Sürgündeki Afgan kadınlar, Taliban'ı eleştirdi: "Ülkeyi nasıl yöneteceklerini bilmiyorlar"

"532 kadından sadece 5'i uluslararası yardımlara erişebiliyor"

"Altılı gruptaki" kadınlar, Taliban'ın ülkenin siyasi ve toplumsal yapısını bozduğunu iddia etti (BM Kadın Birimi)
"Altılı gruptaki" kadınlar, Taliban'ın ülkenin siyasi ve toplumsal yapısını bozduğunu iddia etti (BM Kadın Birimi)
TT

Sürgündeki Afgan kadınlar, Taliban'ı eleştirdi: "Ülkeyi nasıl yöneteceklerini bilmiyorlar"

"Altılı gruptaki" kadınlar, Taliban'ın ülkenin siyasi ve toplumsal yapısını bozduğunu iddia etti (BM Kadın Birimi)
"Altılı gruptaki" kadınlar, Taliban'ın ülkenin siyasi ve toplumsal yapısını bozduğunu iddia etti (BM Kadın Birimi)

Birleşik Krallık'ın önde gelen gazetelerinden Guardian'a konuşan sürgündeki Afgan kadınlar, Taliban yönetiminin ülkeye zarar verdiğini savundu.
Birleşmiş Milletler Toplumsal Cinsiyet Eşitliği ve Kadının Güçlendirilmesi Birimi'nden (BM Kadın Birimi) Sarah Douglas, Afganistan'daki durumlarla ilgili uluslararası kamuoyunu bilgilendiren bu Afgan kadınlara, "altılı grup" adını verdiklerini söyledi.
Grupta yer alan, ülkenin ilk kadın meclis başkanı vekili unvanına sahip Fevziye Kufi, şunları söyledi:
"Taliban ülkeyi nasıl yöneteceğini bilmiyor. Afganistan'ın toplumsal çeşitliliğine saygı göstermiyorlar. Bu da onları daha kırılgan yaptığı gibi Afganları da incitiyor."
47 yaşındaki eski milletvekili, Taliban için "Hakimiyetlerinin çok uzun süreceğini düşünmüyorum. Fakat Afganistan'ın toplumsal ve siyasi dokusuna verdikleri zarardan endişeleniyorum" dedi.
Afganistan Politika Araştırmaları ve Kalkınma Çalışmaları Kuruluşu'nun (DROPS) direktörü Meryem Safi, Taliban yönetimi ele geçirdikten sonra ülkeyi terk ederek çalışmalarını Kanada'da sürdürdüğünü söyledi.
Safi, ülkedeki kadın haklarına ve eğitim sorununa dikkat çekerek, şöyle konuştu:
"Şu anda medyada Afganların çoğunlukla insani krizle ilgilendiğine dair bir anlatı var. Fakat ülkedeki 9 vilayette yaşayan kadınlardan topladığımız verilere göre insani kriz meselesinin hemen ardından kadın hakları ve kız çocuklarının eğitim alamaması konuları geliyor."
Son dönemde Taliban'ın kız çocuklarının okula gönderilmesi gibi konularda kendi içinde ihtilaf yaşadığı da gündeme gelmişti.
Taliban, kadınların çalışmasına ve kız çocuklarının okumasına yönelik kısıtlamalar getirmişti. Şu anda üniversite ve 6'ncı sınıfa kadar okuyan kadın ve kız çocuklarının eğitim almasına izin verilirken, ortaokul ve lise düzeyindekilerin okula gitmesi yasak.
Bu kısıtlamanın martta kaldırılmasına karar verilmiş fakat okulların açılmasına saatler kala uygulama iptal edilmişti. Bu da Taliban'ın yönetim kadrosunda fikir ayrılıkları oluştuğuna dair bir sinyal vermişti.
 
"532 kadından 5'i uluslararası yardımlara erişebiliyor"
Safi, Daricede "dinlemek" adına gelen Bishnaw adlı proje kapsamında 532 kadınla görüştüklerini ifade etti. DROPS direktörü, bu kişilerden yalnızca 5'inin uluslararası yardımlara erişimi olduğunu söylediğini belirtti.
27 yaşında meclise seçilen en genç Afganlardan biri olan Nahid Ferid ise "Taliban yönetimi ele geçirdiğinde tüm ümidimi yitirmiştim. Ancak Kabil, Herat, Mezar-ı Şerif ve Celalabad'da haklarını talep ederek yürüyüş düzenleyen Afgan kadınlar ve gençler, bana yeniden güç verdi" dedi. 
Taliban, geçen yıl ABD ordusunun ülkeden çekilmesiyle 15 Ağustos'ta önce başkent Kabil'in daha sonra da tüm ülkenin yönetimini ele geçirmişti.
Kufi, Safi ve Ferid'in yanı sıra "altılı grupta" eski diplomat olan ve Afgan Kadınlar Ağı'nın kurucularından Asila Vardak, Afganlar için İlerici Düşünce adlı gençlik kuruluşunun eski yöneticisi Sofya Ramyar ve gazeteci Enise Şahid yer alıyor.
Independent Türkçe, Guardian, Wall Street Journal



Danimarka sularını insansız tekneler koruyacak

Güneş ve rüzgar enerjisiyle çalışabilen yelkenli drone’lar ortalama 100 gün kesintisiz faaliyet gösteriyor (AP)
Güneş ve rüzgar enerjisiyle çalışabilen yelkenli drone’lar ortalama 100 gün kesintisiz faaliyet gösteriyor (AP)
TT

Danimarka sularını insansız tekneler koruyacak

Güneş ve rüzgar enerjisiyle çalışabilen yelkenli drone’lar ortalama 100 gün kesintisiz faaliyet gösteriyor (AP)
Güneş ve rüzgar enerjisiyle çalışabilen yelkenli drone’lar ortalama 100 gün kesintisiz faaliyet gösteriyor (AP)

Danimarka, denizaltı kablolarını Rusya'ya karşı korumak için ABD yapımı yelkenli drone'lar kullanmaya başladı.

Danimarka, Rusya'nın hibrit saldırı tehdidine karşı denizaltı altyapısını korumak ve denetimi güçlendirmek için Baltık Denizi'ne özel drone’lar yerleştirdi. 

Kaliforniya merkezli Saildrone merkezinin ürettiği yelkenli drone’lar, 10 metre uzunluğa sahip. Yapay zeka destekli yazılımlar, sensörler, kameralar ve radarlarla donatılmış bu insansız tekneler, denizcilik faaliyetleriyle ilgili veri topluyor. 

Önceden ABD donanmasıyla da ortak çalışmış olan şirket, Danimarka’yla yapılan sözleşmeyle ilk kez Avrupa sularında faaliyet gösteriyor. 

Şirketin CEO’su Richard Jenkins, “Saildrone'un amacı, daha önce gözümüzün ve kulağımızın ulaşamadığı yerlere erişim sağlamak” diyor.

Baltık ülkeleri, Rusya'nın “gölge filosuyla” denizaltı kablolarına yönelik sabotajlar düzenlediğini öne sürüyor. Sözkonusu gemiler, Çin ve Hindistan'a ham petrol taşıyarak yaptırımları atlatmak için kullanılan eski tankerlerden oluşuyor. Yelkenli drone’ların özellikle bu gemilerin hareketlerini takip edeceği belirtiliyor. 

Guardian’ın aktardığına göre Danimarka ordusu, deniz gözetleme ve istihbarat toplama kapasitesini geliştirmek için Baltık Denizi'nde 4 adet insansız tekneyi test etmeye başladı. 

Diğer yandan Danimarka’yla ABD’li şirket arasındaki drone anlaşması ülkede tepki çekti. ABD Başkanı Donald Trump’ın Grönland’ı topraklarına katma tehditleri nedeniyle Washington ve Kopenhag arasında gerginlik yaşanmıştı.

Danimarkalı yazılım mühendisi David Heinemeier Hansson, ABD’nin veri kaçırabileceğini savunarak şunları söylüyor: 

Amerikan şirketlerinin sorunu, Amerikan yasalarına, Amerikan kararnamelerine ve Amerikan Başkanı’na uymak zorunda olmalarıdır. Başkan istediği zaman veri talep edebilir ve istediği zaman bir hesabı kapatabilir.

Danimarka Siber Güvenlik Konseyi Başkanı Jacob Herbst de “Karşı karşıya olduğumuz uluslararası durum göz önüne alındığında, bu alanda Amerikan tedarikçileri seçerken çok dikkatli düşünmek gerekiyor” ifadelerini kullanıyor. 

Firmanın CEO’su Jenkins ise veri toplanmayacağını ve dataların güvenli şifreleme sistemleriyle korunacağını savunuyor.

Independent Türkçe, Guardian, AP