Britney Spears oğluna çıkıştı: "Her ay 40 bin dolar veremiyorum diye mi acı çektiriyorsunuz?"

15 yaşındaki Jayden, annesini 13 yıl boyunca vesayet altında tutan dedesini savunmuştu

40 yaşındaki Britney Spears'ın oğlu Preston 16, Jayden ise 15 yaşında (AP)
40 yaşındaki Britney Spears'ın oğlu Preston 16, Jayden ise 15 yaşında (AP)
TT

Britney Spears oğluna çıkıştı: "Her ay 40 bin dolar veremiyorum diye mi acı çektiriyorsunuz?"

40 yaşındaki Britney Spears'ın oğlu Preston 16, Jayden ise 15 yaşında (AP)
40 yaşındaki Britney Spears'ın oğlu Preston 16, Jayden ise 15 yaşında (AP)

Britney Spears, 15 yaşındaki oğlu Jayden'ın son röportajına Instagram'da paylaştığı iki dakikalık bir ses kaydıyla cevap verdi.
Spears'ın eski eşi Kevin Federline ve çocukları, 4 Eylül'de Avustralya'nın 60 Minutes programına konuk olmuştu.
Ünlü şarkıcının oğlu Jayden söyleşide, dedesi Jamie Spears'ı savunarak "Her baba gibi o da kızı hayallerini gerçekleştirsin diye uğraşıyordu. Bence bazı kişiler kızını ne kadar önemsediğini anlamıyor" dedi.
13 yıl boyunca Jamie Spears'ın vesayeti altında yaşayan ünlü şarkıcı, babasından kötü muamele gördüğünü defalarca dile getirmişti.
Oğlunun Jamie Spears'ı desteklemesine tepkisiz kalamayan Spears, "Babam bana yaptıkları yüzünden hayatı boyunca hapis yatmalı" dedi.
Spears şöyle devam etti:
"Birinizin bile bana birey olarak değer vermemesi beni çok üzüyor. Tanrı bunları yaşamama asla izin vermezdi. Çocuklarımın ve ailemin bana yaptıkları yüzünden artık Tanrı'ya inanmıyorum. Artık ateistim!"
Ünlü şarkıcı, ailesinin her söyleşide "Umarız Britney daha iyi olur, onun için dua ediyoruz" demesinden de bıktığını ifade etti:
"Ne için dua ediyorsunuz? Çalışayım da annemin avukat masraflarını ya da ev harcamalarını karşılayayım diye mi? "
Sonra da oğluna hitap eden Spears "Babanıza her ay 40 bin dolar vermeye devam edebileyim diye mi daha iyi olmamı istiyorsun? Yoksa bana acı çektirmenizin sebebi iki yıldır para vermemem ve hiçbir şey alamamanız mı?" dedi.
Britney Spears ve oğulları arasındaki gerilim, eski eşi Federline'ın geçen ayki röportajında çocukların anneleriyle aylardır görüşmediğini dile getirmesiyle başlamıştı.
Spears, son bir aydır yaptığı paylaşımlarda sık sık oğulları Jayden ve Preston'a seslenerek onlarla arasını düzeltmeye hevesli olduğunu dile getiriyordu.
Ünlü şarkıcı, dün paylaşıp sonradan sildiği ses kaydında çocuklarına karşı ilk kez bu kadar sert konuştu. 
Independent Türkçe, Radar, 60 Minutes



Yanlış bilgileri çürüten gazetecilere güvenin azaldığı tespit edildi

Araştırmacılar, yanlış haberleri çürütmek için yeni yollar aranabileceğini söylüyor (Pexels)
Araştırmacılar, yanlış haberleri çürütmek için yeni yollar aranabileceğini söylüyor (Pexels)
TT

Yanlış bilgileri çürüten gazetecilere güvenin azaldığı tespit edildi

Araştırmacılar, yanlış haberleri çürütmek için yeni yollar aranabileceğini söylüyor (Pexels)
Araştırmacılar, yanlış haberleri çürütmek için yeni yollar aranabileceğini söylüyor (Pexels)

Yanlış bilgileri çürüten gazetecilere daha az güvenildiği ortaya kondu. Hatta okuyucu bilginin yanlış olduğundan şüphelense bile, gerçeği ortaya çıkaran gazeteciye pek güvenmiyor. 

Medyaya güven azalırken dezenformasyonun arttığı bir dönemde hatalı bilgileri düzeltmek de zorlaşıyor.

Yayın kuruluşları ve gazetecilerin taraflı olduğu düşüncesiyle insanlar okudukları haberlere temkinli yaklaşıyor. Daha önceki çalışmalarda veri doğrulamanın yarattığı etkiyle ilgili çelişkili sonuçlar çıkmıştı. 

Yanlış haberleri çürütmenin ne kadar işe yaradığı ve neden etki yaratmadığını öğrenmek isteyen araştırmacılar bir çalışma yürüttü.

Communication Research adlı hakemli dergide yayımlanan çalışmada 691 katılımcıya siyasi ve ekonomik haberler okutuldu. Bu haberlerde evsizlik oranlarından fentanilin aşırı doz ölümlerindeki etkisine kadar çeşitli iddialar yer alıyordu.

Bunların doğruluğuna ne kadar inandığını belirten katılımcılar daha sonra bu iddiaları onaylayan veya çürüten doğrulamayı okudu. Ardından bu doğrulamayı yapan gazeteciye ne kadar güvendikleri soruldu. 

Daha sonra bazı ürünlerle ilgili bilgiler içeren yazılarla aynı çalışma yürütüldü. Bu sefer verilen doğrulamalara "doğruluk kontrolü" işareti konmadı. Araştırmacılar bu sayede duyulan güvenin bu etiketten etkilenip etkilenmediğini anlamaya çalıştı.

İki çalışmanın sonucunda da yanlış bilgileri çürüten gazetecilere duyulan güven kayda değer derecede daha azdı. Katılımcılar inandıkları düşünceyi doğrulayanlara daha çok güvenirken, diğerlerinde daha fazla kanıt talep ediyordu. 

Çalışmanın yazarlarından Randy B. Stein, PsyPost'a yaptığı açıklamada "Halk genel olarak gazetecilere güveniyor ve doğrulayıcı makalelere duyulan güven epey yüksek" diyerek ekliyor: 

Yani klişe düşüncenin aksine, halkın doğruluk kontrollerine ve gazetecilere hiç güvenmediği doğru değil ancak düzelten/çürüten makalelere yönelik daha fazla şüphe var.

Araştırmacılar buradaki düzeltmenin, yayın kuruluşlarının haberlerindeki hataları düzeltmek için yayımladığı tekzip metinleri olmadığını ekliyor.   

Bilim insanları ilginç bir sonuçla da karşılaştı: Katılımcılar bir bilginin doğruluğundan şüphe etse bile bunu çürüten gazetecilere güvenmiyordu. 

Araştırmacılar bir haberin çürütülmesinin şaşkınlık yaratması, insanların onaylamaya kıyasla daha çok kanıt araması ve gazetecilerin taraflı davrandığından şüphelenmesinin buna yol açtığını düşünüyor. 

Şaşırtıcı bir diğer bulguysa, haberin çürütülmesi katılımcıların iddiayla ilgili düşüncesini değiştirmesine karşın gazeteciye güvenleri yine de sarsılıyordu. 

Stein, "Yanlış bilgileri düzeltmeye çalışan gazetecilerin (ya da herhangi birinin) aleyhine bir durum var" diyor. 

Araştırmacılar, halkın yanlış bilgileri çürüten haberlere nasıl ve neden güvenip güvenmediği üzerine daha fazla araştırma yapılması gerektiğini belirtiyor.

Makalenin yazarları, Conversation için kaleme aldıkları yazıda şu ifadeleri kullanıyor:

Gazetecilerin önündeki zorluk, bilgiyi çürüten biri gibi görünmeden bunu nasıl çürüteceklerini bulmak olabilir.

Independent Türkçe, PsyPost, Conversation, Communication Research