Gıda ve su güvenliği, Mısır Cumhurbaşkanlığı’nın COP27 gündeminde

Mısır Çevre Bakanı Yasmine Fuad ve Danimarka İklim Bakanı Dan Jorgensen, Kahire’de bir araya geldiler. (Mısır Bakanlar Kurulu)
Mısır Çevre Bakanı Yasmine Fuad ve Danimarka İklim Bakanı Dan Jorgensen, Kahire’de bir araya geldiler. (Mısır Bakanlar Kurulu)
TT

Gıda ve su güvenliği, Mısır Cumhurbaşkanlığı’nın COP27 gündeminde

Mısır Çevre Bakanı Yasmine Fuad ve Danimarka İklim Bakanı Dan Jorgensen, Kahire’de bir araya geldiler. (Mısır Bakanlar Kurulu)
Mısır Çevre Bakanı Yasmine Fuad ve Danimarka İklim Bakanı Dan Jorgensen, Kahire’de bir araya geldiler. (Mısır Bakanlar Kurulu)

Mısır, kasım ayında Kızıldeniz kıyısındaki Şarm eş-Şeyh’te düzenlenecek olan 27. Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Taraflar Konferansı’nda (COP27) başkanlığının gündemine gıda güvenliği ve su konularını da aldı. Mısır Çevre Bakanı Dr. Yasmine Fuad dün yaptığı basın açıklamasında, “Mısır zirvede iklim değişikliklerine uyum sağlamaya yönelik finansmana odaklanacak” dedi.
Bakan Fuad Danimarka İklim, Enerji ve Kamu Hizmetleri Bakanı Dan Jorgensen ile yaptığı görüşmede, Kahire ve Kopenhag arasında iklim alanında ortak iş birliğini geliştirmenin yollarını ve son zamanlarda dünyanın birçok ülkesinin iklim değişiklikleri nedeniyle yaşadığı sıkıntılara karşı nasıl mücadele edileceğini görüştü.
Mısırlı Bakan, Danimarkalı mevkidaşına COP27 iklim zirvesinin ana hedefinin ‘bu konudaki uluslararası taahhütleri uygulamak’ olduğunu belirtti. “Mısır, COP27 için önceliklerini açıkladı. Zirvenin odak noktası iklim değişikliğine uyuma yönelik finansman olacak” dedi. Fuad, Mısır’ın dünya ülkeleriyle görüş alışverişinde bulunmak istediği dört ana konu olduğunu vurguladı.
Çevre Bakanı sözlerini şöyle sürdürdü:
“Gıda güvenliği ve tarım, su, doğa ve biyoçeşitlilik, atık ve enerjiyi kapsayan bu dört konu, Mısır Cumhurbaşkanlığı’nın İklim Zirvesi gündemine alındı.”
 Bakan ayrıca özel sektörün iklim projelerine nasıl entegre edilebileceğinin görüşülmesinin önemine dikkat çekti.
Mısır Çevre Bakanlığı, sivil toplumun iklim değişikliğini sınırlamadaki rolünün yanı sıra iklim değişikliğine uyumu sağlamaya yönelik finansmanın yaklaşan iklim zirvesinin ana gündem maddelerinden biri olduğunu belirtti. Fuad, ülkesinin, enerji kaynaklarının dönüşümünü ve çimento gibi ağır sanayilerinin karbon emisyonlarını azaltma çabalarını finanse etmenin yollarını görüşmek üzere çalıştığını söyledi.
Mısır Çevre Bakanı yenilenebilir enerji kaynaklarının birkaç yıl önceki duruma göre daha uygun maliyetli olduğunu belirtirken iklim değişikliklerine uyum sağlanmasının, toplu dayanışmanın yanı sıra fikir ve planları paylaşmayı ve en önemlisi bunların hayata geçirilmesini gerektirdiğine dikkat çekti.
Diğer yandan Danimarka İklim, Enerji ve Kamu Hizmetleri Bakanı da konuya dair şunları söyledi:
“İklim değişikliği, dünyanın bugün yaşadığından çok daha hızlı hareket ediyor. Ekosistemin ve toplumların sınırlarını zorluyor. Önceki iklim konferansları, iklim değişikliğinin etkilerini hafifletmeye ve zararını azaltmak için karbon emisyonlarını azaltmaya odaklanmıştı.”
Danimarkalı Bakan konuşmasında ayrıca fosil yakıtların kullanımının azaltılmasının ve yenilenebilir enerjiye geçişin kolaylaştırılmasının önemini vurguladı.



İsrail, Gazze'deki savaş suçları davalarının yüzde 88'ini iddianame hazırlamadan kapattı

Gazze'deki savaş suçlarıyla ilgili soruşturmaların 10'da 9'u suçlama yöneltilmeden kapatıldı. (Reuters)
Gazze'deki savaş suçlarıyla ilgili soruşturmaların 10'da 9'u suçlama yöneltilmeden kapatıldı. (Reuters)
TT

İsrail, Gazze'deki savaş suçları davalarının yüzde 88'ini iddianame hazırlamadan kapattı

Gazze'deki savaş suçlarıyla ilgili soruşturmaların 10'da 9'u suçlama yöneltilmeden kapatıldı. (Reuters)
Gazze'deki savaş suçlarıyla ilgili soruşturmaların 10'da 9'u suçlama yöneltilmeden kapatıldı. (Reuters)

Londra merkezli Silahlı Şiddete Karşı Eylem (Action on Armed Violence-AOAV) adlı kuruluş tarafından yayınlanan bir rapor, Gazze Şeridi'ndeki savaşın başlamasından bu yana İsrail askerleri tarafından işlenen savaş suçları ya da suiistimallerle ilgili olarak İsrail ordusu tarafından açılan her 10 soruşturmadan yaklaşık 9'unun herhangi bir suçlama yöneltilmeden kapatıldığını ortaya koydu.

Şarku’l Avsat’ın The Guardian'dan aktardığına göre AOAV, Ekim 2023 ile Haziran 2025 sonu arasında İsrail ordusunun Gazze Şeridi veya Batı Şeria'daki güçleri tarafından sivillere zarar verildiği iddiaları üzerine bir soruşturma yürüttüğünü veya yürüteceğini söylediği 52 vakaya ilişkin İngilizce medyada haberler bulduğunu bildirdi. Söz konusu vakalar bin 303 Filistinlinin öldürülmesi ve bin 880 kişinin yaralanmasını içeriyor.

frgty
Yardım dağıtım noktasında vurularak öldürülen oğlu için gözyaşı döken Filistinli bir anne (EPA)

AOAV, soruşturmaların yüzde 88'inin çözülemediğini ve herhangi bir suçlama getirilmediğini kaydetti. Bunlar arasında Şubat 2024'te Gazze Şeridi'nde un kuyruğunda bekleyen en az 112 Filistinlinin öldürülmesi ve Mayıs 2024'te Refah'taki bir kampta 45 kişinin ölümüne neden olan hava saldırısı da yer alıyor.

Refah'taki bir dağıtım noktasından yiyecek almaya giden 31 Filistinlinin 1 Haziran'da İsrail güçlerinin ateş açması sonucu öldürülmesiyle ilgili soruşturma ise halen sonuçlanmadı.

AOAV ekibinden Iain Overton ve Lucas Tsantzouris, “İstatistikler, İsrail'in, güçlerinin savaşla ilgili ihlal suçlamalarını içeren davaların büyük çoğunluğunda sonuca ulaşamayarak ya da suçsuz olduğunu kanıtlayamayarak bir ‘cezasızlık modeli’ yaratmaya çalıştığını gösteriyor” dedi.

cvdfgt
Gazze Şeridi'ndeki bir yardım dağıtım noktasında yaşanan ölüm vakasının ardından Şifa Hastanesi’nin önünde kanlar içindeki bir ambulans sedyesini taşıyan Filistinliler (EPA)

İsrail ordusu, ‘askeri polis tarafından onlarca soruşturma açıldığını ve bu soruşturmaların çoğunun halen devam ettiğini’ bildirdi.

Ordu tarafından yapılan açıklamada, “Kuvvetlerimizin görevi kötüye kullandığına dair her türlü ihbar, şikâyet ya da iddia, kaynağı ne olursa olsun bir ön inceleme sürecinden geçer. Bazı durumlarda kanıtlar askeri polis tarafından cezai soruşturma başlatılması için yeterli olurken, diğer durumlarda sadece bir ön soruşturma yürütülür” ifadeleri yer aldı.

Açıklama şöyle devam etti: “Bu vakalar, İsrail Genelkurmay Başkanlığı Gerçekleri Araştırma ve Değerlendirme Mekanizması olarak bilinen bir mekanizma tarafından, kuvvetlerin suç teşkil eden bir suiistimalde bulunduğuna dair makul bir şüphe olup olmadığının belirlenmesi için değerlendirmeye sevk edilir.”

İnsan hakları örgütleri bu sistemi eleştirerek soruşturmaların yıllar sürebileceğini söylüyor.