İran Devrim Muhafızları, Suriye’de İsrail hava saldırısında hedef alınan askeri noktalarının çevresinde güvenlik kordonu oluşturdu

İsrail’in perşembe günü İran’ın Masyaf’taki askeri depolarına düzenlediği saldırıya ait bir fotoğraf (Sosyal medya hesapları)
İsrail’in perşembe günü İran’ın Masyaf’taki askeri depolarına düzenlediği saldırıya ait bir fotoğraf (Sosyal medya hesapları)
TT

İran Devrim Muhafızları, Suriye’de İsrail hava saldırısında hedef alınan askeri noktalarının çevresinde güvenlik kordonu oluşturdu

İsrail’in perşembe günü İran’ın Masyaf’taki askeri depolarına düzenlediği saldırıya ait bir fotoğraf (Sosyal medya hesapları)
İsrail’in perşembe günü İran’ın Masyaf’taki askeri depolarına düzenlediği saldırıya ait bir fotoğraf (Sosyal medya hesapları)

Suriye rejimine bağlı güvenlik güçleri ve İranlı milisler, Suriye'nin orta kesimindeki Hama'nın 40 kilometre batısında yer alan Masyaf bölgesi yakınlarındaki Şeyh Gadban, Er-Resafe askeri kamplar ile Askeri Araştırma Merkezi çevresinde sıkı bir güvenlik kordonu oluştururken, İran Devrim Muhafızları’na bağlı mühendisler, İsrail'in Perşembe günü düzenlediği hava saldırılarının ardından askeri kamplardaki moloz, endüstriyel ekipman ve silahları temizleyip kamplarda güvenliği yeniden sağlamak için harekete geçti. Bölge sakinleri İsrail hava saldırısının şiddetli olduğunu, büyük patlamalara yol açtığını, itfaiye ve sağlık ekiplerinin saldırının gerçekleştiği bölgeye sevk edildiğini ve çok sayıda ölü ve yaralı olduğunu bildirdi.
Hama kırsalındaki Masyaf bölgesinde yaşayan Muhsin Deyub (asıl adının açıklanmasını reddeden bir kaynağın takma adı) Şarku'l Avsat'a konuştu. Deyub “İsrail savaş uçakları Perşembe günü Suriye’nin orta kesimindeki Hama vilayetinin batısında bulunan Masyaf ilçesi yakınında İran kontrolü altındaki en önemli 3 askeri noktaya hava saldırısı gerçekleştirdi. Bu üç nokta şunlar: Er-Resafe Kampı, Şeyh Gadban Kampı ve Askeri Araştırmalar Merkezi. Bu noktalarda çıkan büyük yangınların itfaiye ekipleri ve helikopterler tarafından söndürülmesinin ardından İran Devrim Muhafızları güçleri yerel güvenlik güçleriyle işbirliği içinde hedef alınan kamplara yüzlerce metre mesafede sıkı bir güvenlik kordonu oluşturdu. Mühendislerden oluşan ekipler, yıllar önce dağlarda inşa edilen mağaralardaki İran silah depoları ve imalathanelerinin girişindeki enkazı ve İsrail uçakları tarafından doğrudan bombalanan beton blokları kaldırma çalışmalarına başladı. Bazı askeri araçlar ve ekipmanlar bilinmeyen bir yere taşındı. Mühendis ekipler bu depoları onarmaya ve İsrail’in gelecekteki hava saldırılarına karşı güvenliklerini yeniden sağlamaya devam ediyor” ifadelerini kullandı.
Kaynak, “Masyaf’taki askeri kamplar ve Askeri Bilimsel Araştırmalar Merkezi içinde 5 saat boyunca patlamaya devam eden, parçaları civar köylere ulaşan, 4 sivilin yaralanmasına ve vücutlarına şarapnel isabet eden 2 sivilin daha sonra ölümüne neden olan roket ve mühimmatların yanı sıra kamplarda ve merkezde meydana gelen büyük yıkım ve çıkan devasa yangınlar göz önüne alındığında İsrail’in söz konusu kamplara ve merkeze düzenlediği son hava saldırısının, İsrail’in birkaç yıl önce İran’a ait noktaları hedef almaya başlamasından bu yana düzenlediği en güçlü saldırı olduğu söylenebilir. Yangınların civar köylere kadar uzanması ve bu sırada yükselen patlama sesleri sebebiyle bölgedeki vatandaşlar arasında panik yaşandı” dedi.
Suriye rejim güçlerinden ayrılan muhalif bir subay, “Geçtiğimiz günlerde İsrail uçakları tarafından hedef alınan Hama’nın batısındaki Masyaf bölgesindeki Askeri Araştırmalar Merkezi, Savunma Bakanlığı’nın Suriye rejimi ordusu içinde sahip olduğu en büyük bilimsel araştırmalar merkezi olarak kabul ediliyor. İranlı milisler (2011’deki) halk protestolarının
başlamasının ardından bu merkezdeki binaları Hama’nın batı kırsalında yürüttükleri operasyonları koordine etmek ve kendilerine bağlı unsurların kalması için bir karargaha dönüştürdü. Ardından İran Devrim Muhafızları merkezin kontrolünü tamamen ele geçirdi, altyapısını geliştirdi ve İran menşeli çeşitli roketlerin üretim ve montajının yapıldığı bir imalathaneye dönüştürdü. Ayrıca bu merkezde üretilen ve monte edilen roketlerin muhafaza edildiği devasa depolar bulunuyor. Muhtemelen bu roketler Suriye şehirlerine saldırması için Lübnan Hizbullah’ına veya İranlı milislere aktarılıyor” ifadelerini kullandı.
Eski rejim subayı konuşmasının devamında şunları kaydetti:
“Bu noktanın İsrail uçakları tarafından hedef alınmasından sonra patlamaların 24 saatten fazla sürmesi ve özellikle rejim güçleri personeli ve komutanları da dahil olmak üzere hiç kimsenin merkez içinde bulunan şeyler hakkında bilgi sahibi olmaması amacıyla bölgede sıkı güvenlik kordonu oluşturulması; bu merkezde depolanan İran’a ait silahların boyutunun ne kadar büyük olduğunun kanıtıdır.”
Hama vilayetinde muhalefete bağlı “İzleme ve Takip Birimi 80” yetkilisi, “İran Hama'nın batısında daha önce rejim güçlerine ait olan 4 önemli askeri noktada kontrolü tamamen ele geçirdi. Bu 4 nokta şunlar: Deyr Şumeyl bölgesindeki Savunma İmalathanesi, Masyaf'ın kuzeyindeki Gadban bölgesinde yer alan Et-Talai Kampı, Masyaf’ın batısındaki Er-Resafe Kampı ve yakınlarındaki Askeri Araştırmalar Merkezi. Kampların ve kamplara giden yollardaki kontrol noktalarının güvenliğini sağlama görevi Suriye rejim güçlerine ve İran’ın yerel milislerine ait” dedi.
Yetkili, “İzleme faaliyetlerine göre İran Devrim Muhafızları askeri ve imalat faaliyetlerini bu kamplarda ve noktalarda yürütüyor. Askeri Araştırmalar Merkezi’nde kısa menzilli roketler de dahil olmak üzere İran menşeli silahlar üretiliyor ve geliştiriliyor. İran Deyr Şumeyl’deki savunma imalathanelerini de orta kalibre mermiler, mayınlar ve patlayıcı maddeler gibi küçük askeri sanayiye tahsis etmiş durumda. Şeyh Gadban ve Er-Resafe kampları ise dağların altındaki derin mağaralarda silah depolamak için kullanılıyor” diye konuştu.
Bu bağlamda, İranlı milisler Halep’in doğusundaki askeri noktalarından bazılarını tahliye etti ve orada bulunan silah ve askeri mühimmatları olası bir İsrail ve ABD hava saldırısına karşı bilinmeyen bir yere transfer etti. Muhalif kaynaklar “geçtiğimiz saatlerde Halep’in doğusundaki Es-Sufeyre bölgesi yakınında İran milislerine ait 3 noktanın tahliye edildiğini, bu noktalardaki çok sayıda askeri mühimmat ve araçların Halep’in güneyinde bilinmeyen yerlere taşındığını, bununla eşzamanlı olarak ABD ve İsrail’in olası bir hava saldırısına karşı Halep-Hama karayolu üzerinde konuşlu bazı milislerin İran Operasyonlar Odası’nın talimatıyla yer değiştirmek üzere harekete geçtiklerini” aktardı. Kaynaklara göre ABD’nin insansız hava araçlarıyla (İHA) keşif ve gözlem yaptığı alanları Hama, Humus ve Rakka’nın güneyindeki çöl bölgelerine doğru genişletmesi üzerine İranlı milisler, Afgan milisler ve Irak Hizbullah milisleri Hama ve Humus çöllerindeki noktalarını kamufle etme çalışmalarına başladı. Bu kamufle çabaları, ABD ve İran arasında gerginliğin tırmandığı bir döneme denk geldi. Nitekim İran, ABD’nin İHA’larını hedef alırken, ABD de geçtiğimiz günlerde Deyrizor kırsalında İran yanlısı milislere ait askeri noktaları bombaladı. Bu saldırıda İran yanlısı milislerden ölenlerin ve yaralananların olduğu bildirildi.



Tunuslu muhalif Şeyma İsa, hapishanede başladığı açlık grevinin dokuzuncu gününde

Siyasi aktivist Şeyma İsa (AFP)
Siyasi aktivist Şeyma İsa (AFP)
TT

Tunuslu muhalif Şeyma İsa, hapishanede başladığı açlık grevinin dokuzuncu gününde

Siyasi aktivist Şeyma İsa (AFP)
Siyasi aktivist Şeyma İsa (AFP)

Tunus ana muhalefet partisi Ulusal Kurtuluş Cephesi (NSFT) üyesi ve siyasi aktivist Şeyma İsa, tutukluluk koşullarını protesto etmek için başladığı açlık grevinde dokuzuncu gününe girdi.

1 Aralık'ta muhalefet tarafından düzenlenen yürüyüşe katılan İsa, devlet güvenliğine karşı komplo kurmak suçundan Temyiz Mahkemesi tarafından verilen bir kararla sivil polisler tarafından gözaltına alındı. Muhalif aktivist, hapishaneye girer girmez açlık grevine başladı.

Şeyma İsa (45), 2023 yılının şubat ayında yakalanmış, gözaltında tutulmuştu ve aynı yılın temmuz ayında serbest bırakılmıştı. Birinci Derece Mahkemesi tarafından 18 yıl hapis cezasına çarptırılan İsa’nın cezası temyiz sonucunda 20 yıla çıkarılmıştı.

İsa'nın yanı sıra aynı davayla bağlantılı olarak NSFT lideri, tanınmış siyasetçi Ahmed Necib eş-Şabi (82) de tutuklandı ve 12 yıl hapis cezasına çarptırdı. Muhalif Avukat Ayaşi Hammami (66) de terör suçlamasıyla beş yıl hapis cezasına çarptırıldı.

İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW) Ortadoğu ve Kuzey Afrika Bölümü Müdür Yardımcısı Bessam Havaci, “Tunus muhalefetinin önemli simalarının tutuklanması, Cumhurbaşkanı Kays Said'in tek başına iktidarına alternatif olan her şeyi ortadan kaldırma planının son adımıdır. Bu tutuklamalarla Tunuslu yetkililer, siyasi muhalefetin çoğunu etkili bir şekilde hapse atmayı başardı” değerlendirmesinde bulundu.

Tunus muhalefeti ve NSFT, 25 Temmuz 2021'de olağanüstü hal (OHAL) ilan edip ardından yeni bir siyasi sistem kurarak geniş yetkilerle iktidarını sürdüren Cumhurbaşkanı Kays Said'in yönetimine karşı çıkıyor ve demokrasinin yeniden tesis edilmesini talep ediyor. Şarku’l Avsat’ın aldığı bilgiye göre buna karşın yetkililer tutuklananları hükümeti devirmeye ve devlet kurumlarını yıkmaya teşebbüs etmekle suçluyor. Muhalefet ise mevcut rejimi tutuklulara karşı siyasi suçlamalar uydurmak ve yargıyı emirlerine boyun eğdirmekle suçluyor.


Hamas, İsrail medyasına konuştu: “Filistin devleti kurulursa silah bırakırız”

İsrail'in 70 binden fazla Filistinliyi öldürdüğü savaşta Hamas, Gazze Şeridi'nin neredeyse yarısını hâlâ kontrol ediyor (AP)
İsrail'in 70 binden fazla Filistinliyi öldürdüğü savaşta Hamas, Gazze Şeridi'nin neredeyse yarısını hâlâ kontrol ediyor (AP)
TT

Hamas, İsrail medyasına konuştu: “Filistin devleti kurulursa silah bırakırız”

İsrail'in 70 binden fazla Filistinliyi öldürdüğü savaşta Hamas, Gazze Şeridi'nin neredeyse yarısını hâlâ kontrol ediyor (AP)
İsrail'in 70 binden fazla Filistinliyi öldürdüğü savaşta Hamas, Gazze Şeridi'nin neredeyse yarısını hâlâ kontrol ediyor (AP)

Hamas, ateşkesin ikinci aşamasına geçilmesini desteklediklerini ve silah bırakmaya açık olduklarını duyurdu.

Adının paylaşılmaması şartıyla Times of Israel'e konuşan Hamas yetkilisi, Filistin devletinin kurulmasını sağlayacak müzakerelerin başlatılması halinde silah bırakacaklarını söylüyor:

Bu zorla veya ültimatomlarla yapılamaz. İsrail iki yıl boyunca Hamas'ı silahsızlandırmak için tüm askeri gücünü kullandı ama işe yaramadı. Silah bırakma meselesi siyasi bir sorunla bağlantılıdır ve bu nedenle siyasi bir çözüm gerektirir.

Yetkili, Filistinlilerin 78 yıllık İsrail işgaline karşı silahlı mücadele hakkının olduğunu belirterek, 1967 sınırlarının esas alınacağı bir Filistin devleti kurulması taleplerini yineliyor.

Gazze savaşının sonlandırılması için ABD öncülüğünde hazırlanan 20 maddelik barış planı 10 Ekim'de devreye girmişti. Anlaşmanın garantörleri arasında Türkiye, Mısır ve Katar var.

Plan kapsamında Hamas'ın silah bırakması ve Gazze'nin geleceğinde söz sahibi olmaması isteniyor. Bunun yerine Gazze Şeridi'nin yönetiminin Filistinlilerin yer alacağı bir teknokratlar komitesine geçici olarak devredilmesi planlanıyor. ABD Başkanı Donald Trump'ın başkanlık edeceği Barış Kurulu'na ek olarak bölgeye Uluslararası İstikrar Gücü (ISF) konuşlandırılması öngörülüyor.

Anlaşmanın ilk aşamasında Hamas ve İsrail arasında rehine takası gerçekleştirilmişti. Ayrıca İsrail askerleri belirlenen "sarı hatta" geri çekilmişti. Haberde, İsrail ordusunun Gazze Şeridi'nin yüzde 53'ünü kontrol ettiği belirtiliyor.

İsrail, Hamas'ın elindeki 28 rehinenin hepsini teslim etmeden ikinci aşamaya geçilmeyeceğini duyurmuştu. Filistinli örgüt şimdiye dek 27 rehineyi İsrail'e gönderdi. Ancak 7 Ekim saldırısında öldürülen İsrailli polis memuru Ran Gvili'nin naaşı hâlâ Gazze'de. Hamas yetkilisi, cesedin yerini bulmak için çalışmaların sürdüğünü söylüyor.

İkinci aşama kapsamında Barış Kurulu üyelerinin belirlenmesi ve Gazze'ye güvenlik gücü konuşlandırılması hedefleniyor. Bu aşamaya geçiş için Hamas'ın silah bırakmayı kabul etmesi gerekli. Bunun ardından İsrail askerleri daha gerideki bir hatta çekilecek.

Trump ikinci aşamaya "çok yakında geçileceğini" söylemiş fakat bir takvim açıklamamıştı. Ocak itibarıyla Gazze'ye ISF askerlerinin gönderilmesi planlanıyor.

Hamas yetkilisi, 7 Ekim 2023'te düzenlenen Aksa Tufanı'nda esir alınan kişileri ilk etapta operasyondan kısa süre sonra bırakmayı düşündüklerini söylüyor.

Ancak İsrail'in saldırıları durdurmaması ve arabulucular tarafından savaşın sonlandırılacağına dair garantiler sunulmaması nedeniyle bu plandan vazgeçtiklerini ifade ediyor.

ABD Başkanı Donald Trump'ın öncülüğünde hazırlanan plana göre ISF, Hamas'ın silahsızlandırılmasında da rol oynayacak.

Öte yandan Hamas yetkilisi, ISF kontrolündeki böyle bir sürece yanaşmayacaklarını belirterek, güvenlik gücü askerlerinin Gazze'de İsrail ordusuyla Filistin halkı arasında "tampon bölge" görevi görmesi gerektiğini savunuyor.

Ayrıca silahsızlanma karşılığında İsrail ordusunun tamamen Gazze'den çekilmesini talep ettiklerini aktarıyor.

7 Ekim 2023'te düzenlenen Aksa Tufanı'nın sonuçlarından pişmanlık duymadıklarını söyleyen Hamas yetkilisi, dünya kamuoyunun İsrail'in gerçek yüzünü görmesini sağladıklarını vurguluyor:

Tarihi değiştirmeyi başardık. Dünya gözlerini açtı, Filistinlilerin yaşadıklarını ve İsrail'in ne suçlar işlediğini gördü.

IDF ve Yahudi yerleşimciler işbirliği yapıyor

Diğer yandan İsrail Savunma Kuvvetleri'nin (IDF), Batı Şeria'daki Yahudi yerleşimcilerle aktif işbirliği yaptığı aktarılıyor.

İsrail'in kamu yayıncısı Kan'ın hazırladığı Zman Emet (Gerçek Zamanlı) programına katılan Tuğgeneral Avi Bluth, ISF'nin "sınır bölgelerinde çiftlikler kurmaları için yerleşimcilerle tam işbirliği içinde hareket ettiğini" söyledi.

Bluth, bu işbirliğinin özellikle geçen yıl temmuzda hızlandırıldığını belirtti.

Independent Türkçe, Times of Israel, Haaretz


Muhammed bin Salman ve eş-Şara Suriye ekonomisini canlandırma çabalarını görüştü

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Salman, geçen şubat ayında Riyad'da Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara'yı kabul etti (SPA)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Salman, geçen şubat ayında Riyad'da Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara'yı kabul etti (SPA)
TT

Muhammed bin Salman ve eş-Şara Suriye ekonomisini canlandırma çabalarını görüştü

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Salman, geçen şubat ayında Riyad'da Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara'yı kabul etti (SPA)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Salman, geçen şubat ayında Riyad'da Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara'yı kabul etti (SPA)

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Salman bin Abdulaziz, dün Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara'dan telefon aldı.

Prens Muhammed bin Salman ve Ahmed eş -Şara, Suudi Arabistan ve Suriye arasındaki ikili ilişkilerin çeşitli yönlerini ve bu ilişkileri bir dizi alanda güçlendirme fırsatlarını gözden geçirdiler.

İki taraf ayrıca ortak ilgi alanlarına giren konuları ve Suriye'de güvenlik ve istikrarın pekiştirilmesi ile ekonomik toparlanmanın sağlanması çabalarını görüştü.