Türk lirasıyla ihracat ağustosta yüzde 109 arttı

TL ile ihracat yapılan ülke sayısı 164, ihracat yapan firma sayısı 6 bin 439 oldu.

AA
AA
TT

Türk lirasıyla ihracat ağustosta yüzde 109 arttı

AA
AA

Türk lirasıyla ihracat ağustosta geçen yılın aynı ayına göre yüzde 109 artarak 10 milyar 382 milyon liraya yükseldi.
AA muhabirinin, Ticaret Bakanlığı verilerinden yaptığı derlemeye göre, ağustosta ihracat geçen yılın aynı ayına göre yüzde 13 artışla 21,3 milyar dolar olurken yılın 8 ayında 165,6 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirildi. Ağustosta dış ticaret hacmi ise geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 28 artışla 54 milyar dolara yükseldi. Ağustos ayı ithalatı ise 32,6 milyar dolar oldu.
Türkiye'nin dış ticaret hacmindeki artışa paralel olarak Türk lirasıyla dış ticaret de yükseliş eğilimini sürdürdü.
Türk lirasıyla ihracat ocakta 7 milyar 27 milyon lira, ithalat ise 12 milyar 135 milyon lira olurken dış ticaret hacmi 19 milyar 162 milyon lira olarak kayıtlara geçti. İhracat şubatta 8 milyar 573 milyon lira, ithalat 13 milyar 514 milyon lira, dış ticaret hacmi 22 milyar 87 milyon lira oldu. Martta ise söz konusu ihracat 9 milyar 275 milyon lira, ithalat 17 milyar 157 milyon lira, dış ticaret hacmi 26 milyar 432 milyon lira olarak hesaplandı.
Nisanda Türk lirasıyla ihracat 8 milyar 421 milyon liraya, ithalat 17 milyar 590 milyon liraya, dış ticaret hacmi de 26 milyar 11 milyon liraya ulaştı. Mayısta ihracat 7 milyar 442 milyon lira, ithalat, 19 milyar 92 milyon lira, ticaret hacmi ise 26 milyar 534 milyon lira oldu.
Türk lirasıyla ihracat haziranda 9 milyar 939 milyon lira, ithalat 22 milyar 288 milyon lira oldu. Dış ticaret hacmi de 32 milyar 226 milyon lira olarak hesaplandı. Söz konusu ihracat tutarı, temmuzda 7 milyar 953 milyon lira, ithalat 18 milyar 582 milyon lira, dış ticaret hacmi ise 26 milyar 535 milyon lira olarak kayıtlara geçti.

Türk lirasıyla dış ticaret hacmi ağustosta 34 milyar 177 milyon lira oldu
Türk lirasıyla ihracat ağustosta ise geçen yılın aynı ayına göre yüzde 109 artarak 10 milyar 382 milyon liraya yükseldi. Bu dönemde Türk lirasıyla ithalat 23 milyar 795 milyar lira olurken dış ticaret hacmi ise 34 milyar 177 milyon lira olarak belirlendi.
İhracat bu yılın ocak-ağustos döneminde ise geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 75 artarak 69 milyar 11 milyon lira oldu. Bu dönemde Türk lirasıyla ithalat 144 milyar 151 milyon lira, dış ticaret hacmi ise 213 milyar 162 milyon lira olarak kaydedildi.
Ağustosta Türk lirası ile ihracat yapılan ülke sayısı 164, ihracat yapan firma sayısı ise 6 bin 439 olarak gerçekleşti. Temmuzda ülke sayısı 159, ihracat yapan firma sayısı da 5 bin 529 idi.



Trump kabul etmez ama Çin'le ticaret savaşında gözünü ilk kırpan o oldu

Fotoğraf: AFP
Fotoğraf: AFP
TT

Trump kabul etmez ama Çin'le ticaret savaşında gözünü ilk kırpan o oldu

Fotoğraf: AFP
Fotoğraf: AFP

ABD Masters Turnuvası'nda golf izleme, bu oyunu bizzat oynama, masaları gezme ve Mar-a-Lago'da yemek yiyenleri selamlama arasında Donald Trump'ın Bertrand Russell'ı incelemek için çok az zaman bulduğunu tahmin etmek makul olur.

Bu üzücü çünkü Britanyalı filozofun 1922'de yayımlanan Çin Sorunu kitabını özümsemek, sadece bu pasajla bile ona ve Amerika'ya fayda sağlayabilir:

Çin ulusu dünyadaki en sabırlı ulus, yüzyılları diğer ulusların on yılları gördüğü gibi görüyor. Temelde yok edilemez ve beklemeye gücü yeter.

Mandarin dilinde Donald Trump'ın bile dikkatini çekebilecek bir başka kısa ifade de var: Birebir çevrildiğinde "Acı yemek" anlamına gelen "chi ku", şikayet etmeden acı çekmek manasında kullanılıyor.

Russell'ın gözlemlediği gibi, Çin'in kültürünü ve yaklaşımını böyle özdeyişler tanımlar. Bugün Pekin'in, ABD'nin dünyanın en kalabalık ülkesiyle ekonomik rekabetini çarpıcı bir şekilde tırmandırmasına karşı kullandığı stratejinin ardında onlar yatıyor.

ABD Başkanı halihazırda göz kırptı ya da göz kırpıyormuş gibi göründü. Cuma günü Çin, ABD'den ithal edilen mallara uygulanan vergiyi yüzde 84'ten yüzde 125'e çıkararak Trump'ın tarifelerine karşılık verdi. Hafta sonu ABD'nin akıllı telefonları, bilgisayarları ve diğer tüketici elektroniği ürünlerini kendi vergi artışlarından muaf tuttuğu açıklandı. Bu bir geri adım gibi görünüyordu.

ABD Ticaret Bakanı Howard Lutnick ise "Hayır" dedi. Bu ürünler belirli ülkelere uygulananların haricindeki vergilerle yakında karşılaşacaktı. Daha sonra Trump, bir sosyal medya paylaşımında bu ürünlere muafiyet tanınmadığını iddia ederek kararlı bir tavır sergiledi. Büyük harfler ortaya çıktı:

Tarifelere yönelik yürüteceğimiz ulusal güvenlik soruşturmalarında Yarı İletkenlere ve TÜM ELEKTRONİK TEDARİK ZİNCİRİNE bakıyoruz.

Yine de mevcut muafiyet, bir geri adım gibi görünüyordu.

Başkan Şi her zamanki gibi hiçbir şey söylemedi. Gelecek günlerde ve haftalarda daha fazlasını bekleyebiliriz: Bir tarafta kas gösterme ve bağırma, karşı cephede sakin metanet.

Bu, Çin'in sarsılmayacağı anlamına gelmiyor. Trump ve çevresinin hesaplarına göre Çin'in ABD'ye ihtiyacı var. Trump'ın sürekli atıfta bulunduğu bu devasa ticaret dengesizliği olmadan, Çin'in ihracatı için buna denk bir pazar yok. Şi ve çalışma arkadaşlarının, ülkelerinin hızla artan refahı, nüfusunu beslemesi ve aynı zamanda şişen orta sınıfın servetindeki artışı körüklemesi için ABD'ye bel bağladığını düşünüyorlar.

Ticaret söz konusu olduğunda, ABD-Çin mücadelesi yeni bir mesele değil. Hatta Trump ilk döneminde ikisi arasındaki eşitsizliğin üstesinden gelmeye çalıştı. Çin, dış ticareti teşvik etmeyi sürdürürken iç tüketimi ve kendi kendine yetmeyi artırma anlamına gelen "ikili dolaşım" veya "yeni kalkınma modeliyle" yanıt verdi.

Trump ikinci kez şansını deniyor. Ancak daha az odaklanmış bir şekilde, üç hedefi tek bir saldırıya dönüştürüyor: Federal geliri artırmak, Kanada ve Meksika gibi ülkeleri uyuşturucu tedariki gibi finansal olmayan nedenlerle cezalandırmak ve daha eşit bir ticaret dengesi sağlamak. Bu, üç danışman grubunu içeriyordu ve bir karmaşa reçetesi oluşturdu.

Aynı zamanda ekonomiyi siyasetle harmanlamaya çalıştı ve tarifeler söz konusu olduğunda ikisi birbiriyle kaynaşmıyor. Ekonomistlere her zaman tarifelerin kötü bir fikir olduğu, dayatılmaması ve bunlara cevap verilmemesi gerektiği öğretilir. Ancak Trump, Amerika'nın siyasi onayını aldığına ve çoğu Amerikalının kendisini destekleyeceğine inanıyor.

Trump bu hamlenin yaklaştığının sinyalini defalarca verdi. Çinliler hazırlık yapabilmiştir. Trump ilk salvoyu yaptığına göre, Amerika'nın üç hedefi vurmak için bir füze ateşlemeye çalışmasını izleyebilirler.

Trump, Çin'in ticaret fazlasına odaklanırken, ABD yönetiminin kendilerine önemli miktarda borçlu olmasından kaynaklanan kilit bir karta sahip olduklarının bilincindeki Çin, öncesinde Trump'ı ikinci bir devlet ziyaretine davet ederek muhtemelen eldeki tek kartını oynayan Birleşik Krallık'ın aksine, metanetini koruyup güvende kalabilir.

Çin, Amerikan dolarlarını doğrudan elden çıkarmasa da sertliğini başka yollarla ifade edebilir: ABD yatırımlarını yavaşlatarak, daha az yatırım yaparak ve sermayeyi başka yerlere yönlendirerek. Çin'in elindeki bir diğer güvence de üretimdeki küresel hakimiyetinin Amerika'nın finansal hizmetler ve yapay zekadaki hegemonyasıyla eşleşmesi. Dağınık ABD yaklaşımının artırdığı bölünmeden de faydalanabilirler. Avrupa, Pekin'e yaklaşmaya hazırlanma işaretlerini halihazırda gösteriyor.

Her iki süpergücün de canı yanacaktır, bunu yapmayacak kadar birbirlerine bağımlılar. Ancak ABD'nin yüksekten atmasını da bir zafer olasılığı gibi yorumlamak da bir hata olabilir. Bir uzlaşma sağlamak zorundalar. Bunun her iki lidere de itibar kaybettirmeden başarılması kritik önemde.

Trump ne söylerse söylesin ve Şi de ne söylemezse söylemesin, rekabetlerinin nereye varacağı neredeyse kesin.

Independent Türkçe