Gorbaçov için Moskova’da cenaze töreni düzenlendi

Rus Onur Muhafızları üyeleri, Moskova'daki Sendikalar Konseyi'nde Sovyetler Birliği'nin son lideri Mihail Gorbaçov'un cesedini taşıyan bir tabutun yanında duruyor (EPA)
Rus Onur Muhafızları üyeleri, Moskova'daki Sendikalar Konseyi'nde Sovyetler Birliği'nin son lideri Mihail Gorbaçov'un cesedini taşıyan bir tabutun yanında duruyor (EPA)
TT

Gorbaçov için Moskova’da cenaze töreni düzenlendi

Rus Onur Muhafızları üyeleri, Moskova'daki Sendikalar Konseyi'nde Sovyetler Birliği'nin son lideri Mihail Gorbaçov'un cesedini taşıyan bir tabutun yanında duruyor (EPA)
Rus Onur Muhafızları üyeleri, Moskova'daki Sendikalar Konseyi'nde Sovyetler Birliği'nin son lideri Mihail Gorbaçov'un cesedini taşıyan bir tabutun yanında duruyor (EPA)

Hayatını kaybeden Sovyetler Birliği'nin son lideri Mihail Gorbaçov için bugün Moskova’da cenaze töreni düzenlendi. Törene Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin katılmadı.
Rusya ile doğalgaz konusunda Avrupa'da tek taraflı bir politika izleyen milliyetçi Macaristan Başbakanı Viktor Orban, Uluslararası İletişimden Sorumlu Devlet Bakanı'nın açıkladığı üzere bu sabah Gorbaçov'un cenazesine katılmak üzere Moskova'ya gitti.

AFP’nin haberine göre, Rus devi Gazprom'un Avrupa için hayati önem taşıyan Kuzey Akım doğalgaz boru hattını kapalı tutacağını açıklamasından bir gün sonra, Dışişleri Bakanı Twitter'dan yaptığı bir paylaşımda heyet eşliğinde Orban'ın ‘merhum Mihail Gorbaçov'u selamlamak istediğini’ yazdı.
Geçtiğimiz Salı günü, Gorbaçov tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybetti.
1985 yılında iktidara gelen Gorbaçov, Batı ülkelerinde büyük saygı görürken, Rusların bir kısmı, 1991'de demokratik ve ekonomik reformlarla kurtarmaya çalıştığı Sovyetler Birliği'nin çöküşünde etkisi olduğunu düşündüğü için onu suçluyor. Putin’in ‘20. yüzyılın en büyük jeopolitik felaketi’ olarak adlandırdığı Sovyetler Birliği'nin çöküşü, Soğuk Savaş'ı sona erdirdi. İfade özgürlüğü için yaptığı büyük reformlara rağmen, birçok Rus Gorbaçov’u büyük bir gücün çöküşünden ve ardından gelen ekonomik ve sosyal krizden sorumlu tuttu.

Kremlin'den yapılan açıklamaya göre Gorbaçov'un cenaze töreninde ‘resmi cenaze unsurları’, özellikle de ‘şeref kıtasının’ katılımı olmasına rağmen, bir günlük ulusal yas ilan edilmedi.
Cenaze töreni, 1953'te Joseph Stalin gibi birçok komünist liderin gömüldüğü Moskova’da sembolik bir yer olan Sendikalar Konseyi'nde bir veda töreniyle başladı.

Tören, halka açık olarak sabah yedide başladı. Gorbaçov Vakfı, eski Sovyet liderinin, 1999'da vefat eden eşi Raisa Gorbaçov ile birlikte Novodeviçi Mezarlığı'na defnedilecek.
Kremlin, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Salı akşamı 91 yaşında hayatını kaybeden Sovyetler Birliği'nin son lideri Mihail Gorbaçov'un cenazesine katılmayacağını duyurdu.

Rus Güvenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Dmitry Medvedev, Gorbaçov'un cesedini taşıyan bir tabutun önünde (Sputnik)
Kremlin sözcüsü Dmitriy Peskov basına verdiği demeçte, "Cenaze töreninin 3 Eylül'de yapılacağını biliyoruz, ancak Devlet Başkanı'nın programı onun törene katılmasına izin vermeyecek" dedi.

AFP'nin haberine göre, Putin'in daha önce Gorbaçov'un Moskova'da öldüğü hastaneye gittiği ve tabutunun üstüne çiçek koyduğu ifade edildi.



Cannes'ın galibi İranlı yönetmen, Oscar yarışına dahil olabilecek mi?

İran Yeni Dalgası'nın en etkili isimlerinden 64 yaşındaki Cafer Penahi, daha önce Altın Aslan ve Gümüş Ayı ödüllerini de kazanmıştı (Reuters)
İran Yeni Dalgası'nın en etkili isimlerinden 64 yaşındaki Cafer Penahi, daha önce Altın Aslan ve Gümüş Ayı ödüllerini de kazanmıştı (Reuters)
TT

Cannes'ın galibi İranlı yönetmen, Oscar yarışına dahil olabilecek mi?

İran Yeni Dalgası'nın en etkili isimlerinden 64 yaşındaki Cafer Penahi, daha önce Altın Aslan ve Gümüş Ayı ödüllerini de kazanmıştı (Reuters)
İran Yeni Dalgası'nın en etkili isimlerinden 64 yaşındaki Cafer Penahi, daha önce Altın Aslan ve Gümüş Ayı ödüllerini de kazanmıştı (Reuters)

İranlı muhalif yönetmen Cafer Penahi, Cannes Film Festivali'nin en büyük ödülü Altın Palmiye'nin bu yılki kazananı oldu.

Penahi, İran hükümeti tarafından hapse atıldığı dönemde yaşadıklarından ilham alan Yek Tasadef Sadeh (Sadece Bir Kazaydı) adlı filmiyle bu ödüle layık görüldü. Film, 2023'te cezaevinden tahliye edilmesinin ardından çektiği ilk yapım olma özelliğini taşıyor. Yönetmen, yasaklara rağmen yıllardır film çekmeye devam ediyordu.

En kişisel filmi 

Penahi'nin şimdiye kadarki en kişisel filmi diye nitelendirilen İran-Fransa-Lüksemburg ortak yapımı Sadece Bir Kazaydı, cezaevinde işkenceye maruz kalan 5 karakterin, kendilerine bu işkenceyi yapan kişiyi teşhis ettiğine inanmasıyla gelişen olayları konu alıyor.

Geçen hafta yaptığı açıklamada Penahi, "İlk kez hapse girdiğimde hücremde tek başımaydım. Beni gözleri bağlı şekilde, önümde bir duvarın olduğu ve arkamdan bir sesin geldiği o yere götürürlerdi. Saatlerce süren sorgularda, o adamın sesini dinleyerek onun kim olduğunu hayal ederdim. Bir gün bu sesi bir filmde ya da yazıda yeniden var edeceğimi biliyordum" dedi.

Altın Palmiye'yi aldıktan sonra ailesine ve çalışma arkadaşlarına teşekkür eden Penahi, "Şu an tüm İranlılara, farklı görüşte olan herkese bir şey söylemek istiyorum. Bütün sorunlarımızı ve fikir ayrılıklarımızı bir kenara bırakalım. En önemli şey ülkemiz ve onun özgürlüğüdür" ifadelerini kullandı.

Oscar yarışına katılabilir mi?

Bu zafer, Amerikan yapım ve dağıtım şirketi Neon için de art arda 6. Cannes zaferi anlamına geliyor. Stüdyo, daha önce Anora, Bir Düşüşün Anatomisi (Anatomy of a Fall), Hüzün Üçgeni (Triangle of Sadness), Titane ve Oscar'da büyük başarı yakalayan Parazit (Gisaengchung) filmleriyle Altın Palmiye'yi kazanmıştı.

Penahi'nin Cannes'daki bu büyük zaferi sonrası, birçok sinema çevresinde "Bu film Oscar yarışına katılabilir mi?" sorusu gündeme geldi. Son yıllardaki Cannes birincilerinin Oscar'da da ses getirmesi bu beklentiyi güçlendiriyor. Ancak İran yönetiminin, Penahi'nin ödüllü dramasını En İyi Uluslararası Film kategorisinde aday göstermek üzere Oscar'a göndermesi pek olası görünmüyor.

Penahi'nin ülkesindeki antidemokratik baskılara karşı açık tavrı ve filmde İran ceza sistemiyle ilgili sert eleştiriler, resmi kurumların böyle bir adım atmasını neredeyse imkansız kılıyor.

"İnsanlık adına güçlü bir söz"

Deadline eleştirmeni Pete Hammond tarafından "insanlık adına güçlü bir söz" diye tanımlanan film, haksız yere hapse atılmış işçi sınıfı karakterlerin kendilerine işkence eden gardiyana karşı intikam arayışını anlatıyor.

İran, geçmişte Bir Ayrılık (Jodaeiye Nader az Simin) ve Satıcı (Forooshande) filmleriyle yönetmen Asgar Ferhadi'ye iki Oscar kazandırmıştı. 

Muhalif yönetmenler İran'ın Oscar aday belirleme sürecinde hiçbir zaman değerlendirmeye alınmıyor. Geçen yıl Cannes'da Jüri Özel Ödülü'nü kazanan Kutsal İncirin Tohumu'nun (Dane-ye anjir-e ma'abed) yönetmeni Muhammed Resulof, Oscar yarışına Almanya adına katılmıştı. 

Fransa ihtimali

Penahi'nin filminin Fransa tarafından aday gösterilmesiyse pek mümkün görünmüyor. Çünkü Fransa'da bu kategori için yarışan çok sayıda güçlü yapım var ve bu hakkın Fransızca olmayan bir filme ayrılması zor. Yapımcılar arasında Lüksemburg merkezli Bidibul Productions'ın da olması ise farklı bir seçenek yaratabilir.

Ayrıca Akademi'nin, Uluslararası Olimpiyat Komitesi'nin mülteci sporcular için oluşturduğu özel takım benzeri, sürgündeki sinemacılara özel bir En İyi Uluslararası Film kategorisi oluşturması gerektiği de tartışılıyor.

Her ne kadar Penahi, Paris'te yaşayan kızının yanında yaşamayı düşünmediğini, ülkesini terk etmek istemediğini daha önce açıklamış olsa da Sadece Bir Kazaydı'nın ödül sezonunda önemli yapımlardan biri olacağı şimdiden konuşuluyor.

Independent Türkçe, Deadline, Guardian