Irak'ta Şii lider Sadr, destekçilerine sokaklardan çekilmeleri çağrısı yaptı
Irak Şii lideri Mukteda es-Sadr (arşiv)
Irak'ta Sadr Hareketi lideri Mukteda es-Sadr, ülkede dünden bu yana yaşananlardan üzüntü duyduğunu belirterek, sokakta çatışan destekçilerinden 1 saat içinde evlerine dönmelerini istedi.
Şii lider Sadr, düzenlediği basın toplantısında, Irak'ın "yolsuzluklar ve şiddete" sahne olduğunu ifade etti.
Sadr, "Yaşanan çatışmalardan dolayı Irak halkından özür diliyorum. Bu devrim barışçıl olmaktan çıktığı için devrim değildir ve buna devrim diyemem. Batsın böyle bir devrim." dedi.
Başbakan Mustafa el-Kazımi ile Irak güçleri ve Haşdi Şabi unsurlarına da teşekkür eden Sadr, ülkedeki milislerin varlığını eleştirdi.
Sadr'ın çağrısı sonrası ülkedeki sokağa çıkma yasağı da kaldırıldı.
Sadr yanlısı yüzlerce kişi dün başkent Bağdat'taki Yeşil Bölge'de Cumhurbaşkanlığı ve Hükümet Sarayı'nı basmıştı. Güvenlik güçleri, Yeşil Bölge'nin farklı noktalarında havaya ateş açarak eylemcileri dağıtmıştı.
Yabancı misyon temsilciliklerinin de bulunduğu Yeşil Bölge'de dünden bu yana devam eden çatışmalarda Sadr yanlısı 20'ye yakın kişinin hayatını kaybettiği, 150'nin üzerinde kişinin de yaralandığı kaydedilmişti.
Ülkenin güneyinde de sokakları dolduran Sadr yanlıları eylemlere başlarken, ülke genelinde süresiz sokağa çıkma yasağı ilan edilmişti.
Sadr'ın "eve dönün" çağrısının ardından destekçileri sokaktan çekilmeye başladı
Irak'ta Sadr Hareketi lideri Mukteda es-Sadr'ın çağrısı üzerine başkent Bağdat'ta sokakta bulunan silahlı destekçileri alandan çekilmeye başladı.
Sadr'ın, Yeşil Bölge'de hükümet güçleriyle çatışmalara giren silahlı destekçilerine yaptığı "eve dönün" çağrısı olumlu karşılık buldu. Şii dini ve siyasi lidere bağlı silahlı kişiler, Sadr'ın çağrısına itaat ederek çekilmeye başladıklarını açıkladı.
Irak, DEAŞ’tan daha tehlikeli bir beka sorunundan nasıl kurtuldu?https://turkish.aawsat.com/arap-d%C3%BCnyasi/5164470-irak-dea%C5%9F%E2%80%99tan-daha-tehlikeli-bir-beka-sorunundan-nas%C4%B1l-kurtuldu
Irak, DEAŞ’tan daha tehlikeli bir beka sorunundan nasıl kurtuldu?
ABD’nin Bağdat'taki Büyükelçiliği'nin bulunduğu Yeşil Bölge'ye giden yolda İran'la dayanışma gösterisine katılan Iraklı mollalar (AP)
Şarku’l Avsat’a konuşan Bağdat'taki diplomatik kaynaklar, Iraklı yetkililerin İsrail-İran savaşına sürüklenmekten korktuğunu ve bunu ‘Irak için, ülkenin üçte birini işgal eden DEAŞ’ın oluşturduğu tehditten daha tehlikeli bir beka sorunu’ olarak gördüklerini açıkladı.
Kaynaklar, DEAŞ’ın Irak’ın bedeninden atılması gereken yabancı bir cisim olduğunu, özellikle de Bağdat'ın DEAŞ’la mücadelesinde uluslararası ve bölgesel destek gördüğünü, ancak savaşın Irak'ın birliğini tehdit ettiğini belirttiler.
Söz konusu ‘beka sorunu’ aşağıdaki maddelerle açıklanabilir:
* Savaşın patlak vermesiyle Bağdat, Azerbaycan ve diğer kanallar aracılığıyla İsrail'den, Irak topraklarından kendisine yönelik herhangi bir saldırıya ‘katı ve acı verici’ misilleme yapacağına dair mesajlar aldı. Mesajlarda, Iraklı yetkililer kendi topraklarından başlatılan saldırılardan sorumlu tutuluyordu.
* Washington, önceki tavsiyelerinden doğrudan uyardı ve İran yanlısı grupların düzenleyeceği saldırıların yol açabileceği ağır sonuçlara dikkati çekti.
Koordinasyon Çerçevesi destekçileri, Irak güvenlik güçlerinin ABD’nin Bağdat Büyükelçiliği'ne giden köprüyü kapatmak için kurduğu barikatın üzerine İran bayrağı dikiyorlar (AP)
* Iraklı yetkililer, ‘felaket senaryosu’ olarak nitelendirdikleri bir durumun yaşanmasından yani Irak'taki silahlı grupların İsrail'e saldırmasından ve İsrail'in de savaşın başında Lübnan'daki Hizbullah liderlerine veya İranlı generallere ve bilim adamlarına yaptığı gibi bir dizi suikast düzenlemesinden endişe duyuyorlardı.
* Kaynaklar, milislere ağır darbeler indirilmesinin Şii sokakları kızıştıracağını ve bu durumun dini otoriteyi sert bir tavır almaya iteceğini, bunun da krizin Şii-İsrail çatışmasına dönüşmesine yol açacağını belirtti.
* Bu senaryo, Irak'ın o dönemdeki Şii bileşeninin Irak'ı önlenebilir bir savaşa sürükleme sorumluluğunu üstleneceği endişelerini uyandırdı.
* Diğer bir tehlike ise Kürtlerin, Irak yönetiminin tek bir bileşeni temsil ediyormuş gibi davrandığını, ülkenin savaşlardan yorulduğunu ve bölgenin Bağdat'tan uzak durmayı tercih ettiğini, çünkü ona yaklaşmanın istenmeyen savaşlara sürüklediğini ilan etme olasılığı.
* Muhammed Şiya es-Sudani hükümeti kararlılık ve bilgelikle hareket etti. Farklı kesimlere göre ülkenin birliğini tehdit eden herhangi bir çatışmaya sürükleme girişimine müsamaha göstermeyeceğini bildirdi ve diğer yandan bölgesel ve uluslararası güçlerle, özellikle Amerika ile iletişim kanallarını açık tuttu.
Iraklı milisler, geçtiğimiz ekim ayında Bağdat'ta İran'ın İsrail'e verdiği yanıtı kutlarken (Reuters)
* Iraklı yetkililer, İranlı yetkililerin milis grupları savaşa katılmaya teşvik etmek yerine sükuneti korumaya teşvik eden tutumundan yararlandı.
* Bir başka önemli faktör ise silahlı grupların, özellikle Lübnan'da Hizbullah'ın maruz kaldığı saldırılar ve İsrail’in İran’ın derinliklerinde gerçekleştirdiği nokta atışı saldırılar, İsrail'in kendisine düşman olan örgütler hakkında kesin bilgilere sahip olduğunu ve teknolojik üstünlüğü ve bu saldırılar sayesinde hedeflerine ulaşabildiğini gösterince savaşın kendi kapasitelerinin ötesinde olduğunu fark etmeleriydi.
* Kaynaklar, baskılara ve çabalara rağmen ‘devletin kontrolü dışındaki grupların’ üç saldırı hazırlığı yaptığını, ancak yetkililerin saldırıların gerçekleştirilmesinden önce bunları engellediğini belirtti.
Kaynaklar, İsrail'in savaşı İran topraklarına taşıması ve ABD’yi İran'ın nükleer tesislerini hedef almaya teşvik etmesi nedeniyle İran'ın derin bir yara aldığını tahmin ediyor. İran nükleer programıyla ilgili gerekli tavizleri vermezse yeni bir savaşın çıkması ihtimaller dahilinde.