Esed güçleri Dera kırsalında Câsim kasabasını kuşatıyor

Siviller, Câsim kasabasında Tafas senaryosunun tekrarlanmasından korkuyor

2018 yılında Dera’nın batısında konuşlandırılan Suriye rejim güçleri (Reuters)
2018 yılında Dera’nın batısında konuşlandırılan Suriye rejim güçleri (Reuters)
TT

Esed güçleri Dera kırsalında Câsim kasabasını kuşatıyor

2018 yılında Dera’nın batısında konuşlandırılan Suriye rejim güçleri (Reuters)
2018 yılında Dera’nın batısında konuşlandırılan Suriye rejim güçleri (Reuters)

Suriye’de Esed güçleri, Dera’nın kuzey kırsalındaki Câsim ilçesi yakınlarındaki askeri noktalarını güçlendirdi. Öyle ki Câsim’in kuzeyinde yeni bir askeri nokta kurarak, şehri batı ve kuzeyden çevreleyen bariyerlere ve askeri noktalara takviyelerde bulundu. Rejim güçleri ayrıca, askeri noktalara yakın çiftliklerde kontrol faaliyetleri yürütürken, bölgede arama tarama operasyonları gerçekleştirdi; Tarım arazilerindeki çiftçilerin bölgeden ayrılmasını engelledi ve kimlik kontrolü gerçekleştirdi. Câsim ve Simlin şehirleri arasında da hükümete bağlı askeri güçler konuşlandı.
Yerel kaynaklar, batıdaki savaş hattında ve Tel el-Câbiye yakınlarındaki es-Sahm 100 bölgesinde Suriye rejim güçlerine ait bir askeri konvoyun görüldüğünü belirtti. Konvoy, iki tanker, BMB araçlarının eşlik ettiği personeli taşıyan askeri araçlar ve ağır makineli tüfek taşıyan araçlardan oluşuyor.
Câsim’deki bu yeni hareketlilik öncesinde Temmuz ortasında da şehre yönelik bir başka askeri takviye gerçekleştirilmişti. Suriye rejim güçleri, Câsim’in doğusundaki Tel Mutavak bölgesine yeni unsurlar gönderdi, bölgenin çevresindeki askeri nokta sayısını iki katına çıkardı ve iki yeni askeri nokta ile destekledi. Câsim ile Nimr kasabası arasında yeni unsurlarla şehrin eteklerinde yeni bariyerler kurarken, şehrin batısındaki el-Muzayra kontrol noktası güçlendirildi ve bölgedeki yollar trafiğe kapatıldı.
Aynı şekilde Devlet Güvenlik Şubesi mensupları için askeri nokta olarak görülen bir kültür merkezi, daha önce Dera kırsalındaki Tafas’ta yaşananlar gibi rejim güçlerinin Câsim şehrine yönelik saldırı ve tehditler gerçekleştireceği korkusuyla güçlendirilerek, askeri kışlaya dönüştürüldü. Özellikle de Suriye rejimine bağlı Dera’daki güvenlik komitesi görevlileri ile kasabanın üzakere komitesi üyeleri arasında bir süre önce yapılan görüşmelerden sonra rejim, ‘şehirde bulunan DEAŞ hücrelerinin çıkartılmasını’ ve bu hücreleri takip etmeye yönelik askeri operasyonlar yapılmasını istedi. Câsim ve çevresi, eski muhalifleri ve Suriye hükümet güçlerini hedef alan cinayetler ve suikastlar çerçevesinde Dera vilayetinin geri kalanı gibi güvensiz bir durumda.
Güvenlik kaosu, Suriye’nin güneyine hala gölge düşürüyor. ‘Dera 24’ haber ağı, Dera’nın doğu kırsalındaki el-Gariya kasabası yakınlarında Şam - Dera karayolu üzerinde yakın mesafeden silah seslerinin duyulması sonrasında Muhammed Yasir el-Mahamid adlı bir gencin cesedinin bulunduğunu açıkladı. Genç adamın Dera vilayetinin doğu kırsalındaki Umm el-Meyadin kasabasından geldiği belirtildi. Yerel kaynaklara göre Yasir el-Mahamid, DEAŞ üyesi olmakla suçlanıyor ve iki gün önce kendisiyle irtibat kesildi. Deralı aktivistler, Mahamid’in DEAŞ örgütüyle bağlantısının doğrulanmadığını söyledi. Ancak Ürdün ile sınır kasabası Nasib’de hükümet güçlerine ait bir askeri kontrol noktasının bulunduğu bir bölgede yanında bir başka kişiyle gözaltına alınmıştı.
Suriye - Ürdün sınır bölgesi hakkında ise Ürdün Haber Ajansı, geçen salı günü Ürdün’deki Caber Gümrük Merkezi’nde 10 kilogram uyuşturucu kaçakçılığı girişimini engellediğini duyurdu. Ürdün Gümrük Departmanı sözcüsü, bir komşu ülkeden gelen bir araca gümrük görevlilerinin yaptığı kapsamlı inceleme sonucu, maddenin aracın gövdesinde bu amaç için özel olarak hazırlanmış demir bir plakaya sıkıca gizlenmiş olduğunu ve ayrıntılı bir teknik yöntemle ele geçirildiğini açıkladı. Kristalin, bir rapor düzenlenerek sürücü ile birlikte yasal işlem yapılmak üzere Uyuşturucu ile Mücadele Dairesi’ne teslim edildiği aktarıldı.
Ürdün gümrük ve sınır muhafızları, defalarca güney bölgesinden Ürdün’e yönelik uyuşturucu kaçakçılığı girişimlerini, kuzey sınırlarında kaçakçılık ve uyuşturucu şebekelerine karşı bir savaş yürüterek engellediklerini açıkladı. Suriye rejim güçlerinin Rusya himayesinde bölgede konuşlandırılan muhalif gruplarla yapılmış bir çözüm anlaşması uyarınca bölgenin kontrolünü ele geçirmesinin ardından Suriye Nasib Kapısı ve Ürdün Caber Kapısı, 2018 yılında yeniden etkinleştirildi. Daha önce Ürdün, muhalif grupların 2015 yılında kontrolü ele geçirmesinin ardından Suriye ile Caber kapısının kapatıldığını duyurmuştu.



ABD'nin desteğiyle çeyrek asır sonra üst düzey Suriye-İsrail görüşmesi

Suriye ve Fransa dışişleri bakanları dün Paris'te ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi’yle bir araya geldi. (SANA)
Suriye ve Fransa dışişleri bakanları dün Paris'te ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi’yle bir araya geldi. (SANA)
TT

ABD'nin desteğiyle çeyrek asır sonra üst düzey Suriye-İsrail görüşmesi

Suriye ve Fransa dışişleri bakanları dün Paris'te ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi’yle bir araya geldi. (SANA)
Suriye ve Fransa dışişleri bakanları dün Paris'te ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi’yle bir araya geldi. (SANA)

Suriye-İsrail ilişkileri, İsrail'in hava saldırıları ve Suriye'nin iç işlerine, özellikle de Suveyda vilayetine doğrudan müdahalesine rağmen normalleşme yolunda hızla ilerliyor. Ayrıca ABD yönetimi, Türkiye Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack aracılığıyla, iki tarafı, özellikle de İsrail'i uzlaşma yoluna yönlendirmek için çaba gösteriyor gibi görünüyor.

Bu bağlamda Paris perşembe akşamı, Suriye Dışişleri Bakanı Esad Hasan eş-Şeybani ile İsrail Stratejik İşler Bakanı Ron Dermer arasında 4 saat süren bir toplantıya ev sahipliği yaptı. Dermer, Başbakan Binyamin Netanyahu'ya çok yakın ve Washington'a zor görevler için gönderilen bir elçi. Toplantı, Tom Barrack'ın himayesinde gerçekleştirildi. Barrack, X platformu üzerinden yaptığı paylaşımda, “Bu akşam (perşembe) Paris'te Suriyeli ve İsrailli yetkililerle bir araya geldim. Toplantının amacı diyalog ve gerginliğin azaltılmasıydı ve bunu gerçekten başardık. Tüm taraflar bu çabaları sürdürme taahhüdünü teyit etti” ifadelerine yer verdi. Barrack, görüşmelerin başarılı olduğunu ve amacına ulaştığını vurguladı.

Olağanüstü toplantı

Toplantı, sadece süresi açısından değil, gerçekleştiği düzey açısından da olağanüstüydü. Son benzer toplantı 25 yıl önce, 2000 yılında eski ABD Başkanı Bill Clinton'ın, Suriye Dışişleri Bakanı Faruk eş-Şara ve İsrail Dışişleri Bakanı Ehud Barak'ı, iki taraf arasında barış anlaşması sağlanması çabaları kapsamında bir araya getirdiği toplantıydı. Ancak hedef gerçekleştirilemedi. Başkan Donald Trump, tamamen farklı koşullarda bu tür bir başarıya ulaşmaya çalışıyor.

Suriye Dışişleri Bakanı Esad Hasan eş-Şeybani ve İsrail Stratejik İşler Bakanı Ron Dermer (AFP)Suriye Dışişleri Bakanı Esad Hasan eş-Şeybani ve İsrail Stratejik İşler Bakanı Ron Dermer (AFP)

Toplantıya katılanların, Suriye ile İsrail arasındaki gerginliği azaltacak ve güvenlik konusunda mutabakat sağlayacak düzenlemeler üzerinde odaklandıkları öğrenildi. Söz konusu düzenlemeler, geçtiğimiz günlerde Suveyda'da çıkan çatışmalara İsrail'in Dürzileri korumak gerekçesiyle müdahale etmesi, ordunun mevzilerini bombalaması ve daha fazla müdahale tehdidinde bulunması gibi olayların tekrarlanmasını önleyecek. Toplantıya yakın kaynaklar, görüşmelerde her iki tarafın ‘güven artırıcı önlemler’ olarak adlandırılan konulara odaklandığını bildirdi. Kaynaklara göre, İsrail'in Suriye'nin çıkarlarını hedef almaktan çekinmemesi endişe vericiyken, Suriyeli yetkililer açıkça kimseyle savaşmak istemediklerini, iç durumlarını düzeltmek istediklerini ve İsrail ile yakınlaşmaya karşı olmadıklarını söylüyorlar.

İsrail'in bu hamlesi, Netanyahu'yu sert bir şekilde eleştiren Trump'ı öfkelendirdi. Alman haber ajansı DPA, ismini vermediği bir İsrailli yetkiliye dayanarak, güvenlik düzenlemelerinin yanı sıra, toplantının ‘Suriye'nin İsrail ile diplomatik adımlar atmaya daha hazır hale gelmesini’ sağlamayı da amaçladığını aktardı.

Paris toplantısı, her iki tarafın da bir sonuç elde etmek için acele ettiğini gösteriyor. Bu toplantı, Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera'nın Türkiye'ye yakın bir ülke olan Azerbaycan'a yaptığı ziyaret vesilesiyle düzenlenen bir toplantının ardından gerçekleşti. İsrail Kanal 12 televizyonu bu toplantıyı ‘tarihi bir zirve’ olarak nitelendirdi.

Fransa – ABD – Suriye toplantısı

Dün Paris'te, Fransa ve Suriye dışişleri bakanları ile ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi’nin katıldığı, türünün ilk örneği olan bir başka toplantı daha düzenlendi. Bu toplantının önemi, Paris'in Suriye'de bir konuma sahip olmak istediğini, Şam'ı ağırlayan tek Batı başkenti olduğunu ve Suriye ekonomisini desteklemek için bir konferans düzenleyen tek ülke olduğunu hatırlatmasıdır. Paris, Suriye'ye uygulanan Avrupa yaptırımlarının kaldırılması için uğraşan en güçlü destekçilerden biriydi. Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Noel Barrot, Alman mevkidaşı Annalena Baerbock ile birlikte Şam'ı ziyaret eden ilk Batılı bakan olmuştu. Paris, Barrack'ın üçlü toplantıyı kabul etmesini, ülkedeki rolünün ‘tanınması’ olarak görüyor.

 Suveyda'nın sokaklarından birinde asılı olan Dürzi bayrağı, 25 Temmuz 2025 (Reuters)Suveyda'nın sokaklarından birinde asılı olan Dürzi bayrağı, 25 Temmuz 2025 (Reuters)

Toplantının ardından, Suriye'deki gergin bölgelerde diyalog ortamının oluşması ve gerginliğin azaltılmasına yönelik büyük çabanın vurgulandığı ortak bir bildiri yayınlandı. Bildiri, geçiş sürecinin başarıya ulaşması için hızlı bir şekilde harekete geçilmesini öngören 6 mutabakat veya karar içeriyordu. Son aylarda, bir bölgeden diğerine yayılan kanlı olayların ardından bu süreçle ilgili birçok soru ve endişe ortaya çıktı. Batı'yı özellikle ilgilendiren önemli noktalardan biri, her türlü terörle mücadele ve Suriye devletinin ve kurumlarının güvenlik sorunlarıyla başa çıkma kapasitelerinin desteklenmesi. Batı'nın korktuğu şey, DEAŞ'ın geri dönüşü ve bunun Suriye'deki mültecilerin Avrupa'ya göç etmesine yol açması.

Bildiri, siyasi geçiş sürecinde Suriye hükümetine destek olunması ve Suveyda ile ülkenin kuzeydoğusunda (Kürt bölgeleri) ulusal uzlaşmanın sağlanması çağrısında bulundu. Bildiri ayrıca, Suriye'nin bölgenin istikrarını korumak için komşularının güvenliğine herhangi bir tehdit oluşturmama taahhüdünü ve aynı zamanda komşu ülkelerin de Suriye'nin istikrarına herhangi bir tehdit oluşturmaması gerektiğini belirtti. Kürt heyetinin katılımıyla yapılması planlanan dörtlü toplantının iptal edilmesi nedeniyle, bildiride Suriye hükümeti ile Suriye Demokratik Güçleri (SDG) arasında Paris'te mümkün olan en kısa sürede bir görüşme turu düzenlenmesinin önemi vurgulandı.

Şarku’l Avsat’ın AFP’den aktardığına göre Fransız bir kaynak, ‘Şam ile Suriye halkının (başta Kürtler olmak üzere) çeşitli bileşenleri arasında diyalog çerçevesinin yeniden başlatılması gerektiğini’ vurguladı. Kaynak, “Bu bağlamda ABD ve Fransa, diyaloğun gerçekleşmesini ve Suriye'deki geçiş sürecini güçlendirecek barışçıl bir müzakere çözümüne yol açmasını sağlamak için son derece proaktif bir şekilde hareket etmeye devam ediyor” dedi. Barrack, X platformunda Washington'un ‘dostları ve ortaklarıyla iş birliği içinde Suriye'de refah için çalışmaya devam edeceğini’ yazdı ve ‘istikrarlı, güvenli ve birleşik bir Suriye'nin büyük komşular ve müttefikler temelinde inşa edileceğini’ belirtti. Barrack, geçen hafta başında Suriye'yi ziyaret ettikten sonra Beyrut'a geçmişti.