İsrail’de iki eski bakandan ‘askeri çözüm’ önerisi: İranlılar mevcut başbakan Lapid'in İsrail'e savaşta liderlik etmeye uygun olmadığının farkında

Binyamin Netanyahu (Reuters)
Binyamin Netanyahu (Reuters)
TT

İsrail’de iki eski bakandan ‘askeri çözüm’ önerisi: İranlılar mevcut başbakan Lapid'in İsrail'e savaşta liderlik etmeye uygun olmadığının farkında

Binyamin Netanyahu (Reuters)
Binyamin Netanyahu (Reuters)

Hükümetten ve muhalefetten İsrailli liderler, İran’ın nükleer projesiyle ve bölgedeki tüm askeri faaliyetleriyle mücadele meselesini yaklaşan seçimlere yönelik rekabet alanına dahil etti. Binyamin Netanyahu iktidarındaki iki eski bakan, Tahran ile mücadelede tek seçeneğin askeri seçenek olduğunu öne sürdü. İkili aynı zamanda “İranlılar mevcut başbakan Yair Lapid'in İsrail'e böyle bir savaşta liderlik etmeye uygun olmadığının farkında. Bu nedenle İsrailliler Netanyahu gibi güçlü bir lideri tercih ediyor” dedi.
Eski bakanların bu açıklaması, muhalefet lideri Netanyahu’nun Lapid ile görüşerek ondan İran meselesinde İsrail hükümetinin attığı adımlar hakkında bilgi almasının ardından geldi. Netanyahu ve Likud partisinin hükümete yönelik saldırısına karşı koymak isteyen Lapid ise Netanyahu hükümetini ‘ihmalle’ suçladı. Ancak görüşmenin ardından Netanyahu gazetecilere verdiği demeçte, “Lapid ile toplantıdan daha endişeli bir şekilde çıkıyorum” vurgusunda bulundu. Hükümeti ‘tehlikeli bir meselede çocukça davranmakla’ suçlayan Netanyahu, Lapid'in İsrail'in çıkarlarına değil, öncelikle ABD yönetimine bağlı olduğunu ima etti.

“Hiçbir yöntem işe yaramadı”
Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre, Eski Bayındırlık ve İskan Bakanı Yoav Galant, dün yaptığı açıklamada, “İran’ı, Ortadoğu bölgesinde bir hegemonya kurma yönündeki nükleer ve askeri projelerinden vazgeçirme yönünde 30 yıldır uluslararası düzeyde çaba gösteriliyor. Ancak hiçbir yöntem işe yaramadı. Bunu durdurmanın tek yolu askeri operasyona yönelmek ya da bu yönde ciddi tehditlerde bulunmaktır. Başka hiçbir şey işe yaramıyor. Diğerleri sadece sözde kalıyor. Güçlü bir ülke olan İsrail ise birçok önemli alanda olağanüstü yeteneklere sahip. Karar verdiğimizde, ne yapacağımızı bileceğiz. Ancak doğru kararı verebilmek için deneyim ve yaratıcılığa sahip güçlü ve kararlı bir liderliğe ihtiyacımız var. Lapid ise böyle bir özelliğe sahip değil” dedi.

“Askeri baskıdan başka etkili bir araç yok”
Eski Enerji Bakanı Yuval Steinitz ise dün verdiği bir röportajda, “Diplomatik çabaların ve ekonomik yaptırımların İran'ın saldırgan gidişatını değiştirmediğini tüm dünya kabul etmeli. Askeri baskıdan başka etkili bir araç yok. Dolayısıyla korkan zayıf bir liderliğe değil, Tahran'a gücünü gösteren dayanıklı bir İsrail hükümetine sahip olmak gerekiyor. Netanyahu liderliğindeki yeni bir hükümet, Ortadoğu'daki dengeyi değiştirecektir. Zira İranlılar Netanyahu’nun ne kadar güçlü olduğunu biliyor” dedi. Steinitz aynı zamanda, anlaşmaya İran'ın uranyum zenginleştirmeyi durdurması yönünde bir madde eklemeye istekli olmadığını söylediği ABD yönetimini eleştirdi.

Yadlin: Karar alıcı Ali Hamaney
İsrail eski Askeri İstihbarat Başkanı ve Tel Aviv'deki Ulusal Güvenlik Araştırmaları Enstitüsü eski Başkanı Amos Yadlin, “Askeri seçenek İsrail’de 2015'ten geçtiğimiz yıla kadar ihmal edildi. Ancak buna üzülemeyiz. Böyle bir seçenek var ve İsrail ordusu gündeminde en üst düzeyde yer almalı” ifadelerini kullandı. Şuan Harvard Üniversitesi'nde kıdemli araştırmacı konumundaki Yadlin, şöyle ekledi:
“Ne tarafa yönelinmesi gerektiğine ABD veya İsrail değil Tahran karar verecek. Karar alıcı Ali Hamaney. Savaşmaya karar verirse nükleer projede daha da ilerleyecek ve bir savaş patlak verecek. Geri çekilmeye karar verdiği taktirde ise sükûnet hakim olacak. Ancak güçlü, ciddi, iyi düşünülmüş ve hazırlanılmış bir askeri seçenek her durumda bir kenarda duracak. Tahran'ın bu seçeneğin varlığından haberdar olmasını istiyoruz. İran'ın gidişatını ancak bu şekilde bilebiliriz. Diğer yandan İsrail'in tutumunun gerçekliğinden korkan ABD Başkanı Joe Biden yönetimi ise Trump kompleksini yaşıyor. İsrail'i eski ABD Başkanı Donald Trump'ı nükleer anlaşmadan çekilmeye zorlamakla suçluyor ve bu hatayı tekrarlamak istemiyor. Aslında, anlaşmadan korkmaya hakkı var. Yeni nükleer anlaşmanın öncekinden daha kötü olacağını söyleyebilirim. Yeni anlaşma İsrail'e uzunca bir nefes alma, askeri seçeneğe hazırlanma fırsatı verecektir. Netanyahu hükümetinin yaptığı hata, 2018'de Washington'a anlaşmadan çekilmesi yönünde baskı yaptığında alternatif bir plan hazırlamaması, askeri seçeneği ihmal etmesiydi. İsrail'deki mevcut hükümet ise bu karışıklığı düzeltmeli.”
Nitekim İran’ın varoluşsal tehditlerine maruz kaldığını düşünen İsrail, İran'ın nükleer programı üzerinde daha sıkı kontrollerin uygulanmasını sağlayacak, aynı zamanda Tahran’ın füze geliştirme programına kısıtlamalar getirecek daha uzun vadeli bir anlaşma çağrısında bulunuyor.

Lapid, Berlin'e gidecek
Diğer yandan İsrail Başbakanlığı, Lapid'in iki günlük bir ziyaret için 11 Eylül'de Almanya'nın başkenti Berlin'e gideceğini duyurdu. Ancak ziyarete dair detaylardan bahsedilmedi.
18 Ağustos’ta Almanya Başbakanı Olaf Scholz ile telefon görüşmesinde bulunan Lapid, Avrupa’nın İran’a daha fazla taviz verilmemesi gerektiğine dair keskin ve net bir mesaj iletmesi gerektiğini vurgulamıştı. Aynı zamanda Avrupalı ​​tarafları İran'ın müzakerelerdeki oyalama taktiklerine karşı çıkmaya çağırmıştı.



Trump'a yakın aşırı sağcılar, Barrack'ın Suriye dosyasından uzaklaştırılmasını sağlar mı?

ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi ve Ankara Büyükelçisi Tom Barrack, ABD’nin Şam Büyükelçiliği binasında ülkesinin bayrağını göndere çekerken (DPA)
ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi ve Ankara Büyükelçisi Tom Barrack, ABD’nin Şam Büyükelçiliği binasında ülkesinin bayrağını göndere çekerken (DPA)
TT

Trump'a yakın aşırı sağcılar, Barrack'ın Suriye dosyasından uzaklaştırılmasını sağlar mı?

ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi ve Ankara Büyükelçisi Tom Barrack, ABD’nin Şam Büyükelçiliği binasında ülkesinin bayrağını göndere çekerken (DPA)
ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi ve Ankara Büyükelçisi Tom Barrack, ABD’nin Şam Büyükelçiliği binasında ülkesinin bayrağını göndere çekerken (DPA)

Medyada yer alan, ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi ve Ankara Büyükelçisi Tom Barrack’ın Suriye ve Lübnan dosyalarını takip etme görevinden alınabileceği yönündeki haberler “ateş olmayan yerden duman çıkmaz” atasözünü hatırlatıyor.

Sosyal medya platformlarında son birkaç saat içinde ABD Başkanı Donald Trump'ın en büyük destekçilerinden biri olan sağcı cumhuriyetçi medya mensubu ve aktivist Laura Loomer'ın, Barrack'ın Suriye'deki görevinden alınmasını talep ettiği paylaşımları dolaşıma girdi.

dsv
Barrack, Lübnan’ın başkenti Beyrut'taki hükümet merkezinde açıklama yaparken (AFP)

Spekülasyonlar Barrack'ın Suriye'deki rolünün ötesine geçerek Lübnan'daki rolünü de kapsarken, ABD Dışişleri Bakanlığı Donald Trump, onu Lübnan dosyasından uzaklaştırmayı planladığı iddialarını yalanladı. Trump, Barrack’ın Suriye dosyasındaki sorumluluğuna ise değinmedi.

Loomer, “Trump yönetiminin denetim krizi sadece çalışanlarla sınırlı değil, ABD büyükelçilerine de uzanıyor” başlıklı uzun bir paylaşımda milyarder emlakçı, ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi ve Ankara Büyükelçisi Tom Barrack’ın, ‘İslam'ın dış çıkarlarını Amerikan değerlerinin üzerinde tutması ve ABD'nin Ortadoğu'daki itibarını zedeleyen cihatçı şiddeti açıkça desteklemesi’ nedeniyle giderek daha yoğun bir şekilde incelemeye maruz kaldığını yazdı.

cvs
Trump ve Şara, Suudi Arabistan'da bir araya geldi, 14 Mayıs 2025 (AP)

Haber ajansı Associated Press (AP) cumartesi günü yayınladığı bir haberde, Başkan Trump'ın sosyal medyada tanınan sağcı provokatör Laura Loomer'ın yönetimindeki karar alma sürecindeki etkisini küçümsese de Loomer'ın öfkesini çeken Trump yönetimi yetkililerinin listesinin giderek uzadığını ve bu yetkililerin kısa sürede başkan tarafından görevden alındığını vurguladı.

Loomer, Barrack’ı geleneksel diplomatik veya güvenlik niteliklerinden yoksun olarak nitelendirerek, her ne kadar deneyimli bir bağış toplayıcı, politikacı ve bölge ülkeleriyle iyi ilişkilere sahip olsa da bu deneyiminin onu Suriye gibi çalkantılı bir ülkede ABD'nin politikalarını uygulamaya uygun hale getirmediğini belirttiği uzun paylaşımında “Barrack'ın felaket getiren ataması, Ortadoğu'da cihatçıların yayılmasını sağladı” dedi.

vfghty
Sağcı aktivist Laura Loomer, geçtiğimiz haziran ayında ABD Kongre Binası önünde (Getty)

Barrack'ın 2021 yılında Adalet Bakanlığı tarafından dış finansal ve siyasi bağlantıları nedeniyle sorgulandığını ve suçlandığını hatırlatan Loomer, “(Barrack) her ne kadar beraat etse de bu olay onun yöntemlerini ortaya çıkardı” ifadelerini kullandı. Loomer, bu bilgiyi, eski bir ABD Dışişleri Bakanlığı yetkilisinden aldığını söyledi.

Barrack'ın yolsuzluk iddialarıyla dolu bir geçmişi olduğunu belirten Loomer, onun mali faaliyetlerinin ülkesinin politikalarının uygulanmasıyla çelişip çelişmediğini sorguladı. Barrack'ın Ankara Büyükelçisi olarak görev yaptığı sırada ABD politikasını Türkiye'nin çıkarlarıyla uyumlu hale getirmesi, Müslüman Kardeşler gibi İslamcı grupları koruması da dahil olmak üzere bazı eylemlerinin büyük öfkeye neden olduğunu söyleyen Loomer, bu tür eylemlerin ‘İsrail gibi ABD müttefiklerini ihanete uğrattığını ve cihatçıların yayılmasını önleme çabalarını baltaladığını’ söyledi.

dsdfrgt
Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara, İstanbul'da ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack ile bir araya geldi. Görüşmeye Suriye Dışişleri Bakanı Esad Şeybani de katıldı (EPA)

ABD'nin ulusal güvenlik çıkarları için Tom Barrack'ın diplomatik görevinden derhal alınması gerektiğini öne süren Loomer, Trump yönetiminin birçok üyesinin Barrack'ı bir dost, hatta bağışçı olarak gördüğünü anladığını ekleyerek, “O halde büyükelçi olmak yerine, yine bir dost ve bağışçı olmaya devam etsin” ifadelerini kullandı.

Barrack'ın tüm diplomatik ve danışmanlık görevlerinden alınmasıyla başlayan bir mekanizma ile hareket edilmesi çağrısında bulunan Loomer, ardından, Yabancı Temsilciler Kayıt Yasası’nın (FARA) ihlali, adaletin engellenmesi ve terörizme maddi destek sağlama suçlarının soruşturulması için özel bir soruşturmacı atanmasını istedi.

Şimdiye kadar bu yorumların Barrack'ın geleceğini nasıl etkileyeceğine dair kesin tahminler yürütülmese de Barrack'ın Lübnan dosyasında üstlendiği rol, ABD’nin yeni Beyrut Büyükelçisi Michel İsa'nın, 1 Eylül'e kadar yaz tatiline giren Senato tarafından adaylığı onaylandıktan sonra göreve başlamasıyla sona erebilir. Başkan Trump'a çok yakın bir isim olan Büyükelçi İsa, Trump’la doğrudan iletişim halinde olduğundan Lübnan'a özel bir elçi atanmasına gerek kalmayacak ve bu görevi büyükelçi üstlenecek.