağına işaret ederek, geçtiğimiz yıllardaki bağışların zimmete geçirilmesi davalarında onlarca kişinin soruşturulmasına hazırlandığına dikkat çekti.
Tunuslu siyasi analist Bessam Hamdi, 2011 Devrimi’ni takip eden on yıl boyunca önemli görevlerde bulunan bir dizi siyasiye karşı önümüzdeki günlerde yurtdışına çıkış yasağı kararının verileceğini söyledi. Hamdi, yasak kararının eski birkaç bakanın yanı sıra son on yılda Başbakanlık görevinde bulunan iki kişiyi de içerebileceğine dikkati çekerek, 2014 yılında parlamento seçimlerindeki milletvekillerini de kapsayabileceğini aktardı. Hamdi, kararın feshedilen meclisin 2019 yılındaki milletvekillerini de içerebileceğini vurguladı.
Said'in eğilimlerini destekleyen Demokratik Akım Partisi Genel Başkanı Züheyr el-Hamdi, siyasi suikastlar, terör örgütlerine ve siyasi ve mali yolsuzluklara destek verilmesine karışan herkesin hesap vermesi ve yargılanması çağrısında bulundu. Seçim atmosferinin iyileştirilmesi ve denetim makamından başlayarak yaklaşan parlamento seçimlerine iyi hazırlanma ihtiyacının altını çizen Hamdi, Bağımsız Yüksek Seçim Kurulu, kamuoyu araştırma merkezleri ve medya sektörü ile ilgili olarak, yeni seçim yasasının iki devrede bireylere yönelik oylama sistemini temel almasının önerildiğini kaydetti.
Diğer yandan Tunus başkentindeki Asliye Mahkemesi, geçen Haziran ayından bu yana cumhurbaşkanlığı emriyle görevden alınan yargıçlardan birinin görevine iade edilmesine karar verdi. Görevden alınan yargıcın avukatı Belig el-Abbasi, Said’in görevden alma kararı, müvekkilini işine geri dönmek için yargıya dava açtığını söyledi. Abbasi, mahkemenin savunma talebine yanıt vererek müvekkilinin görevine iade edildiğini belirtti. Gözlemcilere göre bu karar, Said’in yolsuzluk suçlamasıyla 57 yargıcın görevden alınması kararını geçersiz kılabilir.
9 Ağustos’ta Tunus İdare Mahkemesi, Said'in temyize taşınan "57 yargıcın görevden alınması" kararının yürütülmesini durdurmuştu.



Hamas, anarşi ve casuslukla suçlanan kişilerle savaşıyor

 Haziran ayında Gazze Şeridi'nde gıda yardımı dağıtılan bir alanın yakınında eşek arabasının üzerine uzanmış yaralı bir Filistinli kadın (AP)
Haziran ayında Gazze Şeridi'nde gıda yardımı dağıtılan bir alanın yakınında eşek arabasının üzerine uzanmış yaralı bir Filistinli kadın (AP)
TT

Hamas, anarşi ve casuslukla suçlanan kişilerle savaşıyor

 Haziran ayında Gazze Şeridi'nde gıda yardımı dağıtılan bir alanın yakınında eşek arabasının üzerine uzanmış yaralı bir Filistinli kadın (AP)
Haziran ayında Gazze Şeridi'nde gıda yardımı dağıtılan bir alanın yakınında eşek arabasının üzerine uzanmış yaralı bir Filistinli kadın (AP)

Hamas, dün şafak vakti Gazze Şeridi'nin orta kesiminde büyük bir aşiretin üyelerini, diğer suçlamaların yanı sıra anarşi ve yardım tırlarının yağmalanması olaylarına karıştıkları iddiasıyla öldürdü. Olay, İsrail'in, Hamas ile El Fetih'e bağlı bazı aktivistler ya da bazı Filistinli aileler arasındaki farklılıkları istismar etmeye ve onları Gazze Şeridi'ndeki Hamas yönetimini zayıflatmak için ordusuyla koordineli çalışan silahlı milisler haline gelmiş gibi göstererek kendi çıkarlarına hizmet etmek için kullanmaya çalıştığı bir dönemde meydana geldi.

İsrail, Gazze Şeridi'nde 20 aydır sürdürdüğü savaşın başından bu yana, El Fetih aktivistlerinin ya da Gazze Şeridi'ndeki bazı aşiret üyelerinin Hamas'a yönelik düşmanlıklarını istismar ederek, Hamas'a karşı silahlı gruplar oluşturmaya çalıştı. Ekim 2023'ten bu yana savaşta yaşadığı gerilemelere rağmen Gazze Şeridi'ni yönetmeye devam eden Hamas ise bu yaklaşıma, İsrail'le bağlantısı olduğundan şüphelenilen bir dizi kişiyi infaz ederek karşılık verdi.

Hamas'ın son operasyonunda dün şafak vakti Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Deyr el-Balah'ta büyük bir aşirete mensup yaklaşık 12 Filistinli öldürüldü. Söz konusu aşiretin üyeleri, Deyr el-Balah'ın doğusunda İsrail güçlerinin konuşlandığı bölgelerde ya da yakınlarında bulunuyordu.

Şarku’l Avsat'a konuşan saha kaynakları, öldürülenlerin bir kısmının son zamanlarda yaşanan anarşinin ve yardım tırlarını yağmalama girişimlerinin arkasında olduklarından şüphelenildiğini bildirdi. Bazılarının ise İsrail için casusluk faaliyeti yürüttüklerini iddia eden kaynaklar, bunun da Hamas kaynakları tarafından doğrulandığını söyledi.

İsrail'in Hamas'la mücadele etmek için desteklemeye çalıştığı, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ın bazı bölgelerinde, İsrail'in tamamen işgal ettiği ve sakinlerini yerinden ettiği bölgelerde bulunan Yaser Ebu Şebab silahlı grubu gibi pek çok benzer vaka olduğu açık. Filistin Yönetimi, Ebu Şebab'ın kendisiyle olan ilişkisini reddetmiş olsa da Ebu Şebab, Filistin Yönetimi'ne atıfta bulunarak defalarca ‘Filistin meşruiyeti’ altında faaliyet gösterdiğini iddia etti.

Yedioth Ahronoth gazetesinde yayınlanan bir habere göre İsrail ordusu, Gazze ve Han Yunus'ta faaliyet gösteren ve üyeleri El Fetih üyesi ya da Filistin Yönetimi güvenlik servisleri mensubu olan iki silahlı grupla koordinasyon kurmaya başladı. Bu gruplar Gazze Şeridi'ndeki Hamas yönetimini zayıflatmak amacıyla mali destek alıyor.

Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Nuseyrat'ta yiyecek almaya çalışan Filistinli çocuklar, 30 Haziran (AFP)Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Nuseyrat'ta yiyecek almaya çalışan Filistinli çocuklar, 30 Haziran (AFP)

Haberde Rami Halas adlı bir kişinin liderliğindeki silahlı grubun, Gazze şehrinin Şucaiye mahallesinde faaliyet gösterdiği ve mahalle içindeki Hamas mensuplarına karşı operasyonlar düzenlediği, ikinci grubun ise Yaser Hanidek tarafından yönetildiği ve Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta faaliyet gösterdiği belirtildi.

Haberde bu iki grubun İsrail'den silah ve insani yardım desteği aldığı, üyelerinin ise Filistin Yönetimi'nden maaş aldığı iddia edildi.

Söz konusu haber üzerine Yaser Hanidek bir video yayınlayarak, İsrail'in iddialarını yalanladı ve kendisine yöneltilen suçlamaları reddettiğini vurgulayarak halen Han Yunus'ta olduğunu, normal bir şekilde çalıştığını, anarşiyi reddettiğini, direnişin yanında yer aldığını ve direnişin sırtında bir hançer olmayacağını söyledi. Bununla birlikte, iki kardeşinin ölümüne neden olan ailevi anlaşmazlıkların kendisini silahlanmaya ittiğini belirterek, İsrail, El Fetih ya da Filistin Yönetimi'nin herhangi bir kurumuyla hiçbir bağı olmadığını açıkladı.

Öte yandan, tanınmış Halas ailesi vatanseverlik dışı her türlü eylemi reddeden bir açıklama yayınlayarak, Filistinlilerin genel tutumunun dışındaki her türlü davranışı reddettiklerini vurguladı.

Bu ailenin mensuplarınn çoğu El Fetih'e mensup, ancak aralarında Hamas ve İslami Cihad Hareketi üyeleri de var.

Gazze Şeridi’ndeki İçişleri ve Ulusal Güvenlik Bakanlığı Ebu Şebab'a teslim olması için 10 gün süre vermiş, ‘vatana ihanet’, ‘casusluk’, ‘silahlı hücre kurmak’ ve ‘silahlı isyan’ ile suçlamış, teslim olmaması halinde gıyabında yargılamakla tehdit etmişti.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu bir aydan uzun bir süre önce İsrail'in Hamas'a muhalif silahlı grupları desteklediğini itiraf etmişti.

Hamas sık sık kamuoyu önünde İsrail'i Gazze Şeridi'ndeki kaosun arkasında olmakla suçluyor ve daha önceki açıklamalarına göre ‘vatandaşların güvenliğine müdahale etmeye cesaret eden herkese karşı demir yumrukla saldıracağını’ vurguluyor.

Hamas, Gazze Şeridi'ndeki büyük kaos ortamında güvenlik durumunun kontrolünü yeniden ele geçirmek için ateşkesten faydalanıyor ki bunu, iki aydan fazla süren bir önceki ateşkes sırasında da yapmıştı. Hareket son zamanlarda silahlı adamlara, tüccarlara, çetelere, hırsızlara ve İsrail'le iş birliği yapanlara karşı daha kapsamlı güvenlik operasyonları düzenlemeye ve bu kişileri infaz etmeye ya da yaralamaya başladı.