İsrail, nükleer anlaşmayı engellemek için yoğun bir kampanya yürütüyor

Mossad Başkanı Barnea, nükleer anlaşmanın tehlikelerini anlatmak üzere Washington'a gidiyor

Lapid, geçtiğimiz perşembe günü Barnea ile yaptığı görüşmeden bir kareyi Twitter hesabından paylaştı
Lapid, geçtiğimiz perşembe günü Barnea ile yaptığı görüşmeden bir kareyi Twitter hesabından paylaştı
TT

İsrail, nükleer anlaşmayı engellemek için yoğun bir kampanya yürütüyor

Lapid, geçtiğimiz perşembe günü Barnea ile yaptığı görüşmeden bir kareyi Twitter hesabından paylaştı
Lapid, geçtiğimiz perşembe günü Barnea ile yaptığı görüşmeden bir kareyi Twitter hesabından paylaştı

İsrail Başbakanı Yair Lapid, ülkesinin, İran ile büyük güçler arasında tehlikeli bir nükleer anlaşmanın imzalanmasını engellemek üzere yoğun bir kampanya yürüttüğünü açıkladı.
Lapid, dün kabine toplantısının başında, Dış İstihbarat Servisi (Mossad) Başkanı David Barnea’nın, İran'la yapılacak nükleer anlaşmadaki tehlikeler hakkında İsrail’in tutumunu Amerikan yönetimine açıklamayı amaçlayan bir dizi toplantı yapmak üzere pazartesi günü ABD’ye gideceğini söyledi.
Barnea, Eyal Holata ve Savunma Bakanı Benny Gantz’in ardından iki hafta içinde Washington'ı ziyaret eden üçüncü İsrailli yetkili olacak.
Bloomberg’in haberine göre, Lapid konuşmasında “Yeterince yüksek sesle bağırmadığımızı ya da yeterince açık konuşmadığımızı söyleyenlere, geçmişte neler olduğunu hatırlatıyorum. 2015'te İsrail'in yönetimle gereksiz bir çatışmada ısrar etmesi tam bir başarısızlıktı. Amerikalılar bizi dinlemeyi bıraktı. Onlarla olan ilişkimiz de zarar gördü. Sonra da gidip kötü bir anlaşma yaptılar. İsrail'in Amerika ile özel ilişkilerini bozmadan, ABD'ye güvenilir istihbarat bilgisi sağlamaya devam etme politikası doğru bir yaklaşım” ifadelerini kullandı.
Lapid, çarşamba günü ABD Başkanı Joe Biden ile İran’ın nükleer programıyla ilgili müzakerelere ilişkin bir telefon görüşmesi yaptı. Lapid’in ofisinden görüşmeye yönelik yapılan açıklamada, “İki lider, nükleer anlaşma müzakereleri ve İran'ın nükleer silah edinme yolunda ilerlemesini önleme konusundaki taahhütler hakkında uzun uzun konuştuları” belirtildi.
İsrail, nükleer anlaşma kapsamında İran'a yönelik ekonomik yaptırımların kaldırılmasının, Lübnan'daki Hizbullah, Gazze'deki Hamas ve Suriye veya Yemen'deki İran yanlısı silahlı unsurlar gibi bölgesel gruplara desteğini artıracağından endişe duyuyor.
Lapid, geçen ay, nükleer anlaşmanın yeni versiyonunun İran'a yıllık 100 milyar dolar vereceğini ve bu paranın İran destekli silahlı gruplar tarafından kullanılabileceğini belirtti.
İsrail nükleer anlaşmayı canlandırma çabalarına karşı olduğunu defalarca ilan etti ve İran'ın nükleer silah elde etmesini önlemek üzere askeri müdahale hakkını saklı tuttuğunu açıkladı. Öte yandan nükleer silah geliştirme arzusunu defalarca reddeden İran, herhangi bir İsrail saldırısına karşı ezici bir yanıt vereceği konusunda uyarıda bulundu.
İsrail gazetesi Haaretz, dün yayınladığı haberde, İsrailli yetkililerin nükleer anlaşmayı engellemek için birçok taktik kullanmaya devam ettiğini söyledi. Haberde, İsrailli yetkililerin Tahran'ın Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'nın soruşturmalarını sona erdirme talebinin müzakerelerin çöküşüne yol açıp açmayacağından emin olmadıkları belirtildi.
Bir yetkili gazeteye verdiği demeçte, “Anlaşma sona eriyor gibi görünse de, çöküşünün ilanı hala çok uzakta. Bu anlaşmayla ilgilenen pek çok taraf var, önümüzdeki dönemde yeniden canlandırmak için çaba gösterecekler” dedi. Yetkililer, İran'ın bir müzakere taktiği olarak erteleme eylemlerine devam edeceğine ve soruşturmayı kapatma ısrarının anlaşmanın tamamen çökmesine yol açmasa da başka bir geciktirme manevrası olabileceğine inanıyorlar. İsrailliler, İran'ın yeni bir anlaşma imzalamaya veya tamamen geri çekilmeye karar vermeden önce mümkün olduğu kadar çok kazanç elde etmeyi beklediğine inanıyor.
Bir başka yetkili, müzakerelerin ABD Kongresi için Kasım ayında yapılacak ara seçimlere kadar ertelenebileceğini söyledi. İsrailli kaynaklar, anlaşmanın ara seçimlere ertelenmesinin İsrail'in yararına olduğunu belirterek, “Cumhuriyetçilerin Kongre'de büyük bir çoğunluğu kazanması, ABD Başkanı'nın anlaşmayı onaylarken Kongre üyelerinin çoğunluğunun desteğini alma görevinin zorluğuna katkıda bulunacaktır” diyorlar.
İsrailli siyasi kaynaklar, Cumhuriyetçi Parti temsilcilerinin İran'la nükleer anlaşmadan çekilme önerisi vermesini ve bu önerinin çoğunluğun desteğini kazanmasını bekliyor. Biden, öneriyi veto hakkını kullanabilir.  Ancak bu senaryoya göre, Cumhuriyetçilerin teklifini iptal etmesi ve nükleer anlaşmayı onaylaması için ciddi bir baskıyla karşı karşıya kalacak.

İsrail ve Boeing arasında uçak alımı anlaşması
Amerikan uçak üreticisi Boeing Cuma günü yaptığı açıklamada, İsrail ordusunun önümüzdeki birkaç yıl içinde, ABD'nin İsrail'e yaptığı yardımla finanse edilecek olan 927 milyon dolarlık bir sözleşmeyle 4 gelişmiş Boeing KC-46A havada yakıt ikmali yapabilen uçak alacağını söyledi.
Amerikan uçak üreticisi Boeing, cuma günü yaptığı açıklamada, İsrail ordusunun önümüzdeki birkaç yıl içinde, ABD'nin İsrail'e yaptığı yardımla finanse edilecek 927 milyon dolarlık bir anlaşma ile havada yakıt ikmali yapabilen gelişmiş 4 Boeing KC-46A uçağı alacağını açıkladı. Söz konusu uçaklar, ekipman taşımak ve havada yakıt ikmali yapmak üzere tasarlandı ve üretici tarafından dünyanın en gelişmişi olarak tanımlanıyor. İsrail medyası, ordunun bu uçakların kısa sürede, 2025-2026 İsrail Hava Kuvvetleri’ne teslim edilmesini istediğini ve İran'a bir saldırı olması durumunda bunları kullanmak isteyebileceğini belirtiyor.



Washington, SDG ile Suriye güvenlik güçleri arasındaki çatışmaları yatıştırmak için müdahale etti

Suriye Demokratik Güçleri'ne (SDG) bağlı silahlı milisler, geçtiğimiz hafta çarşamba günü Suriye'nin Kamışlı kentinde ‘İrademizle devrimimizi koruyacağız’ sloganıyla düzenlenen gösteriye katıldı. (Reuters)
Suriye Demokratik Güçleri'ne (SDG) bağlı silahlı milisler, geçtiğimiz hafta çarşamba günü Suriye'nin Kamışlı kentinde ‘İrademizle devrimimizi koruyacağız’ sloganıyla düzenlenen gösteriye katıldı. (Reuters)
TT

Washington, SDG ile Suriye güvenlik güçleri arasındaki çatışmaları yatıştırmak için müdahale etti

Suriye Demokratik Güçleri'ne (SDG) bağlı silahlı milisler, geçtiğimiz hafta çarşamba günü Suriye'nin Kamışlı kentinde ‘İrademizle devrimimizi koruyacağız’ sloganıyla düzenlenen gösteriye katıldı. (Reuters)
Suriye Demokratik Güçleri'ne (SDG) bağlı silahlı milisler, geçtiğimiz hafta çarşamba günü Suriye'nin Kamışlı kentinde ‘İrademizle devrimimizi koruyacağız’ sloganıyla düzenlenen gösteriye katıldı. (Reuters)

Washington’daki kaynaklar, Şarku’l Avsat’a yaptıkları açıklamada, ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack ile ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM) Komutanı Brad Cooper’ın, Halep’in kuzeyindeki Şeyh Maksud ve Eşrefiye mahallelerinde dün yeniden patlak veren Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ile Suriye ordusu arasındaki çatışmaları yatıştırmak amacıyla temaslar yürüttüğünü bildirdi. Kaynaklar, bu girişimlerin, DEAŞ’ın ve düşman bölgesel güçlerin faydalanabileceği bir gerilimin önlenmesini hedeflediğini belirtti.

Çatışmaların, SDG keskin nişancılarının Suriye hükümetinin kontrolündeki bölgelere ateş açmasının ardından başladığı aktarıldı. Bu durumun, iki taraf arasında imzalanmış ateşkes anlaşmasının ihlali anlamına geldiği kaydedildi. ABD destekli Kürt güçlerin, Suriye’nin kuzeydoğusundaki özerk yönetimi kaybetme endişesiyle Şam’daki geçiş hükümetine entegrasyon planlarına karşı çıktığı ifade edildi.

Bu çatışmaların üzerinde, yeni Suriye hükümetinin kontrolünü zayıflatmayı amaçlayan İran müdahalelerinin gölgesinin dolaştığı belirtildi. ABD istihbarat raporlarına göre İran, Suriye’ye ve bölgedeki milislerine yönelik silah akışını sürdürmek için çabalarını yoğunlaştırıyor ve Şam yönetiminin yasa dışı silah kaçakçılığı güzergâhlarını dağıtmaya yönelik aldığı önlemlere uyum sağlamaya çalışıyor.

cdfrgt
Diplomatlar, Lübnan Ordusu eşliğinde Lübnan'ın güneyinde gerçekleştirdikleri bir tur sırasında, Lübnan Ordusu tarafından güney Litani bölgesinde ele geçirilen bir Hizbullah tünelini inceledi. (Lübnan Ordusu)

Öte yandan çeşitli raporlar, SDG’nin Lübnan’daki Hizbullah ile ilişkilerini güçlendirdiğine işaret etti. Bu kapsamda SDG’nin, Hizbullah adına Ammar el-Musavi başkanlığındaki temsilcilerle Beyrut’ta gizli bir toplantı gerçekleştirdiği aktarıldı. Toplantının, SDG ile Ahmed eş-Şera hükümeti arasındaki anlaşmazlıklar ve iki taraf arasında yeniden başlayan askeri çatışmalar ışığında, Suriye’deki güvenlik sorunlarının değerlendirilmesi amacıyla yapıldığı kaydedildi.

Üç kaçakçılık koridoru

Savaş Araştırmaları Enstitüsü’nün (ISW) yayımladığı bir raporda, İran’ın kaçakçılık hatlarını yeniden canlandırdığı ve DEAŞ’a ülke içinde saldırılar düzenlemesi için destek verdiği belirtildi. Raporda, Suriye’nin geçiş sürecinde yaşadığı istikrarsızlık ortamında vekâlet çatışmalarının tırmanabileceği ve kaçakçılık ağlarının yayılabileceği uyarısında bulunuldu.

Raporlara göre, İran’ın Suriye’ye silah kaçakçılığı geleneksel ve yeni güzergâhların bir bileşimini içeriyor. Kara yolları ve kamyon taşımacılığı, Tahran’ın silah sevkiyatında başlıca yöntem olmaya devam ediyor. Bu kapsamda üç ana koridor öne çıkıyor: İlki Bağdat’tan er-Ramadi, Elbukemal, Deyrizor ve Tedmür üzerinden Şam’a uzanan hat; ikincisi Tahran’dan Basra ve Bağdat üzerinden et-Tanf’a, oradan da Şam’a giden güzergâh; daha az kullanılan üçüncü yol ise İran’dan Musul ve Haseke üzerinden Lazkiye’ye uzanıyor. Bu hatların, silahların daha sonra Lübnan’daki Hizbullah’a aktarılmasını kolaylaştırdığı ifade edildi. Raporda ayrıca İran’ın, SDG’nin kontrolünde bulunan Suriye’nin kuzeydoğusuna özel önem atfettiği vurgulandı.

dfrgt
Suriye'nin doğusundaki Elbukamal'da, ülke dışına kaçırılmak üzere hazırlanan SAM-7 füzeleri ele geçirildi. (SANA)

Raporlarda, sevkiyatların el yapımı patlayıcılar, havan mermileri, tanksavar mayınları, plastik patlayıcılar, uçaksavar füzeleri, hava savunma sistemleri, el bombası fırlatıcıları ve insansız hava araçlarını (İHA) kapsadığı belirtildi. Ayrıca Irak-Suriye sınırı yakınındaki Elbukemal bölgesinde, İran Devrim Muhafızları Ordusu (DMO) tarafından 2018’den bu yana inşa edildiği tahmin edilen ve silahların Suriye üzerinden Lübnan’daki Hizbullah’a aktarılmasında kullanılan bir yer altı tünel ağının bulunduğuna dair bilgiler sızdı.

Raporlar, yeni Suriye hükümetinin ülkenin tüm topraklarında denetimi sağlayacak açık ve yeterli kapasitelere sahip olmadığını, sınırları kontrol altına alabilmesi ve toprakları üzerinden yapılan kaçakçılığı engelleyebilmesi için uzun yıllara ihtiyaç duyacağını ortaya koydu.

Engelleme girişimleri

Suriye makamları, İran kaynaklı kaçakçılık girişimlerine karşı koymak için yoğun çaba harcıyor. CENTCOM, içinde bulunduğumuz aralık ayında Şam’daki yönetimi, Hizbullah’a gönderilmek üzere olan sevkiyatları engellemesi nedeniyle övdü.

Ortadoğu uzmanı Ata Muhammed Tebriz ise İran’ın faaliyetlerine ilişkin doğrulanmış raporlar bulunmadığını, ancak farklı medya kuruluşlarının Tahran’ın Suriye’de kendisine bağlı güçleri yeniden inşa etmeye yönelik çabalarına dair haberler yayımladığını söyledi. Tebriz, İran’ın Ahmed eş-Şera hükümetine karşı olan güçlerle iş birliği yapmaya ve bu çevrelerin sesini yükseltmeye çalıştığını savunarak, İran nüfuzunun Suriye’de yeniden kabul edilmesinin mümkün olmadığını vurguladı.

dfrg
DEAŞ saldırısında hayatını kaybeden Amerikan askerlerinin cenazelerinin ülkelerine geri gönderilmesi töreni (AP)

Washington Yakın Doğu Politikaları Enstitüsü’nde kıdemli araştırmacı olan Michael Knights, Beşşar Esed rejiminin çöküşünün teşvik edici bir gelişme olduğunu, ancak bunun İran’ın, Esed rejiminin eski destekçisi olarak, Suriye’yi Lübnan’daki Hizbullah’ı yeniden yapılandırmak için kullanmaktan kolayca vazgeçeceği anlamına gelmediğini söyledi.

Knights, Suriye’ye yönelik yaptırımların kaldırılmasıyla birlikte ülkeye araçlar, mali kaynaklar, insani yardımlar, yeniden imar malzemeleri ve tüketim mallarından oluşan bir akışın yaşanmasının beklendiğini, bunların büyük bölümünün komşu ülkelerden kamyon taşımacılığı yoluyla ulaştırılacağını belirtti. İran’ın bu akışı, Suriye, Irak ve Lübnan’daki uzantılarını silahla beslemek için kolaylıkla kullanabileceğine dikkat çekti.

Knights ayrıca İran’ın, geçmişte El Kaide ve Taliban örneklerinde olduğu gibi, Sünni cihatçı gruplarla taktik düzenlemeler yapma konusunda herhangi bir çekince göstermediği uyarısında bulundu. Bu yaklaşımın, Suriye sahasında DEAŞ ile de benimsenebileceğini ifade etti.


Sudani koalisyonu, Irak başbakanlığı sorununu çözmek için bir girişim öneriyor

"Koordinasyon Çerçevesi" güçlerinin toplantılarından birinden, (Irak Haber Ajansı)
"Koordinasyon Çerçevesi" güçlerinin toplantılarından birinden, (Irak Haber Ajansı)
TT

Sudani koalisyonu, Irak başbakanlığı sorununu çözmek için bir girişim öneriyor

"Koordinasyon Çerçevesi" güçlerinin toplantılarından birinden, (Irak Haber Ajansı)
"Koordinasyon Çerçevesi" güçlerinin toplantılarından birinden, (Irak Haber Ajansı)

Geçici Başbakan Muhammed Şiya es-Sudani liderliğindeki İmar ve Kalkınma Koalisyonu, başbakanlık sorununu çözmek için kapsamlı bir siyasi girişim sunmayı amaçlıyor.

Es-Sudani'nin liderliğindeki hareketin medya organı dün yaptığı açıklamada, İmar ve Kalkınma Koalisyonu'nun siyasi çıkmazı aşmayı hedefleyen kapsamlı bir siyasi girişim üzerinde çalıştığını belirtti. Açıklamada, girişimin ayrıntılarının yaklaşan toplantılarında Koordinasyon Çerçevesi güçlerine sunulacağı ifade edildi.

Bu arada, İmar ve Kalkınma Koalisyonu üyesi Kusay Mahbuba, Şarku’l Avsat'a yaptığı açıklamada, ayrıntı vermeden, “bu girişimin koalisyonun başbakanı seçme şartlarından oluşacağını” söyledi.

Öte yandan, ABD Başkanı Donald Trump'ın Irak özel temsilcisi Mark Savaya, "X" platformunda yaptığı bir paylaşımda, bazı silahlı grupların silahsızlanmayı görüşmeye hazır olduklarını açıklamalarını memnuniyetle karşıladı, ancak "silahsızlanmanın kapsamlı ve geri döndürülemez olması gerektiğini" vurguladı.


Halep'teki çatışmalarda ölü ve yaralılar var

Halep'teki Şeyh Maksud mahallesinden yerleşim bölgelerine yapılan bombardıman sonucu yaralananlar el-Razi Hastanesi'ne sevk edildi (SANA)
Halep'teki Şeyh Maksud mahallesinden yerleşim bölgelerine yapılan bombardıman sonucu yaralananlar el-Razi Hastanesi'ne sevk edildi (SANA)
TT

Halep'teki çatışmalarda ölü ve yaralılar var

Halep'teki Şeyh Maksud mahallesinden yerleşim bölgelerine yapılan bombardıman sonucu yaralananlar el-Razi Hastanesi'ne sevk edildi (SANA)
Halep'teki Şeyh Maksud mahallesinden yerleşim bölgelerine yapılan bombardıman sonucu yaralananlar el-Razi Hastanesi'ne sevk edildi (SANA)

Suriye'nin kuzeyindeki Halep kentinde hükümet güçleri ile Suriye Demokratik Güçleri (SDG) arasında çıkan çatışmalarda 2 kişi öldü, aralarında bir kadın ve bir çocuğun da bulunduğu 6 sivil yaralandı. Çatışmalar, SDG ile Suriye hükümeti arasında 10 Mart'ta varılan anlaşmanın şartlarının uygulanması için belirlenen son tarihin yaklaşmasıyla eş zamanlı olarak geldi ve bu sırada bir Türk heyetinin Şam ziyareti gerçekleşti.

Her iki taraf da çatışmaları kışkırtmakla birbirini suçlarken, Washington'daki kaynaklar Şarku’l Avsat’a, ABD elçisi Tom Barrack ve ABD Merkez Komutanlığı başkanı Brad Cooper'ın, çatışmaları azaltmak ve DEAŞ ile düşman bölgesel güçlerin işine yarayabilecek bir gerilimi önlemek için yetkililerle temas halinde olduğunu söyledi.

Ankara ve Şam, SDG'yi 10 Mart'ta imzalanan anlaşmanın uygulanmasını geciktirmekle suçladı ve Suriye'nin birliğini ve istikrarını baltalamaya yönelik her türlü girişimi reddettiklerini vurguladı.

Bu açıklama, Şam'da üst düzey bir Türk heyeti ile Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara, Dışişleri Bakanı Esad eş-Şeybani ve ilgili yetkililer arasında yapılan görüşmelerin ardından düzenlenen basın toplantısında geldi. Eş-Şeybani, Şam'ın SDG'den anlaşmayı uygulamaya yönelik "herhangi bir girişim veya ciddi bir istek" görmediğini, ancak yakın zamanda süreci ilerletmek için onlara başka bir yol önerdiğini söyledi.