İsrail’de aşırı sağ şiddet ve nefret söylemini arttırdı

İsrailli casus Pollard, Netanyahu destekçilerinin baskısı üzerine içişleri bakanına verdiği destekten vazgeçtiğini açıkladı

Ayelet Şaked (ortada),  Binyamin Netanyahu (önde), Naftali Bennett (sağda)
Ayelet Şaked (ortada), Binyamin Netanyahu (önde), Naftali Bennett (sağda)
TT

İsrail’de aşırı sağ şiddet ve nefret söylemini arttırdı

Ayelet Şaked (ortada),  Binyamin Netanyahu (önde), Naftali Bennett (sağda)
Ayelet Şaked (ortada), Binyamin Netanyahu (önde), Naftali Bennett (sağda)

İsrail’de, parlamento seçimleri arifesinde, siyasi söylemlerde şiddet ve tehditlerin dozu artmaya devam ediyor.
İsrailli ajan Jonathan Pollard, İçişleri Bakanı Ayelet Şaked'in desteklemekten vazgeçtiğini ve seçim sürecinde tarafsız bir tutum benimseyeceğini açıkladı.
Netanyahu destekçileri Pollard'ın attığı geri adımı memnuniyetle karşılayarak Pollard’ı hain olarak görmekten vazgeçtiklerini belirttiler. Ayrıca, kendisinin ABD’de tutuklu iken serbest kalmasında büyük pay sahibi olan eski Başbakan Netenyahu’ya seçimlerde destek vereceğini açıklayarak bir adım daha ileri gitmesini talep ettiler. Netenyahu destekçileri, Netenyahu’nun Pollard’ın ABD mahkemeleri tarafından serbest bırakılması için Amerikan yönetimiyle iletişime geçebilecek tek başbakan olduğunu ifade ettiler.
Yahudi bir ABD vatandaşı olan Pollard, ABD Donanmasında sivil istihbarat subayı olarak görev yapmıştı. Pollard, İsrail'e, Irak ve Suriye'deki kimyasal silahların geliştirilmesiyle ilgili belgeleri, Arap orduları hakkındaki bilgileri ve Tunus'un uydu görüntülerini sızdırdı. İsrail bu bilgileri 1985'te Tunus'taki Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) karargâhının bombalanmasında kullanmıştı. Casusluğu açığa çıkınca Washington'daki İsrail büyükelçiliğine girerek iltica etmeye çalıştı, ancak içeri girmesine izin verilmedi. Daha sonra ABD’de yargılanarak casusluktan suçlu bulundu. Suçunu kabul eden Pollard ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı. İsrail 1998'e kadar Pollard'ın casus olduğunu inkâr etse de, Ehud Olmert hükümeti 2008'de ona İsrail vatandaşlığı verdi. Yaklaşık otuz yıl hapis yatan Pollard, daha sonra çeşitli şartlar ve kısıtlamalar ile serbest bırakıldı. 2020 yılında ABD dışına çıkma izni verilince İsrail'e göç etti.
Pollard, İsrailli politikacılar tarafından Yahudi devleti uğruna canını vermeyi göze alan ulusal bir kahraman olarak görülüyor. Kamuoyu yoklamalarının sonrası Şaked’in partisinin seçim barajını geçemeyeceğinin ortaya çıkmasının ardından, Pollard, salı akşamı medyaya servis edilen bir videoda, vatandaşları Şaked'in başkanlığını yaptığı ‘Harun Hatzioni (Siyonist Ruh) Partisi’ne oy vermeye davet etti.
Pollard, Şaked’i Netanyahu'ya karşı kurulan bir hükümete ortak olmayı kabul ettiği için sağcı kesime ihanet etmekle suçlayanlara, “Şaked geçmişte hatalar yaptı, ancak onları tekrar etmeyeceğine inanıyorum” dedi. Pollard, söz konusu videoda, “Devlete olan bitmeyen sevgim, ülkenin bekası ve geleceğine olan bağlılığımdan dolayı sizleri devletin çıkarlarını ve onurunu koruyarak hizmet edenlere oy vermeye davet ediyorum. Ve bununla Ayelet Şaked'i kastediyorum” ifadelerini kullandı.
Şaked, bu cesur duruşundan dolayı Pollard’ı selamladığını, ayrıca onun İsrail'in kahramanı olduğunu bir kez daha kanıtladığını söyledi. Ancak Pollard’ın yakın çevresi, söz konusu video sonrası Pollard’ın sosyal medya üzerinden binlerce hakaret ve karalama mesajları aldığını, ayrıca şahsına ve ailesine yönelik tehditlere maruz kaldığını belirttiler.
Yediot Aharonot gazetesine konuşan biri, “İsrail’de halkın çoğunluğu tarafından sevilen ve desteklenen biri olan Pollard, aldığı mesajlar karşısında şaşkına dönerek söz konusu linç girişimini kınadı. Onun amacı sağ partileri Netanyahu'nun etrafında toplamaya katkıda bulunmaktı. Bu nedenle verdiği destekten vazgeçti ve geri çekilerek özür diledi” ifadeleri kullandı.
Daha sonra, Pollard’ın Şaked'in Netanyahu'ya sadık olmadığını anlayarak onun Netanyahu’nun bloğuna katılma niyetinden şüphe ettiği için geri adım attığı iddia edildi.
Yaşanan olaylar, dört yıldan kısa bir süre içinde beşinci kez yapılacak seçimlerdeki kampanyaya hâkim olan gerilim ve siyasi söylemdeki şiddet ve bozukluğa çarpıcı bir örnek. Birbirine yakın siyasi görüşe sahip partiler arasında dahi bu gerilimi görmek mümkün.
İsrail’deki seçim atmosferinde bağımsız bir tavır almaya cesaret edenler için bir korku ve gözdağı atmosferi yaymaya hazır birçok gücün varlığının yanı sıra Şaked gibi aşırı sağcıları destekleyenlere dahi vatana ihanet suçlamasında bulunmaktan çekinmeyen Netanyahu destekçileri bulunuyor.  Bu da Netanyahu'ya karşı çıkanlara ne olacağını gösteriyor.



İsrail, ABD’yi dinlemeden İran’ı vurabilir

 İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan, 18 Nisan’da Tahran’da düzenlenen Ulusal Ordu Günü törenlerine katılmıştı (Reuters)
İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan, 18 Nisan’da Tahran’da düzenlenen Ulusal Ordu Günü törenlerine katılmıştı (Reuters)
TT

İsrail, ABD’yi dinlemeden İran’ı vurabilir

 İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan, 18 Nisan’da Tahran’da düzenlenen Ulusal Ordu Günü törenlerine katılmıştı (Reuters)
İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan, 18 Nisan’da Tahran’da düzenlenen Ulusal Ordu Günü törenlerine katılmıştı (Reuters)

İsrail, ABD Başkanı Donald Trump’ın desteği olmasa bile İran’ın nükleer tesislerine saldırı düzenleyebilir.

Adlarının paylaşılmaması şartıyla Reuters’a konuşan kaynaklar, İsrail’in “gelecek aylarda” İran’ın nükleer tesislerine saldırı düzenleme planının hâlâ masada olduğunu söylüyor.

New York Times’ın (NYT) 16 Nisan’da yayımladığı haberde, İsrail’in İran’ın nükleer tesislerini mayısta vurmak için bir plan hazırladığı ve bunu Washington’la paylaştığı yazılmıştı. Ancak Trump’ın İsrail'in saldırı planını desteklememe kararı alarak müzakere yolunu tercih ettiği aktarılmıştı. Cumhuriyetçi liderse planı “ertelemediğini fakat acelesinin olmadığını” belirtmişti.

Reuters’a konuşan İsrailli yetkililer, Tel Aviv’in saldırı için Trump yönetimine birden fazla plan sunduğunu söylüyor. Bahar sonu ve yaz ayları için yapılan bu planlarda komando birlikleriyle düzenlenecek kara operasyonları ve hava saldırılarının yer aldığı ifade ediliyor.

Diğer yandan ABD’nin onaylamayacağı bir operasyonun, İsrail’in planladığından daha sınırlı kalacağı ve Tahran’ın nükleer silah geliştirme sürecini sadece bir yıllığına geciktirebileceği aktarılıyor.

NYT’nin bugün yayımladığı analizde de İsrail ordusunun saldırı için ABD’den istihbarata ihtiyaç duyacağı belirtiliyor. Ayrıca İran’ın misilleme yapması durumunda Amerikan ordusunun İsrail’e koruma sağlaması gerekeceği ifade ediliyor.

Analizde, ABD-İran arasında nükleer anlaşma görüşmeleri sürerken İsrail’in böyle bir saldırı düzenlemesinin Tel Aviv-Washington hattında gerilim yaratacağı belirtiliyor. Trump’ın Gazze savaşında İsrail’e verdiği desteğin tehlikeye girebileceği yorumu da yapılıyor.

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, dünkü açıklamasında Tahran'a saldırı tehdidini yineleyerek "neye mal olursa olsun İran'ın nükleer silah elde etmesini engelleyeceklerini" söylemişti.

Öte yandan ABD-İran müzakerelerini yürüten Trump’ın Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff’un, İsrail Stratejik İşler Bakanı Ron Dermer ve Mossad Direktörü David Barnea’yla dün gizli görüşme yaptığı aktarılıyor.

Kimliklerinin paylaşılmaması şartıyla Axios’a konuşan İsrailli yetkililer, Dermer ve Barnea’nın İran’ın nükleer programının durdurulmasını istediğini söylüyor. Witkoff’unsa “nükleer krizin diplomatik yoldan çözümüne” ve İran’ın uranyum zenginleştirme faaliyetlerinin durdurulmasına odaklanıldığını söylediği belirtiliyor.

ABD ve İran’dan heyetler, Umman’da 12 Nisan’da yapılan görüşmenin ardından müzakerelerin “olumlu ve yapıcı” geçtiğini bildirmişti. Görüşmelerin ikinci turu İtalya’nın başkenti Roma’da bugün gerçekleştirilecek.

Independent Türkçe, Reuters, Axios, New York Times