Suriye, İran'dan İsrail hedeflerine saldırmamasını istedi

Esed rejimi, her alanda zayıf bir durumdayken topyekûn bir savaşa girmekten endişe ediyor

Suriye rejimi, İran'ın İsrail'e yönelik saldırılarının kendi topraklarından yapılmasını istemiyor (AFP)
Suriye rejimi, İran'ın İsrail'e yönelik saldırılarının kendi topraklarından yapılmasını istemiyor (AFP)
TT

Suriye, İran'dan İsrail hedeflerine saldırmamasını istedi

Suriye rejimi, İran'ın İsrail'e yönelik saldırılarının kendi topraklarından yapılmasını istemiyor (AFP)
Suriye rejimi, İran'ın İsrail'e yönelik saldırılarının kendi topraklarından yapılmasını istemiyor (AFP)

Esed rejimi, her alanda zayıf bir durumdayken topyekûn bir savaşa girme endişesiyle, İranlı müttefiklerinden, Suriye toprakları içerisinden İsrail hedeflerine saldırmamalarını istedi.
Şarku’l Avsat’ın New York Times gazetesinden aktardığı habere göre Şam'da bulunan İran güçlerine yakın olan ve isminin açıklanmaması şartıyla konuşan bir Suriyeli kaynağın bu konuda bir görüşme yapıldığını doğruladığını bildirdi.
Söz konusu görüşme sırasında Suriye tarafı, rejimin her açıdan zayıflamış olduğu bir dönemde topyekûn bir savaşa girmemek için kendi topraklarından İsrail'e yönelik herhangi bir saldırının yapılmamasını, ayrıca Washington’un Tel Aviv'e İran güçlerini vurmayı durdurması için baskı yapması amacıyla Suriye'deki Amerikan üslerinin İsrail’e yanıt olarak vurulmamasını istediler.
İsrail ve İran yıllarca Orta Doğu'da gizli savaşlar yürüttüler. Karşılıklı saldırılar artarak kara, hava ve nihayet deniz çatışmalarını içerecek şekilde genişledi.
New York Times’ın haberine göre, söz konusu Suriyeli kaynak, toplantıda İran Devrim Muhafızları'nın dış kanadı olan Hizbullah ve Kudüs Kuvvetlerinin yanı sıra Suriye ve Irak'tan askeri uzmanların da yer aldığını aktardı.
Geçen hafta, Suriye topraklarında ABD ve İran arasında karşılıklı saldırılar meydana geldi. Söz konusu saldırılar ölüm ve yaralanmalara neden oldu. İran Devrim Muhafızları tarafından desteklenen silahlı gruplar, Suriye'nin güneyindeki ABD askeri üssüne insansız hava araçlarıyla saldırdı.
New York Times’a göre Washington, son gelişmeler sonrasında daha fazla saldırının gerçekleşmesinden endişe ederken, Tahran Suriye'deki gruplarla herhangi bir bağlantısının olmadığını iddia ediyor.
ABD Başkanı Joe Biden, geçtiğimiz Perşembe günü yaptığı açıklamada, Washington'un Suriye'deki İran bağlantılı hedeflere yönelik hava saldırılarının Amerikan personelini korumak ve ABD ve ortaklarına yönelik bir dizi saldırıyı engellemek için yapıldığını söyledi.
Öte yandan Suriye’nin resmi haber ajansı SANA’ya göre, perşembe akşamı İsrail'in Suriye'nin batısındaki Hama ve Tartus şehirlerinin yakınındaki bölgeleri hedef alan saldırılarında iki sivil yaralandı.
Söz konusu gelişmeler, ABD'nin İran’ın nükleer programları ile ilgili kilit konularda tavizler verdiğini duyurduğu ve 2015'te imzalanan Viyana Anlaşması'na yakında geri dönebileceğine dair beklentilerin arttığı bir dönemde yaşandı. Ancak ABD, İran'ın tekliflerine henüz resmi olarak yanıt vermedi.



Irak'ta seçimlerin boykotu iktidar koalisyonunu karıştırdı

Bağdat'ta düzenlenen Koordinasyon Çerçevesi toplantısından (X)
Bağdat'ta düzenlenen Koordinasyon Çerçevesi toplantısından (X)
TT

Irak'ta seçimlerin boykotu iktidar koalisyonunu karıştırdı

Bağdat'ta düzenlenen Koordinasyon Çerçevesi toplantısından (X)
Bağdat'ta düzenlenen Koordinasyon Çerçevesi toplantısından (X)

Eski Başbakan Haydar el-İbadi Irak'ta ‘seçim sisteminin reforme edilmesi’ çağrısında bulunurken, Koordinasyon Çerçevesi’nin Mukteda es-Sadr'ın Kasım 2025'te yapılması planlanan seçimleri boykot etme kararına karşı tavır alması bekleniyor.

El-İbadi liderliğindeki Zafer Koalisyonu, seçim sisteminin ‘yolsuzluk’ suçu işleyen kişilerin seçime katılmasını engellemesi gerektiğini bildirdi. Koalisyon tarafından bugün yapılan basın açıklamasında, “Ülkenin karşı karşıya olduğu zorluklar, özellikle de bu tarihi anda, sistemin siyasi tabanını genişletmeyi, herkesi dahil etmeyi ve seçim sürecini yolsuzluğa bulaşmış kişilerden ve manipülatörlerden korumayı gerektiriyor” denildi.

Koalisyon, ‘herhangi bir devletin çöküşünün üstesinden gelmenin, halkın çıkarlarını ve devletin varlığını koruyarak iç siyasi ve sosyal birlikle başarılabileceğini’ vurguladı. Açıklamada, “Ulusal bir reform vizyonu temelinde aday olmamak, çıkarlar nedeniyle başkalarının seçimlere katılmasına izin vermemekten temelde farklıdır” ifadesi yer aldı.

Koordinasyon Çerçevesi’nin ana bileşenlerinden biri olan el-İbadi'nin koalisyonu, Sadr'ın benzer bir açıklama yapmasından bir gün sonra seçimleri boykot ettiğini duyurdu.

 Eski Irak Başbakanı Haydar el-İbadi (X)Eski Irak Başbakanı Haydar el-İbadi (X)

Koordinasyon Çerçevesi'nin pozisyonu

Koordinasyon Çerçevesi, Sadr ve el-İbadi'nin kararları ve bunların bir sonraki parlamentoda Şii temsiliyeti üzerindeki etkileri konusunda hemen bir görüş bildirmedi. Bilgi sahibi kaynaklar, “Sadr ve el-İbadi'nin kararlarını ele alma konusunda Şii meclisi içinde anlaşmazlıklar var” dedi.

Şarku’l Avsat'a konuşan kaynaklar şu ifadeleri kullandı: “Bedir Örgütü lideri Hadi el-Amiri ve Hikmet Hareketi lideri Ammar el-Hekim'in başını çektiği bazı Şii liderlerin durumu kontrol altına alma çabaları var. Yaşananlara uyum sağlamak için uzlaşmacı bir çözüm arayışının yanı sıra Sadr'a seçimlere katılması ve boykotu tersine çevirmesi için davette bulunma ve Bağımsız Yüksek Seçim Komisyonu'nu birkaç günlüğüne adaylık kapısını yeniden açmaya davet etme olasılığı da var… Koordinasyon Çerçevesi içinde farklı görüşler var, ancak Kanun Devleti Koalisyonu lideri Nuri el-Maliki'nin tutumunun Sadr'ı boykotu kırmaya ve seçimlere katılacağını açıklamaya davet etme eğiliminde olduğu dikkat çekiyor.”

Sadr, Kasım ayında yapılması planlanan parlamento seçimlerini boykot etme kararından dönmek için zorlu koşullar öne sürdü.

Sadr X platformundaki hesabı üzerinden yaptığı paylaşımda, “Yolsuzluk var olduğu sürece hiçbir seçime katılmayacağım. Doğruluk ancak kontrolsüz silahların teslim edilmesi, milislerin dağıtılması ve ordunun güçlendirilmesiyle tesis edilecektir” ifadelerini kullandı.

Yerel platformlarda, Sadr Hareketi liderleri ile aralarında Başbakan Muhammed Şiya es-Sudani'nin de bulunduğu Şii liderler arasında seçimlere katılma amacıyla temaslar kurulduğuna dair sızıntılar dolaşıyor.

Şarku’l Avsat'a konuşan siyasi bir kaynak, ‘Sadr Hareketi ile geri dönme olasılıkları konusunda şu ana kadar görüşmelerin durmadığını’ söyledi.

Sadr Hareketi lideri Mukteda es-Sadr (Sadr Hareketi medyası)Sadr Hareketi lideri Mukteda es-Sadr (Sadr Hareketi medyası)

Seçimlerin meşruiyeti

Son dönemde izlenen çeşitli göstergelere göre seçimlerin meşruiyetine ilişkin endişeler bulunuyor. Boykotun kırılgan bir bölgesel ve uluslararası ortamda diğer kesimler tarafından da tekrarlanması, özellikle silah taşıyan ya da geçmişte silah taşımış olanlar başta olmak üzere pek çok Şii gücün, İran'ın hedef alınmasının ardından ABD ve İsrail tarafından hedef alınabilecekleri korkusunu taşımaya devam ettikleri bir dönemde, siyasi sistemin meşruiyetini etkileyebilir.

Aynı bağlamda araştırmacı Seyf es-Saadi Şarku’l Avsat'a verdiği demeçte şu ifadeleri kullandı: “Irak'taki siyasi sınıf, boykot eden çoğunluğun seçimlere katılma güvenini yeniden tesis edecek olgun bir seçim sistemi sunamadı. Bunun nedeni, seçim yasasının her seçim döneminde, oy veren halkın gerekçeleri dikkate alınmaksızın, büyük geleneksel partilerin ölçülerine uyacak şekilde değiştirilmesidir… Sadr Hareketi lideri Mukteda es-Sadr ve iki eski başbakan Haydar el-İbadi ve Mustafa el-Kazımi'nin boykotu, seçimlere giden sürecin ciddiyetinin bir göstergesidir.”

Ancak es-Saadi, ‘seçim bölgesi sistemi, Sainte Lague sistemi ve benimsenen yüzde ile her seçimde sorunlara neden olan sonuç hızlandırma cihazlarına ilişkin doğru istatistiklere dayanan olgun bir yasanın çıkarılması yoluyla Irak'taki seçim sisteminde reform yapılabileceğini’ düşünüyor.