İran, dünyayı nükleer bomba imasıyla tehdit etti

İran, nükleer anlaşmanın ertelenmesi durumunda dünyayı uranyum saflığını yüzde 93’e çıkarmakla tehdit ediyor

6 Kasım 2019’da Natanz tesisinden ayrılan nükleer malzeme yüklü bir kamyonun arşiv fotoğrafı (AFP)
6 Kasım 2019’da Natanz tesisinden ayrılan nükleer malzeme yüklü bir kamyonun arşiv fotoğrafı (AFP)
TT

İran, dünyayı nükleer bomba imasıyla tehdit etti

6 Kasım 2019’da Natanz tesisinden ayrılan nükleer malzeme yüklü bir kamyonun arşiv fotoğrafı (AFP)
6 Kasım 2019’da Natanz tesisinden ayrılan nükleer malzeme yüklü bir kamyonun arşiv fotoğrafı (AFP)

İranlı General Muhammed İsmail Kusari, 1 Eylül’de yaptığı açıklamada karşı tarafların nükleer anlaşmayı ertelemesi halinde uranyum zenginleştirme seviyesini yüzde 60 saflıktan (nükleer bomba yapmak için gereken yüzde olan) yüzde 93’e çıkarmakla tehdit etti. Öte yandan Beyaz Saray, Avrupa Birliği (AB) ve İran’dan anlaşmanın sonuçlandırılması için nihai metnin oluşturulması hususunda bir yanıt bekliyor.
Şarku’l Avsat’ın İranlı Öğrenciler Haber Ajansı’ndan aktardığı (ISNA) habere göre General Kusari, “Uranyum zenginleştirmeyi yüzde 60’tan nükleer bomba anlamına gelen yüzde 93’e yükseltebiliriz” dedi. “Bu meselenin peşinden gitmesek de karşı taraf ertelerse bunu yapabilecek güce sahibiz” diyen yetkili, “Artık bize ihtiyaçları var” şeklinde konuştu.
Devrim Muhafızları generallerinden olan Kusari, “Hükümet, ekonomiyi müzakerelere ipotek etmedi. Nükleer mesele, bir önceki hükümet döneminde sonuçlara ulaştı. Ancak ABD’liler, taahhütlerini yerine getirmediler ve müzakereleri engellediler” ifadelerini kullandı. General Kusari, devam eden müzakerelerin öncekilerden farklı olduğuna dikkati çekerek, “Bu sefer belirleyen onlar değil, bizleriz. Çünkü geçen sefer oyunu bozdular” şeklinde konuştu.
Kusari, İran’ın uranyumu yüzde 60 oranında zenginleştirmeye başladığı geçen yıl Nisan ayı başlarında büyük güçleri ve İran’ı yeniden müzakere masasına getirdi.
İran, Viyana’daki ilk tur müzakerelerinin sona ermesinin ardından altıncı nesil IR6 makinelerini çalıştırarak, ‘Natanz’ tesisindeki uranyum zenginleştirme oranını yüzde 20’den yüzde 60’a çıkardığını açıklamıştı. İran, Joe Biden’in Ocak 2021’de Beyaz Saray’a girdiği dönem yüzde 20 zenginleştirme yapıyordu. İran’ın nükleer anlaşmada öngörülen yüzde 3,67 saflık tavanını ihlal ederek, Donald Trump yönetiminde başlattığı yüzde 4,5’ten çok daha yüksek.
Tahran ve Washington arasında 16 ay süren dolaylı görüşmelerden sonra, AB’nin dış politika sorumlusu Josep Borrell, 8 Ağustos’ta yaptığı açıklamada, AB’nin anlaşmayı yeniden canlandırmadaki çıkmazın üstesinden gelmek için son bir teklifte bulunduğunu söyledi. Aktarılana göre Tahran, metinde bir değişiklik talep ederken Washington ise İran’ın yorumlarına geçen hafta yanıt verdi.
Nükleer kararı Dini Lider Ali Hamaney’in doğrudan gözetimi altına veren İran Ulusal Güvenlik Konseyi’ne göndermeden önce İran’ın uzmanlar düzeyinde ABD’nin yanıtını incelemeyi bugün bitirmesi bekleniyor.
Aynı şekilde İran Dışişleri Bakanlığı’ndan 1 Eylül’de yapılan açıklamaya göre İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan, Birleşik Arap Emirlikleri’nden (BAE) mevkidaşı Şeyh Abdullah bin Zayed’e ülkesinin ‘müzakere taraflarına yanıt konusunda hızla hazırlandığını’ bildirdi. Abdullahiyan, geçen çarşamba günü Moskova’da yaptığı açıklamada “Kalıcı bir anlaşmaya varmak için diğer taraftan daha güçlü garantilere ihtiyacımız var” dedi.
Bu tavra yanıt olarak Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Sözcüsü John Kirby, gazetecilere yaptığı açıklamada “Hangi güvenlik önlemlerinden bahsettiğini bilmiyorum. Daha önce de söylediğim gibi, ihtiyatlı bir şekilde iyimser olsak da hala boşluklar olduğunun da farkındayız. İyi niyet göstererek ve alenen olmadan uygun kanallar aracılığıyla müzakere ederek bu boşlukları kapatmaya çalışıyoruz” ifadelerini kullandı.
Tahran, eski ABD Başkanı Donald Trump’ın 2018’de yaptığı gibi gelecekteki hiçbir ABD başkanının anlaşmadan çekilmeyeceğine dair garanti talep ediyor. 2015 İran nükleer anlaşmasını canlandırmak için önerilen bir anlaşmanın tam olarak uygulanmasına başlamadan önce Tahran, belirtmediği üç bölgede bulunan uranyum izlerine ilişkin UAEA soruşturmalarını sona erdirmek üzere Washington’a taahhütte bulunması için baskı yapıyor. Ancak Washington ve ortakları bu tavrı reddederken, soruşturmaların ancak İran’ın Viyana merkezli ajansa tatmin edici cevaplar vermesiyle tamamlanabileceğini söyledi.

Hayal kırıklığı
John Kirby, ABD’li yetkililerin iki tarafın aylardır olduğundan daha yakın olduğuna inandığını söylerken, “Bu, çoğunlukla İran’ın anlaşmayla hiç ilgisi olmayan bazı taleplerinden vazgeçme isteğinden kaynaklanıyor” şeklinde konuştu.
Öte yandan Dış Politika ve Ulusal Güvenlik Komitesi üyesi Milletvekili Ali Alizadeh, reformist çizgideki İran İşçiler Haber Ajansı’na (ILNA) yaptığı açıklamada, “ABD’nin son tepkisinden sonra bir anlaşma umutları azalıyor. Ancak İran, Avrupa taslağına iki veya üç şartla yanıt verdi” dedi. “ABD’nin şartları kabul ettirip bir anlaşmaya varacağı yönünde beklentiler vardı” diyen Alizadeh, “Hatta bazıları, Abdullahiyan’ın anlaşmayı imzalamak için bavullarını seyahate hazırladığını bile düşündü” ifadelerini kullandı.
Alizadeh, eski açıklamalarını tekrarlayarak, “Ülke içindeki bir grup, Avrupa ve ABD arasındaki koordinasyon olasılığı ve İran’ın Avrupa taslağını kabul etmesi göz önüne alındığında, birkaç gün içinde anlaşmanın mümkün olacağına inanıyordu. Ancak ABD’nin tepkisinden sonra umutlar büyük ölçüde yok oldu” dedi.
Kusari’nin zenginleştirmeyi yüzde 93’e yükseltme tehdidi öncesinde İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi, ülkesinin nükleer bomba için çabalamadığını söyledi. Reisi, göreve başlamasından bu yana düzenlediği ikinci basın toplantısında “Nükleer adımlar ve nükleer teknolojiye sahip olmak, bizim hakkımızdır. Nükleer silahların savunma doktrinimizde yeri olmadığını defalarca vurguladık. Dini Lider, nükleer silahların yasak olduğunu ilan etti. Bunun bizim savunma doktrinimizde yeri yok” ifadelerini kullandı.
İki gün önce BM’ye bağlı Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA), üye devletlere İran’ın kısa süre önce yeraltı zenginleştirme tesisine kurduğu üç gelişmiş IR6 santrifüj setinden ikincisini kullanarak uranyum zenginleştirmeye başladığını belirten gizli bir rapor gönderdi. Ajans, grubun uranyumu yüzde 5’e kadar zenginleştirebileceğini ve üçüncü grubun da henüz nükleer maddelerle beslenmediğini dile getirdi.
Geçen ay başlarında İran Atom Enerjisi Kurumu (İAEK) Başkanı Muhammed İslami, İran’ın ‘atom bombası üretebilecek teknik yeteneğe sahip olduğunu, ancak bunu yapma niyetinde olmadığını’ dile getirdi. 3 Ağustos’ta Milletvekili Muhammed Rıza Sabbaghian Bafki, yaptığı basın açıklamasında parlamenterlerin Dini Lider Ali Hamaney’e ‘nükleer silahları yasaklayan fetvayı’ geri çekmesi için bir talepte bulunabileceklerini söyledi.
İslami, İran’ın rejim lideri “Rehber” Ali Hamaney’in ofisindeki Dış İlişkiler Stratejik Komitesi Başkanı Kemal Harazi’nin 17 Temmuz’da Tahran’ın ‘nükleer programının gidişatını değiştirmeye karar verirse nükleer bomba yapma konusunda’ teknik yeteneğe sahip olduğu hakkında söylediklerine de dikkati çekti. Stratejik teorisyen ve eski yargı başkan yardımcısı Muhammed Cevad Laricani ise “İran nükleer bomba yapmak istiyorsa kimse durduramaz” dedi.
Aynı şekilde Devrim Muhafızları’nın propaganda ve medya departmanına bağlı kanallar, Natanz tesisinin İsrail bombardımanına maruz kalması halinde, dağların altında bulunan ‘Fordo’ tesisinde İran’ın nükleer silah geliştirme adımlarına başlamaya ‘hazır olduğunu’ gösteren bir video yayınladı.
İslami ve Hazari’nin tehditleri, İran’ın kitle imha silahları elde etmekle ilgilenebileceğine dair nadir işaretlerden biri olarak yorumlandı. Bu belirtiler, AB dış politika şefi Josep Borrell’in nükleer müzakereleri tamamlamak için nihai bir formül sunmadan önce, İran- ABD heyetleri arasında Viyana’daki son müzakere turu öncesinde gelişti.

Geçici Anlaşma
‘Axios’ haber ajansının geçen çarşamba günü bilgi sahibi kaynaklardan aktardığına göre ABD, AB arabulucularıyla İran’a ‘UAEA’nın soruşturmasını nükleer anlaşmanın yeniden uygulanmasına bağlama durumunun, ABD yaptırımlarının kaldırılmasıyla mümkün olacağı’ bilgisi verdi. ABD’li bir yetkili de “Anlaşma, adım adım yapılacak, uygulanacak ve İranlılar, her noktaya bir anda ulaşamayacak” dedi.
Ayrıca ilgili tarafların ‘atmayı taahhüt ettikleri adımların uygulanmasını tamamlamadan bir sonraki aşamaya geçmeyecekleri’ de belirtildi.



Yıkıntılar arasında Hartum... Hayata çekingen bir dönüş

Hartum'daki bir çarşıda yanmış dükkanlarının önünde oturan dükkan sahipleri (Şarku’l Avsat)
Hartum'daki bir çarşıda yanmış dükkanlarının önünde oturan dükkan sahipleri (Şarku’l Avsat)
TT

Yıkıntılar arasında Hartum... Hayata çekingen bir dönüş

Hartum'daki bir çarşıda yanmış dükkanlarının önünde oturan dükkan sahipleri (Şarku’l Avsat)
Hartum'daki bir çarşıda yanmış dükkanlarının önünde oturan dükkan sahipleri (Şarku’l Avsat)

Ordu ile Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) arasında iki yılı aşkın süredir devam eden şiddetli savaşın ardından, Sudan'ın başkenti Hartum'da ticari faaliyetler ve günlük yaşam yavaş yavaş normale dönmeye başladı. Modernliğin ve güzelliğin sembolü olan şehir, bugün yıkımın enkazı üzerinde duruyor ve yeniden ayağa kalkmaya çalışıyor. Binlerce yıkık bina, başkentte Mehdi Devrimi’nden bu yana ilk kez yaşanan savaşın şiddetini gözler önüne seriyor.

uı8o9
Sudan Merkez Bankası binası ve yakınındaki bir otelde meydana gelen hasarın izleri (Şarku’l Avsat)

Savaşın izleri binalarda ve sokaklarda halen açıkça görülüyor. Başkentin birçok simgesel yapısı tamamen veya kısmen yakıldı ya da yıkıldı, binaların duvarlarında kurşun delikleri var. Bankalar ve devlet daireleri kapısız ve penceresiz hale geldi; içlerinden yangın ve is kokusu yayılıyor.

Toplu taşımaya temkinli dönüş

Hartum'un merkezindeki ana ulaşım istasyonu olan ve Jackson durağı olarak bilinen istasyonda, toplu taşıma araçları eyaletin şehirlerinden ve ilçelerinden vatandaşları taşımaya yeniden başladı, ancak Hartum'un en ünlü pazarlarından biri olan Arap Pazarı’na ulaşmak için halen yürüyerek veya özel araçlarla gitmek gerekiyor.

Yetmişli yaşlarında bir adam yorgun adımlarla pazara doğru yürüyordu. Yürümekten yorgun düşen adam, başındaki takkesini kaldırarak terini sildi. Şarku’l Avsat’a eski dükkanını kontrol etmek ve 200 bin Sudan cüneyhi (73 dolar) değerinde mal ve eşya satın almak istediğini söyledi. Şehrin en büyük ve en ünlü ticaret merkezi olan Vaha Hartum’u çevreleyen yıkıma işaret eden yaşlı adam, gözlerinden umut ışığı saçarak, “Bu yıkım yeniden inşa edilecek, önemli olan dersimizi almamız” dedi ve sonra sessizliğe büründü.

Altınlar nereye gitti?

Yanan Vaha Hartum'un yakınında arabalar hareket ediyor ve insanlar dolaşıyor, ancak dükkanlar henüz açılmadı. Bazıları sadece mallarını kontrol etmekle yetiniyor, diğerleri ise el-Fercabi Eczanesi yazan tabelanın altında arabalarının bakımını yapmaya devam ediyor.

frgthyuı
Savaşın izlerini taşıyan yıkık bir ticaret merkezi (Şarku'l Avsat)

Bir zamanlar Sudan'ın en büyük altın ticaret merkezlerinden biri olan Altın Binası, yangına rağmen halen ayakta duruyor. Öte yandan, Hartum Valisi ile şirket sahipleri arasında bölgedeki altın ticaretini canlandırmanın yollarını görüşmek üzere bir toplantı yapılacağı konuşuluyor.

Hartum Ulu Camii

1901 yılında Hidiv Abbas Hilmi Paşa tarafından açılan ve tarihi bir mimari eser olan Hartum Ulu Camii, savaştan nasibini aldı ve çevresi ile birlikte büyük hasara uğradı. Bakım çalışmaları tamamlanmak üzere olan caminin birkaç gün içinde ibadete açılması planlanıyor. Savaştan önce Hartum Ulu Camii, ibadet etmek ve ders halkalarına katılmak için Hartum'un dört bir yanından gelenlerden yoğun ilgi görüyordu.

yjuı
Başkentin merkezindeki bir ticaret merkezinde meydana gelen yıkımdan (Şarku'l Avsat)

Saray Caddesi

Hartum'un merkezindeki ana caddelerden biri olan Saray Caddesi, adını, güney kapısında bulunan Cumhurbaşkanlığı Sarayı’ndan almıştır. Çatışmalar sırasında büyük bir savaş alanı olan cadde, son dönemde yeniden hareketlendi; özellikle Cumhuriyet Caddesi ile kesiştiği noktada özel araçların gelip gittiği görülüyor.

gthyujı
Cumhuriyet Caddesi'nin çukur kısımlarındaki su birikintileri (Şarku'l Avsat)

Diğer caddelerin aksine Saray Caddesi her iki yanında küçük su birikintileri olmasına rağmen en temiz cadde olarak kabul ediliyor. Seyyid Abdurrahman Caddesi ile kesiştiği noktada ise el-Ehli Bankası binasında bakım çalışmaları başladı; bankanın faaliyetlerine yeniden başlaması için hazırlıklar yapılıyor.

Hürriyet Caddesi

Hürriyet Caddesi, Hartum'un batı kesiminde, elektrikli ev aletleri mağazalarının bulunduğu bölgede yer alıyor. Esnaflardan bazıları dükkanlarına geri döndü; yetkililerin bölgeyi güvenli hale getirecekleri ve yıl sonuna kadar devlet vergilerinden muaf tutacakları sözü vermeleri üzerine, caddede nispeten canlanma başladı.

Dükkân sahipleri kurban kesip, şeker ve meyve suyu dağıttılar. Özgürlük Caddesi'ni Sudan bayraklarıyla süslediler ve hoparlörlerden milli marşlar çalarak Hartum'un ticaret merkezinde hayatın normale döndüğünü ilan ettiler.

jukılo
Başkent Hartum’un batısındaki Hürriyet Caddesi'nde hareketlilik yaşandı. (Şarku'l Avsat)

40 yıldır elektrikli ev aletleri satıcısı olan Babekir Hasan, “Bu dönüş, Hartum'da hayatın normale döndüğü anlamına geliyor. Tüm esnafı geri dönmeye çağırıyorum, çünkü durum şu anda istikrarlı” diyerek mutluluğunu dile getirdi. Bir diğer esnaf Salah Surkti ise, mallarını makul fiyatlarla satabilmek için vergilerin düşürülmesini talep etti ve savaş sırasında 200 milyon Sudan cüneyhi (73 bin dolar) kaybettiğini belirterek, “Tüccar kaybını üzülerek günlerini geçirmemeli, ayağa kalkıp yeniden başlamalı” dedi.

dvfgbh
Başkent Hartum'da işlerine geri dönen dükkanlar (Şarku'l Avsat)

Devlet ayağa kalkmaya çalışıyor

Başkent Hartum’daki yeni boyanmış binalar, istikrara dönüşün işaretlerini yansıtıyor. Öte yandan Hartum genelindeki birçok devlet kurumunda restorasyon çalışmaları başladı. Hartum Yasama Konseyi'ndeki (eyalet parlamentosu) hasara rağmen, bazı çalışanlar elektrik ve su olmadan çalışıyor. Yakındaki Elektrik İdaresi binası ise tamamen yanmış gibi görünüyor.

hyjuk
Başkent Hartum’da yaşanan savaş nedeniyle onlarca dükkân ve alışveriş merkezi yıkıma uğradı. (Şarku'l Avsat)

Bir çalışan, hizmetlerin yeniden sağlanmasının yakın olduğunu, ancak ‘en önemli konunun güvenliğin sağlanması’ olduğunu vurguladı.

Nil Nehri'nin iki kolunun birleştiği nokta, Hartum'un Omdurman'a açılan kapısı

El-Mukran bölgesi, adını Beyaz ve Mavi Nil nehirlerinin kesiştiği noktadan alıyor. Hartum ve Omdurman arasında yoğun trafik hareketliliğine sahne olan bu bölge, Omdurman'a giriş kapısı olmasının yanı sıra, Sudan Merkez Bankası Başkanlığı, Zain Telekomünikasyon Şirketi binaları, oteller, Sudan Müzesi ve diğer büyük kurumların da bulunduğu bir bölgedir. Ancak bu bölge de yıkım ve tahribattan nasibini aldı.

sdfghy
Başkent Hartum’daki bir çarşıda dükkanının yıkıntıları önünde duran bir esnaf (Şarku'l Avsat)

Büyük kayıplara ve geniş çaplı yıkıma rağmen Hartum yavaş ama emin adımlarla yeniden ayağa kalkmaya başladı. Dükkanların ve çarşıların yeniden açılması, camilerin ve devlet binalarının onarılması, savaşın yaralarını yaşayan bu şehrin, halkının desteği ve azmiyle yeniden ayağa kalkabileceğinin işaretleri.