Alexandre Dugin, Fransız aşırı sağına ilham veriyor

Rus Alexander Dugin, 18 Ekim 2014'te Moskova'da Donetsk ve Luhansk ayrılıkçılarını (Doğu Ukrayna'da) desteklemek için "Donbass Savaşı" adlı bir mitingde bir konuşma yaptı (Reuters)
Rus Alexander Dugin, 18 Ekim 2014'te Moskova'da Donetsk ve Luhansk ayrılıkçılarını (Doğu Ukrayna'da) desteklemek için "Donbass Savaşı" adlı bir mitingde bir konuşma yaptı (Reuters)
TT

Alexandre Dugin, Fransız aşırı sağına ilham veriyor

Rus Alexander Dugin, 18 Ekim 2014'te Moskova'da Donetsk ve Luhansk ayrılıkçılarını (Doğu Ukrayna'da) desteklemek için "Donbass Savaşı" adlı bir mitingde bir konuşma yaptı (Reuters)
Rus Alexander Dugin, 18 Ekim 2014'te Moskova'da Donetsk ve Luhansk ayrılıkçılarını (Doğu Ukrayna'da) desteklemek için "Donbass Savaşı" adlı bir mitingde bir konuşma yaptı (Reuters)

20 Ağustos’ta Moskova yakınlarında aracında meydana gelen patlamada kızı Darya Dugina’yı kaybeden Avrasyacılığın günümüzdeki temsilcisi Alexander Dugin, birçok radikal akımla otuz yılı aşkın bir süredir yakın ilişki kurdu. Dugin’in aktivist ve gazeteci olan kızının öldürülmesine Fransa tepkisiz kalmadı. Le Monde gazetesinin haberine göre Dugina ve babası, Fransız aşırı sağının bir kısmı tarafından değer verilen iki tanınmış isim.

Kınama ve suçlama pozisyonları
Fransa’da yayın yapan ve radikal sağın önde gelen basın organlarından olan ‘Eleman’ dergisi, Darya Dugina için bir yazı kaleme alarak, “Batılılar, Avrupa Birliği (AB)  topraklarına girmesine haksız bir yasağın getirildiği 2014'ten beri babasının (Alexander Dugin) başını istiyorlar. Kızının ise başını yeni aldılar. Medya, ‘Putin’in okul hocası’ terimini utanç verici ve korkakça tekrarladı” ifadelerine yer verdi.
Fransa’nın önde gelen iki sağcı siyasetçilerinden Marine Le Pen ve Eric Zemmour olayla ilgili yorum yapmazken, Ulusal Cephe Başkan Yardımcısı Florian Philippot, Twitter hesabından yaptığı açıklamada, “Dugin'in kızı öldürüldü, (Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel) Macron'un savaş telaşı ve Zelenskiy'nin (Ukrayna Devlet Başkanı) nükleer sahalar etrafında bir kaza yaratmak için yaptığı provokasyonlar… Washington kampının savaş istediği açık! Macron bunu bekliyor” ifadelerini kullandı.
Ulusal Cephe partisinin eski bir üyesi olan Aymeric Chauprade, Darya Dugina'yı övgüler yağdırdı.

Dugin'in Fransız aşırı sağıyla bağları
Le Monde haberinde, Moskova yanlısı Fransız aşırı sağında Alexandre Dugin'in düşüncesinin önemini ölçmek için yetkililerin tepkilerine değil, aşırı sağın otuz yılı aşkın bir süredir Ruslarla kurduğu ilişkilere bakılmasının gerekli olduğunu belirtti.
Fransa'daki aşırı sağ siyasi kampın bir bölümünde Dugin'e sempati güçlü. Çünkü Dugin, Fransa ile entelektüel ve dostane ilişkiler kurdu. Siyasete babası nedeniyle yakın olan Darya, öğreniminin bir kısmını Fransa'daki Bordeaux Üniversitesi'nde sürdürdüğü için Fransa topraklarında saygı duyulan bir isim.

Batı karşıtı ve Anglosakson karşıtı bir imparatorluk fikri
Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre, Avrasyacılık konusunda uzmanlaşmış Fransız tarihçi Marlène Laruelle, 2001 yılında Doğu ile Batı Arasında Karşılaştırmalı Araştırmalar Dergisi’nde, Dugin’in Avrasyacılık düşüncesine değindi. Laruelle, Batı ile Doğu arasında üçüncü bir kıta olan Avrasya'nın varlığını önceden varsaydığını, Rus, Türk-İslam ve hatta Çin arasındaki bu bir arada yaşama bölgesinde doğan kültürlerin organik birliğini ima ettiğine değinerek, Dugin’in Neo-Avrasyalılar imparatorluk fikrini savunduğunu söyledi.
Haberde, Dugin'in ‘Batı dünyası ile jeopolitik bir yüzleşmeye inandığı ve Anglosakson gücüyle mücadele etmeyi amaçladığı’ belirtiliyor.

Aşırı sağ fikirlerinden etkileniyor
Dugin'in argümanları birçok aşırı sağ akımı çekmeyi başardı. İlk olarak, Dugin devrimci milliyetçileri (kendilerini milliyetçi, anti-kapitalist ve anti-komünist olarak tanımlayan) kendine çekti. Bu kimseler, liberal düzeni ve ‘küreselciliği’ reddederek ABD'ye de düşmandırlar ve dolayısıyla Dugin'in fikrine çok yakınlar.
Habere göre Dugin, Moskova'da, Brezilya'da ve hatta Paris'te birlikte çok sayıda konferans düzenlediği Yahudi aleyhtarı polemikçi Alain Soral ile ilişkileri güçlü. Ayrıca, Darya Dugina ile Alain Soral Moskova'da röportaj yaptı.
Dugin ayrıca Fransız Avrupa Medeniyeti Araştırma ve Çalışma Grubu ve radikal yeni sağcı ‘GRECE’ kuruluşu ile de bağlantılar kurdu.
Eleman dergisinde köşe yazarı olan Patrick Lozenci, Dugin'in doksanların başında Fransa'ya yaptığı ilk gezilerden bahsederek, “Dugin Fransızlarla hiç konuşmadı, Rusya'nın rolü ve aramızda oluşan dostluk hakkında jeopolitik makaleler yayınladığımız için bizi ziyarete geldi” şeklinde konuştu.
Patrick, “Onunla ilişkimiz hakkında bir tür yanlış anlama var. Dugin'i umursayan Yeni Sağ değil, Yeni Sağ'ı umursayan Dugin” dedi.
Habere göre, yeni sağcılar, Dugin'in ‘Eleman’ dergisinde yazdığı gibi, ‘Grass’ (Eleman’ın Rus versiyonu) grubunun konferanslarına katılan Dugin'in daveti üzerine 1992'de Rusya'yı ziyaret etti.
Dugin ve yeni sağın ‘emperyal bir Avrupa kavramını paylaştığı’ belirtiliyor.
Lozenci, Dugin ile ortak noktalarının var olduğunu kabul ederek, “ABD'ye karşı düşmanlık ve Rusya'nın Anglosakson sistemine karşı Avrupa ile müttefik olduğu bir denge kurma arzusu etrafında yakınlaşma noktaları var, bu yüzden çok kutupluluk ilginç, bu konuda hemfikiriz” dedi.



İran: Avrupa Troykası ile birkaç gün içinde görüşmeler yapma konusunda anlaştık

Fransa, İngiltere ve Almanya dışişleri bakanları, 20 Haziran'da Cenevre'de İranlı mevkidaşlarıyla görüşmelerde bulundu (AFP)
Fransa, İngiltere ve Almanya dışişleri bakanları, 20 Haziran'da Cenevre'de İranlı mevkidaşlarıyla görüşmelerde bulundu (AFP)
TT

İran: Avrupa Troykası ile birkaç gün içinde görüşmeler yapma konusunda anlaştık

Fransa, İngiltere ve Almanya dışişleri bakanları, 20 Haziran'da Cenevre'de İranlı mevkidaşlarıyla görüşmelerde bulundu (AFP)
Fransa, İngiltere ve Almanya dışişleri bakanları, 20 Haziran'da Cenevre'de İranlı mevkidaşlarıyla görüşmelerde bulundu (AFP)

İran Dışişleri Bakanlığı sözcüsü, İran, İngiltere, Fransa ve Almanya'nın cuma günü İstanbul'da nükleer müzakereleri yeniden başlatacağını açıkladı. Bu açıklama, Avrupa'nın üç büyük ülkesi olan İngiltere, Fransa ve Almanya'nın müzakerelerin yeniden başlamaması halinde İran'a uluslararası yaptırımların yeniden uygulanacağı uyarısının ardından geldi.

İran resmi basınına göre Dışişleri Bakanlığı sözcüsü İsmail Bekayi, “İran, İngiltere, Fransa ve Almanya arasındaki toplantının, dışişleri bakan yardımcıları düzeyinde yapılacağını” açıkladı.

İran medyası dün, Batılı güçlerin BM yaptırımlarına hızlı bir şekilde geri dönüş için "snapback" mekanizmasını devreye sokmak üzere ağustos sonuna kadar süre vermesinin ardından, Tahran'ın Avrupa Troykası ile müzakereleri yeniden başlatma konusunda anlaştığı haberini verdi. Devrim Muhafızları'na bağlı Tesnim Haber Ajansı, konuya hakim bir kaynağın "Görüşmelerin prensibi üzerinde anlaşmaya varıldı, ancak zaman ve yer konusunda istişareler devam ediyor" dediğini belirtti.

Birkaç gün önce, Avrupa Troyka'nın dışişleri bakanları ve Avrupa Birliği'nin dışişleri politika sorumlusu, geçen ay İsrail ve ABD'nin İran'ın nükleer tesislerine düzenlediği saldırıdan bu yana İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi ile ilk telefon görüşmesini gerçekleştirdi.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre Avrupa Troykası, Çin ve Rusya ile birlikte, 2015 yılında İran ile imzalanan ve 2018 yılında ABD'nin çekildiği nükleer anlaşmanın kalan taraflarını oluşturuyor. Anlaşma uyarınca, İran'ın nükleer programına kısıtlamalar getirilmesi karşılığında yaptırımlar kaldırılmıştı.

Avrupa Birliği, İran ile İsrail arasında hava savaşı öncesinde devam eden nükleer müzakerelerin yeniden başlamaması veya somut sonuç alınmaması halinde, BM'nin yaptırımlarını otomatik olarak yeniden uygulamaya koyan “Snapback” mekanizması yoluyla, ağustos ayı sonuna kadar İran'a BM yaptırımlarını yeniden uygulayacağını açıkladı.

Arakçi birkaç gün önce yaptığı açıklamada, “Avrupa Birliği ve Avrupa Troyka'sı bir rol oynamak istiyorsa, sorumlu davranmalı ve ahlaki ve hukuki hiçbir temeli olmayan (yaptırımların yeniden uygulanması) politikası da dahil olmak üzere, modası geçmiş tehdit ve baskı politikalarından vazgeçmelidir” ifadelerini kullandı.

2015 nükleer anlaşmasını onaylayan BM kararının maddelerine göre, Avrupa Troykası 18 Ekim 2025 tarihine kadar BM'nin Tahran'a yaptırımlarını yeniden uygulayabilir.

İran Parlamentosu Ulusal Güvenlik ve Dış Politika Komisyonu üyesi Vahid Ahmedi, üç Avrupa ülkesinin “uluslararası hukuk açısından mekanizmayı devreye sokma hakkına sahip olmadığını”ifade etti. İran Observer haber sitesine verdiği demeçte, Tahran'ın ABD ile müzakerelere dönmek için üç temel şart koyduğunu belirtti. “Birincisi, İran topraklarına yönelik saldırının uluslararası platformlarda kınanması, ikincisi, 12 gün süren savaşın yol açtığı zarar ve kayıpların belirlenmesi, üçüncüsü, gelecekte İran topraklarına yönelik herhangi bir saldırının tekrarlanmayacağına dair net garantiler verilmesi.”

İsrail-İran savaşından önce Tahran ve Washington, Umman'ın arabuluculuğunda beş tur nükleer müzakere gerçekleştirdi, ancak Batı güçlerinin silahlanma tehlikesini ortadan kaldırmak için İran'ın uranyum zenginleştirmesini sıfıra indirmesini talep etmesi gibi önemli engellerle karşılaştı.

ABD saldırılarından önce İran, uranyumu yüzde 60 saflıkta zenginleştiriyordu. Bu uranyumun saflığı, silah geliştirmeye imkan veren yüzde 90'a kadar kolaylıkla yükseltilebilir.

Tahran, nükleer programının sadece sivil amaçlara yönelik olduğunu söylüyor. Batılı güçler ise bu düzeyde zenginleştirmenin sivil bir gerekçesi olmadığını belirtiyor.

Birleşmiş Milletler'in en üst düzey denetim kurumu olan Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı ise nükleer silah üretmeden uranyumu bu düzeye kadar zenginleştiren başka bir ülke olmadığını vurguluyor.