Yeşil Bölge Savaşları: Yüzlerce silah ve binlerce kamera

Bağdat'taki çatışmalarda makineli tüfekle ateş açan bir kadın (AFP)
Bağdat'taki çatışmalarda makineli tüfekle ateş açan bir kadın (AFP)
TT

Yeşil Bölge Savaşları: Yüzlerce silah ve binlerce kamera

Bağdat'taki çatışmalarda makineli tüfekle ateş açan bir kadın (AFP)
Bağdat'taki çatışmalarda makineli tüfekle ateş açan bir kadın (AFP)

Irak’ın başkenti Bağdat’ta yer alan Yeşil Bölge'de pazartesi günü çatışmalar başlamadan önce, Iraklı sosyal medya kullanıcıları, başkentin merkezinde hafif ve orta ağırlıktaki silahlarıyla gövde gösterisi yapan siyah üniformalı silahlı adamları taşıyan kamyonetlerin görüldüğü otuz saniyelik bir videoyu paylaştılar. Görüntülerin, Sadr Hareketinin lideri Mukteda es-Sadr'a bağlı Seraya es-Selam milislerinin Yeşil Bölge'ye giden konvoyuna ait olduğu söylendi.
Daha sonra başkentin Rusafa ve Kerh'in bölgelerinde oturanlar pazarlara akın etti. Sanki bu 30 saniyelik kısa video, hafızalarında 2003 yılındaki savaş atmosferini hatırlatmıştı ve bu yüzden içecek ve yiyecek almaya koşmuşlardı. Hatta Iraklı bir gazeteci, “Sokağa çıkma yasağının ardından Yeşil Bölge çevresindeki alışveriş merkezleri bir saatten kısa sürede boşaltıldı” diyerek Yeşil Bölge çatışmalarını belgeledi.
Video kaydı, dakikalar içinde sosyal medya platformlarında ve WhatsApp gruplarında yüzlerce kez paylaşıldı. Binlerce sosyal medya kullanıcısı video ile ilgili yorum yaptı. Bu yorumlardan en çarpıcı olanları savaşın başladığı ve ölen protestocuların intikamını alma zamanının geldiği yazılan yorumlardı. Yeşil Bölge’yi kuşatan ya da saldıran silahlı adamlara ait başka resimler de dolaşımdaydı.
Gece çökerken, Yeşil Bölge içinden hafif ve orta şiddette silah sesleri duyuldu. Sosyal medya kullanıcıları tarafından yayınlanan resimlerden onlarca kişinin şiddetli çatışmalara girdiği ve arkalarında bu çatışmaları belgeleyen binlerce telefon, siper ve siper kazanlar olduğu ortaya çıktı.
Yeşil Bölge’deki meydanlardan birinde, asma köprünün yanından Sadr destekçileri ile Koordinasyon Çerçevesi’ne bağlı unsurlar arasında şiddetli çatışmalar yaşandı. Çatışanların bizzat kendileri telefonlarını alıp çatışmaların içinden canlı yayın açıyorlardı. Arka plandan gelen ses ise ”Vurun... Öldürün onları” diyordu.
Meydanın içinden, Haşdi Şabi amblemini taşıyan askeri bir araçta oturan karşı siperden bir kameramanın çektiği görüntüde, kahverengi şapkalı ve kapüşonlu silahlı bir adam elindeki PK makineli tüfeğin tetiğini çekerken, patlama sesleri diğer siperden arka planda konuşan kişinin sesini boğuyordu. Sokağa çıkma yasağı ilan edilen Bağdat'ta daha fazla izlenmek için yarışan iki kameraman birbirleriyle mücadele ediyordu.
Milyonlarca Iraklının cep telefonlarıyla geçirdiği gece yarısı çekilen görüntüler tüm sosyal medya platformlarında dolaşırken, sosyal medya kullanıcıları çatışmaların hikayesini bitmek tükenmek bilmeyen bir uğultuyla aktardılar. Yeşil Bölge, adeta tüm Irak'a doğrudan bağlanan bir yayın merkezine dönüşmüştü.
Televizyon muhabirlerinin Yeşil Bölge'deki çatışma noktalarına ulaşmada lojistik ve güvenlik sorunları yaşaması nedeniyle, halk zaten çatışan unsurların görüntülerini aktarma hizmetini sağladıklarını fark etti.
Sosyal medya kullanıcılarının, Facebook hesabını kullanan silahlı bir unsurun, çatışmaların tam merkezinden yaptığı üç saatlik canlı yayına katılmaları dikkat çekiciydi. Canlı yayından gelen sesleri sanki mermiler kafanızın üzerinden geçiyormuş gibi duyabiliyordunuz.
Bir diğer çekişme, Telegram uygulamasında yaşanıyordu. Onlarca Telegram kanalı, tıpkı Yeşil Bölge'deki siperlerde olduğu gibi iki taraf arasında bölündü. Gece boyunca her iki tarafta da gözle görülür kayıplar yaşandı. Durumun kontrol altında olduğu başlığı altında görüntü akışı sabaha kadar devam etti.
Yeşil Bölge Savaşları, iki taraf arasındaki çatışmalara telefon kameraları ve sosyal medya platformları aracılığıyla aktarılan muazzam bir fotoğraf ve video akışıyla gerçekleşti. Ancak tüm bu paylaşımlar, Yeşil Bölge'nin göbeğinde on saat boyunca Sadr yanlısı milislerin en azından kimlerle çatıştığı biliniyor olmasına rağmen doğru bilgileri aktarmayı başaramadı.



Naim Kasım: İran'ın her türlü destekle yanındayız

Hizbullah Genel Sekreteri Naim Kasım (Arşiv- Reuters)
Hizbullah Genel Sekreteri Naim Kasım (Arşiv- Reuters)
TT

Naim Kasım: İran'ın her türlü destekle yanındayız

Hizbullah Genel Sekreteri Naim Kasım (Arşiv- Reuters)
Hizbullah Genel Sekreteri Naim Kasım (Arşiv- Reuters)

Lübnan Hizbullahı Genel Sekreteri Naim Kasım dün yaptığı açıklamada, grubunun bir tarafta İran, diğer tarafta İsrail ve ABD arasındaki çatışmada “tarafsız olmadığını” söyledi.

Naim yaptığı açıklamada, “Bu nedenle İran'ın, liderliğinin ve halkının yanında olduğumuzu ifade ediyor ve bu acımasız İsrail-Amerikan saldırganlığı karşısında uygun gördüğümüz şekilde hareket ediyoruz” ifadelerini kullandı.

Naim şöyle devam etti: "İsrail'in son günlerdeki saldırganlığı bu halkın direncini ve tüm baskılara meydan okuduğunu kanıtlamıştır. Ayrıca İsrail'in acizliğini, ağır kayıplarını ve saldırganlığında Amerika'nın desteğini aramaya yönelik çaresizliğini de gösterdi. Ancak bu, bizi İran'ın yanında durma ve bu kibir ve zorbalığa son verilmesine katkıda bulunacak her türlü desteği verme sorumluluğumuzdan kurtarmaz."

Kasım, “Amerika bölgeyi kaos ve istikrarsızlığa, dünyayı da açık krizlere sürüklüyor” diyerek, “İran'ın kendini savunma hakkı vardır ve bölge halkları ile dünyanın özgür insanlarının büyük lider ve İran'la aynı siperde olma hakkı vardır” dedi.

Hizbullah'ın İran lideri Ali Hamaney'in “yaklaşımına” bağlı kalması, Lübnanlıların, Tahran'ın istemesi halinde Hizbullah'ın İsrail ile İran arasında devam eden savaşa katılacağı yönündeki korkularını tazeledi. Lübnan'da resmi düzeyde bu hipotezi çevreleyen belirsizlik ve askeri analistlerin Hizbullah'ın böyle bir savaşa girebilecek askeri kapasitesi konusundaki kuşkuları göz önünde bulundurulduğunda, Hizbullah'ın İsrail ile İran arasında devam etmekte olan savaşa müdahil olacağına dair endişelerini artırıyor.