Türkiye’deki binlerce Suriyeli zorlu yaşam koşulları nedeniyle Avrupa’ya göç ediyor

Türkiye’den Avrupa ülkelerine giden Suriyeli göçmenler
Türkiye’den Avrupa ülkelerine giden Suriyeli göçmenler
TT

Türkiye’deki binlerce Suriyeli zorlu yaşam koşulları nedeniyle Avrupa’ya göç ediyor

Türkiye’den Avrupa ülkelerine giden Suriyeli göçmenler
Türkiye’den Avrupa ülkelerine giden Suriyeli göçmenler

Türkiye’nin Bulgaristan ve Yunanistan ile olan kara ve deniz sınırları, bu yılın başından bu yana, 2015’teki göç dalgasına benzer şekilde, Avrupa ülkelerine ulaşmak isteyen çeşitli ülkeler ve farklı milletlerden insanların yeni bir göç dalgasına tanık oldu.
Beş yıldır yaşadığı Türkiye’den Yunanistan’a yeni gelen Halepli Murhaf el-Ahmad (28) yaşadıklarını şöyle anlattı;
“Yaklaşık 6 ay önce, Avrupa’ya göç etmeyi düşündüm ve bunun için plan yapmaya başladım. İşçi maaşlarındaki düşüş, fiyatlar ve ev kiralarındaki yüksek artış nedeniyle Türkiye’deki yaşam ve maddi koşullar bozulmaya başladı. Bunu, Türklerin ülkedeki Suriyeli mültecilere karşı ırkçı söylemlerinin artması ve Suriye’ye zorla sınır dışı etme tehdidi izledi. Bir ay önce, 8 akraba ve arkadaşımla birlikte, güvenlik ve istikrarlı yaşam arayışı içinde Avrupa’ya göç etmeye karar verdik. Arkadaşlarım ve ben bir hafta önce 15 günlük bir yolculuktan sonra Yunanistan’a geldik. İlk önce İzmir’de bir otelde kalmaya başladık, sonra lastik bir botla Yunan adalarından birine geçtik. Bunun ardından 3 bin dolar karşılığında Atina’ya gittik. Şu anda Bulgaristan, Sırbistan, Macaristan ve Avusturya üzerinden Almanya’ya doğru yürüyüşe başlamak üzere 30 kişilik kaçak grup sayısının tamamlanmasını bekliyoruz. Kaçakçıyla varılan anlaşmaya göre, bunun için 3 bin dolar daha ödeyeceğiz. Türkiye’de bir demir fabrikasında çalışarak bu miktarı biriktirmek için 5 yıl uğraştım.”
Hama kırsalından Ebu Samer (52) ise, yakın zamanda Türkiye’den Hollanda’ya kara ve dağ yollarında yürümek de dahil olmak üzere uzun mesafeler aşarak geldi.
Eşi ve 5 çocuğu Türkiye’de olan Ebu Samer şöyle konuştu;
“Türkiye’de kaldığım 7 yıl boyunca Hollanda’da tekrar mülteci olacağımı asla beklemiyordum. Bir insanın, ailesini yanına alamadan güvenlik arayışı içinde dünya ülkelerinde birden fazla kez göç etmesi hiç kolay değil.”
Ebu Samer, yaşadığı Bursa’da son zamanlarda bazı ırkçılar tarafından taciz edildiğini ve  Suriyelilere yönelik saldırı vakalarının artmasının ardından, Hollanda’da ikamet etme, orada ailesini yeniden bir araya getirme, yoksulluk ve ölümden uzak, güvenli bir hayata başlama hayalini gerçekleştirme umuduyla harekete geçtiğini belirtti.
Ebu Samer yolculuğu hakkında ise şunları söyledi;
“Gruplarla zorlu bir yolculuk yaptık. Her grup bir kaçakçıya aitti. 6 Avrupa ülkesini (Yunanistan, Bulgaristan, Sırbistan, Macaristan, Avusturya ve Almanya) geçtik. Hollanda’ya ulaşmamız 15 gün sürdü. Bu mesafelerin yarısını yürüyerek gittik ve geceleri akıl almaz tehlikelerle karşı karşıya kaldık. Çok sayıda kişi uzun yürüyüşler sonucu kayalara ve ağaç dallarına çarpma sonucu ayaklarından ciddi şekilde yaralandı. Yerel polise teslim olanlar oldu, bazıları ise yolda hayatını kaybetti.”
Almanya’ya giden Suriyeli aktivist Baha Ömer ise yaşadıklarını şu ifadelerle anlattı;
“Birçok Suriyeli ve diğer göçmenler Avrupa’ya yaptıkları yolculuk sırasında ya susuzluktan ya hastalıktan ya da Bulgaristan ve Sırbistan dağlarındaki vahşi hayvanlar tarafından uğradıkları saldırı sonucu hayatını kaybetti. Bunların arasında, Temmuz’da Avrupa’ya yaptığı yolculuk sırasında Bulgaristan’da dağlarda saatlerce yürümekten, yorgunluktan ve kalp yetmezliğinden hayatını kaybeden Nidal Bakır (47 yaşında) da var. Halepli Nidal 4 yıl İstanbul’da kaldı. Ancak yaşadığı sıkıntıların ardından Avrupa’ya göç etmeye karar verdi. Ailesi cesedini geri vermeleri için yetkililere başvurdu, ancak başaramadılar.”
Yasin Halebi (33) ise, geçen ay yaklaşık bin Suriyelinin Türkiye’den Avrupa’ya, özellikle sığınma talebinin kabul edilmesi ve ikamet alma prosedürlerinin diğer Avrupa ülkelerine göre kolay olduğu Hollanda’ya göç ettiğini söyledi.
Halebi, “Genç Suriyelilerin kendilerine yönelik şiddet eylemleri nedeniyle göç etmesi, Gaziantep ve Antakya’da Suriyelilerin çalıştığı 3 iplik ve dokuma fabrikası da dahil olmak üzere bazı fabrikalarda üretimi tamamen durdurdu. Bursa, İstanbul ve Ankara’daki bazı gıda fabrikalarında da aynı nedenle üretim miktarları düştü” dedi.
Başta İstanbul, Hatay, Gaziantep ve Urfa olmak üzere ülkede yaklaşık 4 milyon Suriyeli mülteci bulunurken, bunların yaklaşık 200 bini Türk vatandaşlığı elde etti.



Trump, 1,6 milyar dolar dolandırıcılıkta parmağı olan yöneticiyi affetti

ABD Başkanı Donald Trump, binlerce yatırımcıyı dolandırmaktan 7 yıl hapis cezasına çarptırılan David Gentile'ın hapis cezasını hafifletti (AP)
ABD Başkanı Donald Trump, binlerce yatırımcıyı dolandırmaktan 7 yıl hapis cezasına çarptırılan David Gentile'ın hapis cezasını hafifletti (AP)
TT

Trump, 1,6 milyar dolar dolandırıcılıkta parmağı olan yöneticiyi affetti

ABD Başkanı Donald Trump, binlerce yatırımcıyı dolandırmaktan 7 yıl hapis cezasına çarptırılan David Gentile'ın hapis cezasını hafifletti (AP)
ABD Başkanı Donald Trump, binlerce yatırımcıyı dolandırmaktan 7 yıl hapis cezasına çarptırılan David Gentile'ın hapis cezasını hafifletti (AP)

ABD Başkanı Donald Trump, 1,6 milyar dolarlık dolandırıcılıkla binlerce yatırımcıyı aldatmaktan hüküm giyen özel sermaye yöneticisi David Gentile'ın hapis cezasını kısmen kaldırdı.

The New York Times'a göre, GPB Capital Holdings'in eski CEO'su ve kurucu ortağı, çarşamba günü hapisten çıktığında 7 yıllık cezasının iki haftasından azını çekmişti.

59 yaşındaki Gentile ve diğer sanık Jeffry Schneider, Ağustos 2024'te menkul kıymetler ve elektronik dolandırıcılık suçlarından hüküm giymiş ve bu yıl mayısta cezalarını almışlardı. Anlaşılan o ki, Trump 6 yıl hapis cezasına çarptırılan Schneider'ı affetmedi.

Trump'ın "af çarı" Alice Marie Johnson, Şükran Günü'nde sosyal medyada yaptığı paylaşımda Gentile'ın evine, çocuklarının yanına döndüğünü görmekten "çok memnun" olduğunu söyledi.

Savcılar, mahkeme dosyalarında Gentile ve Schneider'ın yatırımcı fonlarını kullanarak otomotiv ve perakende sektörlerindeki şirketlerin hisselerini satın aldığını belirtti. Bu varlıkların getirilerinden yatırımcılara düzenli yıllık ödemeler yapıldı.

Eski Başkan Joe Biden yönetiminin Adalet Bakanlığı, geçen yıl GPB'nin mevcut faaliyetlerinden elde ettiği fonları kullanmak yerine yatırımcılara ödeme yapmak için yatırımcı fonlarını kullanmasının bir saadet zinciri oluşturduğunu saptamıştı.

Ancak bir Beyaz Saray yetkilisi, savcıların işletmeyi yanlış bir şekilde saadet zinciri diye nitelendirdiğini savunarak, Reuters'a yaptığı açıklamada, iddianın "GPB'nin yatırımcılara ne olacağını açıkça söylemesi nedeniyle ciddi şekilde zayıflatıldığını" söyledi.

Adı açıklanmayan Beyaz Saray yetkilisi Reuters'a, "Duruşmada hükümet, düzmece olduğu iddia edilen beyanları Gentile'a bağlayamadı" dedi.

Kaynak, "Gentile ayrıca hükümetin sahte ifadeler aldığı ve bu ifadeleri düzeltmediği konusunda ciddi endişelerini dile getirdi" diye ekledi.

Cumartesi günü itibarıyla, Gentile'ın ceza indirimi metni henüz Adalet Bakanlığı'nın internet sitesinde yayımlanmamıştı. Ceza indiriminin herhangi bir mali cezayı etkileyip etkilemeyeceğiyse belirsizdi.

Haziranda savcılar, davadaki hakimden Gentile'ın 15,5 milyon dolardan fazla parasına el konmasını talep ederken, Schneider'ın 12 milyon dolardan fazla parasına el konmasını istemişti.

The New York Times'a göre eylülde savcılar hakime yazdıkları mektupta, mahkeme tarafından atanan bir kayyumun 700 milyon dolardan fazla paraya erişimi olduğunu ve bunun muhtemelen yatırımcılara dağıtılacağını belirtmişti.

Associated Press'ten de yararlanılmıştır

Independent Türkçe


Netanyahu’nun af talebi İsrail’de siyasi ve hukuki kriz yarattı

TT

Netanyahu’nun af talebi İsrail’de siyasi ve hukuki kriz yarattı

Netanyahu’nun af talebi İsrail’de siyasi ve hukuki kriz yarattı

İsrail Cumhurbaşkanı İzak Herzog, Başbakan Binyamin Netanyahu’nun pazar günü sunduğu af talebini “devletin ve İsrail toplumunun çıkarlarını esas alarak” değerlendireceğini açıkladı. Tartışma hem siyaseti hem yargıyı hem de kamuoyunu ikiye bölerken, olası şartlı af senaryoları gündemin merkezine yerleşti. Herzog’un bu ilk açıklaması, ülkede siyasi, hukuki ve toplumsal kutuplaşmanın en yüksek seviyeye ulaştığı bir döneme denk geldi.

Af talebinin kamuoyunda büyük bir kaygı ve tartışma yarattığını belirten Herzog, “Şiddet dili beni etkilemez. Saygılı söylem tartışmayı teşvik eder. İsrail halkını görüşlerini Cumhurbaşkanlığı sitesinden iletmeye davet ediyorum” dedi.

Trump’tan gelen mesaj tartışmayı büyüttü

Yediot Aharonot gazetesinin haberine göre Herzog’un açıklaması, bazı hükümet yetkililerinin yönelttiği örtülü tehditlere yanıt niteliği taşıdı. Çevre Bakanı Idit Silman, af talebinin reddedilmesi halinde ABD Başkanı Donald Trump’ın yargı sistemindeki üst düzey isimlere yaptırım uygulayabileceğini öne sürdü. Trump’ın iki hafta önce Herzog’a gönderdiği bir mektup ile Netanyahu için af istediği de doğrulandı.

Netanyahu, talebini “ulusal çıkar” ve “toplumsal bölünmenin sona ermesi” gerekçesiyle savundu ancak herhangi bir suç itirafında bulunmadı.

Birlik vaadi yeni bölünme yarattı

Netanyahu’nun af talebi, hükümet kanadında destek görse de muhalefet lideri Yair Lapid ve diğer isimler, ancak suçun kabulü ve siyasetten çekilme şartıyla af verilmesi gerektiğini savundu. İsrail basını, Herzog’un da şartlı bir af formülüne sıcak baktığını yazdı.

rtg
Geçtiğimiz Ekim ayında Ben Gurion Havalimanı'nda İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog ve Başbakan Binyamin Netanyahu ABD Başkanı Donald Trump’ı karşıladı (AP)

Kanal 12, Herzog’un “evet ama şartlı” seçeneğini değerlendirdiğini; Netanyahu’dan ya suçlamaları kabul etmesini, ya da siyasi faaliyetlerinde kısıtlama getirilmesini talep edebileceğini aktardı. KAN televizyonu ise Herzog’un, “itiraf anlaşması” seçeneğini yeniden gündeme getirmeyi planladığını bildirdi.

dcfvg
Aralık 2024'te Tel Aviv Adliyesi'nin dışında, Netanyahu'yu temsil eden bir maske takan, hapishane kıyafetleri giyen ve elleri kelepçeli bir muhalif (EPA)

Şarku’l Avsat’ın Kanal 13’ten aktardığı haberlere göre olası şartlar arasında erken seçim çağrısı yapılması, siyasetten geçici çekilme veya tartışmalı yargı reformlarının durdurulması da bulunuyor. Ancak Cumhurbaşkanlığı ve Netanyahu cephesi bu iddiaları reddetti.

Hukuki tartışma büyüyor

Netanyahu’nun dört ayrı dosyada rüşvet, dolandırıcılık ve görevi kötüye kullanma suçlamalarıyla yargılandığı süreçte af talebi, ülkenin hukuk çevrelerinde geniş bir tartışma başlattı.
Baro yetkilisi Guy Şinar, bunun “devam eden bir cezai süreci af yetkisiyle sonlandırma girişimi” olduğunu savundu.

erg
Netanyahu, Yargı Atamaları Komitesi'ni seçmek için Knesset'te yapılan oylamada oyunu kullanıyor - Haziran 2023 (Reuters)

Öte yandan Netanyahu’nun eski avukatlarından Mika Feitman, “Af, suçunu kabul eden kişiye verilir. Kanun bunu söylüyor” diyerek suç itirafı olmadan af verilmesinin mümkün olmadığını ifade etti. Feitman, 1984’teki “300 Numaralı Otobüs” olayında bile affın ancak suç itirafından sonra verildiğini hatırlattı.

Uzmanlar arasında, cumhurbaşkanının af yetkisinin yargı denetimine tabi olup olmayacağı konusunda da derin görüş ayrılıkları bulunuyor.

Sokağa da yansıyan kutuplaşma

Cumhurbaşkanlığı konutu önünde toplanan göstericiler, Herzog’a af talebini reddetmesi çağrısında bulundu. i24News için yapılan ankette halkın yüzde 54’ü affı desteklerken, yüzde 45’i karşı çıktı.

Affın suç itirafı şartına bağlanmasını destekleyenler yüzde 48, karşı çıkanlar yüzde 49 oldu. Netanyahu’nun siyaseti bırakması şartı gündeme geldiğinde ise kamuoyu yine ortadan ikiye bölündü.

Mavi-Beyaz lideri Benny Gantz, “Bu sürecin iyi bir şekilde sonuçlanmasını diliyorum; iç savaşla değil” diyerek tansiyonun yüksekliğine dikkat çekti.


Trump bugün Venezuela’ya yönelik sonraki adımları görüşecek

ABD Başkanı Donald Trump'ın Beyaz Saray'daki yıl sonu tatil süslemelerinin önündeki fotoğrafı (AP)
ABD Başkanı Donald Trump'ın Beyaz Saray'daki yıl sonu tatil süslemelerinin önündeki fotoğrafı (AP)
TT

Trump bugün Venezuela’ya yönelik sonraki adımları görüşecek

ABD Başkanı Donald Trump'ın Beyaz Saray'daki yıl sonu tatil süslemelerinin önündeki fotoğrafı (AP)
ABD Başkanı Donald Trump'ın Beyaz Saray'daki yıl sonu tatil süslemelerinin önündeki fotoğrafı (AP)

ABD merkezli CNN televizyonu, Başkan Donald Trump’ın bugün akşam saatlerinde Beyaz Saray’da Venezuela konusunda izlenecek yol haritasını değerlendirmek üzere bir toplantı düzenleyeceğini duyurdu. Toplantı, Washington yönetiminin Karakas üzerindeki baskıyı artırdığı bir dönemde gerçekleşiyor.

Habere göre toplantıya, Savunma Bakanı Pete Hegseth, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Dan Kane, Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Beyaz Saray Özel Kalem Müdürü Susie Wiles ve Başkan Yardımcısı Özel Kalem Müdürü Stephen Miller gibi yönetimin kilit isimleri katılacak.

ABD son haftalarda, uyuşturucu kaçakçılığı yapan gemilere yönelik operasyonlar düzenleyerek ve Karayipler’deki askeri varlığını güçlendirerek Venezuela üzerindeki baskısını tırmandırdı.

Trump, cumartesi günü Truth Social hesabından yaptığı açıklamada, Venezuela’nın üzerindeki ve çevresindeki hava sahasının “tamamen kapalı” kabul edilmesi gerektiğini söyledi.

Öte yandan New York Times gazetesi, Trump’ın geçen hafta Venezuela Devlet Başkanı Nicolás Maduro ile telefon görüşmesi yaptığını ve tarafların olası bir buluşmayı değerlendirdiğini aktardı. Gazete, Trump’ın Maduro’ya ABD’de bir görüşme teklif ettiğini ancak şu anda böyle bir plan bulunmadığını kaydetti.