Bilim insanları uzaydaki kayıp gizemli maddenin sırrını çözdü

Bulgunun gezegenler hakkında bildiklerimizin çoğunda muazzam etkileri olabilir

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

Bilim insanları uzaydaki kayıp gizemli maddenin sırrını çözdü

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

The Independent'ta yer alan habere göre bilim insanları uzayda yok olmuş gibi görünen gizemli ve kayıp maddeyi sonunda tespit etti.
Yıldızlar büyürken, etraflarında bol miktarda karbonmonoksit bulunur. Karbonmonoksit, yeni gezegenlerin hayata başladığı ön gezegen disklerinde parlar ve bilim insanlarınca kolayca tespit edilebilir.
Fakat bilim insanları son yıllarda bu karbonmonoksit kütlelerinin büyük bir kısmının eksik olduğunu buldu. Araştırmacılar bu disklerde ne kadar karbonmonoksit olması gerektiğini hesaplayıp bunu gözlemleriyle karşılaştırdıklarında, hesaplar tutmuyor gibi görünüyordu.
Ama anlaşılan o ki bilim insanları bu gizemi çözdü. Araştırmacılar, kayıp maddenin disklerin içindeki buz oluşumlarında saklandığını söylüyor.
Araştırmayı yöneten NASA Hubble bursiyeri Diana Powell, "Bu, gezegenleri oluşturan disklerdeki çözülmemiş en büyük gizemlerden biri olabilir. Gözlemlenen sisteme bağlı olarak, karbonmonoksit seviyeleri olması gerekenden üç ila 100 kat daha az görünüyor; hesaplar muazzam oranda tutmuyor" dedi.
Kayıp maddenin gizemi sadece kendi özelinde önemli bir inceleme alanı değil. Karbonmonoksit aynı zamanda bize evrenin diğer kısımları hakkında da bilgi verir. Bu nedenle ölçümünde yaşadığımız herhangi bir sorun, diskleri ve oluşturdukları gezegenlere dair anlayışımızı etkileyebilir.
Dr. Powell, "Karbonmonoksit esasen diskler hakkında bildiğimiz her şeyi (kütle, bileşim ve sıcaklık gibi) tanımlayıp takip etmek için kullanılıyor. Bu, disklerden yaptığımız çıkarımların çoğunun hatalı ve belirsiz olduğu anlamına gelebilir çünkü bileşiği yeterince iyi anlamıyoruz" dedi.
Dr. Powell kayıp karbonmonoksiti bulma çabasında maddenin bir halden diğerine geçme modellerini kullandı, örneğin katının sıvıya dönüşürken erimesi gibi. Bu tür modeller uzak gezegenleri incelemek için kullanılır fakat buzun parçacıklar üzerinde nasıl oluştuğunu anlamamıza da sağlar.
Bu modeli uyarlayan Dr. Powell, karbonmonoksitin zamanla nasıl değiştiğini anlamaya çalıştı. Daha sonra modeli, üzerinde ayrıntılı olarak çalışılan bazı disklerdeki gerçek karbonmonoksit gözlemleriyle karşılaştırdı ve birbirleriyle uyumlu çıktılar.
İleri araştırmalarda modeli daha fazla denemek için NASA'nın James Webb Uzay Teleskobu kullanılabilir. Ayrıca model nihayetinde disklerdeki buzu da tespit edebiliyor.
Bulgular, Nature Astronomy akademik dergisinde yayımlanan "Yüzey enerjisinin etkilediği buz oluşumuyla ön gezegen disklerindeki gaz halindeki CO'nun tükenmesi" (Depletion of gaseous CO in protoplanetary disks by surface-energy-regulated ice formation) başlıklı yeni bir makalede açıklandı.



Yeni rapora göre Çin, insan seviyesindeki yapay zekada arayı hızla kapatıyor

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters
TT

Yeni rapora göre Çin, insan seviyesindeki yapay zekada arayı hızla kapatıyor

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters

Yeni rapora göre Çin, son teknoloji yapay zekanın geliştirilmesinde ABD'yi hızla yakalıyor.

Stanford Üniversitesi'nin 2025 Yapay Zeka Endeksi Raporu'na göre, her iki ülkede inşa edilen önde gelen yapay zeka modelleri arasındaki performans farkları 2024'te "neredeyse eşit seviyeye" gelirken, Çin yapay zeka yayınları ve patentlerinde başı çekiyor.

Çin'in önde gelen yapay zeka modellerindeki performans sıçraması, ABD'nin Çin'in gelişmiş yapay zeka oluşturmak için gerekli yarı iletkenlere erişimini engelleme girişimleri sürerken geldi.

Stanford araştırmacıları raporda, ABD'nin çip yaptırımlarının Çin'deki Büyük Dil Modelleri'nin (LLM) gelişimini etkilediğini ancak Çinli bilim insanlarının, insan düzeyinde zeka yaratma arayışlarında kısıtlamaları aşmanın yolunu bulduğunu belirtti.

Raporda, "DeepSeek'in V3 modelinin Aralık 2024'te piyasaya sürülmesi, özellikle önde gelen birçok LLM'den çok daha az hesaplama kaynağı gerektirirken olağanüstü yüksek performans elde etmesi sayesinde büyük ilgi topladı" dendi.

ABD'nin üst düzey yapay zeka modelleri genellikle Çin modellerine kıyasla hesaplama açısından çok daha yoğun... Eğitim hesaplamasına göre ilk 10 Çin dil modeli, 2021'in sonlarından bu yana yılda yaklaşık üç kez ölçeklendi. 2018'den bu yana dünyanın geri kalanında gözlemlenen yılda 5 kez eğiliminden epey yavaş.

Çin'in yükselişi aynı zamanda yapay zeka yatırımlarındaki büyük eşitsizliğe rağmen gerçekleşiyor. Geçen yıl ABD'nin bu teknolojiye yaptığı özel yatırım 109,1 milyar dolarla Çin'in 9,3 milyar dolarının yaklaşık 12 katıydı.

Çin'deki sadece 15 ve Avrupa'daki üç modele kıyasla 40 kayda değer yapay zeka modeli üreten ABD sayı açısından hâlâ lider.

Stanford'ın 456 sayfalık raporunda dikkat çeken bir başka eğilim de yapay zekayla ilgili olayların sayısının yüzde 50'den fazla artarak 2024'te rekor seviyeye ulaşması.

Bu olaylar arasında, ölümlere yol açan sürücüsüz arabalar ya da haksız tutuklamalara yol açan yüz tanıma sistemleri gibi yapay zekanın etik açıdan kötüye kullanımı da yer alıyor.

Raporda bahsedilen olaylardan biri, sohbet robotu karakteriyle "uzun süreli etkileşimlerin" ardından intihar eden 14 yaşındaki bir çocukla ilgili.

Raporda, "Bu vaka, yapay zeka güdümlü arkadaşlığın etik zorluklarına ve konuşan yapay zekanın yeterli gözetim olmadan kullanımının olası risklerine işaret ediyor" dendi.

Yapay zeka sohbet robotları duygusal destek sunabilirken, eleştirmenler önlemler olmadan istemeden zararlı davranışları güçlendirebilecekleri veya kullanıcılar sıkıntı içindeyken müdahale edemeyebilecekleri uyarısını yapıyor.

Independent Türkçe