Mısır'da kadın cinayetleri neden artıyor?

Mısır’da son günlerde evlilik tekliflerini reddettiği için öldürülen kadın sayısı arttı

Maktül Emani Abdükerim'e ait sosyal medyada dolaşan bir resim
Maktül Emani Abdükerim'e ait sosyal medyada dolaşan bir resim
TT

Mısır'da kadın cinayetleri neden artıyor?

Maktül Emani Abdükerim'e ait sosyal medyada dolaşan bir resim
Maktül Emani Abdükerim'e ait sosyal medyada dolaşan bir resim

Yaklaşık 3 ay kadar önce Mısırlı bir genç kız, kendisiyle evlenmeyi reddeden genç adam tarafından öldürülmüştü. Bu kez de, Kahire'nin kuzeyindeki Menufiye şehri Beden Eğitimi Fakültesi öğrencisi Emani Abdülkerim'in öldüğü trajik olay gerçekleşti. Köylülere göre, genç kız kendisiyle görüşmeyi reddetmesi üzerine genç bir adam tarafından vurularak öldürüldü. Geçen Haziran ayında medyada Nira Eşref'in öldürülmesine benzer bir olayın tekrarlanması, ölümün evlenmeyi reddetmenin bir bedeli olup olmadığı sorusunu gündeme getirdi?
19 yaşındaki Emani Abdülkerim aldığı kurşun yarası nedeniyle geçen Cumartesi akşamı Menufiye’deki Bereket es-Seba Merkez Hastanesi'ne kaldırılmış ancak tüm çabalara rağmen kurtarılamamıştı. Resmi açıklamalara göre şu anda gözaltında altında olan zanlının, maktulün komşusu Ahmed Fethi olduğu ve genç kız evden çıkarken kendisini takip ederek arkadan vurduğu ifade ediliyor. Aile ve komşuların yerel basına yansıyan ifadelerine dayanan ön veriler, cinayetin nedeninin kızın katille görüşmeyi reddetmesi olduğunu gösteriyor.
Bu olay  son dönemlerde Mısır'da yaşanan üçüncü olay. Geçtiğimiz  9 Ağustos'ta Nil Deltası'nın doğusundaki Şarkiye’ye bağlı Zagazig şehrinde Selma Behcet adlı kız, bir binanın girişinde 17 kez bıçaklanarak öldürülmüştü. İslam Muhammed isimli bir arkadaşının ifadesine göre erkek arkadaşından ayrıldığı için öldürüldü.
Emani Abdülkerim’in öldürülmesi olayı ile ilgili olarak İçişleri Bakanlığı, zanlının intihara teşebbüs ettiği ve olayda kullanılan silahın da zanlının üzerinde bulunduğu, konu ile ilgili olarak Cumhuriyet savcılığı tarafından soruşturmanın sürdüğü açıklandı.
Belki de 20 Haziran'da Mısırlıların başına gelen Nira Eşref olayı -özellikle videoya alınmış olması nedeniyle- bu bağlamda en ünlü olay. Nira, Mansura Üniversitesi'nin kapısının önünde, üniversitedeki arkadaşı Muhammed Adel tarafından onu reddettiği için öldürdüğünü itiraf ederek birkaç bıçak yarasıyla öldürüldü.
Siyaset sosyolojisi uzmanı Prof. Dr. Said Sadık, duygusal suçların dünyanın her ülkesinde yaşandığına, Mısır örneğinin özelliğine atıfta bulunarak ve Nira Eşref olayına değinerek Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamalarda şunları söyledi: “Mısır kültürü, katile sempati duyuyor, kurbanı suçluyor ve cinayeti haklı çıkarıyor. Nitekim, Nira Eşref olayı ile ilgili olarak sosyal medya aracılığıyla katili destekleyen kampanyalar bunun göstergesi. Mısır sosyolojisi, bu tür suçları teşvik eden ataerkil bir kültürün kuluçka makinesi haline geldi ve caydırıcı bir ceza olmadıkça suç devam edecek.”
Dr. Sadık ile aynı görüşte olan Psikolog Prof. Dr. Cemal Feyruz, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Failin maktüllere ilgi duyuyor olması, bu suçların tekrarını teşvik ediyor. Mısır toplumu, her duyduğuna inanan, doğru ile yanlışı ayırt etmeyen niteliği sahip. Dolayısıyla Nira Eşref olayında olduğu gibi aşkı için birisini öldüren katili haklı çıkaracak birini bulduğunda, onurunu kurtarmak için herhangi bir ceza almadan suç işleyebileceğini hissine kapılmaktadır.”
Nira Eşref cinayeti meydana gelir gelmez, katili savunan, suçuna gerekçeler sunarak kurbanı suçlayanlar ve caydırıcı ceza talep edenler arasındaki münakaşa toplumsal tartışmalara yol açtı. Şok edici cinayet sahnesi nedeniyle öfke dalgası yayılmaya başladı. Mahkemenin geçen yıl 6 Temmuz'da verdiği karar, Nira'nın katilini idama mahkum etse de, bazı avukatlar davanın ilerleyen aşamalarında cezanın hafifletilmesi ihtimalinden bahsediyorlar.
Feyruz’a göre, bazı erkekler reddedilmeyi kabul etmeyen ve kendilerinin vazgeçilmez olduğu inancına sahip olduklarından dolayı kişilik bozukluklarına sahipler. Dolayısıyla katil caydırıcı bir ceza ile cezalandırılmadığı sürece suçun defalarca tekrarlanacağı durumu söz konusu oluyor. Sempati söylemine bir son vermek ve cinayeti haklı çıkarmak ve bu tür suçları durdurmak için failleri hızla cezalandırmak kaçınılmaz.
Dr. Sadık ise, bu tür suçları kültür ve sosyal çevre ile ilişkilendirerek, ilgili taraflar üniversite öğrencileri olsa bile erkek egemenliğini teşvik eden hakim kültüre bağlı suçları, üniversitelerin değiştirmekte başarılı olamadığından, bu tür suçların kırsal çevrelerde daha fazla yaygın görüldüğünü vurguluyor. Dr. Sadık, “Bu tür suçların failleri, reddedilmeyi kabul etmemelerine neden olan şişirilmiş bir benlikten muzdaripler. Bu olayların tekrarlanması, kadını koruyacak kimsenin olmadığı ve hayır derse ölümün onun kaderi olacağı fikrini pekiştiriyor” dedi.
Mısır makamlarının Emani olayıyla ilgili soruşturmaya başladığı ve Yargıtay'ın Nira Eşref'i öldürmekle suçlanan Muhammed Adel'in idam cezasına karşı savunmasının temyize gitmesi beklenirken, Selma Behçet'i öldürmekle suçlanan zanlı İslam Muhammed hakkındaki savunmanın, sanığın akıl hastası olduğunu ve daha önce bir akıl hastanesinde tutulduğunu belirten talebine yanıt olarak, mahkeme yargılanmasının ilk duruşmasında sanığın sağlık raporu alınıncaya kadar duruşmayı ileri bir tarihe erteledi.



Gazze’de kıtlık derinleşiyor: “Çocuklarımız bir deri bir kemik kaldı”

İsrail ordusunun 7 Ekim 2023'ten beri öldürdüğü Filistinli sayısı 60 bini geçti (Reuters)
İsrail ordusunun 7 Ekim 2023'ten beri öldürdüğü Filistinli sayısı 60 bini geçti (Reuters)
TT

Gazze’de kıtlık derinleşiyor: “Çocuklarımız bir deri bir kemik kaldı”

İsrail ordusunun 7 Ekim 2023'ten beri öldürdüğü Filistinli sayısı 60 bini geçti (Reuters)
İsrail ordusunun 7 Ekim 2023'ten beri öldürdüğü Filistinli sayısı 60 bini geçti (Reuters)

İsrail ablukası altındaki Gazze Şeridi'nde açlık sürüyor.  

Guardian'ın iletişime geçtiği Cemil Mugari, "5 yaşındaki kızım şu anda sadece 11 kilo. Oğlum Muhammed ise bir deri bir kemik kaldı" diyor. Savaştan önce kendisinin de 85 kilo olduğunu fakat 55 kiloya düştüğünü belirtiyor. 

İsrail'in saldırıları nedeniyle Gazze'de 7 kez yer değiştirdiklerini söyleyen 38 yaşındaki Filistinli, günde tek öğün yemeği bile zor bulduklarını ifade ediyor. 

Haberde, ABD-İsrail destekli Gazze İnsani Yardım Vakfı'na (GHF) ait 4 erzak dağıtım noktası olduğuna, bunların da çok kısa süre faaliyet gösterdiğine işaret ediliyor. 

Filistinli yetkililer, GHF'ye ait erzak dağıtım noktalarının "insani yardım" kisvesi altındaki ölüm tuzaklarına dönüştüğünü ve İsrail'in sivilleri kasıtlı olarak hedef aldığını savunuyor. İsrail ordusuysa iddiaları reddederek kurallara uymayan kişilere "uyarı ateşi" açıldığını öne sürüyor. GHF'nin faaliyete başladığı mayıstan bu yana en az bin kişi yardım kuyruğunda öldürüldü.

58 yaşındaki Mansure Fadıl Helu, geri dönmeyeceğini düşündüğü için oğlunu yardım noktalarına göndermediğini söylüyor: 

Oradaki durum korkunç ve çok tehlikeli. En kötüsü erkekler arasındaki kaos, birbirlerini itip kakıyorlar. İsrail askerlerinin oluşturduğu tehlike yüzünden onun yardım kamyonlarının yanına gitmesini istemiyorum.

Deyr el-Belah sakinlerinden Ebu Abed de uluslararası kamuoyunun üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmediğini söylüyor: 

Onlardan Gazze'deki hayvanların haklarını korumalarını isteseydik, hemen harekete geçip imkansızı başarırlardı. Ama Filistin halkının hakları söz konusu olduğunda kimse bizi hatırlamıyor ya da bizim için üzülmüyor, ne Araplar, ne Müslümanlar, ne Hıristiyanlar, hiç kimse.

Diğer yandan İsrail lideri Binyamin Netanyahu, Hamas'ın ateşkesi kabul etmemesi halinde atılacak adımlara ilişkin açıklamayı haftaya erteledi. CNN'in aktardığına göre Tel Aviv yönetiminde bir sonraki adıma ilişkin anlaşmazlıklar sürüyor. Ablukayı daha da sertleştirmek ya da Gazze'deki bazı bölgeleri ilhak etmek gibi seçenekler de masada. 

ABD ve İsrail, Katar'daki heyetlerini geri çekmiş, koşulların değişmesi durumunda müzakerelere devam edileceğini geçen hafta bildirmişti. Perşembe günkü açıklamasında kalıcı ateşkes ve İsrail askerlerinin Gazze'den çekilmesi için görüşmelere açık olduğunu belirten Hamas ise öncelikle bölgeye yardım girişinin artırılmasını istemişti.

Independent Türkçe, Guardian, CNN