Biden'dan İsrail Başbakanına 'İran'ın nükleer silah edinmesine izin vermeyiz' güvencesi

ABD Başkanı Joe Biden (AP)
ABD Başkanı Joe Biden (AP)
TT

Biden'dan İsrail Başbakanına 'İran'ın nükleer silah edinmesine izin vermeyiz' güvencesi

ABD Başkanı Joe Biden (AP)
ABD Başkanı Joe Biden (AP)

ABD Başkanı Joe Biden'ın İsrail Başbakanı Yair Lapid ile yaptığı telefon görüşmesinde, ABD'nin İran'ın nükleer silah sahibi olmasına izin vermeyeceği yönündeki taahhüdünü yinelediği bildirildi.
Beyaz Saray'dan yapılan yazılı açıklamada, Biden ve Lapid'in bugün İran dahil küresel ve bölgesel güvenlik konularını ele aldığı bir telefon görüşmesi gerçekleştirdiği bildirildi.
Açıklamada, "Başkan Biden, ABD'nin İran'ın nükleer silah sahibi olmasına asla izin vermeyeceğine yönelik taahhüdünü bir kez daha dile getirdi." ifadesine yer verildi.
Biden'ın Lapid'e temmuz ayındaki İsrail ziyaretindeki ev sahipliğinden dolayı teşekkür ettiği belirtilen açıklamada, "Biden, İsrail ve Lübnan arasındaki deniz sınırı müzakerelerinin gelecek haftalarda sonuçlandırılmasının önemini vurguladı." denildi.
İsrail basınında yakın zamanda çıkan haberlerde, Başbakan Lapid'in İran'ın nükleer programına ilişkin müzakere edilen uluslararası anlaşma taslağı için Joe Biden ile görüşmeye çalıştığı ancak bu görüşmenin gerçekleştirilemediği belirtilmişti.
ABD, geçtiğimiz günlerde Suriye'de İran'ın Devrim Muhafızları Ordusu'na bağlı gruplara yönelik olduğu iddiasıyla 24 saat içinde iki ayrı hava saldırısı düzenlemişti.

İran ile nükleer anlaşma ve müzakere süreci
İran ile Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin daimi üyeleri ABD, Rusya, Çin, İngiltere ve Fransa ile Almanya (5+1) arasında 2015'te yaptırımların kaldırılması karşılığında Tahran'ın nükleer faaliyetlerinin düzenlendiği ve denetim altına alındığı bir anlaşma imzalanmıştı.
Washington, eski Başkan Donald Trump döneminde, 2018'de anlaşmadan tek taraflı çekilerek İran'a yeniden yaptırım uygulamaya başlayınca Tahran da anlaşmadaki taahhütlerini kademeli olarak durdurmuş ve yeniden yüksek düzeyde uranyum zenginleştirme dahil bir dizi adım atmıştı.
Anlaşmanın yeniden uygulanmasını sağlama ve ABD'nin anlaşmaya dönüşü için Nisan 2021'den beri Avrupa Birliği'nin (AB) koordinatörlüğünde Viyana'da yapılan müzakereler 8 Ağustos'ta sona ererken müzakerelerin koordinatörlüğünü üstlenen AB'nin sunduğu taslak anlaşma metni sonrasında taraflar nihai anlaşmaya varma konusunda önceki aylara nazaran çok daha olumlu işaretler vermişti.
İran Dışişleri Bakanlığı, AB tarafından sunulan ve nükleer müzakerelerde nihai yol haritası olarak kabul edilen anlaşma taslağına ilişkin görüşlerini 15 Ağustos'ta AB'ye iletmiş ve taslak metne verdikleri yanıta karşılık ABD'nin cevabını beklediklerini açıklamıştı.
ABD Dışişleri Bakanlığı, 24 Ağustos'ta yaptığı açıklamada, İran ile nükleer anlaşmaya ilişkin taslak metne yönelik AB aracılığı ile İran'ın görüşlerine karşılık verdiklerini duyurmuştu. Ancak bakanlık, İran'ın yanıtının içeriği konusunda herhangi bir detay paylaşmamıştı.



Cumhuriyetçilerin yüzde 14'ü Trump'ın seçimi kaybetmesi halinde ‘kayıtsız kalmayacak’

ABD başkan adayı Donald Trump, Las Vegas'taki seçim mitinginde konuşuyor, 13 Eylül 2024. (Reuters)
ABD başkan adayı Donald Trump, Las Vegas'taki seçim mitinginde konuşuyor, 13 Eylül 2024. (Reuters)
TT

Cumhuriyetçilerin yüzde 14'ü Trump'ın seçimi kaybetmesi halinde ‘kayıtsız kalmayacak’

ABD başkan adayı Donald Trump, Las Vegas'taki seçim mitinginde konuşuyor, 13 Eylül 2024. (Reuters)
ABD başkan adayı Donald Trump, Las Vegas'taki seçim mitinginde konuşuyor, 13 Eylül 2024. (Reuters)

USA Today'in haberine göre, yapılan bir araştırmada Cumhuriyetçilerin yaklaşık yarısı, adayları Donald Trump'ın Demokrat rakibi Kamala Harris karşısında kaybetmesi halinde ABD başkanlık seçimlerinin sonuçlarını kabul etmeyeceklerini söylerken, bazıları da ‘kayıtsız kalmayacaklarını ve seçimin sonucunu iptal etmek için harekete geçeceklerini’ ileri sürdü.

100'den fazla ülkede hukukun üstünlüğünü ilerletmek için çalışan Dünya Adalet Projesi (WJP) tarafından yapılan araştırmada, Demokratların yaklaşık dörtte birinin Harris'in kaybetmesi halinde sonuçları kabul etmeyecekleri ve Cumhuriyetçilere kıyasla daha az sayıda olmak üzere bazı Demokratların sonuçları ‘iptal ettirmek için harekete geçecekleri’ bildirildi.

Ankette katılımcılara seçim sonuçlarını bozmak için ne tür bir ‘eylemde’ bulunacakları sorulmadı.

Söz konusu ankete göre, Cumhuriyetçilerin yüzde 46'sı ve Demokratların yüzde 27'si adaylarının kaybetmesi halinde sonucu kabul etmeyeceklerini belirtti. Ayrıca Cumhuriyetçilerin yüzde 14'üne karşılık Demokratların yüzde 11'i ‘harekete geçeceklerini’ söyledi.

xcvd

WJP Direktörü Elisabeth Andersen sonuçların ‘ürkütücü’ olduğunu ve Amerikalıların neredeyse üçte birinin kendi adaylarının kaybetmesi halinde başkanlık seçimlerinin sonuçlarını kabul etmek istemediğini gösterdiğini vurguladı.

Sonuçlara göre Cumhuriyetçilerin sadece yüzde 29'u seçim sürecinin yolsuzluktan arınmış olduğunu söylerken, bu oran Demokratlarda yüzde 56.

Andersen, “Özellikle Cumhuriyetçiler arasında, ancak bazı bölgelerde de Demokratlar arasında bu sürece güvenin çok düşük olduğunu görebilirsiniz. Dolayısıyla bu sonuç bize seçim sonrasında yaşanabilecek potansiyel çatışmanın bir göstergesi gibi görünüyor” ifadelerini kullandı.

USA Today, New York Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ndeki Brennan Adalet Merkezi tarafından mayıs ayında yapılan ve seçim görevlilerinin yüzde 36'sının taciz ya da kötü muameleye maruz kaldığını, yüzde 16'sının tehdit edildiğini ve her 10 görevliden 7'sinin tehditlerin 2020 seçimlerinden bu yana arttığını söylediğini ortaya koyan bir araştırmaya işaret etti.