Irak Diyaloğu: Erken seçim yolunda 6 adım

Dün Bağdat'taki ulusal diyalog oturumu (Irak Başbakanlık Ofisi/ Reuters)
Dün Bağdat'taki ulusal diyalog oturumu (Irak Başbakanlık Ofisi/ Reuters)
TT

Irak Diyaloğu: Erken seçim yolunda 6 adım

Dün Bağdat'taki ulusal diyalog oturumu (Irak Başbakanlık Ofisi/ Reuters)
Dün Bağdat'taki ulusal diyalog oturumu (Irak Başbakanlık Ofisi/ Reuters)

Iraklı siyasi liderler, ikinci diyalog oturumunda, erken seçimleri yapma hedefiyle ‘vizyonları ve fikirleri olgunlaştırmak, bakış açılarını birbirine yakınlaştırmak için çalışacak bir teknik ekibin oluşturulması dahil olmak üzere altı adım üzerinde anlaştılar.
Geçtiğimiz yıl Ekim ayında gerçekleştirilen genel seçimler, ülkenin siyasi sahnesini daha karmaşık hale getirmişti. Diğer yandan Washington ise Başbakan Mustafa el-Kazimi öncülüğünde yürütülen ulusal diyalog girişimine desteğini açıkladı.
Başbakanlık İletişim Ofisi tarafından yapılan açıklamaya göre Kazımi’nin daveti üzerine Irak Cumhurbaşkanı Berhem Salih, Meclis Başkanı Muhammet Halbusi ve Başbakan Kazimi, Birleşmiş Milletler (BM) Irak Özel Temsilcisi Jeanine Hennis Plasschaert’in de katılımıyla siyasi liderler ile bir araya geldi. Sadr Hareketi lideri, ilk oturumda olduğu gibi bu oturumda da yer almadı.
Diyalog oturumuna katılan liderler, mevcut krize son vermek amacıyla oturumlarının devam edeceğini duyurdu. Nihai açıklamada, “Liderler; erken seçim yönünde ulusal bir çözüm sağlama üzerine bir yol haritası çizmek için vizyon ve fikirleri olgunlaştırmak, bakış açılarını birbirine yakınlaştırmak amacıyla çeşitli siyasi güçlerin katılımıyla teknik bir ekip oluşturmaya karar verdi. Böylece seçim yasasının ve komisyonun gözden geçirilmesi planlanıyor” ifadeleri yer aldı.
Kurumları ve anayasal yetkileri etkinleştirmeye karar veren katılımcılar, Sadr Hareketi’nin teknik ve siyasi toplantılara katılması, tartışmalı tüm konuları ele alınması ve bunlara çözüm bulunması çağrısını yeniledi.
Aynı zamanda her türlü gerginliğin önüne geçilmesi, milli kuvvetler arasındaki atmosferin arındırılması, tarihi kardeşlik ilişkilerine zarar verecek söylemler ile mevcut yasal yollarla ele alınması üzerine duruldu.
Katılımcılar; Irak devleti yapısında reform yapılması, siyasi veya idari çerçevelerdeki herhangi bir dengesizliğin gerekli düzenlemelerle, etkili hükümet programları ile, siyasi güçler arasındaki işbirliği ve halkın desteği ile ele alınması yönündeki taleplere değer verilmesi, anayasal değişikliklerin tartışılması, diyalog ve çözümün tüm aşamalarında anayasal seçeneklere bağlılık gösterilmesi gerektiğini vurguladı.
ABD Ortadoğu İşlerinden Sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcısı Barbara Leaf, ABD yönetiminin Irak siyasi sahnesini yakından takip ettiğini vurgulamış, Washington'un Irak'taki taraflar arasında diyalog çağrısında bulunduğuna dikkat çekmişti. Şarku’l Avsat’ın Irak Haber Ajansı’ndan aktardığı habere göre Leaf, açıklamalarında “Siyasi seçkinler arasındaki çatışma ancak siyasetçiler arzu ettiği taktirde diyalog üzerinden, bir neticeye ve çözüme ulaşma yoluyla çözülebilir” ifadelerine başvuran Leaf, Iraklı liderleri hep birlikte masaya oturmaya, gerek geçiş hükümetine başvurarak, gerek ise seçimler ve yeni hükümet yoluyla bir karar almaya çağırdı.
4 Eylül ila 9 Eylül tarihleri arasında Erbil ve Bağdat ziyaretinde bulunan Leaf, “Mukteda es-Sadr'ın geniş bir takipçi kitlesi var. Diğer liderler ile birlikte onun da sesi duyulmalı. Ancak diyalog yoluyla ilerlenmeli, aksi takdirde yol kaygan olacaktır” ifadelerine başvurdu. ABD’lilerin geçtiğimiz hafta Irak’ta yaşanan gerginliği yakından takip ettiğine dikkat çeken Leaf, yaşananların Iraklı liderlere bir uyarı niteliğinde olduğunu vurguladı.
“Irak, ABD’nin dostudur. Uluslararası ve bölgesel düzeydeki ortaklığımız hakikidir. Aynı zamanda aramızda ortak noktalar da mevcut” ifadelerini kullanan Leaf, Irak liderlerini bir çözüme ulaşma yönünde aralarındaki temel çatışmaları aşmaya çağırdı. Bununla birlikte Irak’ın ABD ile İran arasındaki olumlu rolüne dikkat çekti.
Diğer yandan İran, Sadr’ın akımı ile Koordinasyon Çerçevesi’ndeki Şii rakipleri arasında kanlı çatışmaya dönüşen kriz hususunda Mukteda es-Sadr'a mektup gönderdiğini reddetti. Dün düzenlediği basın toplantısında yaptığı açıklamada ülkesinin bireylerle hiçbir ilgisi olmadığını söyleyen İran Dışişleri Bakanlığı sözcüsü, “Bu ülkede istikrarı sağlanması yönünde Irak'taki akımlarla iyi ilişkilerimizi kullanıyoruz” ifadelerini kullandı.
Bu açıklamalar, İran'da ikamet eden Iraklı Şii merci Kazım el-Hairi’nin iki akım arasında onlarca can kaybı ve yaralının kaydedildiği çatışmaya neden olan mesajı ardından geldi. Sadr Hareketi lideri, Koordinasyon Çerçevesi güçleriyle güçlü ilişkileri bulunan İran'dan kendisini uzaklaştırmış olsa da, Şarku’l Avsat’a konuşan bir siyasi kaynak, İran’ın Sadr’ın Haziran ayında milletvekillerini geri çekmesi ardından kendisine müttefik güçlerin en büyük siyasi güç haline geldiğini hissetmesi ardından olup biteni uzaktan takip ettiğini söylüyor. Kaynak aynı zamanda “İran, tarafsız olmadığı için Şii iç krizi bağlamında müdahale ihtiyacı hissetmiyor. Rakibi haline gelen Tahran'ın yürütebileceği hiçbir arabuluculuğa güvenmeyen Sadr, zirâ İran’ın Koordinasyon Çerçevesi güçlerini desteklediğine inanıyor. Hairi’nin mesajına olan öfkesini dile getiren Sadr, ‘komşu’ olarak nitelediği İran’ın Hairi’den umut beslediğini öne sürüyor” ifadelerini kullanıyor.



Putin, Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü toplantısında: Rus silahlarının etkili olduğu kanıtlandı

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü'nün (KGAÖ) genişletilmiş zirve toplantısı öncesinde Kremlin sözcüsü Dmitriy Peskov'u dinliyor, (EPA)  Moskova: “Şarkul Avsat”
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü'nün (KGAÖ) genişletilmiş zirve toplantısı öncesinde Kremlin sözcüsü Dmitriy Peskov'u dinliyor, (EPA) Moskova: “Şarkul Avsat”
TT

Putin, Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü toplantısında: Rus silahlarının etkili olduğu kanıtlandı

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü'nün (KGAÖ) genişletilmiş zirve toplantısı öncesinde Kremlin sözcüsü Dmitriy Peskov'u dinliyor, (EPA)  Moskova: “Şarkul Avsat”
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü'nün (KGAÖ) genişletilmiş zirve toplantısı öncesinde Kremlin sözcüsü Dmitriy Peskov'u dinliyor, (EPA) Moskova: “Şarkul Avsat”

Alman Haber Ajansı'nın (DPA) haberine göre, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü (KGAÖ) toplantısında Rus silahlarının etkinliği hakkında konuştu.

Rus haber ajansı Interfax'ın aktardığına göre Putin, bugün Kırgızistan'da düzenlenen askeri ittifak toplantısında, "Gerçek muharebe operasyonlarında etkili olduğu kanıtlanmış modern Rus silahları ve teknolojisiyle birleşik silahlı kuvvetleri donatmak için geniş çaplı bir program başlatmayı öneriyoruz" dedi.

Rusya, Ukrayna'ya karşı yürüttüğü savaşta düzenli olarak yeni silah sistemleri test ediyor.

Kırgızistan'ın başkenti Bişkek'te konuşan Putin, hava ve savunma kabiliyetlerine odaklanan ortak askeri tatbikatların planlandığını söyledi.

 KGAÖ, Rusya'nın hakim olduğu bir askeri ittifaktır.

Şu anda eski Sovyet cumhuriyetleri olan Tacikistan, Kırgızistan, Kazakistan ve Belarus'u kapsamaktadır.

Ermenistan, Dağlık Karabağ bölgesindeki anlaşmazlıkta Azerbaycan'a yenilmesinin ardından Rusya ile gerginliğin artması üzerine Şubat 2024'te ittifak üyeliğini dondurdu.


İsrail Savunma Bakanı Katz: Suriye’deki silahlı gruplar Golan Tepeleri’ni ele geçirmeyi düşünüyor

Golan Tepeleri (Reuters)
Golan Tepeleri (Reuters)
TT

İsrail Savunma Bakanı Katz: Suriye’deki silahlı gruplar Golan Tepeleri’ni ele geçirmeyi düşünüyor

Golan Tepeleri (Reuters)
Golan Tepeleri (Reuters)

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, Knesset Dışişleri ve Savunma Komitesi toplantısında yaptığı açıklamada, Suriye’deki bazı silahlı grupların Golan Tepeleri’ni ele geçirmeyi düşündüğünü söyledi. Şarku’l Avsat’ın Times of Israel’den aktardığına göre Katz, İsrail’in Şam ile güvenlik anlaşması ya da normalleşme yolunda olmadığını belirterek, Suriye ordusu ya da ülkedeki farklı milislerin İsrail yerleşimlerine saldırma veya Suriye’deki Dürzi toplumunu yeniden tehdit etme ihtimaline karşı hazırlık yapıldığını ifade etti.

Katz, Husilerin de Golan Tepeleri’ne yönelik olası bir kara harekâtını değerlendirdiğini söyledi.

Öte yandan, İsrail güçleri Aralık 2024’te Beşşar Esad rejiminin çöküşünün ardından Suriye’nin güneyinde dokuz noktada konuşlandı. Bu noktaların büyük bölümü, iki ülke arasındaki sınırda Birleşmiş Milletler tarafından izlenen tampon bölgede yer alırken, konuşlanma alanları arasında Cebel Hermon’un (Şeyh Dağı) Suriye tarafındaki iki nokta da bulunuyor.

İsrail, bu birliklerin İsrail yerleşimlerini korumak ve düşman unsurların eline geçtiğinde tehdit oluşturabilecek silahları güvence altına almak amacıyla Suriye topraklarında yaklaşık 15 kilometre derinliğe kadar faaliyet yürüttüğünü açıkladı. Bu potansiyel tehdit unsurları arasında Lübnan Hizbullahı ile İran destekli diğer milis gruplar da yer alıyor.

Suriye’nin güneybatısında bulunan Golan Tepeleri, başkent Şam’ın yaklaşık 60 kilometre batısında yer alıyor ve toplamda 1.860 kilometrekarelik bir alanı kaplıyor. İsrail, Haziran 1967 Savaşı sırasında bölgenin yaklaşık 1.250 kilometrekarelik kısmını işgal etmiş, 1981’de ise fiilen ilhak etmişti. Ancak bu ilhak, bölgeyi hâlen işgal altındaki Suriye toprağı olarak kabul eden Birleşmiş Milletler tarafından tanınmıyor.


BM: İsrail–Hizbullah ateşkesi kırılgan, belirsizlik devam ediyor

İsrail askerleri, Güney Lübnan'daki Mays el-Cebel köyünde yıkılmış evler arasında hareket ediyor (EPA)
İsrail askerleri, Güney Lübnan'daki Mays el-Cebel köyünde yıkılmış evler arasında hareket ediyor (EPA)
TT

BM: İsrail–Hizbullah ateşkesi kırılgan, belirsizlik devam ediyor

İsrail askerleri, Güney Lübnan'daki Mays el-Cebel köyünde yıkılmış evler arasında hareket ediyor (EPA)
İsrail askerleri, Güney Lübnan'daki Mays el-Cebel köyünde yıkılmış evler arasında hareket ediyor (EPA)

Birleşmiş Milletler’in Lübnan Özel Koordinatörü Jeanine Hennis-Plasschaert, Perşembe günü yaptığı açıklamada, hükümetin aldığı önemli kararlar ve Lübnan Silahlı Kuvvetleri’nin güçlendirilmiş varlığına rağmen ülkenin güneyindeki belirsizlik ortamının devam ettiğini belirtti. Hennis-Plasschaert, bu iki unsurun “normalleşme yolunda temel bir zemin oluşturduğunu” söyledi.

Hennis-Plasschaert, “Birçok Lübnanlı için çatışma düşük yoğunlukla da olsa sürüyor. Mevcut durum devam ettiği sürece, düşmanlıkların yeniden tırmanma ihtimali ortadan kalkmış değil” ifadelerini kullandı.

BM yetkilisi, mevcut fırsatın değerlendirilmesi gerektiğini vurgulayarak, “Diyalog ve müzakereler tüm sorunları çözemeyebilir; ancak taraflar arasında karşılıklı anlayışın oluşmasına katkı sağlar ve en önemlisi, istenen güvenlik ve istikrara giden yolu açar” dedi.

İsrail ile Hizbullah arasında geçen yıl Kasım ayında, Gazze’deki savaşın yol açtığı bir yılı aşkın karşılıklı bombardımanın ardından ABD arabuluculuğunda ateşkes sağlanmıştı. Ancak İsrail, anlaşmaya rağmen Güney Lübnan’daki bazı noktalarda varlığını sürdürürken, ülkenin güneyi ve doğusuna yönelik saldırılarına devam ediyor.